Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 ~Masquerade/Maskeli Balo~

Aşağa gitmek 
+15
Eryx von Dorff
Hanna Olıvıa Temple
Mantalon Soluric
Aaron Edmon
Jimmy Turner
Pearl Chérie Dior
Edward Kevin Hawke
Barney Awesome
Zellana L. Tyler
Steve J. Christensén
Claire Angel Deeply
Thalia A. Carter
William David Green
Hope Temple
Alexandra Bethany Daniels
19 posters
YazarMesaj
Alexandra Bethany Daniels
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu
Alexandra Bethany Daniels


Mesaj Sayısı : 1854
Kayıt tarihi : 05/09/10

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimePerş. Mayıs 19, 2011 11:33 pm



Eric Saade- Masquerade


Akşama doğru klübenin tüm hazırlıkları bitmiş eski hikayelerdeki gibi bir maskeli balo düzenleyivermiştik! Görünen o ki hepimiz ne giyeceğimizi bulmuştuk! Şimdi evden kaçıyordum. Sinsice! Acaba kim olduğumu bileceler miydi? Kimse kimsenin kostümünü görmemişti. Bu da bir avantajdı! Bulmak için anons mu geçeceklerdi! Ne anlamı kalırdı ki “Maskeli Balo” nun. İçte bu yüzden giydiğim elbeseye her ne kadar takılsam da pencereden kendimi dışarı atıverdim. Üzerime koyu tonları hakim bir elbise giymiştim. Maskem ise kırmızıydı. Saçlarımdan da kırmızı.

Şimdi üzerime şalımı attım ve maskemi yüzüme doğru tuttum. Boynumdaki kolyeyi hafif oynatıktan sonra salona girenler arasına karışmaya çalıştım. Tanınmamak için yapacağım şey birinin koluna girmekti. Yalnız bir kız grubu bulduktan sonra kollarına girdim ve salonun kapısına doğru yürümeye başladım. Her yer boyanmıştı. Şimdi altın sarısı ile dolmuştu oda. Duvarlarda eski tarz tablolar asmıştık. İlk kez görüyormuş gibi bakmaya çalıştım. Saçlarımı bir savurduktan sonra konuşmalara daldım. Bir elim maskeyi tutarken diğer elim hep elmas kolyemdeydi. Burası ne kadar sakindi böyle! Sıkılmamak için yapmıştık bu! Ama ben sıkılıyordum. Ses hoparlörden gelse de söyleyen çocuğa acıdım!

“She's concealed
So mysterious, that nobody can catch her lies

Drop this game of fame
No one can win
I believe this can be serious if I can get under her skin

We're both in this masquerade
What can I do to see you
The girl behind the mask
Our love was just a masquerade
I wanna get to know you
The girl behind the mask
I want a chance to feel you
The girl behind the mask
A masquerade
A masquerade
A masquerade
A masquerade…”



Yazık sesini yorduğuna değmiyordu. O acıma duygusu ile tuttuğum ilk erkeği dansa davet ettim (daha çok çocuğu kolundan tutup piste çıkardım. Yüzünde şaşkınlık vardı.). Eteğimi tutum eğilerek selam verdim ve dansa başladım. Dans klasik eski bir danstı umarım kimse ayağıma basmazdı. Birkaç kişi dans ediyordu ve bir ben eksiktim. Pis doluyordu ama bazı insanlar(erkekler!) öyle böb bön bakmaya devam ediyorlardı. Gelin adayı kızımız Angel öyle gülüyordu. İnsan bir dans eder değil mi? Ben kurtlarımı dökmeye başlamıştım bile.

Dişlerimin arasında zoraki bir gülümseme ile sayıyordum. “5!” sadece 5 kişi dans ediyordu. Bu da bir şeydi. Ama tüm insanlar dans etmeliydi. Yoksa şu kamuflem işe yaramayacaktı. Az daha maskem kayıyordu! Gülümseyerek devam etmeye başladım. Karşımdaki tam aradığım kişiyi bulmuştum. Bu çocuk iyi dans ediyordu. Alex olsaydım aynı kişi ile dans ederdim ama ben ne bileyim başkasıydım şimdi. Sarah, Jamie falandım şimdi. İsim sorarlarsa öyle diyecektim en azından.

Selam vererek ve teşekkür ederek kendime bir başka kavalye aramaya başladım. Hoparlörün yanında duran ve elindeki meyve suyusunu yudumlayarak biri ile konuşuyordu. Bir kız ile. O an nedense gıcıklık yapmak istedim ve yanlarına gidip konuşma ortamı oluşturmaya çalıştım. Ondan sonra da dans ortamı yapacaktım. “O kız ile konuşmaktan sıkılmadın mı?” dedim ilk olarak. Şaşkın bir şekilde ikisi de bana baktıktan sonra gülüp 32 dişimi gösterdim ve bunu da kolundan tutup piste çıkarttım. Zavallının bir şey diyecek hali kalmamıştı. Mecbur bu çatlak ile uğraşacaktı. O an bir şey ile çarpıştım. Sarışın bir kız ile!

“Claire!”

“Alex!”

“Birbirimizi görmedik tamam mı?!”

“Elbette manyak!”
Dedikten sonra pis bakışlar atarak birbirimizden olabildiğince uzaklaştık. Bu gece hem uzun hem de olaylı geçecekti.

Not:İsteyen kaşınan erkek varsa beraber dans edebiliriz! Esmer olması tercih edilir. Kulübesi sınırlaması yoktur! Bir de yaş! Ayrıca davet etmeyenin adını alıp partide rezil ederim. Herkes ilk bulduğu kız ile dans etsin! Bu kızlarda da sınırlama yoktur!
Ben:
~Masquerade/Maskeli Balo~ 7ca6cef9
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hope Temple
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu
Hope Temple


Mesaj Sayısı : 571
Kayıt tarihi : 20/04/11

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimeCuma Mayıs 20, 2011 1:53 am

Eric Saade - Manboy

Hazırlanmam ne kadar da uzun sürmüştü! Sadece saçlarım tam 2 saatimi almıştı. Ama büyük bukleli saçlarım hiç olmadığı kadar güzel görünüyordu. Aynanın karşısına geçip iyice kendimi inceledim. Siyah - mor elbisem güzel görünüyordu. Aynı renkteki kolyem ve bilekliğim de elbisemi tamamlıyordu. Beni en çok şaşırtan da makyaj yapmam ve süslenmemdi. Daha önce hiç bu kadar güzel olmak için çaba harcamamıştım. Sanırım işe yaramıştı. Kardeşlerimin de elbisesini görmemiştim, kesinlikle kimse birbirini tanımayacaktı. Derin bir nefes aldım ve sakinleşmeye çalıştım. Kapımı açtım, maskemi taktım ve kimseye çaktırmadan arka kapıdan dışarı çıktım.

Kulübeme girdiğimde süper bir iş çıkardığımızı düşündüm. Salon gerçekten güzel duruyordu ve konsepte tam uyuyordu. Kullandığımız eşyalar, duvarın rengi. Sinsice bir gülümsemeyle kalabalığa karıştım. Çalan şarkıları Alex'in seçtiğini hemen anlamıştım. Hemen bizimkileri tanıyabilecek miyim diye etrafıma bakınmaya başladım. Bir iki tanıdık gözüme çarptı, onlardan uzak durmaya çalışacaktım, maskeli balonun anlamı buydu, değil mi?

Gelenleri karşılamaya başladım. Herkese gülümseyerek "Hoşgeldin, çok güzel görünüyorsun!" dedikten sonra masalardaki enfes şekerlemelerin yanına attım kendimi. Böğürtlenli şarabımı yudumlarken tanıdık bir ses duydum. "Dans edebilir miyiz?" Yavaşça arkamı döndüm. Benim boylarımdaydı ve oldukça yakışıklı görünüyordu. Hemen tanımıştım. "Tabii, Bar" dedim ve uzattığı eli tuttum. "Hemen tanınıyor muyum?" diye sordu dans ederken. "Başka birini bilmem ama ben seni nerede olsa tanırım" dedim gülerek. O da gülerek karşılık verdi. "Eskisi gibi" dedim biraz sonra. "Ama yetimhanemizdeki balolar daha büyük olurdu" Aklına hemen o balolar gelmiş olacak ki, gülümsedi. "Evet, her zaman kavga çıkarırdın" "Tabii ki çıkaracaktım. Kardeşimle ilk ben dans etmeliydim!" dedim gülerek. Şarkının bitmesiyle durduk. "Masalardaki şekerleri yedin mi? Mükemmeller. Beyaz çikolatalar da var!" dedim. Cevap vermeden hemen masalara yöneldi. Ben de arkasından gittim, hepsini tek başına yemesine izin veremezdim.

Bar'la biraz daha vakit geçirdikten sonra Alex'i bulmaya çalıştım. Biraz zamanımı alsa da bulmuştum, oldukça güzel görünüyordu. Yavaşça arkasından yaklaştım ve "Bir sorun var mı?" diye fısıldadım. Bana dönmeden "Çok sakin, biraz daha coşturmamız lazım. Biriyle dans et" diye mırıldandı. Ben de hiçbir şey olmamış gibi yürümeye başladım. İlk teklifi hemen kabul ettim. Çocuğu tanımıyordum ama yeterince kibardı. Üstelik güzel dans ediyordu. Bir yandan ona gülümserken bir yandan da pisttekileri saymaya çalıştım. Evet, Alex haklıydı. Herkes köşesine sinmiş, birbirlerine bön bön bakıyordu. Dans boyunca partiyi hareketlendirmek için neler yapabilirim diye düşündüm. Şarkı bittiğinde çocuğa "Şu köşedeki kızı dansa kaldırsana!" dedim büyükonuş kullanarak. Başını salladı. Bunu 3-4 çocuk üzerinde daha denedim. En azından biraz daha hareketlenmişti parti.


Elbisem;
~Masquerade/Maskeli Balo~ Ef0dfff1


En son Hope Miller tarafından Cuma Mayıs 20, 2011 5:50 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://scythee.tumblr.com
William David Green
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu



Mesaj Sayısı : 9
Kayıt tarihi : 17/05/11

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimeCuma Mayıs 20, 2011 2:02 am

Tek kelime ile klasik. Yani sıkıcı. Hemen hemen bütün kızlara şu soruyu sordum:
_Alexandra?
Sonunda Alex'i (Alexandra) buldum.
_Çıkıp bunu söyle.
Eline bir kağıt tutuşturdum. Kağıdı açıp baktı. Başını salladı. Gidip şarkı söyleyeni kaba bir şekilde itti. Kimin kardeşi Smile ? Müzik değişti.


Wake up in the morning feeling like P Diddy (Hey, what up girl?)
Put my glasses on, Im out the door - Im gonna hit this city (Lets go)
Before I leave, brush my teeth with a bottle of Jack
Cause when I leave for the night, I aint coming back
Im talking - pedicure on our toes, toes
Trying on all our clothes, clothes
Boys blowing up our phones, phones
Drop-toping, playing our favorite cds
Pulling up to the parties
Trying to get a little bit tipsy

Dont stop, make it pop
DJ, blow my speakers up
Tonight, Imma fight
Til we see the sunlight
Tick tock, on the clock
But the party dont stop, no
Woah-oh oh oh
Woah-oh oh oh
Dont stop, make it pop
DJ, blow my speakers up
Tonight, Imma fight
Til we see the sunlight
Tick tock, on the clock
But the party dont stop, no
Woah-oh oh oh
Woah-oh oh oh

Aint got a care in world, but got plenty of beer
Aint got no money in my pocket, but Im already here
Now, the dudes are lining up cause they hear we got swagger
But we kick em to the curb unless they look like Mick Jagger
Im talking about
Errybody getting crunk, crunk
Boys trying to touch my junk, junk
Gonna smack him if he getting too drunk, drunk
Now, now - we goin til they kick us out, out
Or the police shut us down, down
Police shut us down, down
Po-po shut us down

Dont stop, make it pop
DJ, blow my speakers up
Tonight, Imma fight
Til we see the sunlight
Tick tock, on the clock
But the party dont stop, no
Woah-oh oh oh
Woah-oh oh oh
Dont stop, make it pop
DJ, blow my speakers up
Tonight, Imma fight
Til we see the sunlight
Tick tock, on the clock
But the party dont stop, no
Woah-oh oh oh
Woah-oh oh oh...


