Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Kaçırılmak | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Hope Temple Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 571 Kayıt tarihi : 20/04/11
| Konu: Kaçırılmak Çarş. Mayıs 25, 2011 9:09 am | |
| İlkbaharın o nefis günlerinden biriydi. Hava ılık ve güneşliydi. Ağaçlık yolda kamp sınırına doğru yürürken derin derin nefes alıyor, güzel kokuları içime çekiyordum. "İyi ki Rüzgar'la gitmemişim" diye mırıldandım. Normalde yetimhanemi ziyarete giderken hep Rüzgar'la gider, onunla dönerdim. Bu sefer normal otobüsleri tercih etmiş, biraz da yürümek zorunda kalmıştım. Ama böylesi daha iyi olmuştu, kendimi çok çok iyi hissediyordum. 100 metre kadar arkamdan üç tane melez geliyordu, üçünü de pek tanımadığım için onlara takılmadım. Derken berbat bir koku almaya başladım. Anında durup bekledim ve yıldızlarımı elime aldım. "Benden çaldığını geri ver bakalım ufaklık!" diye cırladı arkamdan biri. Bu sesi tanıyordum. Ne demeye çalıştığını da biliyordum. Ondan çöktüğüm (tamam çaldığım) küpe şeklindeki kılıcını istiyordu. O kılıç çok zarifti, üstelik çok da kullanışlıydı. Ben o kılıcı hak etmiyorum belki, kılıcımı iyi kullanamıyordum. Ama geri vermeye hiç niyetim yoktu. Onu bir kere alt etmiştim. Şimdi de alt edebilirim diye düşündüm. Yıldızlarımdan yansımana baktım. Yılanları dibime kadar girmiş, saçlarımla oynuyordu. Gözünde gözlüğü yoktu, bu da işimi çok zorlaştıracaktı. İlk hamlem için gözlerimi kapadım ve arkamı döner dönmez yıldızlarımı fırlattım. | |
| | | Gregor Judas Aquila Ares'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 47 Kayıt tarihi : 23/05/11
| Konu: Geri: Kaçırılmak Perş. Mayıs 26, 2011 3:32 am | |
| Hava güneşli olduğu için yanımda yürüyen Teo sürekli konuşuyordu. Biraz sinirimi bozmaya başlasa da arada sırada anlattığı şeyler gerçekten komikti. Bugün ben, Teo ve Just kamptan çıkarak etrafta yürüyüş yapmıştık. Bir yandan da bazı hayvaları vurmayı denedik. Teo vurduğumuz hayvanları özel gücüyle iyileştiriyor, Just da onları iyice besliyordu. Bu sayede kötülükten çok iyilik yapıyorduk -sanki bu çok umurumdaymış gibi... Oklarımız iyice azaldığı zaman geri dönmeye karar verdik. Just birçok bitki toplamıştı. Bunları da bize tek tek açıklamıştı. Teo ilgilenir gibi yapmıştı ama ben onu bile yapmamıştım. Bu yüzden bana kızgın olma ihtimali vardı. Bu yüzden şimdi heykeller hakkında konuşmakta olan Teo'ya aldırmadan Just'a "Hey, bitkileri anlatırken seni dinlemediğim için kusura bakma. Pek ilgilenmediğim bir şey olduğu için öyle yaptım. Tıpkı şimdi Teo'ya yaptığım gibi." dedim. O da gülümsedi ve "Önemli değil Greg, sanırım fazla gevezelik yaptım. Hem- dediği sırada önümüzde bir şeyler olduğunu fark ettik. Kafasında saç yerine yılan olan bir kadın önümüzde yürüyen melezin tam arkasındaydı. | |
| | | Justin Lanchaster Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 36 Kayıt tarihi : 14/05/11
| Konu: Geri: Kaçırılmak Perş. Mayıs 26, 2011 4:33 am | |
