Arenaya normale göre erken gelmişti Aldrick. Yanlarında ağabeyleri Marcus ve Leonard vardı ve kendi savaş taktiklerini anlatıyorlardı. Aldrick ise bunları kullanmayacağını bilse bile dinliyordu. Eğer savaş anında ağabeylerinin söyledikleri aklına gelirse bunu kullanacağını düşünüyordu. Fakat, ilk önce kendi tarzıyla savaşmayı deneyecekti. Belki de en iyi savaşma tarzlarından birisi kendisinindi ama bunu kimse bilemezdi Aldrick savaşmadan.
Aldrick’in aklında hep aynı şey vardı. Kevin bu düellonun eğlence amaçlı olduğunu söylüyordu. Fakat Aldrick hayatı boyunca bir karşılaşmanın eğlence niyetli olmadığını biliyordu. Aslında Kevin’ın da böyle düşündüğüne inanıyordu. Klasik “ Dostluk kazansın. “ mesajları vermişti ikisi de. Ama bu böyle olmayacaktı. En azından Aldrick böyle düşünüyordu.
Aldrick düşünmeye devam ederken Kevin’ın geldiğini gördü. Arkasında neredeyse melez kampının yarısı vardı. Ağabeylerine öyle bir bakış atmıştı ki, ağabeylerinin ona güven vermesini gerekiyordu. Eğer vermezlerse, düelloya çıkacak cesareti bile bulamayacağını biliyorlardı. Bu yüzden ağabeyi Leonard “ Hey , sakin ol . Sen Carter’sın, çoğu zaman böyle durumlarla karşılaşabilirsin. Çünkü hiç kimse en iyileri sevmez “ diyerek gerçekten de Aldrick’e cesaret getirmişti.
Üstündeki ağır zırh ve kılıç yüzünden daha düello başlamadan terlemişti. Düelloya başlamadan böyleyse, düello anında ne yapacağını bilmiyordu. Yanında ne olur ne olmaz diye getirdiği hançere bakıyordu . En azından kılıcın ağırlığından kurtulma hesabıyla kılıcını bırakıp hançerini çekmişti. Kevin’ın tarafında herkes buraya bakıyordu. Hançerini havaya kaldırdığında Kevin’ı tutan birisi “ Kevin’ı onunla mı haklamayı düşünüyorsun ? “ deyince herkes gülmeye başlamıştı. Aldrick ise evet diye bağırmak istiyordu ama bağırmamıştı. Her şey düello alanında belli olacaktı.
Etrafına bakınırken ayrıntılara çok dikkat ediyordu. Arenanın her yerinde kılıç sesleri vardı. Taraftarların oturma yerleri aynı amfitiyatroda ki gibiydi. Herkes kılıç seslerini dinleyerek muhabbet ediyordu. Diğer düelloları kimse izlemiyordu , çoğu kişi Aldrick’in rezil oluşunu izlemek için arenaya gelmişti. Aldrick ise rezil olmayacağına emindi . Kendisi Zeus’un
oğluydu ve Dionysos’un oğluyla baş edebilirdi değil mi ?
Hakemleri “ Düello için aşağı inin lütfen “ dediği zaman heyecanı artmıştı. Ağabeyleri dışında herkes Kevin’ın tarafındaydı. Tam aşağı inerken diğer kardeşlerinin de geldiğini gördü. Şu anda tüm Zeus kulübesi arenadaydı ve Aldrick’i izliyorlardı. Ayağını kumlara bastığı zaman neredeyse düşüyordu. Hemen gülüşmeler başlamıştı arenada. Ayağı düello başlamadan yanmıştı. Arenadaki nefes sesleri duyulabiliyordu. Aldrick kimin kazanacağını bilmiyordu . Tek bir şeyden emindi, bu düello çok sert geçecekti.