Bir Hekate çocuğu olmama rağmen büyü teknikleri hakkında hiçbir bilgim yoktu. Kendi odamı bile büyüyle temizleyemez haldeydim. Sabah kalktığım gibi yüzümü yıkadım ve üstümü değiştirdim. Bugün oyalanma vakti değildi. Bugün büyü tekniklerini öğrenmeliydim. Kapıdan çıkarken bağırdım.
-Ben büyü teknikleri için ders almaya gidiyorum.
Yavaş adımlarla yürüyordum. Güzel güneşli bir gündü. Belki biraz fazla sıcaktı ama bu günü kötü kılamayacak kadar ufak bir sıkıntıydı. Bileğimdeki tokayla saçımı topladım. Görünüşüme pek önem ermeyi düşünmüyordum. Zaten ders almaya giden biri görünüşüne ne kadar önem vermeliydi ki...
Derin düşüncelere dalmışken dersliğin önüne vardığımı fark ettim. Üstümü toparladım ve içeri girdim. Bağırdım.
-Kimse var mı?
İlk önce ses gelmedi. Etrafıma bakınmaya başladım. Hiç kimse yok muydu yani? Mutlaka birileri olmalıydı. Dersliğin içinde dolaşmaya başladım. Sonra bir sandalyeyi gözüme kestirip oturdum. Bileğimdeki saate baktım. Daha erkendi belki de bu kadar çabuk hareket etmemeliydim. 8 yeni oluyordu. Belki biri gelmiştir diye tekrar bağırdım. O sırada kapının aralandığını duydum ve başımı o yöne çevirdim.