Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Wohoo! Dans, dans, dans...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Edei Ailis Lindgren
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Edei Ailis Lindgren


Mesaj Sayısı : 14
Kayıt tarihi : 19/06/11

Wohoo! Dans, dans, dans... Empty
MesajKonu: Wohoo! Dans, dans, dans...   Wohoo! Dans, dans, dans... Icon_minitimePtsi Haz. 27, 2011 10:15 am

Yatağından usulca doğruldu Edei. Ah, ne kadar da güzel bir gündü. Perdenin kapalı olmasına rağmen güneş ışığı kolayca odaya girebiliyor, dansını sergileyerek Edei’i büyüleyebiliyordu. Birden irkildi. Ah, nasılda büyülüyordu güneş ışığı onu. Yavaşta doğruldu. Minik, pembe, pofuduk terliğini geçirdi ayağına. Odasını seviyordu. Çok ferah ve havadardı. Kendisini bir başka hissediyordu bu mekanda. Özellikle halısına bayılırdı. O kadar pofuduk ve yumuşak bir dokusu vardı ki. Pegasus’u Gagacorn’un tüylerinden bile daha pamuksu idi. Birden aklına halıya uzanmak ve orada biraz daha uyuklamak istedi. Ama bunu yaparken üstünde kıyafet olmamalıydı. Böylece o pamuksu dokuyu tüm vücudunda hissedebilirdi. Kıyafetlerini bir sitriptiz kızı edasıyla bir yana savurdu, ve çırılçıplak halının üzerine uzandı. Her zaman bu halının üstünde vakit geçirmeye bayılırdı. Bir keresinde tam 5 saat boyunca orada yatmıştı.

Ah, zaman nasılda akıp geçmişti öyle. Telefonundaki ajanda’nın alarmı da olmasa herhalde tüm günün halıda geçirecek, sabaha kadar orada uzanacaktı. Ayağa kalktı, ajandası ona arkadaşı Cho’yu ziyaret etmesi gerektiğini hatırlattı. Daha önceden sözleşmişlerdi, bugünlerini birlikte geçirecek, eğlenebildikleri kadar eğleneceklerdi. Hazırlanmalıydı, aslında ona kalsa, bu çırıl çıplak haliyle arkadaşını ziyaret etmeye gidebilirdi. Fakat, kulübesinden böyle çıkamazdı, bu insanların onunla dalga geçmesine sebebiyet verebilirdi. Hemen dolabını açtı. Oldukça büyük bir dolabı ve bu dolabı dolduran binbir çeşit kıyafeti olmasına rağmen, hala ne giyeceğin hakkında karar vermekte zorlanıyordu. Sonunda aklına gelen muhteşem bir fikirle aydınlandı beyni. Bacaklarını çok seksi bulduğu için, dar bir mini şort giyecek, böylece bacaklarını sergileyebilme şansına erişecekti. Üzerine ise, oldukça dekoltesi olan; transparan bir bluz giymeyi tercih edecekti, bluzu sanki şeffaf bir kumaştan yapılmıştı. Vücudu tamamen görünüyordu.. Bu yüzden göğüs uçlarını kapatmak için bir siyah çift bant yapıştırdı göğüslerine. Aynı Lady Gaga'nın yaptığı gibi. Her şey artık hazırdı. Turkuaz renkli peruğunu taktıktan sonra, oldukça koyu bir makyaj yaptı. Şuan tam anlamıyla, kendisine moda ikonu olarak örnek aldığı Lady Gaga’ya benziyordu. Ah, unutmadan, 35 cm. uzunluğunda olan topuklu ayakkabılarını giymeyi de unutmadı. Artık tam anlamıyla hazırdı.

Çantasını aldı, ve hızlı adımlarla odasını terketti. Odasından çıkarken kapıyı yavaşça çekti, ve anahtarı ile kilitledi. Her zaman kapısını bu şekilde kilitlerdi, çünkü oldukça değerli eşyaları ve muhteşem aksesuarları vardı. Bu eşyaların zarar görmesini, ve karıştırılmasını hiç istemiyordu. Bu belki de hayatında istediği en son şeydi. Kapıyı kilitledikten sonra, merdivenleri koşarak indi. Kulübenin salonunda oturan insanlara selam bile vermeden hızlıca çıktı kulübeden. Ah, az önceki o muhteşem güneş yerini bulutlara bırakmış, bulutların o karanlık dokusu yüzünden hava kararmıştı. Edei, bu durumu farkedince mutluluktan Haba Haba dansı yapmaya başladı. Hedefi Artemis kulübesiydi, Cho burada ikamet etmekteydi. İlk kez bu kulübeyi ziyaret edeceği için, hiç gergin değildi. Hatta kendisini ilginç bir şekilde iyi hissediyordu. Kulübeye doğru ilerlerken hala dans etmeye devam ediyor, hızlı adımlarla yağmur damlalarına eşlik ediyordu sanki. Ah, birde ne görsün. İşte, tam karşısında o muhteşem, ilginç, büyük, görkemli, insanın içinde içki içme isteği uyandıran kulübe, Artemis kulübesi tam karşısındaydı. Koşarak kapıya yöneldi, ve zarif bir biçimde kapıyı tıklattı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maggie Gladhell
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Maggie Gladhell


Mesaj Sayısı : 168
Kayıt tarihi : 04/05/11

Wohoo! Dans, dans, dans... Empty
MesajKonu: Geri: Wohoo! Dans, dans, dans...   Wohoo! Dans, dans, dans... Icon_minitimePtsi Haz. 27, 2011 10:27 am

