Her zamanki gibi Vatikan'daki tabutumda uyandım.Havaya baktığımda gece olduğunu anladım.Av zamanı...
Silahımı aldım ve çıktım.Gece soğuk ve sessizdi.Ay ise Dolunay olmuştu.Av vakti yaklaşıyordu.Onların çıkması artık garantiydi.
Arkamdan bir ses geldi.Silahımı çıkardım ve 2 el ateş ettim.Bir sincabı vurmuştum.Yazık oldu sincaba.Neyse yürümeme devam ettim.
Bir çığlık sesiyle kargalar uçtu.Bende çığlık sesinin olduğu yere geldim.Bingo.Bir canavar küçük bir çocuğa saldırıyordu.Canavar ise bir furiaydı.
Canavarın bacağından vurdum.Dönüp baktı.Dikkatini çekmiştim.O sırada çocukta kaçmaya başladı.Furia saldırıya geçti.Pençesi omzuma geldi.Yakıyordu.Göğsüne iki el ateş ettim ve Furia yere düştü.Son hamleyi yapabilirdim.Ama yapmadan önce Furia nın üsteündeki kolyeyi aldım.Ve onu öldürdüm.Kolyeye baktım.Ametistten yapılmış bir kolye.O sırada bir ses duydum.Söyleydi: Aferin yarı tanrı.O kolye bir tanrının kolyesidir.O kolyeyi Manhattan'daki Melez kampına götürmelisin ve babanın bir tanrı olduğunu bilmelisin.Hayatındaki bilmediğin gerçekleri açığa çıkarman gerek...
Sesi tanımıyordum.İLk defa duydum.Ve bir yarı tanrı mı? Hayat çok ilginç.Babam bir tanrıymış bu daha da ilginç.
Zaten yapacak bir şeyimde yoktu.Ve o kişinin dediğini yapacaktım.
Birkaç ay sonra Manhattan'a vardım.Hmmm Vatikan'dan daha ilginç.Neyse.
Haritaya baktım ama öyle bir yer göremedim.Herkese sordum bilmiyorum dedi.İlginç.Tam gidiyordum ki Kolye beni çekti .İlginç
kolye kuzeyi gösteriyordu.Bende o tarafa gittim.Çilek bahçeleri ve bir beyaz köşk gördüm.Ama bir farklılık vardı.Orası Görünmez gibiydi.Ama bir anda her şey bulanıklaştı.Ve here düştüm.Sonrasını hatırlamıyorum...Uyandığımda bir odadaydım.Burası gördüğüm beyaz köşktü.
Geçmişim,benim kim olduğu mu ve bu kolyeyi öğrenmeliydim...