Steward Thurstan Ares'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 326 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: İşgüzâr Görüntülerin Doğurduğu Sonuç Paz Tem. 17, 2011 5:27 am | |
| - Spoiler:
19- Medusa'ya bir macera yaşayacaksın. Mekan: 'Em' Teyze'nin Mağazası veya Yeraltı-Medusa'nın ini. (veya ikisi birden) Katılacaklar: Sen ve istediğin arkadaşların.
-Pegasus Ahırında-
-Gel Niel, ses çıkarma! Steward, sabahın ilk ışıklarıyla yatağından kalkıp ailesini görmek için kendisine saçma gelen bir işe girişmişti. Ahıra gidip pegasusunu çıkardı. Niel, sabahın köründeki rahatsız edilmesinden hoşlanmış değildi ki bunun üzerinde kişneme koyuverdi. "Yapma Niel, hadi ama dostum!" dedi Stew, onu gaza getirmekti isteği ne kadar da Niel haklı olsada. Ancak en sonunda pegasusunun üzerine, kanatları arasında binmeyi başarmıştı. Niel bu işgüzarlıktan hiç hoşlanmamıştı ama yinede kanatlarını sonuna kadar açıp göğe doğru yükselmeye başlamıştı. Steward, içinden hızlı olmak için Hermes'e, işlerinin rast gitmesi içinde Zeus'a dua etti. Niel kanatları artık daha bir iştahla çırpmaya başlamıştı ki artık gözleri birşey göremez oldu. Şimdi bulutların arasına adeta yüzüyorlardu.
Em' Teyze'nin Mağazası
Artık kampın korumasından çıkmışlardı. Kendisine güveni yerine gelen Aresoğlu aklına gelen Tanrı ve Tanrıçalara dualar ve övgüler yağdırmaya devam ediyordu. Niel, artık iyice sevecen bir hal almış, uçuşunda bile garip ama güzel bir değişime yer vermişti. Tam da herşey yolunda gidiyordu ki, Steward'ın kulağına belirli aralıklarla çıkan ve giddikçe yaklaşan bir ses gelmeye başladı. Etrafına baktı ancak bulut kümelerinden birşey görmesi olanaksızdı. Eğer biz onu göremiyorsak o da bizi göremez diye düşündü. Ancak bu tam da doğru değildi. Ses tam olarak karşı istiklamatten hızla yaklaşıyordu. Kulaklara zarar sesi tahammül edilemecek kadar arttığında biraz ileride bulut kümlerin arasında belli belirsiz kocaman çelik bir gövde belirmeye başladı. Steward, başına ne geldiğini anladığında Niel'in yelesini sıkıca kavradı;"Hemen yere in Niel! Yere in!" diye bağırdı. Kendi sahip oldukları hızlarıda hatrı sayılır derecedeydi bu yüzden bağırması gerekti ki Niel zaten onu hemen anladı ve harekete geçti. Adeta bir serbest atlama yaptı. Az önce bir yolda yürüyordu ve şimdi bir uçuruma geldiler, Niel'de kendisini bu uçurumdan atıverdi sanki.
Serbest dalıştayken, Steward gözlerini kapattı ta ki; Niel'in toynakları yere değene kadar. Şimdi ise etrafta heykellerin bulunduğu garip bir yerdeydiler. Niel nedense biraz kıpırdamaya başlamıştı. Stew'in ardı arkasına ona sakin olmasını fısıldadığında bile kıpırdamaya devam etti. En sonunda Stew, onun sırtının ağrıdığı kanısına vardı bunun üzerine kendisini yere attı. Bir süre Niel'i gözlemledi ama onda bir değişme olmadı. Hala huysuzdu. Niel, yer yer şaha kalkıp toynaklarını yere sertçe vuruyor yer yer kanatlarını açabildiği kadar açıp çırpınıyor. Stew bunlara anlam veremedi en sonunda nerede olduklarını merak eddince etrafına bakma fırsatı olmadan birisi omzuna dokundu. El, yumuak ve kadınsıydı. El kreminin kokusu Stew'in burnuna kadar geliyordu. Stew ayağa kalkıp kadına baktığında önce şaşırdı saçında büyük bir sarık vardı. Gözleriyse büyüksiyah bir gözlükle perdelenmişti. Stew, kadının yüzündeki diğer açık yerlere baktı, gayet güzel görünen bir cildi vardı, neden saklamak istesindi ki? "Merhaba yakışıklı, pegasusuna sahip çıkamadın mı yoksa?" Kadının sesi dikkat çekici derece biraz da olsa tüyleri ürpertici bir tınıda ve soğuktu. Stew, kadının da onların tarafında olduğunu anladı. Bu içine büyük bir rahatlama getirdi. Yoksa sıradan birisinin her gün kanatlı bir at görmesi alışıkdık birşey değildi. Stew, artık rahattı, aynı durum Niel için de geçerli olsaydı keşke ama o yine az önceki huysuzluğundan hiçbirşey kaybetmemişti. Kadın hala yanlarındaydı yine aynı sinsi tınıda konuşmaya başladı. Aynı zamanda Niel'e doğru yönelmişti. "Ne kadar da güzel bir yaratık. Senin sahibin ben olmak isterdim hemde sonsuza kadar, aslına bakarsan bunu yapabilirim hemde şimdi. Ancak nedense Aresoğluna karşı içimde daha önce kimseye hissetmediğim birşey hissettim. O sadece bir çocuk ve babası da benim düşmanın değil, hiç olmadı. O yüzden hadi artık gidin!" Stew kadına bakakaldı, Niel yanına geldi ve hemen sırtına atladı. Niel kanatlarını açtı artık havalanmaya hazırdı. Kanatlarını bir kere çırptı toynakları yerden kesildi. "Bekle, kimsin sen?" "Ben mi? Ben Em Teyze'yim."
Ama bundan ileri bir konuşma olmadı artık Stew ve Niel havadaydı. İvme kazanarak gittikçe yükseliyorlardı. Stew uzaktaki binaları seçebiliyordu evine gidip süpriz yapacaktı.
PS: bir sorundan dolayı rp düzensiz oldu, çözemedim...
| |
|