Birsürü insan pistte dans etmeye başlamıştı. Ben de boş duramazdım. Boş birini gördüm. Hemen çektim. Bana:
_Hey ne yapıyorsun, diye sordu. Bu Tiff'ti.
_Tiff benim.
Dans etmeye başladık. Ama klasik bir dans değildi. değildi.

...DJ, you build me up
You break me down
My heart, it pounds
Yeah, you got me
With my hands up
You got me now
You got that sound
Yeah, you got me
DJ, you build me up
You break me down
My heart, it pounds
Yeah, you got me
With my hands up
Put your hands up
Put your hands up

No, the party dont start until I walk in

Dont stop, make it pop
DJ, blow my speakers up
Tonight, Imma fight
Til we see the sunlight
Tick tock, on the clock
But the party dont stop, no
Woah-oh oh oh
Woah-oh oh oh
Dont stop, make it pop
DJ, blow my speakers up
Tonight, Imma fight
Til we see the sunlight
Tick tock, on the clock
But the party dont stop, no
Woah-oh oh oh
Woah-oh oh oh


Şarkı bitti. Bu sefer başka bir kız Rude Boy'u söylemeye başladı. Sanırım Ange'ydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Thalia A. Carter
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu
Thalia A. Carter


Mesaj Sayısı : 2000
Kayıt tarihi : 02/02/11

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimeCuma Mayıs 20, 2011 5:40 am

Herkesten farklı olarak baloda 1800'lü yıllarda giyilen elbiselerden giymiştim.Rengi yeşildi.Ona uygun bir makyaj yaptım,maskemi taktım ve kulübeye girdim.Açıkçası parti çok güzeldi.Herkes dans ediyordu diyemem ama yinede çoğu kişi ayaktaydı.Oturanların yanına gittim ve
"Hadi,kalkın bakalım hareketli bir parçada oturulur mu?" dedim gülümseyerek ve tam o sırada şarkı bitti.Ve sesi tanıdık gelen biri
"Şansına küs şarkı bitti" dedi.Ona gülümsedim ve sahneye doğru yöneldim.Mikrofonu alıp Alexandra Stan - Mr. Saxo Beat'i söylemeye başladım.

You make me dance
Bring me up, bring me down
Play it sweet
Make me move like a freak
Mister Saxobeat

Makes me dance
Brings me up, brings me down
Plays it sweet
Makes me move like a freak
Mister Saxobeat

You make me dance
Bring me up, bring me down
Play it sweet
Make me move like a freak
Mister Saxobeat

Makes me dance
Brings me up, brings me down
Plays it sweet
Makes me move like a freak
Mister Saxobeat

Male Vocals:
Oh oh oh oh eh hm yeah eh
Hm yeah eh hmhmhm yeah eh
Oh oh eh hm yeah eh
Hm yeah eh hmhmhm yeah eh
Oh eh hm yeah eh
Hm yeah eh hmhmhm yeah eh
Oh oh eh hm yeah eh
Hm yeah eh hmhmhm yeah eh

Bridge:
Hey, sexy boy, set me free
Don’t be so shy, play with me
My dirty boy, can’t you see
That you belong next to me
Hey, sexy boy, set me free
Don’t be so shy, play with me
My dirty boy, can’t you see


Şimdi herkes ayaktaydı.Eh, bu parça şu sıralar hit kim oturmak ister ki?.Şarkıyı bitirdiğimde büyük bir alkış aldım.Sonra da sinsi bir gülüş attım tanıdık gelen o çocuğa.Bu bakış daha çok "İstediğimi elde ederim" anlamına geliyordu..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexandra Bethany Daniels
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu
Alexandra Bethany Daniels


Mesaj Sayısı : 1854
Kayıt tarihi : 05/09/10

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimeCuma Mayıs 20, 2011 6:22 am



One Republic – All The Right Moves

Çıldırmak üzereydim! Tüm kardeşlerim beni arıyorlardı. Dans ettiğim çocuğa sahte ve gıcık bir gülümseme ile veda edip kendimi odama attım. Hızlı şekilde saçlarımı topuz yaptım, kolyemi değiştirdim vs… Kısa sürede daha farklı birine dönüşmüştüm! Şimdi aynı tattiği uygulayarak kendimi penceremden dışarı çıkarttım. İnsanlar kulübe dışında da konuşuyor eğleniyordu!

Salona bir hışım ile ilerlemeye başladım. Kim kapatmıştı bu kapıyı! Cindrella geldin de açsın diye mi? Tanrım! Kapıyı itekleyerek açtım ve önüme çıkan ilk kullanılmamış kadehi alıp kafaya diktim. Şimdi sıra müzikteydi. Azıcık eski tarzları hatırlatmalıydı. All the right moves gibi. İşte bu şarkı iyiydi.

Masaların ününde bekleyen ilk esmer ve uzun melezi tutup kolundan benimle dans etmeye zorladım. Aslında çaresi yoktu! Belli bir koreografi üzerinde gidiyorduk. Herkes aynı anda aynı hareketleri yapınca bir süreden sonra dansı bilmeyenler bakma safasına geçtiler. Dans birazcık tangoyu anımsatıyordu ama olsun yine de şarkıya uyuyordu. Geriye doğru eğilirken – ki bunu tüm pistteki kızlar yapıyordu çünkü dansın parçasıydı- herkesin tanıdık olduğunu gördüm. Gözler kendini ele veriyordu. Anna, Claire, Hope, Thalia…

Gözlerimi devirdikten sonra dans ettiğim çocuğu da satım ve kendime esmer biri aramaya başladım. Aralarda bulduğum kadehi elime almayı da unutmuyordum.

“ “Gel dans edelim!” dedim umduğumu bulamayınca.

“A tamam!” dedi çocuk. Ne kadar da hızlıydı. İlk defa biri bana cevap verecek kadar vakti olmuştu.

Dans ederken bir ara “Ya bu çocuk bir yerlerden gözüme ıssırı veriyor.” Diyordum ama bir türlü çıkaramıyordum. İşte bu işin bu yanı güzeldi! Kimse kimseyi tanımıyordu. Herhalde dans ettim 10 çocuktan 9’u beni tanısaydı sanırım kemiklerimi kırardı. Saçlarımı geriye savurduktan sonra dansa devam ettim. Bön bön bakan şu kalaslara bakıp gözlerimi devirdim ve gıcık gıcık gülümsedim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Claire Angel Deeply
Afrodit'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Afrodit'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Claire Angel Deeply


Mesaj Sayısı : 3332
Kayıt tarihi : 31/10/10

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimeCuma Mayıs 20, 2011 7:52 am

One republic-Secrets

Pembe elbisesini giymiş makyajını yapmaya geçmişti. Tanınmamak için elinden geleni yapıyordu. Sırf tanınmamak için makyajını bu sefer farklı yapmıştı. Maskesine baktı. Maskesi masanın üzerinde onu bekliyordu. Maskesiyle elbisesi tam bir uyum içindeydi. Saçını düzleştirdi, son rötuşlarını tamamladı. Maskesini de takıp kendisine baktı. Gerçekten de tanınamayacak hale gelmişti. O bu kadar değiştiyse diğerleri nasıl olmuştu acaba? Her şeyini hazırlayınca kapıyı yavaşça açtı. Kimse var mı diye baktı. Malum onu kimsenin görmemesi gerekiyordu. Partinin de amacı bu değil miydi zaten? Maskeli Balo hazırlamışlardı bugün. Sabah bütün kişiler tek tek davet etme görevi ondaydı. Bu yüzden yorgunluktan bayıla bilecek durumdaydı ama partinin en zevkli kısmını da kaçıramazdı. Kimseye görünmeden odasından çıktı. Maskesi yüzünde içeri gitti. Salon tıklım tıklımdı. Herkes gelmişti. İçerisi ise harika hazırlanmıştı. Eskiyi andırmak, unutmamak için duvarlara eskiye ait tablolar asılmıştı. Müzikler eskilerden çalıyordu.

Dans ritmini duyunca dayanamadı. Önüne gelen ilk erkeğin elinden tutarak piste götürdü ve onla dans etmeye başladı. Dans ettiği çocuk istemiyorsa da artık dans etmek zorundaydı. Bir el onla dans ettikten sonra yiyeceklerin yanına gitti. Eline aldığı kadehten bir yudum alıp kendine geldi. Yanına gelen bir çocuk
“Benimle dans eder misin?” dedi. Bu çocuğu bir yerden tanıyordu fakat maskesinden dolayı çıkaramamıştı. Çocuğun teklifini zevkle kabul ederek ikinci kez piste çıktı. Dans etmeye başladılar. Çocuk çok güzel dans ediyordu. Tam dans ederlerken bir kız ona çarptı. Yüzünü kaldırdığında bunun Alex olduğunu anladı. Birbirleriyle karşılaşmamış gibi yapacaklarına karar verdiler. Hızla oradan uzaklaşarak bahçeye çıktı. Müzikler buradan da duyuluyordu. Bahçedeki insanlara “Burada ne işiniz var hadi bakalım herkes içeri” diyerek hepsini itekliyordu. Bir süre nefes aldıktan sonra içeri tekrar geçti. Gözüne bir çocuk kestirdi. Çocuk iyi dans ediyordu. Hemen yanına gitti. Bir kızla dans ediyordu. Fakat bu onu yıldıramazdı. “Biraz da ben dans edebilir miyim?” diyerek çocuğu kızın elinden aldı. Kız itiraz etmeden hemen arkasını dönüp başka bir çocuk buldu. Bu kız kesin kardeşlerimden biriydi. Fakat tanıyamamıştı. Önüne bakıp çocukla dans etmeye devam etti.


