Eve girmiştik.Anneme bunu nasıl söyleyecektik.Bu çok tehlikeli bir görevdi.Babam eski
yoldaşlık üyesiydi.Babam hayatını casusluk yaparken kaybetmişti.Annem çok acı çekmişti
babam öldüğünde.Bunu ona nasıl söyleyecektik.Babamın bunun benzeri bir görevde ölmüş
olması…James’le, Lucain’ı da kendi oğlu gibi severdi.Direk konuya girmeye karar vermiştim.
Lafı dolandırırsam elime vakit kaybından başka bir şey geçmezdi.
‘Anne biz yani ben, Lucian ve James Sihir Bakanı’nın emriyle karanlık tarafın içine
sızacağız.’dedim.
‘Oswaldo bana şaka yapmayın.Ne için geldiniz doğruyu söyle!’dedi endişeyle annem.
‘Oswaldo doğru söylüyor Mrs.Percival.’dedi Lucian.
Annem James’e doğru baktı.James baş sallamakla yetindi.Annemin şen şakrak yüzü
birden endişeyle dolmuştu.Böyle olağını biliyordum.
‘Oswaldo, James, Lucian lütfen beni anlayın.Ben eşimi Yoldaşlık için casusluk yaparken
kaybettim.James, Lucian sizlerde oğlum sayılırsınız.Sizi de kaybetmek istemiyorum!’dedi.
‘Hiç bir şey olmaz bize anne.’dedim.
‘Evet Mrs.Percival biz eskisindeki gibi üç küçük haylaz değiliz.Büyüdük.Duygularınızı
anlıyorum.Ama olmaz.Bu yoldan geri dönemeyiz.’dedi Lucian.
‘Evet Mrs.Percival.Lütfen!’dedi James.
Annemi ikna etmiştik galiba.
‘Başınıza bir şey gelmeyecek diye bana söz vereceksiniz.’dedi.
‘Söz!’dedik üçümüz.
‘Görüşürüz anne!’dedim.
‘Görüşürüz Mrs.Percival!’dedi James’le, Lucian.
‘Görüşürüz çocuklar!’dedi annem gözleri yaşlı.
Ve dışarı çıktık.Yine Ateşoklarımıza binerek James’lerin evine doğru yöneldik…
Not:bu yazıyı başka bir sitede kullanmıştım sorun olur mu acaba