Ah yine iğrenç bir gün daha başlıyor. Ailemsiz iğrenç bir gün. Üstümü giyindim çantamı aldım ve odamdan çıktım. Yurt kapısının önünde durdum. Bahçedeki banklardan birine oturdum ve hayatımı düşündüm. Buraya nasıl gelmiştim ? Nasıl bu yurttaydım ? Ailem nerdeydi ? . Bunun gibi birçok soru daha vardı beynimde. Derse gitmek için yerimden kalktım ve yurdun yanındaki okuluma yürümeye başladım. Üniversitede okuyordum. Burada çok iyi dostlarım ,çok iyi öğretmenlerim vardı. Her birini ayrı ayrı seviyordum ama biri benim için çok farklıydı. Profösör Mathew. Beni yurduna alıp burda okumamı sağlamıştı. Her derdime koşmuş bana bir baba şefkati göstermişti. Annemi ve babamı hiç tanımamıştım.
Üniversitede tarih bilimi okuyordum. En sevdiğim tarih Yunan Mitolojisiydi. Tanrılar , Tanrıçalar, Yarıtanrılar ... Tarih dersine girdim ve derste bir elim sürekli havada diğer elim ise sürekli yazı yazmakla meşguldü. Bazı insanlar tarihten nefret eder. Tarihi sevenlerden de nefret eder. Ama hepsine inat ben tarihe aşık bir insanım. Ders bitti. Arkadaşım Bonnie ile dışarı çıktık. Okulun en yakışıklı çocuğu karşımda duruyordu. Benimle konuşmak istediğini söyledi. Bonnie 'ye birazdan geleceğimi söyledim ve Stefan'la yürümeye başladık. Bana '' Bak Natalie . Senden çok hoşlanıyorum . Daha önce hiç kimseden bu kdar çok hoşlanmamıştım. Benim yakışıklı,zengin,havalı biri olduğumu düşünüyorsun. Dışarıdan bakılınca evet öyleyim.Ama beni tanımanı istiyorum. Seninle bir şeyler yaşamak istiyorum. Yani kısacası sevgilim olur musun ? '' dedi. Ağzım açık kalmıştı . Şaka gibi geliyordu. Okulun en popüler çocuğu bana çıkma teklifi etmişti . Bana ! Benim gibi bir zavallıya .Ama o bana çıkma teklifi ettiğine göre zavallı olamazdım. Ve sonra ona şöyle dedim ''Bende senden çok hoşlanıyorum. Ve seni tanımak istiyorum. Bonnie bunu söylediğimi duyarsa beni öldürür. Çünkü senden gerçekten hoşlanmıyor. Neyse bunu dememeliydim belkide.Of neyse heyecandan ne diyeceğimi bilemiyorum. Kısacası teklifini kabul ediyorum. '' Daha sonra bana ''Ah Natalie beni dünyanın en mutlu insanı yaptın. Seni çok seviyorum.Şu Bonnie konusuna gelirsek bende ondan hoşlanmıyorum . çok itici bir kız. Bir gün ona müdürün odasını sorduğumda bana bağırmıştı .'' dedi. '' Olur öyle şeyler .'' dedim. Ve beni yurda bıraktı. Yukarı odama çıkarken Bonnie 'ye bunu nasıl anlatacağımla ilgili bir konuşma hazırlıyordum. Aslında bu kadar stres yapmama gerek yoktu . Pat diye söyleyecektim. Odamın kapısını açıp içeri girdim. Bonnie camın kenarında arkası dönük bir şekilde bekliyordu. Bana döndü ve ''Onunla çıkıyorsunuz değil mi ? '' dedi. Başımı evet anlamında salladım. ''Ah kahretsin ! Natalie nasıl yaparsın böyle bir şeyi . O çocuğun ne kadar iğrenç biri olduğunu bilmiyor musun ? '' dedi. ''Bonnie bunu nerden biliyorsun ki ! Onunla hiç tanıştın mı ? Hayır tanışmadın . Lütfen bırak da onu tanıyayım .'' dedim. ''Peki Natalie tanı bakalım onu. Ama seni üzerse karşısında beni bulur bunu da iyi bilsin ! '' dedi. Ve odadan çıktı. Odada yapa yanlız kaldım. Oturup biraz düşünmenin vakti gelmişti. Ailem beni bu yurdun kapısının önüne çok küçükken bıraktı. Onları hiç tanımadım. Bu çok acı bir şey. Peki neden beni bırakmışlardı ki ? Zorları neydi . Profösör beni sahiplenmeseydi belkide şu anda sokaklarda sürünüyor olacaktım. Cep telefonuma baktım . 1 cevapsız arama : Gizli Numara. Acaba kimdi ? Dalga geçmek amacıyla araöışlardır kesin. Biraz rahatlamak için duşa girmeye karar verdim. Banyoya girdim ve duş yaptım.