~Masquerade/Maskeli Balo~ Avril_lavigne_black_star_perfume_ad_1240756278-1 ~Masquerade/Maskeli Balo~ Ddddddd
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Thalia A. Carter
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu
Thalia A. Carter


Mesaj Sayısı : 2000
Kayıt tarihi : 02/02/11

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimeCuma Mayıs 20, 2011 8:19 am

One Republic - Apologize

Kırmızı kadife koltukta oturmuş beyaz şarap içiyordum.Etrafıma bakınıp yakışıklı(en azından öyle hissettiren) ve güzel dans eden bir çocuğun beni davet etmesini bekliyordum.Birçok kişi davet etmişti gerçi ama yinede olabileceğinin en iyisini bekliyordum.
Sonunda bir çocuğu gözüme kestirmiştim.O da bana baktı ve gözlerimiz buluştu.Gözüne bakınca kim olduğunu anlamıştım hemen bakalım o da anlayacak mıydı? Yanıma geldi ve "Güzel bayan benimle dans etmek ister misiniz?" dedi ve referans yaparak elimi tuttu.Yanaklarımın kızardığını hissettim.Ayağa kalktım ve "Elbette" dedim gülümseyerek.Sonra da dans pistine çıkıp dans etmeye başladık.Gerçekten mükemmel dans ediyordu.Ben zaten dans dersleri alıyordum yani tabii ki ben de müthiştim.Bir süre sonra herkes kenara kayıp bizi izlemeye başladı.Eh ikimizde profesyoneldik sonuçta - aslında tek profesyoneller biz olmalıydık çünkü herkesin tek yaptığı şey sallanmaktı.Şarkı bittiğinde o beni döndürdü ve referans yaptık böylece.Herkes alkışlıyordu bizi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Steve J. Christensén
Hephaistos'un Çocuğu
Hephaistos'un Çocuğu
Steve J. Christensén


Mesaj Sayısı : 432
Kayıt tarihi : 07/05/11

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimeCuma Mayıs 20, 2011 9:21 am

Eagles-Hotel California

Üstümde eski Valencia Kontlarının giydiği tarzda bir kıyafet giymiştim. Amaç tanınmamaktı nede olsa. İçeri girerken oldukça güzel bir bayan herkese ''Hoşgeldiniz'' diyordu. Kontlara layık bir hareketle eğilip bayanın elini öptüm. Daha sonra içeriye doğru yürüdüm. İçerisi mükemmeldi. Ortama loş bir ışık hakimdi. Her şey olaması gerektiği gibi mükemmeldi. İnanılmaz bir düzen içinde işliyordu her şey. Salonda ilerlemeye başladım. Bir masanın üstünde ''Valrhona Çikotaları'' duruyordu. Gidip bir tane aldım. Gerçekten inanılmaz bir tadı vardı. Çikolatanın verdiği his yüzümde bir gülümsemeye neden oldu. Tam o anda ışıklar biraz daha sönükleşti. Tam bir dans ortamı vardı. Aniden şarkıda değişti. Bu harikaydı. Hotel California'yı söylemeye başlamıştı biri. Şarkıyı söyleyenin kim olduğunu görmek için piste doğru baktım. Kim olduğu anlaşılmıyordu doğal olarak. Herkes inanılmaz değişikti. Salona girdiğimden beri gözüme kestirdiğim biri vardı. Sarı kadife bir koltukta oturuyordu. Yavaşça yanına gittim. Birileriyle konuşuyordu. Ben yanına doğru yürürken beni fark etmemişti. Aramızda 10 adım kala göz göze geldik. İnsanı kendinden geçiren gözleri vardı. Olabildiğince nazik bir ses tonu ile '' Güzel bayan benimle dans etmek ister mi acaba ? '' diye sordum. Beni süzdükten sonra '' Hemde büyük bir zevkle '' diyerek karşılık verdi gülümseyerek. Elimi öne doğru uzattım. Ayağa kalktı ve elimi tuttu. Sonra dans pistine çıkıp dans etmeye başladık. Başta normal bir danstı. Daha sonra ufaklıktan beri Salsa eğitimi aldığım için yaptığım hareketler değişiklik göstermeye başladı. Fakat benim ile inanılmaz bir uyumla karşılık veriyordu bana. GErçekten inanılmaz dans ediyordu. Herkes dansı bırakıp bizi izlemeye başladı. Uzun bir süre bu şekilde dans ettik herkesin şaşkın bakışları arasında. Şarkı yavaş yavaş sona eriyordu. Onu döndürdüm ve referans yaptık. Pistten indiğimiz zaman herkesin bakışları üzerimizdeydi. Kulağına eğilerek '' İnanılmaz bir danstı. '' dedim. Göz kırptı ''Dans ettiğim kişinin ismini duymak bana şeref verir ''dedim gülümseyerek. Bana baktı önce gülümsedi daha sonra ise gözündeki maskeyi çıkarttı. Bu Hope idi. Çok şaşırmıştım. ''İi- İnanılmaz dans ediyorsun'' dedim. Göz kırparak kalabalık bir kız grubunun arasına doğru yürüdü. Ben ise az önceki dansı düşünerek içki masasının olduğu yere doğru yürümeye başladım. Kendime bir beyaz şarap aldıktan sonra biraz soluklanmak için bahçeye doğru yürümeye başladım

Kıyafetim:

~Masquerade/Maskeli Balo~ Victoria_frances_favole_012.3

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Zellana L. Tyler
Demeter'in Çocuğu/Şifa Sanatı Eğitmeni
Demeter'in Çocuğu/Şifa Sanatı Eğitmeni
Zellana L. Tyler


Mesaj Sayısı : 2331
Kayıt tarihi : 16/12/10

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimeC.tesi Mayıs 21, 2011 1:01 am

Running Scared~Eldar&Nigar


Elimdeki boş maskeye baktım. Pırıltıları göz alıcı ve hoştu. Peki niçin süslenirdiniz? Güzel gözükmek istediğiniz bir sürü insan karşınıza çıkar ve onlara olduğunuzdan farklı gözükürsünüz. Bunlar çoğu kez kandırıcı olabilir. İnandırıcı olabilir. Peki ya sonrasını düşündüğnüzde ? Boş olduğunu anlarsınız. Şimdi gözlerimi maskeme dikmiş Afrodit'e adak sunmaktan hiç bir şey yapmıyordum. Onun orada süslü ve can alıcı bir koltuğunun üstünde güzel kızların yanını çevrelerken görüceğimi biliyor olsam bile onun paha biçilemez yüzünü görmek istiyordum. Arzuluyordum. Belki bazılarınız buna elde etmek diyebilir. Ama bu tutku bu aşktan daha büyüktü. Uzun beyaz elbisemi elimde tuttum. Yıldızların gözümden akan yaşların parlamasına izin veriyordum her süreçte. '' Gülümse'' diye mırıldandım kendi kendime. Akan göz kalemim üzüldüğümün işareti olmuştu. Dışarısı devasa bir şato gibi gözükmesine rağmen oldukça güzel dekorastyon edilmişe benziyordu. İçeri girdiğimde oldukça şık ve güzel bayanlar ''Hoşgeldiniz..'' diyorlardı. Göz kalemimin aktığını görüp şaşırmış olucaklardı ki sözlerini mırıldanarak tamamladılar. İpek kumaştan yapılma özel mendilim ile gözümün altını sildim. Uzun ve beyaz elbisemi hafifleştiren tek özellik ipek kumaştan yapılması idi. Değerli taşlarla süslenmiş olması kendimden daha ağır bir elbise taşımama sebep oluyordu. Açık saçlarımı bir toka yardımı ile dağınık topuz yaptım. Güzel giyinişli bir kızın elinden içkisini aldım. '' Aaa.!! '' diye bir refleks ses çıkardı sadece. Ona arkama döndüm '' Şuan masken olduğu için şanslısın..Hepimiz şanslıyız.'' dedim. Kadeh içinde olan içkiyi bir kaç dikişte bitirdim ve boğazımda kalan acı tada aldırmadım bile. Pembe ve salonun en görünmeyen köşesine sineye çekildim sadece. Büyük beyaz elbisemin ağırlığını hoş koltuğa yüklemiştim artık. Bütün dans edenlerin şen kahkahalarını eğlenceli konuşmalarını ve dikkat çekici elbiselerini görüyordum oturduğum koltuktan. Kendi kıyafetime bakıp kendimi koltuğun dibine çöktürdüm. Maskem olduğu için şanslıyıdım. Görülmediğim için şanslıydım. Onu göremediğim için her ne kadar üzgün olsam bile görmediğim süreçte onu özlüyerek daha çok sevdiğimi fark ediyordum. Elimdeki deniz kabuklu bileziğimi yere attım. Bunu uzun süre önce plajda bulmuştum. Şansı olduğuna inanaırdım. Bu sefer değildi. Şanslı değildi. Olsaydı böyle mi olurdu ? Önünden geçen pembe takımlı çifteki kız eliyle işaret ederek beni kahkaha attıp alaycı konuşmayla uzaklaştı. Gömüldüğüm koltuktan kalktım ve içki bölümünde maskeli ve yanı kızlarla çevrili bir çocuk kahkahaları ile salonu inletiyor gibiydi. Vücut ebatları ve saçlarınından anladığım kadarıyla oydu. Kızlarının gülüşleri beynime en kötü sesler olarak kazınmış olsa bile oraya doğru ilerledim ve kırmızı şarap aldım. Dikkat çekicek kadar güzel değildi kıyafetim. Onların yanında gül bahçenin arasında çıkmış istenmeyen yabani bir bitki gibiydim. Şarabımı aldım ve bahçenin yeşilliklerle ve çeşitli güller ile dolu bahçesinin bir bankına oturdum. Saçlarımı açtım ve şarabımın güzel tadına varamadan oturmuş, yalnızlığımı kadeh kaldırıyordum sanki.


Elbisem;


~Masquerade/Maskeli Balo~ 6750
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Barney Awesome
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Barney Awesome


Mesaj Sayısı : 196
Kayıt tarihi : 23/04/11

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimeC.tesi Mayıs 21, 2011 3:33 am


Drake Bell - Down We Fall

Bu gece balo olduğunu öğrendim an dolabıma koştum. Melez kampına gelmeden bir hafta önce aldığım takım elbiseyi çıkardım. Maskemse süperdi. V For Vendetta’nın maskesi. Hemen giyinip Afrodit kulübesine gittim. Kapıda gelenleri karşılayan kıza selam verip içeri girdim. Ortam süperdi. Uzun zamandır bir partiye katılmamıştım. Rastlantıya bakın ki son katıldığım parti de Hope’da vardı. İki yıl önce yani ve şimdi Ho’da buradaydı. Maskesi pek belli etmiyordu kendini ama benim gözümden kaçmadı tabii ki. Hemen yanına gittim. Omzuna dokunup "Dans edebilir miyiz?” diye sordum. Bana baktı. Aslında yüzümde ki maskeye baktı. Kimliğimi sesim elevermiş olmalı ki “Tabii Bar” dedi. Neyse dans etmeye başladık. Dans ederken bir yandan da sohbet ediyorduk. Dansımız bittiğinde "Masalardaki şekerleri yedin mi? Mükemmeller. Beyaz çikolatalar da var!" dedi. Hemen masalara doğru yüyümeye başladım. Ho’da arkamdan geliyordu. “Bunlar senin özel stoklarından mı?” diye sordum çikolataları ağzıma tıkarken. “Evet. Biraz cömert olmak herkes için iyidir.” dedi. “Hazırlanman ne kadar sürdü?” diye sordum. “Yaklaşık olarak üç saat falan ama değmiş değil mi?” dedi. “Her saniyesine” diye cevap verdim. Gerçekten çok güzel görünüyordu. “Sen kaç saatte hazırlandın peki?” diye sordu. “Sanırım on dakika. Aslında hedefim sekiz dakikaydı ama şu maske işimi hiç kolaylaştırmadı.” dedim. Güldü ve “Sen takıl buralarda, benim Alex’i bulmam gerek” dedi ve gitti. Kafa salladım ve içecek reyonuna doğru bakındım. Favori içeceğim yani ice tea beni bekliyordu. Oraya doğru ilerledim. Mangoluyu içmeye karar verdim. Bir bardak, iki bardak derken bir litreye yakın içmiş olmalıyım. O sırada gördüğüm bir kız ice teanın nefes boruma kaçmasına sebep oldu. Siyah saçları beyaz teniyle müthiş bir uyumluluk içindeydi. Yüzünün biçimi harikaydı. Tabii maske sayesinde tam gözükmüyordu ama kahverengi gözleri içimi delip geçmişti. Yanına gittim “Leydim, bu dansı bana lütfeder misiniz” demek üzereyken fikrimi değiştirip “Benimle birlikte dans etmek ister misiniz?” diye sordum. Yüzünde ki gülümsemeyle birlikte “Tabii ki” dedi. Dans ederken onu tanımaya yönelik sorular sordum ama cevapları hiç anlamlı değildi. En sonunda ismini sorduğumda “Belki bir gün ama bu gün değil” dedi umutlarımı yıkarak. Dans bittiğinde “Bir dans daha etmek ister misin?” diye sordu. “Benim… Benim gitmem gerek” dedim ve kalabalığa karıştım. Bir köşede yalnızlığın tadını çıkarırken arkamdan bir el omzuma dokundu ve “Üzülme. O kızdan hayır gelmezdi zaten” dedi. Kafamı kaldırıp baktığımda beni teselli etmeye çalışan Ho’yu gördüm. “Sende olmasan ne yapardım bilmiyorum” dedim minnettarlıkla. Gülümsedi ve "Hadi kalk dans edelim. Üzgün olmak sana göre değil” dedi. Tam o sırada birisi Down We Fall’ u söylemeye başlamıştı. “Hadi dans edelim o zaman” dedim ve Hope’la beraber dans pistine doğru yürümee başladık. Ho’yu az önce biriyle dans ederken görmüştüm ve çok iyi dans ediyordu. Ama ben pek dans edemiyordum açıkçası. O yüzden sağa sola ufak dairemizden çıkmadan dans etmeye başladık. “Sen ne zamandan bu kadar iyi dans ediyorsun bakalım?” diye sordum. “Hatırlasana hani yurtta sen gitmeden bir hafta önce dans kursu açılmıştı ve sende benimle dalga geçmiştin dans kursuna katıldığım için. İşte orada öğrendim” dedi. “Gerçekten de iyi dans ediyorsun” dedim. Biz dans ederken birçok şarkı geldi geçti. Dans etmekten yorulduğumuz anda bıraktık ve kenara oturduk. Biraz sohbet ettikten sonra Hope “Ben yine Alex’e baksam iyi olacak” dedi ve ayağa kalkarken gülümseyerek ekledi “Sakın gönlünü kaptırma kimseye” Onu dinlemeye karar verip bahçeye doğru yürüdüm.


