Sevdiklerinin çoğu İtalya'dayken ölmüştü zaten.İtalya'nın ücra yerlerinden birinde oturuyordu,İtalya'ya yenik düşmüş bir yerdi orası.Zengin lafını bırakın ekmek almak için herkesin uğraş vermesi gerekirdi.Etrafta boş yere dolaşma dahi yasaktı.Tek bir sevdiği arkadaşı vardı,hayata onun sayesinde tutunuyordu.Annelik yapıyordu Melez Kampı'na gelmeden önce.Yanlış anlamayın evli değildi fakat babasının annesi gittiğinden beri-doğduğundan beri- babası yarı ölüydü.Kardeşine bakmak onun işiydi.Şimdi ise kardeşine çok yakın arkadaşı olan Jake bakıyordu.Jake onun her şeyiydi,hayatında bir tek Jake ve kardeşi Rose bulunuyordu.Onların dışında kimsesi yoktu,büyüdüğü yerde arkadaş edinmek neredeyse imkansızdı zaten.Jake ile yasak olan ormanda tanışmışlardı.Kendisi de Jake de avcıydı zaten.O,yanında özgür olabildiği tek kişiydi.Bulunduğu yer hakkında konuşmak,kötü konuşmak yasaktı.Direk hapisti cezası.Yasak ormana avcı olması sayesinde giriyordu,hayvanları vuruyor,onları satıyor veya değiş tokuş yapıyordu.Evdeki yemekleri de kendisi yapıyordu zaten.Kardeşi on iki yaşında olmasa avcılık da yapamazdı.Açlıktan ölürlerdi üçü de.Babasının kendilerine bakmadığını bilseydi bakanlık kardeşini de kendisini de çocuklar için yapılmış bir yere tıkarlardı.Bu yüzden bunu asla bildirmezdi.Kardeşi Rose'u bırakmak gerçekten çok zor olmuştu onun için.Kendisi melezse kardeşi nasıl olmuyordu?Ya da öyleydi de vakti mi gelmemişti.Bilmiyordu.Zaten hala bir çok soru vardı yanıtsız kalan...