Odamdan çıktım. Bonnie ile sözleşmiştik.Havuza gidecektik . Bonnie ile buluştum ve havuzun yolunu tuttuk.Havuza vardığımızda nerdeyse bütün okulun orda olduğunu gördük. Üstümüzü çıkarıp havuza atladık. Ben çok iyi yüzme biliyordum. Ama Bonnie o kadar iyi değildi. Onun için boyumuzu aşan yerlere gitmedik. Havuzda çılgınlar gibi eğleniyorduk. Taki Bonnie boyunu aşan yerlere gidene kadar . Ona hemen buraya gelmesini söyledim . Ama gelmiyordu. Keçi inadı tutmuştu yine. 'Of iyi gelme tamam.' dedim. Ve havuzdan çıktım. Bonnie hala havuzdaydı. Bne güneş kremimi sürdüm ve güneşlenmeye başladım. 15 dk. geçti. Havuzdan çığlık sesleri gelmeye başladı. Hemen kalktım ve havuza baktım. Can çekişenin Bonnie olduğunu gördüm .O boğuluyordu. Hemen havuza atladım ve Bonnie 'yi çıkardım. Ama hayır nefes almıyordu. Nasıl olabilirdi böyle bir şey. Hemen kalp masajı yapmaya başladım. İlk yardım eğitimi aldığım için şükrediyordum. Kalp masajı işe yaramıştı Bonnie nefes almaya başlamıştı . Ama gözlerini açmıyordu. Hadi Bonnie aç gözlerini. Lütfen . Bunları içimden söylüyordum . Gürültülü bir şekilde söylesem şok geçirirdi herhalde. Ve sonunda Bonnie gözlerini açtı. Ah Bonnie sonunda! Sonra öksürmeye ve ağzındaki suyu boşaltmaya başladı. Bir daha asla havuzda Bonnie 'yi yalnız bırakmayacaktım. Bonnie 'yi aldık ve şezlonglardan birine yatırdık. Bonnie bura 5 dk. daha kalmak istemediğini söyledi ve havuzdan çıktık . Bir taksiye bindik ve Bonnie 'yi yurda bıraktım. İiyi olduğunu ve biraz yalnız kalmak istediğini söyledi. Yurttan çıktım. Benim de yapacak bir işim vardı . Prof. Mathew 'ı bulacaktım. Bana herşeyi en başında anlatmasını isteyecektim. Prof. binasına doğru yürümeye başladım .Etrafta kimse yoktu. Müzik çalarımı aldım ve müzik dinlemeye başladım. Sonra aniden önüme bir şey çıktı . Böyle garip iki kafalı küçük bir canlı . Hayal görüyorum herhalde diye düşündüm ve yoluma devam ettim. Müzik dinleyecek keyfim kalmamıştı. Müzik çalarımı çantama koydum. Ve hayatımda duyduğum en iğrenç sesi duydum . ''Hırr !'' . Evet şimdi gerçekten çok korkmuştum .Arkamı döndüğümden o ufacık hayal ürünü sandığım hayvanın çok büyük bir canavara dönüştüğünü ve bana hırladığını gördüm. Şimdi işim bitmişti. Ya bu çok kötü bir rüyaydı . Yada kafayı yiyordum. Ki bunun gerçek olduğunu koluma kocaman ve derin bir yara açana kadar anlamamıştım. O yaradan sonra acıdan mı bilmiyorum ama yere yığıldım. Ormandan bir insan geldi ve onu iki kılıç darbesiyle öldürdü. Ama o insan değidi . Böyle karmaşık insan keçi karışımı bir şeyid. Oha ! Yunan mitolojisinden fırlamış gibiydi. 'Sen nesin böyle !' dedim ve bayıldım.
Gözlerimi revirde açtım . Karşımda o duruyordu. Yunan mitolojisinde ona satir deniyordu. Bana o dersinin gördüğüm şeylerin gerçek olduğunu ve melez olduğumu söyledi.