Takım elbisem ve maskem :
~Masquerade/Maskeli Balo~ Erkek-mezuniyet-balosu-2~Masquerade/Maskeli Balo~ Pr_01_2627_min


En son Barney Awesome tarafından C.tesi Mayıs 21, 2011 10:10 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Thalia A. Carter
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu
Thalia A. Carter


Mesaj Sayısı : 2000
Kayıt tarihi : 02/02/11

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimeC.tesi Mayıs 21, 2011 4:13 am

Peter ile danstan sonra yine oturmuştum.Bu sefer kırmızı şarap içiyordum.O sırada birinin bana yaklaştığını fark ettim.Kim olduğunu çıkaramıyordum,doğrusu tanıdık gelmemişti de...
Bana elini uzatıp "Bana bu dansı lütfeder misiniz?" diye sordu kibarca.Reddetmek imkansızdı."Hayır diyemem" dedim gülümseyerek.Sonuçta ben bir Afrodit kızıydım,kibarlığa hayır demek olmazdı.Ayrıca bu bir maskeli baloydu.

Slow bir parça çalmaya başladı.Karşımdaki erkek pek güzel dans etmiyordu açıkçası ama yine de onla dans etmek eğlenceliydi.Kimdi acaba bu gizemli kişi?"Kim olduğunuzu sorabilir miyim acaba?" diye sordum merakıma yenik düşüp."Eğer söylersem bu gizemli bir maskeli balo olmaktan çıkar" dedi.Sesi tanıdık gelmeye başlamıştı.Ama hala kim olduğunu tahmin edemiyordum.İyice meraklanmaya başlamıştım.Herkesin maskeyi çıkaracağı anı beklemekten başka bir şey yoktu...

(not: bu kişinin kim olacağına karar veremedim isteyen olabilir Very Happy mümkünse ünlüsü yakışıklı olsun xP)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Edward Kevin Hawke
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Edward Kevin Hawke


Mesaj Sayısı : 2581
Kayıt tarihi : 05/09/10

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimeC.tesi Mayıs 21, 2011 6:29 am

Küçük kardeşlerimden Hope beni kulubelerindeki maskeli baloya davet etmişti. Küçük kardeşlerimi çok sevdiğimden ötürü bende partiye katılmaya karar vermiştim. Ama büyük bir sorunum vardı. Şu üstümdeki nano giysi bir türlü istediğim şekile giremiyordu. Arada içimden lanetler savurarak duvarlara yumruk atıyordum. Bu giysinin içinde bunu yapmak tehlikeliydi aslında. Kulubenin başımın üstüne yıkılmasını istemezdim. Odamda volta atmaya başladım. Acaba nasıl emretsem diye düşünüyordum ki aklıma bir fikir gelmişti. Aynamın önüne geldim...
-Nanosuit... protokol 3 nokta 5... gizlenme için görünüm değişikliği...
Giysinin itiraz etmesini bekledim ama sadece tısss diye bir ses çıkardı ve kollarım ile bacaklarım birden kumaşla kaplandı. Göğsümde bir titreşim oluştu ve giysi geriye doğru çekilip bir gömlek haline geldi. Bacaklarımdaysa bir pantolon vardı...
-Sonunda giysi giymek güzel...
Hızla odamdan çıktım ve Afrodit kulubesine doğru koşmaya başladım. Yolumda baloya doğru ilerleyen kişilere selam veriyor. Bazılarını ise çarpıp yere deviriyordum... Kendime ait nedenlerim var tamam mı ? Afrodit kulubesine yaklaşmıştım. Tam o anda bir şeyi fark ettim. Bir maskeli baloya gidiyordum ve maskem bile yoktu. Hemen yanımdaki kulubenin arkasına saklandım ve düşünmeye başladım.
-Nanosuit bana maske seçenekleri göster...
O anda gözümün önünde birkaç maske hologramı belirdi ve onları incelemeye başladım. Kısa bir araştırmadan sonra zorro maskesine benzeyeni giymeye karar verdim. Yüzümdeki taneciklerde kaydı ve artık yüzümde bir maske vardı. Yaniden meydana çıkıp Afrodit kulubesine doğru yürüdüm. İçeriye girerken kapıda bekleyen kıza selam verdim ama beni tanıdığını sanmıyordum. Sadece gülümsedi ve beni içeri buyur etti.
İçeri girdiğim anda etrafı incelemeye başladım. İçerisi çok güzel dekorasyonlarla süslenmiş ve havaya güzel bir koku yayılmıştı. Yani anlayacağınız maskeli balolar için ideal bir yerdi. Etraftakilerle tanışmak için ilerlemeye başladım ve bir aynanın önüne geldiğimde donakaldım. Kafamda seçtiğim maske yerine kendi giysimin maskesi vardı. Birkaç değişiklik olarak saçlarımın üstündeki yer gitmişti ve saçlarım dışarıdaydı. Kafamın arkasındaki yerde gitmiş ve boynum'da açık kalmıştı. Biraz sinirlenmiştim ama kabul etmeliyim bu benim seçtiğim maskeden çok daha iyi görünüyordu. Etrafa bakınmaya başladım... Herkez değişik maskeler giymiş , ilginç giysiler giyinmişti. Bazılarının maskeleri tamamen yüzlerini kaplıyordu... Amatörler...
Giysim zaten herkezi ben demeden tanımlıyordu. yani kimin kim olduğunu biliyordum. Ama bunu açıklamaya niyetim yoktu. Kendime saklasam daha iyi olurdu. Bütün balo boyunca bana gelip kimin kim olduğunun sorulmasını istemiyordum. Sonuna kadar beklesinler gerilim fena birşey değildi. Hem balodaki heyecanı öldürmek istemiyordum.
Yinede bu tek başıma takılacağım anlamına gelmiyordu. Bahçeye çıktım ve Barney'in yanına gittim. Elimi omzuna attım ve onun yanına geldim. Güldüm ve konuşmaya başladım...
-Dostum bu akşam ben Barney'im , sende Ted...
Bana sende kimsin der gibi bakıyordu. Sanırım hala beni tanıyamamıştı. Ona kendimi şifreli bir şekilde tanıtmaya karar verdim...
-Sen benim kanat adamım-...adamlarımdan biri olacaksın. Bu bir emirdir...
Yeniden güldüm ve tekrar yüzüne baktım. Oda güldü ve birlikte konuşmaya başladık...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Pearl Chérie Dior
Amphitrite'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Amphitrite'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Pearl Chérie Dior


Mesaj Sayısı : 315
Kayıt tarihi : 27/04/11

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimeC.tesi Mayıs 21, 2011 7:53 am

Swan Lake~


Gece kararmaya başlamıştı. Güneş gitmiş, yerini aya bırakmıştı. Melez Kampında kimi zaman olan sessizlik diğer günlerin aksine bugün yoktu. Çünkü bugün bir balo vardı. Sıradan bir balo da değildi. Maskeli bir baloydu. Hayatım boyunca hiç maskeli baloya katılmamıştım açıkçası. İçimde bir heyecan vardı.

Tanınmamak en baş şey derler; aynanın karşısına geçtim. Tamam, tanınmamak için çaba harcamama gerek yoktu. Zaten yeni gelmiştim ve çoğu kişi beni tanımıyordu. Çok zorluk çekeceğimi sanmıyordum. Aynaya baktım ve mavi gözlerimle buluştum.
Sarı saçlarımı toparlamıştım, gerçekten kısa duruyorlardı. Üzerimde uzun siyah bir elbise vardı. Siyahın görkemini seviyordum. Nedenini anlamadığım bir şekilde asilliği vardı. Eee bana da zarif kuğu derlerdi. Ayağımda giymekte çok zorlandığım topuklu ayakkabılar vardı. Aslında onlar olmadan daha iyi dans edeceğime onlarca drahmiye bahis açabilirdim; ama maskeli baloda bunlar giyilirmiş. Anlamsız. Ben bale pabuçlarımı giysem çok daha rahat ederim. Her neyse yansımamı aynada bir süre süzdükten sonra elime maskemi aldım.

Maskemde tüyler vardı. Gerçekten tüyler vardı. Garip bir görüntüsü olmasına karşın onu sevmiştim. Ben pembe sevmezdim; ama bu maske beni kendisine çekiyordu. Maskemi sıkıca kavradım ve mavi gözlerimi ona dikerek bir süre kaldım. Düşüncelere dalmıştım yine. Artık yeter. Bugün bari düşünmemeliydim. Uzun zaman aradan sonra yeniden dans edecektim. Tabii, kendi kendime yürürken yaptığım danslar hariç olarak. Hızlıca odamdan çıktım ve kulübemi terk ettim. Kulubenin kapısında maskemi suratıma geçirdim ve yürümeye başladım. Çevrede bir sürü insan vardı ve hepsi de gerçekten birbirinden güzel giyinmişlerdi.
Maskeli Balo’da amaç tanınmamaktı ve ben de tanınmıyordum. Aslında şanslı olduğumu hissettim. Hızlı adımlarla Afrodit Kulübesi’ne gittim. Pembe dolu atmosferiyle bütün kulübeler arasından direk seçiliyordu. Gerçekten Afrodit güzellik Tanrıçası olduğunu kulübesinden bile yansıtıyordu. İçeri girdiğimde gülümseyen ve hoş geldiniz diyen insanlara gülümsedim. Yavaş adımlarla içeriye girdim.

