"Sence kendime mi bakıyorum? Neyse, artık gidelim." Bu da ne demek oluyordu şimdi? Leo'nun aynada birini görme gibi abuk bir gücü mü vardı? Olmadığını biliyordum. Meraktan çatlamak üzereyken, Leo'nun itmesiyle düşüncelerimden sıyrıldım ve ahırlara gitmeye başladık.
Ahırlara vardığımızda, doğruca Darcell'in bulunduğu bölmeye gittim, ve uzun zamandır görmediğim pegasusumun başını okşadım. Ona cebime önceden koyduğum küp şeker ve havuçlardan verdim, daha sonra onu alarak ahırların dışına çıktım. Arkama bir an bile bakmadan Darcell'in sırtına bindim, ve Leo'nun da yerleşmesiyle havalandık. Bir kaç saniye uçtuktan sonra, dönüp yanımda uçan Leo'ya baktım. Göz göze geldik bir an, sonra Leo'nun gözleri yavaşça kapandı, ve pegasusundan düşmeye başladı.