| Gördüğüm manzara şok ediciydi,kafasında yılan yerine saç vardı bu kadının,ayrıca önümüzde ki melezin tam arkasındaydı ve ona iyice sokulmuştu.Harekete geçmeliydik,saatimin sağ düğmesine bastım ve kalkanım ve kılıcım sarmaşığın elimde belirmesini sağladım.Teo ve Greg`de kılıçlarını çıkarmışlardı.Koşmaya başladık,yoksa çok geç olabilirdi.Bir kaç metre kala kadın melezi sırtlayıp ormana doğru koşmaya başladı.Bizde ormana girdik,sık ağaçların arasınd melez ve kadını takip ediyorduk.Koşarken duyduğumuz bol dal kırılma sesi melezin haykırma seslerine karışıyordu.Kadın zifiri karanlık bir mağaraya dalarken biz hala peşindeydik,neyse ki yanımda el fenerimi getirmiştim.Fenerimi yaktım ve mağarada koşmaya başladık,on dakika sonra mağaranın sonuna gelmiştik.Kadın ve melez kaybolmuştu,etrafıma bakındım,buralarda kaçtıkları bir geçit falan olmalıydı.O sırada Greg bir taşa takıldı,önümüzde duran kaya yana kaydı ve merdivenlerin indiği bir geçit serildi önümüze.Geçitten tanıdık ayak sesleri ve melezin haykırışları giderek uzaklaşıyordu.Teo ve Greg`e baktım,ikiside heyecanlı görünüyordu.Böylece geçide daldık.Merdivenlerin sonu yok gibiydi,melezin haykırışları da kesilmişti.Sonunda uzaktan bir ışık göründü,gülümsedim sonunda çıkışa ulaşmıştık.Hemen çıktık,fakat nerde olduğumuza inanamıyordum.Burası bambaşka bir dünya gibiydi,burası Yeraltı Dünyasıydı! | |
| | | Theodor Aquila Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 710 Kayıt tarihi : 30/10/10
| Konu: Geri: Kaçırılmak Perş. Mayıs 26, 2011 7:33 am | |
| Medusa'nın peşinde koştururken aklımda binlerce komplo teorileri dönüyordu. Bunlar genellikle Medusa'nın neden oracıkta taşlaştırmadığıyla ilgiliydi. Ayrıca bir melez için Kamp'a kadar geldiğine göre gerçekten önemli bir şey olmalıydı. Belki de ondan bir şey öğrenmek istemişti, ama bizi görünce elinden kaçırmamak için kızı kaçırmıştı. Peki bu kız kimdi? Yüzünü görebilsem belki de bir cevaba ulaşabilirdim. Bu sırada bir mağaraya girmiştik. Bir süre sonra yolumuz sona erdi. Ne yapacağımızı düşünürken Greg bir şekilde bize yolu bulmuş oldu. Buradan devam ettik. Biraz daha yürüdükten sonra tanıdık bir yere geldik: Yeraltı. Ama Yeraltı'na hiç bu yolla girmemiştim. Genellikle Kolay Ölüm'den filan geçiyordum. Sanırım Medusa'nın kendine has yöntemleri vardı. Üstelik bu bölümü de hiç görmemiştim. Şimdi ne yapacağımıza dair hiçbir fikrim yoktu. Bir umut "Daha önce Yeraltı'na gelen tek kişi ben miyim?" diye sordum. Herkes kafasını hayır anlamında salladı. Ben de mecburen "Eh, o zaman malesef beni izleyeceksiniz." dedim. Sonra da gittiğim bir yeri bulmak umuduyla etrafa bakındım. Tam umutsuzluğa düşüp kaybolduğumuzu söyleyecektim ki bir çığlık duyduk. Ani bir şekilde arkamızı döndük ve bu sayede Medusa'nın evini görmüş olduk. | |
| | | Hope Temple Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 571 Kayıt tarihi : 20/04/11
| Konu: Geri: Kaçırılmak Ptsi Haz. 06, 2011 8:30 am | |