Evet, bu nefes kesiciydi. Gerçekten nefes kesiciydi. Afrodit Kulübesi, çok değişmişti. Birkaç kere görme imkanı bulmuştum; ama bu gerçekten enfesti. Çevreme daha dikkatli bakındım. Pencerenin önlerinde eski dönemlerden kalma gibi duran perdeler vardı. Üstlerinde özel bir oya işlenmişti. Masaların çevresine özel bir kumaş olduğu belli olan kumaşlar örtülmüştü. Hepsinin üzerinde küçük tabaklar vardı. Kimisinde şekerlemeler, kimisinde çikolatalar vardı. Harika bir görünüm söz konusuydu. En çok ilgimi çeken de dans pisti olmuştu. Gerçekten gördüğüm en iyi dans pistlerinden biriydi. Daha önceden yaptığım bale gösterisinin salonundan bile daha güzeldi. İnsanı kendine çeken ve dans etmeye zorlayan bir asilliği vardı. Orada dans etmek istiyordum. Bunun için her şeyimi yapabilirdim. Yavaşça boş masalardan birine yaklaştım. Orada bulunan çikolatadan bir tane ağzıma atınca, dişimde iz kalacağını fark ettim; ama umursamadım. Balodaydık…. Lütfen ama kaçamaklar her zaman yapardım zaten.

Piste baktım. Onlarca insan son sürat dans ediyordu. Müzik oradan oraya atlıyordu. Kimi zaman insanlar söylüyordu; kimi zaman da arkadan normal bir müzik geliyordu. Birden en sevdiğim vals müziğini duydum. Şaşırmıştım. Maskeli baloda hiç bale müziği çalmazlardı ki. Çalarlar mıydı yoksa? Hiç maskeli baloya gelmemiştim. Dayanamıyordum. Ayaklarıma da söz geçiremiyordum. Swan Lake… Kuğu Gölü Balesinin vals müziği… Ayaklarıma durmalarını emretmeme rağmen gitmeye devam ettiler. Sonunda ben de onlara ayak uydurmak zorunda kaldım. Yerdeki beyaz parlak mermer taşlarında topuklu ayakkabılarım kayarken onlarla asla rahat edemeyeceğimi anlamıştım. Hızlıca eğildim ve ayakkabıları ayağımdan çıkardım. Onlara ihtiyacım yoktu. Zaten parmak üstünde durabilirdim. Hızlıca pistin ortasına geldim, tamam tektim; ama umurumda değildi. Tek istediğim şey dans etmekti. Biriyle beraber veya yalnız… Müzik kulağımı doldururken, ritimleri kalbimin çarpıntısıyla bir olurken ellerimle dans etmeye başladım. Birkaç kişinin topuklu ayakkabımı çıkarmanın çok saçma olduğu hakkında söylentilerini duydum; ama umursamadım. Ben Pearl’dım.

Umursamaz Kuğu… Parmak uçlarımla beyaz mermer zeminde havalanınca kendimi müziğin akışına bıraktım…. Gerçekten eğleniyordum ve mutluydum. Kendimi özgür bir kuğu gibi hissediyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jimmy Turner
Hephaistos'un Çocuğu
Hephaistos'un Çocuğu
Jimmy Turner


Mesaj Sayısı : 57
Kayıt tarihi : 22/02/11

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimeC.tesi Mayıs 21, 2011 9:01 am

Melez Kampında karanlık hüküm sürüyordu. Ayın güçlü bir şekilde aydınlattığı bu gece Afrodit kulübesinde bir maskeli balo vardı.Bugüne kadar hiç maskeli bir baloya gitmemiştim, zaten bu akşamda gidip gitmemek arasında kararsız kalmıştım. Sonunda gitmeye karar verdiğimde balo`nun çoktan başlamış olduğunu fark ettim. Hemen takım elbisemi giydim. Kravatımı düzeltirken maske`me gözüm kaydı.Tüm yüzümü kaplayan güzel bir Venedik maskesiydi. Sade ama güzeldi, yani tam istediğim gibi bir şeydi. Maskemi takıp kulübeden çıktım ve Afrodit kulübesine koşar adımlar ile ulaştım.

Kulübeden müzik sesleri geliyordu,dışarıda da maskeli bir kaç kişi konuşuyordu.Güzel bir bayan içeri giren herkezi selamlayıp içeri buyur ediyordu.Teşekkür edip içeri girdim,kulübe çok güzel görünüyordu.Salonu loş bir ışık aydınlatıyordu,etrafta çok yoğun bir parfüm kokusu vardı.Masalar şık örtüler ile örtülmüş üzerlerine her tür tatlı konmuştu.Salonun ortasında bulunan pistin etrafına şık koltuklar yerleştirilmişti.Sohbet eden kızlı erkekli guruplar salonun her bir yanındaydı.Masalardan birinden bir parça çikolata alıp pistin yanında ki bir koltuğa oturdum.Dans eden çiftler pistin her yanındaydı ve çok eğleniyor gibi görünüyorlardı.Birden düşündüm,burada ben kiminle dans edebilirdim ki.Kısa bir süre müziğin ritimlerini ayağımı yere vurarak tekrarlayarak zaman geçirdim.Ama yapmalıydım,birini dansa kaldırmalıydım.Koltuklardan birinde bir kız oturuyor ve piste bakıyordu.Ona sormaya karar verdim.

Ayağa kalktım ve kızın oturduğu koltuğa gittim eğilip ''Dans etmek ister misiniz? '' diye sordum.''Elbette'' diye cevap verdi.Piste çıktık.Kız çok iyi dans ediyordu,ben o kadar iyi dansetmezdim. Şarkı yeni başlamıştı,bitene kadar dans ettik.Çok eğleniyordum ve çok etkilenmiştim. Şarkı bittiğinde kızın kim olduğunu öğrenmeyi çok istiyordum.''Kim olduğunuzu öğrenebilir miyim acaba ? '' diye sordum. Fakat kız çoktan sohbet eden bir grubun içinde gözden kaybolmuştu bile. Bu kızın kim olduğunu öğrenmek için elime bir fırsat geçmesini umdum ve tekrar koltuğa oturdum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aaron Edmon
Ares'in Çocuğu
Ares'in Çocuğu
Aaron Edmon


Mesaj Sayısı : 80
Kayıt tarihi : 16/04/11

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimeC.tesi Mayıs 21, 2011 9:37 am

Güneşin bir günlük görevini daha bitirip sahneyi Ay'a devrederken genç bir adam bembeyaz bir giysinin içinde yürüyordu. Gecenin gizemi ve insanı adeta büyüleyen mükemmelliğini de yanına almış bir şekilde. Gideceği yeri biliyordu. Yapması gereken şeyi de biliyordu. Fakat gecenin sürprizlerle dolu olduğu da inkar edilemez bir gerçekti. Sessizliği bozan ayak sesleri bir parazit etkisi yaratan böcek sesleriyle savaşıyor gibiydi. Fakat onun umursamaması gereken bir dolu şeyden sadece bir kaçıydı. Adımları durdu ve aynı anda duran çevre sesleri yüzünde bir tebessüm oluşturdu genç adamın. Zarifliğini hiç bozmadan yüzüne maskesini taktı ve uzaktan büyüleyici bir gece kulübünü andıran mekana doğru yavaş ancak kendinden emin adımlarla yürümeye başladı.

İçeri adımı atar atmaz ortamın havasına girmişti. Sanki yıllardır bu tarz mekanlarda boy gösteren bir playboydu. İçinde tuhaf bir his vardı bu gece. Daha önce tatmadığı ilginç bir his. Yasak bir şeyden alınan hazzı andıran bir his. Sağ elinde tuttuğu şarabını yudumlarken etrafa göz gezdiriyordu. Kimseyi tanımamak bu olsa gerek...diye düşünmeden edememişti. Elini tuttuğunuz kişinin kim olduğunu bilmemek. Kim bilir belki hayatınızın aşkı belki kardeşiniz belki kanlı bıçaklı düşmanınız. Dikildiği yerden üslubunu ve asaletini bozmadan sağa doğru ilerledi. Ve nefesini kesen görüntüyle karşılaştı. Hayatında bu kadar güzel bir vücut görmemişti. Kadının her yerinden asalet fışkırıyordu. Topuz şeklindeki saçları onu kendisine çekiyor. Ve dansı da onu büyülüyordu. Yavaşça kadına doğru yaklaşmaya başladı. Bir kuğuyu ürkütmeden...

Yavaşça geçen saniyeleri takip eden dakikalar onun için hiç geçmiyor gibiydi. Geçmesini de istemiyordu zaten. Böyle bir güzelliği ömrü boyunca yakalayamamıştı ve şimdi kaçıp gitmesine izin veremezdi. Gözleri kadının her yerini inceliyordu. Fakat gözleri. O plastik şeyin ardında duran mavi gözler. O gözlere ölene kadar bakabilirdi. Dikildiği yerde sonsuza kadar durabilir , hiç bir şey düşünmeden o gözlere bakabilirdi. Böyle bir kadın gerçekten olabilir miydi ? Yoksa hasta olmuştu da zihni ona böyle kötü bir oyun oynuyordu. Bunu anlamasının tek bir yolu olduğunu biliyordu. Fakat bir sorun vardı. Oda bu ürkek kuğuyu korkutmadan nasıl yapacağıydı.

Kadehindeki şarap biterken her güzel şeyin bir sonu olduğu aklına zerk etmişti. Tıpkı bu gecenin de sona ereceği gibi. Kim bilir belki bu kızla bir çok kez konuşacak ancak o geceki ürkek kuğunun o olduğunu bilemeyecekti. Tuhaftı bu. Hemen bir şeyler yapmazsa bu gece burada mağlup ayrılacağından kesinkes emindi. Şarabını hemen sol tarafında duran beyaz masaya bıraktı. Yakasını düzeltti. Takım elbisesinin üzerindeki tozlardan kurtuldu. Kalbinin küt küt attığını da ancak o zaman anlayabilmişti. Kuğusuna neler söyleyeceğini düşünüyordu. Komik bir giriş mi yapsaydı ? Yoksa asaletinden ödün vermese miydi ? '' Kahretsin ! '' diye söylendi önce. Aklını başından almıştı bu kız. Çok geçmeden eli ayağı tutulmuştu. Ağacın tepesine çıkmış ve inemeyen küçük yavru bir kediye dönmüştü. Fakat bu kızla kendisi olarak konuşmalıydı. Maskenin ardındaki bir yabancı olarak değil...

Maskesini çıkardıktan hemen sonra gözlerini kızın gözleriyle birleştirdi. Ve kader ona bir şans tanımıştı bugün. Kız o baş döndüren dansında bir anlığına tökezlemişti ve düşmek üzereydi. Ve şansına Aaron'un üzerine doğru geliyordu. Ve Aaron bu güzel kuğuya yardım etmemeyi aklının ucundan bile geçirmezdi. Derin bir nefes aldı ve düşmekte olan kuğunun ellerini tuttu. Elleri pamuktan yapılmış olmalı diye düşündü bir an. O kadar yumuşaktı ki. Ve kokusu. Hiç bir parfüm markası böyle bir koku yapamazdı ve yapamayacaktı. Ve o gözlere tekrar baktı. Ölümcül bir hata gibiydi bu. Hipnotize olmuştu sanki. Fakat bu sefer kendisini toplamıştı ve dans ettiği bayana soru sorabilmişti.