    Güneş yine turuncumsu rengine bürünmüş gökyüzünü büyük bir ihtişamla aydınlatıyordu. Genç kız odanın içinde ki küçük detaylara yeniden göz gezdirdikten sonra her şeyin hazır olduğuna kanaat getirdi. Aslında diğer günlerden pek bir farkı yoktu, sadece Edei ile eğleneceklerdi. Masanın üzerine çıkardığı küçük bardaklar ve yanında duran kokteyler oda da tek ilginç görünme sahip olduğu söylene bilinirdi. Duvarda ki büyük yay ve ok takımı harici, kulübenin etrafını kuşatmış av silahlarını saymayacak olunsaydı. Her ne kadar Cho için artık sıradan bir şey gibi görünse de bir başkası gizli bir örgütün kulübeyi kuşattığını düşüne bilirdi. Ziyaretçi anlamında aslında bu silahlar onun oldukça işine yarıyordu. Davetsiz biri için her zaman elinin altında duran winchester her zaman yardımcısı olmuştu. Fakat bugün ihtiyacı olduğunu düşünmüyordu, pencerenin kenarından pusuda bekleyen gözlerini çekerek odasına gidip hazırlanmaya başladı. Dolabını açtığında neredeyse gökkuşağının renklerinin sıralamasına göre düzenlenmiş giysileri oldukça ilgi çekici duruyordu. Geçen gün kardeşlerinden birinin kırmızı elbisesini yeşilin yanına koyduğu aklına geldikçe çığlık atası geliyordu. Her şeyin bir düzeni vardı sonuçta, zaten Olimpos’ta Tanrılar arasında ki kaosta bu düzensizlikten gelmiyor muydu? Bir yolunu bulsa beklide dilekçeyle şikayet edecekti, heyhat onu tınlayanın olmadığını düşündükçe vazgeçti. Mini şotunun üzerine, dolabında ki elbiselerini anımsatan gökkuşağına benzer renkli bir tişört giydi. Saçlarının arasına yine gökkuşağını anımsatan renkli tokalardan takıp ayna karşısına son bir kez baktı. Kesinlikle Afrodit onu kıskanacaktı, zaten kıskansa da umursamıyordu. Ayağına geçirdiği topuklu ayakkabılarıyla artık bir bütündü. Bugünü topuklu ayakkabı günü ilan etmişlerdi Edei ile…

    Kapıyı açınca karşısında adeta modayı baştan yaratan arkadaşını rastlayınca sevinci bir kat daha arttı. Gözü Edei’nin topuklularındaydı. Tanrım ondan uzundu! Her ne kadar Cho’nun canı ayakkabılarının boyutunun Edei’nin kinden yedi santim daha kısa olmasından ötürü morali bozulmuş olsa da belli etmedi. Samimi bir tavırla içeri davet etti. Müziğin sesi sonuna kadar açıktı, Tanrılara şükran yemeği vermeliydi ki kardeşleri bugün avdaydı. Bundan ötürü diledikleri gibi eğleneceklerdi. Masanın üzerinde ki kokteylleri bardağa koyarak bir tane alıp direk olarak içti. Edei’ye dönerek?
    “Bardakta ki kokteylleri kim önce bitirecek diye yarış yapmaya ne dersin?”

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Edei Ailis Lindgren
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Edei Ailis Lindgren


Mesaj Sayısı : 14
Kayıt tarihi : 19/06/11

Wohoo! Dans, dans, dans... Empty
MesajKonu: Geri: Wohoo! Dans, dans, dans...   Wohoo! Dans, dans, dans... Icon_minitimePtsi Haz. 27, 2011 10:41 am

Ah, sonunda uzun bir bekleyişin ardından kapıyı açmıştı biricik Cho. Aman tanrım, ne kadar muhteşem görünüyordu. Moda anlayışımız, birbirine çok yakındı, dolabımızın genişliğide. Bugün topuklu giyme günü olduğunu unutmamış olmalı ki, oldukça uzun ve hoş bir topuklu seçip giymişti. Edei'i içeri davet etti Cho. Kibar bir sağ ayak darbesi ile, bir ayağını diğer ayağının önüne koyarak, görkemli bir şekilde içeriye girdi Edei. Kulübedeki avcıların hepsinin şans eseri bugün kulübede olmamaları ayrı bir mutluluk kaynağıydı Edei için. Artemis kulübesine ilk kez geliyor olmasına rağmen, etraf onun hoşuna gitmişti. Odaya girer girmez, duvardaki av aletlerine yöneldi. İri gözlerini açtı, ve bir süre aletlerin neden orada olduğunu idrak etmeye çalıştı. Sonunda anlamıştı, doğru ya! Burası, avcıların kulübesiydi.

Cho ile birlikte masaya yöneldiler. Gerçekten hoş bir masa idi. Tamamen ahşaptan yapılmış, parlak ve temiz.. Temiz olan her şeyi çok severdi. Sanırım, temizlik takıntısı vardı. Pis olarak kabul edebileceği tek şey, odasında bulunan pofuduk halıydı. Halısının bir adı bile vardı. Ona, Mama diye sesleniyordu. Küçüklüğünden beri yanından ayırmıyor gittiği her yere götürüyordu onu. Bir süre sonra bardakları idrak edebildi. Gaga adına, ne kadar da bardak vardı öyle. Cho'dan gelen çılgın teklifi tabiki kabul edecekti, böyle bir teklife kim hayır diyebilirdi? Önünde duran bardaklardan birisini aldı, ve bir yudumda tüm bardağı bitirdi. Her bardağın ardından, yeni bir bardak daha alıyor, ve tüm içkileri içiyordu. Sanırım bugün onu Hermes bile durduramayacaktı..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Wohoo! Dans, dans, dans...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Rüzgarla Dans

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Kulübeler :: Artemis Kulübesi-
Buraya geçin: