Gözlerimi Cehennemde Açıyorum!

Gözlerimi açtığımda karanlık bir tavana bakıyordum. Yanımda akan bir su sesi vardı. Vücudumu genel bir ağrı kaplamıştı. Zar zor ayağa kalktım. Etrafıma şöyle bir bakınınca şok olmuştum. Bu inanılmazdı! Styks Nehri hemen yanı başımda akıyordu. Nehrin hemen kenarında bir adam oturmuş bana bakıyordu. Belinde bir tabanca asılıydı. Sanırım bu beni kurtaran adam olmalıydı. Tam ağzımı açıp konuşacaktım ki o benden önce davrandı:

''Merheba ben Sirius, istersen sen bana Sir diyebilirsin. Evet seni ben kurtardım Luke. Düşündüğün gibi burası Styks Nehri. Ben bir küçük tanrıyım. Etki alanım ise kurtlar ve silahlar. Babam Ares ve annem Nemessis'tir. Bin iki yüz yaşındayım. Atladığım bir şey var mı?''

Adam zihnimi okumuştu resmen. Nede olsa küçük tanrı! Kendimi garip hissediyordum. Yani bir küçük tanrı beni bulup beni kurtarıyor ve beni yer altı düünyasına götürüyor? Neden acaba?

''Peki Siriu- Sir neden beni buraya getirdin?''


Merakla vereceği cevabı beklemeye başladım.

Neden mi onu buraya getirmiştim? Elbetteki kişisel bir nedenden dolayı değil! Sırf onu eğitmek için onu getirmiştim. Konuştum.

''Bak Luke seni buraya getirme nedenim seni eğitmek. Sende Eontalekes adında bir silah var değil mi? Sana onun gizli yanlarını öğreteceğim. Bana onu uzatır mısın?''

Biraz tereddüt etti ama sonunda silahı kınından çekip bana uzattı. Kılıcı elime aldım. Bu gerçekten ince işçilikti. Bu silah Lidya Ejderinin pullarından yapılıp onun nefesiyle kutsanmıştı. Bu yüzden dört farklı silah olabilirdi. Açıkladım:

''Luke bu silah Lidya Ejderinin pullarından yapılmış. Daha sonra ise Ejder bunu aleviyle dövmüş. Bu silah içinde mükemmel bir potansiyel barındırıyor. Çok hızlı bir silah buda seninle uyumunu pekiştiriyor. Senin bilmediğin kısmı ise bu silah kılıç dışında mızrak, hançer ve yaya dönüşebiliyor. Ben şimdi silahın potansiyel kilidini kıracağım. Bundan sonra ise senin yapman gereken enerjini ona aktarmak ve hangi silahı istiyorsan ona dönüştürmek. Anladın mı?''

Luke başını salladı ve bende konsantre olarak silahın içine nüfus ettim. Enerji akışını engelleyen duvarı ortadan kaldırdım ve silah şimdi tamamen kullanılabilir hale gelmişti. Silahı ona geri uzattım. Luke:

''Herşey için teşekkür ederim Sir. Beni geri götürürsen sevinirim.''

Başımı salldım. Gidip elimi omzuna koydum. Tam bizi buradan götüürecektim ki arkadan hırlama sesleri geldi. Kahretsin,Cehennem Tazıları! Luke Kaçmasını söyledim ve hemen Colt'u çektim...