'' Şu zavallı aşığa isminizi bağışlayabilir misiniz ? Hiç olmazsa sizin isminizi öğrenmiş olsun ki birazcık bahtiyar olabilsin yaralı yüreği. ''

Elbisesi Maskesi falan:


En son Aaron Edmon tarafından C.tesi Mayıs 21, 2011 11:55 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Mantalon Soluric
Hekate'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Hekate'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Mantalon Soluric


Mesaj Sayısı : 97
Kayıt tarihi : 05/02/11

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimeC.tesi Mayıs 21, 2011 10:30 am

Toploader-Dancing In The Moonlight

Akşam olmuştu. Yatağımın üzerinde duran maskeyi hızlı bir şekilde yüzüme taktım. Üzerimi biraz toparladım. Artık hazırdım. Etrafımı saran büyüyle kimsenin beni fark edememesini umuyordum. Partiden partiye koşuyordum. Bu hiç de iyi değildi. Nasıl biriydim ben? Bu kadar eğlence sanırım fazlaydı. Fakat Zell'in teklifini geri çeviremezdim. Bu yetmiyormuş gibi, bir de geç kalmıştım. Hızlı bir şekilde kulübemden çıktım. Kapıyı yavaşça kapatarak Afrodit Kulübesi'ne hızlı adımlarla yürümeye başladım.

Kulübenin önüne geldiğimde Zell'in kızmamasını umdum. Kapıyı açarak içeri girdim. İçerisi muazzam bir sesle çalkalanıyordu. Alkollü maskeliler ellerindeki bardaklara bağlanmışlardı. Disko topunun üzerinde bulunduğu pistteki maskeliler müziğin sıkı zincirleriyle piste zincirlenmişlerdi. Daha yeni geldiğim için nereye bağlanacağımı bilmiyordum. En iyisi Zell'i bulmaktı. Her maskeli baloya onunla gittiğim için maskesinden onu tanımak kolay olacaktı. Maskelilerin arasında yürümeye başladı. Bazıları koluma giriyordu. Fakat onlarla uğraşacak vaktim yoktu. Kim koluma girse hızlı elimi çekip başka bir tarafa yöneliyordum. Disko topuna yaklaşıyordum. Dans pistini gören oturaklara baktığımda Zell'in maskesini yakalamıştım. Geçen gittiğimiz balodaki gibi deniz mavisi maske yüzünde parıldıyordu. Beni tanıyacağından emindim. Yüzümde her zaman kullandığım mor maskem vardı. Yanına vardığımda parıldayan gözlerle bana baktı. Ağlıyordu. Zor olsa da gözyaşlarını dörmüştüm. Yanına oturdum. Yüzündeki maskeyi nazikçe çıkardım. Elime aldım. Ağlayan gözlerine baktım. Herkes maskeleriye bütünleşmişken, o maskesini bir kenara bırakmıştı. Dans pistine baktığımda Iason'un başka biriyle dans ettiğini gördüm. Zell'in gözleri ona yönelmişti. "Zell. Bu gülümseyen maskeyi takmak zorunda değilsin. O orda dans ederken senin bu maskenin altına gizlenmen doğru olmaz. Sen de ona gerçek maskeni göstermelisin," diyerek maskeyi elimle sıktım. Mavi maskenin ellerim arasında alkol dolu havaya karışmasını izledim. Ellerimle gözyaşlarını sildim. Yavaşça ayağa kalktım ve ona "Hadi dans edelim," dedim. Yüzümde bir gülümseme belirmişti. Gülme sırası Zell'deydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hanna Olıvıa Temple
Hera'nın (manevi) Çocuğu
Hera'nın (manevi) Çocuğu



Mesaj Sayısı : 988
Kayıt tarihi : 11/02/11

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimeC.tesi Mayıs 21, 2011 1:22 pm

-Stairway To Heaven-


Maskeli Balo.Evet,hiç tarzım değildi.Saçma ve gereksiz olduğunu düşünüyordum.Ama kuzenim Hoppy'yi kıramazdım.Dolabımdan-geçen sene babamın okul balosu için aldığı-mor elbisemi çıkardım.Saçlarımı kendi haline bırakmıştım.Elbisemi giyindikten sonra eldivenlerimi ellerime geçirdim.Son bir kez,banyonun aynasından kendime baktıktan sonra kendimi,dışarı attım.İki kulübe yanımızda ki Afrodit Kulübesine gitmeye üşeniyordum.Afrodit Kulübesine girdiğimde,herkesin bakışları bana çevrildi.Kuzenim Hoppy'yi,ileride bir çocukla dans ederken gördüm.Kısa bir süre sonra ilgiyi üzerimden atmıştım.Kendime boş bir sandelye buldum.Kulağıma gelen melodiyi hayal meyal duyabiliyordum.

"There's a lady who's sure all that glitters is gold
And she's buying a stairway to heaven.
And when she gets there she knows
If the stores are all closed
With a word she can get what she game for.

And she's buying a stairway to heaven.

There's a sign on the wall
But she wants to be sure,
Cause you know, sometimes words have two meanings.
In a tree by the brook, there's a songbird who sings
Sometimes, all of our thoughts are misgiven.

Ooooh... it makes me wonder.

There's a feeling i get when i look to the west
And my spirit is crying for leaving.
In my thoughts i have seen rings of smoke through the trees
And the voices of those who standing looking.

And it's whispered that soon, if we all call the tune
Then the piper will lead us to reason.
And, a new day will dawn for those who stand long
And the forests will echo with laughte
r. "

Melodi,uykumu getirmişti.Önümde duran melezi bile farketmemiştim."Benimle dans eder misiniz madam?"dedi başını eğerek.Yanaklarımın ısındığını hissedebiliyordum.Ayağa fırladım ve çocuğun elini tuttum.Ağır ağır dans etmeye başladık.Çocuğu dikkatle incelemeye başladım.Ama bir türlü çıkaramıyordum.Çocukta beni inceliyordu.Tam o sırada müzik durdu.Eteğimi tutarak başımı eğdim ve az önce oturduğum sandalyeye geri döndüm.


Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Edward Kevin Hawke
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Edward Kevin Hawke


Mesaj Sayısı : 2581
Kayıt tarihi : 05/09/10

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimeC.tesi Mayıs 21, 2011 9:06 pm

Birkaç dakika Barney'le konuştuktan sonra balonun merkezine geri döndüm. İçeriye yavaş adımlarla girdimki iyi bir izlenim bırakayım. Şimdi ne yapacağımı düşünüyordum. Birkaç kızı dansa kaldırabilirdim. Aslında kulağa güzel geliyordu. Salonda dolaşmaya başladım ve herkezi inceledim. Bir kızın yanına gidip ona dans teklif edecektim onun yanına gelip dansa kaldıracaktım ki gözüm onun arkasındaki kıza kaydı. Bu kız küçük kardeşlerimden Hope'du. Yani giysinin dediğine göre bu Hope'du. Sanırım sıkılmıştı...
O anda hızlı bir karar vermem gerekiyordu. Bu kızı kaldırıp elime geçecekleri düşündüm. Büyük ihtimalle balo'dan sonra bir randevum falan olacaktı. Ama küçük kardeşim oradan oraya koşturuyor , erkeklere büyü konuş yeteneğiyle diğerlerini dansa kaldırtıyordu. Biraz yorulmaya başladığını hissediyordum. Kızın yanından ayrılmaya yeltendim...
-Hey beni dansa kaldırmayacak mısın ?
Ona baktım ve ağzımın kaplayan yeri kaldırdım. Yüzüm hala görünmüyordu yani beni tanıyamazdı. Ama maskemi yukarı kaldırırken Barney'i görmüştüm. Sanırım halime gülüyordu. Muzip bir şekilde yüzüme bakmıştı. Gülümsedim ve kıza sei bir şekilde şöyle dedim...
-Özür dilerim aslında seni dansa kaldıracaktım ama çok heyecanlanıyorum. Gidip biraz içicek alacağım...
Kız bana ilk önce şaşırdı ama daha sonra biraz utandığını hissettim. İç çekti...
-Merak etme bende seninle dans etmeyi isterim...
Hemen kafamı bahçeye açılan kapının yönüne döndürdüm. Yapmacık bir heyecana büründüm...
-Aman tanrım biraz önce bahçeye bir tanrı girdi !
Kız anında yerinden kalktı. Sanırım çok heyecanlanmıştı. Ona döndüm...
-Hadi ayrılalım , sen bahöeye bak bende buraya bakıyım. Yarım saat sonra burada buluşuruz...
Kız tamam anlamında başını salladı ve bahçeye doğru hızlı adımlarla ilerledi. Bu arada ben de maskemi düzelttim ve Hope'a doğru yürümeye başladım. Ona doğru ilerlerken Barney'e döndüm elimle ''Bu iş böyle yapılır'' anlamında işaret yaptım. Yine güldü ve yemek masasına doğru ilerledi...
Bende Hope'un yanına vardım ve bir erkeğe doğru ilerlerken önünü kestim. Önünde elmi göğsüme koydum ve diğerinide belime koyup eğildim...
-Bu dansı bana lütfeder misiniz ?
Biraz düşündü ama sonunda gülümsedi. Başını kaldırdı (Ondan uzunum fark etmediyseniz...)
-Tamam zevkle...
Onun elinden tuttum ve dans edenlerin yanına götürdüm. Bir elimi beline koydum ve diğeriylede elini tuttum. İlk önce tempoyu hafiften almaya başladım ama zamanla fark ettim ki Hope dans etmeyi bayağı biliyordu. Güldüm ve tempoyu biraz arttırdım...
-Hmm aslında bayağı iyi dans ediyormuşsun...
Güldü ve o anda yerinde döndü. Bende sadece elinden tutup geri çektim...
-Sende bir erkeğe göre iyi dans ediyorsun. Apollon çocuğumusun ?
Aslında planımda kim olduğumu açıklamak gibi bir niyetim yoktu ama bu seferlik bir istisna yapacaktım. Barney'e yaptığım gibi şifreli bir mesaj verdim...
-İstersen sana bir üpucu verebilirim küçük kardeşim...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eryx von Dorff
Dionysos'un Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Dionysos'un Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Eryx von Dorff


Mesaj Sayısı : 186
Kayıt tarihi : 06/05/11

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimePtsi Mayıs 23, 2011 5:23 am

Apocalyptica - I Don't Care

Maskeli balo demek. Partiler benim işim babam parti tanrısı! Hem partiye gitmezsem Iason beni deşer! Bir şeyler bulmalıydım. Kulübemde elbiselerimi karıştırırken gerçekten güzel bir tane buldum. Aynı eskilerin maskeli kahramanı Zorro'ya benzemiştim. Kulübemden dışarı çıkıp etrafı süzdüm. Afrodit kulübesinden müzik sesleri yükseliyordu. İçeri girdim. Herkes dans ediyor bir şeyler içiyordu. Gözüm hemen şaraplara takıldı. Kendime bir kadeh kırmızı şarap doldurup bir yere oturdum. Tadı güzeldi ama asla babamın kutsal şarabı kadar olamaz. Kadehim bittiğinde sonsuz muhteşem şarabım elimde belirdi. Onun tadını o kadar özlemiştim ki. Bir süre sonra soğuk ve ince rüzgar ile süzüle süzüle gelen müzik sesi kulağımı okşadı.

