40- Tırmanma duvarına gideceksin!
Mekan: Tırmanma duvarı
Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
Tırmanma duvarını severdim. Üzerinden lavların akmasının benim için bir sorun arz etmiyordu. Ta ki o günne kadar
Sabah yeni kalkmıştım. Onca yani çaylak sinirimi bozuyordu. Önümden geçen melezlere kafalarını kırma sözü verip ilerlerken belki dedim. Keyfimi yerine getiren şey tırmanma duvarı olabilirdi. Lavların aktığı o kocaman dağın tepeye tırmanmak için elerimi çıkıntıya koydum. Kendimi yukarı çekip ayaklarımı yerleştirdim. Aynı şeyleri tekrar ederek yukarı çıkmaya başladım. Şimdilik gayet kolaydı. Lavlar gelmeye başlayınca Yandaki çıkıntıya atladım. Uzun zamandır birşey yapmıyordum. Hamlamıştım. Atlarken elerimi çıkıntıya koydum ayaklarım için daha çıkıntı bulamamıştım. Bir elim kaydı. Tek elimle havada kalmıştım.
''Ahh!!'' diye sinirle kendimi yukarı çektim.Ama başaramadım. Tekrar denemek için derin bir nefes aldım. Sol elimide bir çıkıntıya koyunca tırmanmak için yukarı baktım.
''Olamaz!!'' gene lavlar geliyordu. Zaten yarım yamalak tuttuğum Yeri bırakıp yana atladım.Bu safer çıkıntıları bulmuştum ama daha fazla gelen lavı farketmedim. Ordan buraya atlayarak tırmanmaya devam ettim. Biraz daha çıkmıştım ki gelen sıcak buhar yüzünden iyi nefes alamıyordum. Genede devam ettim. Dağın tepesine az kalmıştı ki. Lanet olasıca lav koluma damladı. Acı ile kolumu çektim. Dengemi kaybettim. Düşüşe geçtim. Yerle bir olduğumda her yanım ağrıyordu.
Melez olmasam ölürdüm ama sadece
''Kolummm ahh yardım edin!!'' kolumu kırmıştım ki bu pek iyi değildi...