| Medusa'nın omzunun üzerinde yer altına kaçırılmak nasıl bir duygu biliyor musunuz? Gözlerinizi açamadan, sadece çığlık atmak. Korkmuyordum, sadece çığlık atıp oradan kaçabilmek için Medusa'yı tekmeleyip duruyordum. Fark etmiyordu, hiçbir şekilde fark etmiyordu. En sonunda pes ettim. Gözlerim kapalı, beni götürdüğü yere kadar öylece bekledim. Elimde silahım yoktu, ne yapabilirdim ki? Yıldızlarım bitmişti. Kılıcımı çekemezdim. O zaman Medusa yanımda olduğunu anlar, onu almaya çalışırdı. Kılıcımı kaptıramazdım. Gözlerimi açamadığımdan geri dönüş yolunu da göremiyordum. Tam bir umutsuzluk içindeydim. Bir anda durdu. "Arkadaşların bizi takip ediyor! Ama ben onlara gösteririm" dedi ve başka bir yola sapıp koşmaya başladı. Arkadaşlarım? Kim? Sınırda olanlar beni görmüş olmalıydı, başka açıklaması yoktu. Birden içimde bir heyecan hissettim ve kulağımdaki küpemi kılıcıma dönüştürdüm. Omzundaydım, gözlerim kapalıydı. İyi bir atak yapamayacaktım. Ama bir şeyler denemeliydim. Kafası olduğu umduğum şeye kılıcımı savurdum. Keskin bir çığlık attıktan sonra beni yere düşürdü. Arkamı dönüp kılıcımın yansımasından Medusa'ya baktım ama her yer çok karanlıktı. Medusa'yı göremiyordum. Tam da o sırada bulunduğumuz tünele o üç çocuk girdi... | |
| | | Gregor Judas Aquila Ares'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 47 Kayıt tarihi : 23/05/11
| Konu: Geri: Kaçırılmak Çarş. Haz. 08, 2011 4:55 am | |
| Duyduğumuz çığlığın ardından hepimiz aniden arkamızı dönmüştük. Bir mağaranın girişindeydik sanırım, ama içeriyi göremediğim için tam olarak emin olamıyordum. Yanımda dikilip ne yapacağımızı kestirmeye çalışan Teo ve Justin'e baktım. İkisi de geri dönüp gitmeyi o kadar çok istiyor gibi duruyorlardı ki sinirim bozuldu ve "Hey, buraya geliş amacımızı unuttunuz heralde. O melezi kurtarmamımz gerek. O yüzden hemen içeri dalıyoruz. Savaş aletlerinizi hazırda tutsanız iyi edersiniz." dedim. Teo ona emir vermeme sinirlenmiş gibi duruyordu ama karşı çıkmadı. Justin ise gergin bir şekilde kılıcın çekti ve bize döndü. Teo benden bir daha emir alamayacak gibi durduğu için en önde mağaraya girdi. Garip bir cesaret gösterisiydi ama buna takılmadım. Arkasından ben de girdim. En son olarak da Justin girdi ve yol bulucumuz olan fenerini mağarada dolaştırdı. Bir anda dikkatimi bir şey çekti ve "Şurada birkaç yılan var. Sanırım doğru yoldayız." dedim. | |
| | | Justin Lanchaster Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 36 Kayıt tarihi : 14/05/11
| Konu: Geri: Kaçırılmak C.tesi Haz. 25, 2011 9:12 am | |
| Ah,Yeraltı Dünyası.Beni kandıran lanet tanrının yönettiği korkulan tuhaf bir yerdi burası.Burayı hiç sevmezdim,hatta buraya gelmemeye and içmiştim.Ama şu an bu çok önemli değildi,önemli olmamalıydı.Aslında burada yaşadığım sorunun yanında zaten nereye gitmemiz gerektiğini bilmiyorduk,ta ki o keskin çığlığa kadar.Arkamızda ki mağaradan geliyordu bu ses,evet sonunda nereye gittiklerini bulmuştuk.Ama hala tereddütlerim vardı,doğru muydu bu acaba.Sanırım Teo da benim gibi düşünmekteydi,çünkü Greg bize dönüp sorumlu bir edayla konuşmaya başladı; "Hey, buraya geliş amacımızı unuttunuz heralde. O melezi kurtarmamımz gerek. O yüzden hemen içeri dalıyoruz. Savaş aletlerinizi hazırda tutsanız iyi edersiniz" .Hala tereddütlerim vardı ama Greg haklıydı,düşünce gücümle Yıldırım ı çağırdım.Birden elime her zaman ki türden bir yıldırım düştü,ardından elimde bana hafif gibi gelen kılıcım belirdi.Yaklaşık bir buçuk metrede dev gibi bir kılıçtı,kabzası altın kartal kabartmaları ve üç zümrüt-düğme ile süslenmişti.Hepsinin ayrı bir işlevi vardı,aynı zamanda kılıcım parlıyordu.Hep birlikte mağaraya hücum ettik,kılıcım parladığından yol bulucu otomatik olarak bendim.Yıldırım ın parlaklık seviyesini kontrol edebiliyordum,düşünce gücümle ışığı arttırdım.Greg "Şurada birkaç yılan var. Sanırım doğru yoldayız" dedi,işaret ettiği noktaya kılıcımı yönelttiğimde haklı olduğunu gördüm.Az ileride bir çığlık daha duyuldu,bu sefer yakından geliyordu.Çığlığın geldiği yöndeki tünele döndük koşmaya başladık.Bir çığlık daha duyuldu,bu sefer ki en fazla bir-iki metre öteden geliyordu.Oraya vardığımızda melez ile medusanın dövüştüklerini gördük.Melezin elinde ikiz kılıçlar vardı,medusa ise pençe haline gelmiş ellerini kullanıyordu.Birden Medusa bize döndü,bizi fark etmişti.Hemen başımı eğdim,diğerlerininde bunu yapmış olmasını umut ediyordum.Kılıcımı kaldırıp yansımasına baktım,medusa bize doğru geliyordu fakat meleze bir kaç kez pençesini savurmayı ihmal etmedi. | |
| | | Theodor Aquila Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 710 Kayıt tarihi : 30/10/10
| Konu: Geri: Kaçırılmak Paz Haz. 26, 2011 11:00 pm | |
| Gördüğüm manzara karşısında bir an duraksadım. Takip ettiğimiz melezi tanımıyordum, ama Medusa'yla yaptığı mücadele ona saygı duymamı sağlamıştı. Gözleri kapalı olduğu halde iyi idare ediyordu açıkçası. Onu incelediğimi anlamış olacak, Medusa bir anda bize döndü. Onun bize dönmesiyle üçümüz de arkamızı döndük. Medusa'nın yerinde olsam çok alınırdım doğrusu. Biz tutup onun evine izinsiz girelim, sonra tam bizi karşılayacağı sırada arkamızı dönüyorduk. Medusa bize saldırmakta haklıydı doğrusu. Bu saçma düşüncelerimi bölen Medusa'nın yılanlarının tıslaması ve pençeleriyle bize saldırma çabalarıydı. Onunla daha önce de karşılaşmıştım. Yanımda Zeus'un bir çocuğu olduğu için çok ilgisini çekmiştik. Şimdiyse Athena, Apollon ve Ares çocukları(tam bir uyum doğrusu!) birleşmiş ona direniyorduk. Birkaç defa ok atmayı denedim fakat sadece yılan öldürmeyi başarabilmiştim. Fakat sanırım Justin ya da Gregor başarılı olmuştu çünkü Medusa bizden uzaklaşıyordu. Arkamdan tiz ve tüyler ürpertici bir ses "Siz korkak melezlerle şimdi uğraşamayacağım. Şu aptal Afrodit kızından küpelerimi almayı başardım. Bu sayede şimdi gidip efendi Kronos'un ordusuna katılabilirim." dedi. Sonra da bir hışırtı duydum ve kafamı çevirdiğimde Medusa'nın bizi terk etmiş olduğunu anladım. Şimdi Medusa'nın bahsettiği Afrodit kızıyla namıdiğer kaçırılan kızla konuşmamız ve bir plan yapmamız gerekiyordu. | |
| | | | Kaçırılmak | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|