Try to make it through my life, in my way, there's you
I try to make it through these lies, that's all i do

Just don't deny it
Just don't deny it and deal with it, yeah
Just deal with it

You try to break me,
You wanna break me...bit by bit,
That’s just part of it

If you were dead or still alive
I don't care, i don't care
And all the things you left behind
I don't care, i don't care

I try to make you see my side
Always trying to stay in line
But your eyes see right through
That's all they do

I'm getting tired of this shit
I've got no room when it's like this
What you want of me just deal with it

Nothing can care about, nothing can care about
You won't be there for me, you won't be there for me

If you were dead or still alive
I don't care, i don't care
And all the things you left behind
I don't care, i don't care
I don't care


Bu masalsı melodiyi duyduktan sonra bir bayanı dansa kaldırmak iyi olur diye düşündüm. Karşı masada oturan güzelliği ile göz kamaştıran bir bayana doğru ilerledim. Yavaşça eğilip " Bu dansı bana lütfeder misiniz? " dedim kendime çok güveniyordum. Biraz kızardı fakat cevabı " Tabiki. " dedi ve elimi tuttu. O anda kendimden geçmiştim. Bu kadar güzel birini ne Roma'da nede Yunan'da görmüştüm. Dansa başlamıştık. Şarkının ritmi Rock müzik kıvamına gelmişti bizden başka dans eden kalmamıştı. Fakat parti tanrısının oğlu muhteşem derecede iyi tango yaptığından dolayı partnerim biraz zorlanıyordu ama canlı müzik eşliğinde gerçekten ama gerçekten muhteşem dans ediyordu. Müziğin sesi yavaşça kısıldı bitmeye başlıyordu bu mükemmel an. Bir süre sonra müzik bitti eğilip bayanın elini öptüm ve sordum " Bana adınızı lütfeder misiniz? " dedim. Bu güzelliğe yakışır bir ses tonu ile " Lily " dedi. Kendimden geçmiş bir ses tonu ile " Bende Eryx. Memlun oldum. " dedim. Lily güldü yüz hatları sanki özenle yapılmış bir heykel gibiydi. Dans bitti masalarımıza oturduk ve aklımda tek bir şey yankılanıyordu " Lily " ben gerçekten aşık olmuştum...


Maskem ve kostümüm:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
David Killer
Hypnos'un Çocuğu
Hypnos'un Çocuğu
David Killer


Mesaj Sayısı : 534
Kayıt tarihi : 05/02/11

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimePtsi Mayıs 23, 2011 6:42 am

Sabah uyandığımda şaşırdım. Sabah erkendi. Hemen üzerime bir kıyafet giyindim. Aklıma bugün balo olduğunu hatırladım. Hemen üzerimdekileri değiştirdim. Siyah bir takım içine beyaz bir gömlek giydim. Saçımı ise yan yatırdım. Parfümümü sıktım. Tam kulübeden çıkarken bizimkilere takıldım. Ya da onlar bana takıldı. Tam bilmiyorum Wink

Kulübeden içeri girdiğimde herkes oradaydı. Gözüme ilk takılan ise Ho idi. Göz göze geldiğimizde hemen gözlerini kaçırdı. Ben de bir köşe buldum ve oturdum. Sıkkın halim çok belliydi. Sonra bir müzik sesiyle irkildim.


- Crazier -
I've never gone with the wind
Just let it flow
Let it take me where it wants to go
Till you open the door
There's so much more
I've never seen it before

I was trying to fly
But I couldn't find wings
Then you came along
And you changed everything

You lift my feet off the ground
Spin me around
You make me crazier, crazier
Feels like I'm falling and I
I'm lost in your eyes
You make me crazier,
Crazier, crazier

Watched from a distance as you
Made life your own
Every sky was your own kind of blue
And I wanted to know
How that would feel
And you made it so real

You showed me something that I couldn't see
Opened my eyes and you made me believe

You lift my feet off the ground
Spin me around
You make me crazier, crazier
Feels like I'm falling and I
I'm lost in your eyes
You make me crazier,
Crazier, crazier, oh

Baby, you showed me what living is for
I don't want to hide anymore

You lift my feet off the ground
You spin me around
You make me crazier, crazier
Feels like I'm falling and I
I'm lost in your eyes
You make me crazier,
Crazier, crazier
Crazier, crazier


Bu ben ve Ho'nun şarkısıydı. Ho'nun önünde durdum. Dizimin üstüne çöktüm. Gözlerine baktım. Belki de bu sondu. Bu küçük yeşil gözler başkasının olacaktı; ama şansımı denemeliydim. ''Benimle dans eder misin?'' diye sordum. Eğer kabul ederse ona yine teklif edecektim. O elin bana uzanmasını bekledim. Elini uzattı. Bu Ho ile ikinci kez dansımdı. Ayaklarımız yine birbirine uymuyordu; ama dans ediyorduk. Durdum. Tüm cesaretimi toplayıp ''Bana bir şans daha verir misin Ho?'' diye sordum. Ho'nun kalp atışını vücudumda hissedebiliyordum. Saniyeler süren ama bana saatler gibi gelen zamandan sonra Ho konuşmaya çalıştı. Yüzündeki ifadeden anladığım gibi hiç cevap vermesini beklemedim. Hemen baloyu terk ettim ve çıktım..

İşte ben..

Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clara Thompson
Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Clara Thompson


Mesaj Sayısı : 4592
Kayıt tarihi : 12/10/10

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimeSalı Mayıs 24, 2011 9:26 am

~A Night to Remember- HSM~
Kafamı onun omzuna koymuştum. Çalan parçanın ne olduğunu bile anlamadan dans ediyorduk. Kendimi sanki uçuyormuş gibi hissediyordum. Hiç bilmediğim dans adımlarını ustaca yapmama şaşırmıştım. Aşkın gücüydü belki bu. Şarkı bittiğinde mutlulukla iç çekerek partnerime baktım. Ama beklediğim kahverengi gözler yerine masmavi gözlerle karşılaştım. Korkuyla geri çekildim ve çığlık attım.
Uyanırken hala bağırıyordum. Sonunda boğazım acımaya başlayınca sustum. Elimi boğazıma götürdüm. Umarım sesim kısılmamıştır diye düşündüm. Komidinimin üzerindeki takvime baktım. Oldukça dolu bir programım vardı ve gitmem gereken her yeri tarihiyle beraber not almıştım. Kaşlarımı çatarak programa baktım. Afrodit kulübesi, balo, maskeli, yazılmıştı bugünün tarihinin hemen altına. Homurdana homurdana ayağı kalktım. Bir de maskeli baloyla kim uğraşırdı ki? O kadar insan ve sen kim olduğunu bilmiyorsun. Ya başkasının sevgilisi seni o sanıp dansa falan kaldırırsa? Ne kadar dertti. Uğraşabileceğimi sanmıyordum. Tembel tembel gerinip saate baktım. Öğlen uykusunu biraz fazla kaçırmıştım herhalde. Ellerimi ve ayaklarımı esnetirken bugün yapacak hiçbir şeyimin olmadığını farkettim. Kulübede tembel tembel oturmak kulağa o kadar da kötü gelmiyordu ama son birkaç gündür sürekli bunu yapıyordum. Bu hafta önemli bir olay yoktu. Athena yaptığım işleri denetlemeyi boşlayacak kadar meşguldu Tanrıların Oyunu'yla. Ed de öyle. Son birkaç haftadır onunla hiç görüşmüyordum zaten, kendi kabuğuma çekilmiştim iyice. Kim bilir, dışarı çıkmanın faydasını görürüm belki, diye düşündüm. Balo tipi şeylerde uğradığım ilk durak Mitchie'nin dolabıydı. Süslü püslü kıyafetlerin adresi. Oldukça büyük olan dolabı açtım ve içindekilere göz gezdirmeye başladım. Çok iddialı görünmek istemiyordum, o kadar süslü olmasam da olurdu. Bugün biraz daha rahat olabilirdim. Tüllü, siyah bir elbise seçtim dolaptan. Fazla sade olur diye üzerine bir ceket aldım. Oldukça komiğime gitmişti bu, sirklerdeki adamların giydiği beyaz üzerine siyah çizgili ceketlerdendi. Hızla bunları üzerime geçirirken Mitchie'nin takı kutusunu gözüme kestirdim. Bu giysiyi biraz süslesem sorun olmazdı. Takı kutusunun altını üstüne getirdikten sonra iki tane gümüş bilezik ve bir kolye edinmiştim. Madem giysim bu kadar çılgın olmuştu, bunu çılgın ayakkabılar tamamlamalıydı. Yatağımın yanındaki sandığıma koşup içinden Mısır'ın kumlarında yürümek için hiç kullanışlı olmayan ama şimdi çok işime yarayacak olan botlarımı aldım. Son anda Mitchie'nin dolabından, böyle balolara önlem olarak getirdiği maskelerden birini aldım. Baloya kardeşlerimden giden var mı bilmiyordum ama, şu an kulübe oldukça sessiz gibiydi. Kulübeden çıktığımda Afrodit kulübesinin önünde büyük bir kalabalığın olduğunu gördüm. Galiba balo beklenenden fazla ilgi çekmişti. Sıradakileri görebilmek için parmak ucuna yükselirken, kısa boyumun daha da fazla vurgulandığını görerek tekrar yere indim. O sırada oldukça büyük bir ayrıntıyı unutmuş olduğum aklıma geldi: Balo partneri. Şu anda balo deyince aklıma gelen sadece rüyamdı, ki bu beni hala dehşete düşürüyordu, bu yüzden partnersiz gitsem de farketmeyeceğini düşündüm. Zaten Eduard yeterince meşguldü. Şu Tanrıların Oyunu denen şey her geçen gün daha da sinirlerimi bozuyordu. Sırada uzun süre bekledim. İçerisi kim bilir ne kadar kalabalıktı. Sabırlı bir insan değildim ve sıra o kadar yavaş ilerliyordu. Sonunda tak etti, ellerimi siber ederek melezlerin arasından geçmeye başladım. Zaten ufak tefek olduğum için sorun olmuyordu. ''Afedersiniz, şöyle bir geçeyim, üzgünüm.'' diyerek, sonunda kapıdan içeri adımımı atmıştım. Afrodit kulübesindekiler oldukça iyi çalışmış olmalılardı, etraf harika gözüküyordu. Ard arda parçalar çalınıyor, herkes dans ediyordu. Etraftakilerin giysilerine bakınca utandım. Onların yanında o kadar spordum ki. Arkamı dönüp gitmek üzereyken gözüme birisi çarptı. Dans edenlerin arasında, elinde bir içki bardağıyla sakince duran bir çocuk. Gözlerimi kısıp onu dikkatlice inceledim. Giydiği şeyler pek ilgimi çekmiyordu, ama yüzü bir yerlerden tanıdık geliyordu. Mavi gözlerini görünce durdum. Bu o çocuktu. Bir an ne yapacağımı bilemeden etrafa bakındım. Ama onu yakından görmeyi deli gibi istiyordum. Rüyamda ne işi olduğunu öğrenmeyi de. Ama her istediğim olmuyordu işte. Bir içecek alıp kenarda oturmayı her ne kadar istesem de, önümdeki fırsatları sürekli tepmekten her zaman nefret etmiştim. Onun kim olduğunu bilmiyordum, zaten buradaki kimsenin kim olduğunu bilmiyordum. Bu yüzden utanılacak bir şey yoktu değil mi? Zaten kim olduğumu bilemeyecekti, en azından bir denesem ne çıkardı ki? Kendi kendimi ikna ettikten sonra onun yanına gittim. İlk önce çocuk beni görmedi bile. Tam önünde durunca bana bakmak zorunda kaldı. ''Ihh, dans edelim mi?'' dedim zorlukla. Kim olduğunu öğrenmeyi kafama koymuştum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Seth Mason Black
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Seth Mason Black


Mesaj Sayısı : 325
Kayıt tarihi : 16/02/11

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimePerş. Mayıs 26, 2011 7:59 am

LeAnn Rimes - Can't Fight the Moonlight

Aynada kendime bakınca biran Kont Dracula'ya benzediğimi düşündüm. Beyaz gömlek, yelek ve papyon. Üstüne siyah ceket, beyaz eldivenler ve siyah şapka. Siyah kumaş pantolon, siyah botlar. İçi kırmızı, dışı siyah pelerinimi ve bastonumu saymıyorum bile. Afrodit Kulübesi maskeli balo verdiği için şık olmalıydım. Ayrıca gizemli... Dolabın en... diplerinde bulduğum siyah maskeyi de takıp sessizce kulübeden çıktım. Aslında bu maskeyi bulmasaydım Çığlık maskesi takabilirdim. Sonuçta o da bir maske!
Afrodit kulübesine girdiğimde gördüğüm şeye şaşırıp kaldım. 5-6 çift dans ediyor diğer gizemli melezler onları izliyordu. Üstelik içlerinde kardeşim Bart da vardı. Maskeli baloda onu nasıl tanıdım diye sorarsanız: Akıllı kardeşim kendine göre sessizce, bize göre tencere tava gürültüsü eşliğinde dışarı çıkmıştı. Ve onun V For Vadetta maskesi taktığını görmüştüm. Etrafta boş boş gezinmemeye karar verip elime bir içki bardağı aldım. Tanıdığım, tanımadığım çoğu kişi buradaydı. Biraz etrafa bakındıktan sonra gözüme birini kestirdim. Bardağı ve bastonumu kenara bırakıp kıza reverans yaparak "Benimle dans eder misiniz?"diye sordum, biraz kızararak. Kampa geldiğimden beri hiç kız peşinde koşmamıştım açıkçası. Kız elimi tutup "Elbette."dedi. Gülümseyerek dans pistine geldik. Vaftiz kardeşim -kuzenim aynı zamanda- Amy'nin dinlerken kulak misafiri olduğum şarkı çalıyordu.

Under a lover's sky
Gonna be with you
And no one's gonna be around
If you think that you won't fall
Well just wait until
'Til the sun goes down

Underneath the starlight, starlight
There's a magical feeling so right
It will steal your heart tonight

You can try to resist
Try to hide from my kiss
but you know, but you know
That you, can't fight the moonlight
Deep in the dark, you'll surrender your heart
But you know, but you know that you
Can't fight the moonlight..No
You can't fight it...
It's gonna get to your heart

There's no escape from love
Once the gentle breeze
Weaves its spell upon your heart
No matter what you think
It won't be too long (Not too long)
'Til you're in my arms
Underneath the starlight, starlight
We'll be lost in a rhythm so right
Feel it steal your heart tonight

You can try to resist
Try to hide from my kiss
But you know, But you know
That you can't fight the moonlight
Deep in the dark, you'll surrender your heart
But you know, but you know that you
Can't fight the moonlight...No
You can't fight it...
No matter what you do
The light is gonna get to you

Don't try, you're never gonna win, oh

Underneath the starlight, starlight,
There's a magical feeling, so right
It'll steal your heart tonight

You can try (You can try to resist, try to hide from my kiss)
But you know, but you know that you
Can't fight the moonlight
Deep in the dark (Deep in the dark), you'll surrender your heart,
But you know, but you know that you
Can't fight the moonlight
No, you can't fight it

You can try to resist, try to hide from my kiss
But you know, don't you know that you
can't fight the moonlight
Deep in the dark, you'll surrender your heart,
But you know, but you know that you
Can't fight the moonlight
No, you can't fight it

It's gonna get to your heart...


Neyseki annemin zengin -burnu fazla büyük tiplerle- düzenlediği partilerde de yer almıştım ki dans etmeyi biliyordum. Partnerimde bildiği için şanslıydım. Bir süre sonra ondan ayrılıp tekrar elime bir içki bardağı aldım. Maskesi olduğu halde kalbimin deli gibi çarpmasına neden olacak bir kız gördüm. Koyu tonlarda bir elbisesi ve dalgalı saçları vardı. Şansıma lanet okuyarak yanına gittim. Revarans yapıp "Benimle dans eder misiniz?"dedim. Güzel bayan dememek için zor tuttum kendimi. Elimi tutup benimle dans pistine geldi. Kalbim yerinden çıkmak üzere olmasına rağmen dans etmeye başladık.

Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexandra Bethany Daniels
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu
Alexandra Bethany Daniels


Mesaj Sayısı : 1854
Kayıt tarihi : 05/09/10

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimeSalı Mayıs 31, 2011 8:21 pm

Leona Lewis ~ Homless

Bu parti gittikçe sıkıcı oluyordu! Kös kös oturmaktan ne anlıyordu bu millet!? Paris de ki o ince ruhluluk, aşk havası bunlarda olsaydı-ki yok!- bu partide kendime zor partner bulurdum! Şu işe bak! Herkes dikilmiş. Derin bir nefes aldıktan sonra odama gitmeye başladım! Zaten şu uzun,düz kumaş yüzünden yürümem aksıyordu. Bir de dikilen kösleri düşünürsek! Şu an tek dileğim annemin bana yardım etmesiydi. Öyle efsanevi güçler gibisinden değil. Bu konulardan anlardı. Ben ona göre hiçbir şey idim! O burada olsaydı tavsiyeler verirdi. En azından bu gece bu kadar bocalamazdım. Ağlamamak için gözlerimi yukarı kaldırdım.

Leona Lewis’i severdim. Hele bu şarkısına…

Normal bir insan olmaya çabalarken bu şarkı ile bir karaoke yarışmasını kazanmıştım. Bunun ne önemi vardı şimdi. Önümden geçen insanları görünce gülümsedim. Birileri piste çıkıyordu en azından. Bunu görünce sevincimde uçarak odama uçtum. Kapının önünde bizim kulübeden biri duruyordu. Sırıttım ve kolundan tuttuğum gibi piste sürüklemeye başladım çocuğu. Jason idi. Bu yüzden şanslıydım.
Dans etmeye başlarken dişlerimin arasından konuştum. “Kardeşini tanımadın mı?” dedim. Şimdi parti başlıyordu. Herkes en sonunda dans edecekti. Jason’ın fısıltı ve kin dolu bir ses ile “Alex!” dediğini duydum. Sırf zevk almaya başlasın diye ayağına bilerek bastım ve sahte bir özür diledim. “Kardeşin ile dans ediyorsun en azından! Şükret!” dedim alaycı bir sesle.

“But you don’t love me anymore
You don’t want me anymore
There’s a sign on your door
No vacancy, just emptiness
Without your love
I’m homeless

In this cold
I’m walking aimless
Feeling helpless
Without a shelter from the storm

In my heart
I miss you so much
Missing your touch
And the bed that used to be so warm

I’m so sorry now
For the pain I caused you
Wont you please forgive
Please “



Ne güzel şarkıydı biz kendimizi kaptırmış dans ederken koreografinin değişmesi gerektiğine karar kıldım ve tam yanımda duran kıza “Partnerleri değiştiriyoruz. Koreografi öyle.” Dedim. Kız şaşırmış bakarken Jason’ı kıza satıp kızın partneri ile dans etmeye başladım. Rahatlamaya çalıştım. İnsanlar dans ediyordu. Zaten sayemde herkes yanındaki ile partner de değiştirdi. Oh! Böylesi daha iyiydi.

Şarkının bitmesine yakın plak çaların yakınına gittim ve oradaki plaklardan başkasını takmaya çalıştım. Ses bu plak çalar denen şeylerden daha konser havasında çıkıyordu. Seviyordum bunları ya. Sonunda istediğim şeyi bulmuştum. Plağı çıkartıp yerine yenisini taktım ve çalmaya başlamasını bekledim.

Sanp ~ I’ve Got The Power


Not:Şarkıyı ben verdim. Bundan sonra yazacak olan 2 kişi bu şarkı üzerinden devam etsin! Very Happy Haydi kolay gelsin! Smile
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Isis Alexandria Dawn
Hestia Rahibesi/Kulübe Lideri
Hestia Rahibesi/Kulübe Lideri
Isis Alexandria Dawn


Mesaj Sayısı : 124
Kayıt tarihi : 03/05/11

~Masquerade/Maskeli Balo~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Masquerade/Maskeli Balo~   ~Masquerade/Maskeli Balo~ Icon_minitimePtsi Haz. 06, 2011 10:38 pm

Aslında sevmezdim partileri. En azından ortada kutlamaya değecek en ufak bir neden bile yokken, sırf anlık eğlence için düzenlenen partiler, sadece anlamsız bir gürültüden öteye gitmezdi gözümde. Bu yüzden olsa gerek, şimdi burada incecik siyah kıyafetimin içinde ayakta dikilirken (neyse ki hava gerçekten de sıcaktı) ve önümdeki kulübenin karanlık silüetine bakarken, beni buraya getiren sebebi içten içe merak ediyordum. Hope'un ricasını kıramadığımı hatırlattım kendi kendime, cılız bir bahane bulma çabası içinde, ama bu bile yeterince aklıma sinen bir bahane değildi. 'En azından maskeli balo, kimse beni tanımak zorunda değil.' diye düşündüm ve maskemi biraz daha düzelterek yüzümü iyice örtmesini sağladım. Seçtiğim kıyafet hoşuma gitmişti, biraz çılgınca bir kıyafetti ama olsun. Sanki özellikle böyle bir gün için seçmişim gibiydi, ama tabii ki öyle bir durum yoktu. Kedi tanrıça Bastet'in onuruna, kara kedi gibi giyinmiştim. Aklıma Soul'un bana taktığı lakap gelince, hafifçe gülümsemeden edemedim. Derin bir nefes alıp Afrodit kulübesinin kapısını tıklattım. Çok beklememe gerek kalmadan kapı açıldı ve kimin açtığına fazla dikkat etmeden içeri girdim.

Parti çoktan başlamıştı bile. Geç kaldığımı fark ettiğimde tedirgin olmaktan çok rahatlamıştım açıkçası. Ben girdiğimde, çok sevdiğim bir şarkı bitmek üzereydi. Canım biraz sıkılmış bir vaziyette, Homeless'ın sözlerinin son kısmını dinledim. Afrodit çocuklarının kulübenin bir tarafına kurmuş oldukları bara doğru ilerlerken çalmaya başlamış olan hareketli parça, pek de benim tarzıma hitap etmiyordu ve içinde bulunduğum ruh haline de uygun olduğu söylenemezdi, ama buna aldırmamaya çalıştım.

I've got the power hey yeah heh
I've got the power
Oh-oh-oh-oh-oh-oh-oh-oh-oh yeah-eah-eah-eah-eah-eah
I've got the power
Oh-oh-oh-oh-oh-oh-oh-oh-oh yeah-eah-eah-eah-eah-eah
Gettin' kinda heavy

It's gettin' it's gettin' it's gettin' kinda hectic
It's gettin' it's gettin' it's gettin' kinda hectic
It's gettin' it's gettin' it's gettin' kinda hectic
It's gettin' it's gettin' it's gettin' kinda hectic

Like the crack of the whip I snap attack
Front to back in this thing called rap
Dig it like a shovel rhyme devil
On a heavenly level
Bang the bass turn up the treble
Radical mind day and night all the time
Seven to fourteen wise divine
Maniac brainiac winning the game
I'm the lyrical Jesse James

Oh-oh-oh-oh-oh-oh-oh-oh-oh yeah-eah-eah-eah-eah-eah
I've got the power
Oh-oh-oh-oh-oh-oh-oh-oh-oh yeah
Gettin' kinda heavy
I've got the power


Kendime kokteyllerden birini doldurup dans ederek kendinden geçen kalabalığı izlemek içinde döndüğümde, yüzümde oldukça boş bir ifade vardı. Hani nerede olduğunuzu ya da ne yapacağınızı umursamadığınız anlar olur ya, işte benim için de tıpkı öyle bir zamandı. Kendi kendime, neredeyse otomatik bir şekilde ellerimle şarkıya ritim tutarken, yanıma birinin yaklaştığını fark etmemiştim bile.

Kıyafetim ve Maskem:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
~Masquerade/Maskeli Balo~
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Maskeli Balo.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Kulübeler :: Afrodit Kulübesi-
Buraya geçin: