Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Herba Tycon

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Herba Tycon
Küçük Tanrı
Küçük Tanrı



Mesaj Sayısı : 48
Kayıt tarihi : 03/05/11

Herba Tycon Empty
MesajKonu: Herba Tycon   Herba Tycon Icon_minitimePerş. Mayıs 12, 2011 4:33 am

''Heyy.Heyy.Tic.Uyan dostum dersteyiz.'' ''Hıı.Derste miyiz?Hiç hatırlamıyorum ne zaman okula geldim.'' ''Tic,sen iyi misin?''.Arkadaşım bunu dedikten sonra kendime geliverdim.Bu gün okula hiç ama hiç gelmek istemediğim için geldiğimi bile hatırlamıyorum.Anneme 'Anne okula gitmek istemiyorum.Hem uykum var hem de kötü bir şey olacak gibi.' demiştim ve bu konuda haklı çıktım.Ama sonra bunun o kadar da kötü bir şey olmadığını anladım.Okulda olanları anlatacağım size.

Biyoloji dersi.Deney tüpleri falan.Çok sıkıcı bir dersti.DEHB'm olduğu için ve derste hiç eğlenmediğim için(!) ders sanki hiç ilerlemiyor gibiydi.Öğretmenimiz Bay Blood bir sürü zırvalık anlatıyordu.İçimden 'Keşke şu deney tüplerinden birinin içindeki sıvı öğretmenin suratının önünde patlasa.' diye hayal kuruyordum.Sonra aklıma bir fikir geldi.Yanımdaki arkadaşım Harry'ye ''Hey Harry.Bir fikrim var.'' ''Neymiş o bakalım? ''Bir sonraki dersimiz de biyoloji değil mi?'' ''Evet.Sakın düşündüğüm şeyi yapmak istediğini söyleme.'' ''Evet aynen öyle dostum.Bana yardım eder misin?'' ''Olmaz Tic ben bunu yapamam.'' ''Çok birşey yapmana gerek yok ya.Sadece ben yaparken sen de kapıdan biri geliyor mu diye bakacaksın.Biri gelirse bana haber vereceksin.Bu kadar.'' Harry biraz düşüncelere daldı.Gözlerinden 'Aslında bunu yapmak istemiyorum ama biraz şamata çok eğlenceli olabilir.' diye düşündüğünü anlıyordum.''Tamam kabul.'' ''Süper.Zilin çalmasına ne kadar var.'' dedikten sonra saate baktım.Bu olamazdı.Daha yarım saat vardı.Bu yarım saat bana ölüm gibi gelecekti.Öğretmeni dinlesem iyi olacaktı.En azından sınavlarda bir kaç sorudan puan alabilirdim.Ders hala çok sıkıcı geçiyordu.Saate baktım.Yaşasın.Sadece 10 dakika kalmıştı.Öğretmeni dinlemek işe yarıyormuş dedim aklımdan.Öğretmenimiz yani Bay Blood duvarda asılı olan bir kağıtla bir şey anlatıyordu.Disleksim olduğu için ve içinde yazılar ve ya harfler olduğu için okuyamıyordum.Önümdeki deney tüpleriyle oynamaya başladım.Birbirlerinin içine döküyor ve patlamamaları için dua ediyordum.Derken zil çaldı ve sinsi planımı uygulamanın vakti gelmişti.Harry kapının önünde gelenleri gözlerken bende sonunda Bay Blood'un masasındaki şişelerden birini aldım.Bu aldığım şişe öğretmenin bu derste en çok kullandığı şişeydi.Cebimden patlayan şekerleri çıkarttım.Patlayan şekerleri şişenin içine boşalttım.Bu şekerler çok fazla hareket ettirilince patlıyorlar.Tabi bir sıvının içinde olmak zorunda.Paketi şişenin içine boşalttıktan sonra öğretmenin masasının üstüne koydum.Tam zamanında zil çalmış ve öğrenciler gelmeye başlamıştı.Ben ve Harry yerimize geçip eğlenceyi izlemeye başladık.Öğretmen herkesi içeri aldıktan sonra bizim sınıfa geldi.Beyaz ceketini giydikten sonra gözlüğünü taktı.Tabi ki normal gözlük değil.Plastikten yapılma esnek bir gözlük.Deney tüplerindeki kimyasallardan korunmak içindi.İşte o gözlük şimdi işe yarayacaktı.Sonunda o an yaklaşıyordu.Öğretmen hazırlandıktan sonra tahmin ettiğim gibi en çok kullandığı şişei aldı ve biraz karıştırdıktan sonra başka bir şişenin içine boşalttı ve işte o an.Sınıfta yüksek(!) bir 'BOMM' sesi geldi.Buharlar çıktı öğretmen masasından ve buharlar yok olunca öğretmenin yüzü yanık içinde kaldı.Tüm sınıf gülmeye başladı.Öğretmenin saçları dimdik oldu ve bunun nasıl olduğunu soruyordu kendine.Biz hala gülmeye devam ediyorduk.Dersin yarısı böyle gülme ve öğretmenin gidip üstünü değiştirmesiyle geçti.Öğretmen yeni beyaz bir önlük giyip gelmiş ve yüzünü de yıkamıştı.Deney tüpünü dikkatlice bir şeyin içine boşaltım temizlikçiye verdi ve bunu imha etmesini yani yok etmesini istedi.Sonra öğretmen yeni bir deney tüpünün içine aynı renkte bir sıvı koydu.Tam yeni bir şişeye dökecek iken ''Hocam dikkat edin bu sefer şişe de patlamasın.'' dedi.Bizim sınıf gülmekten yarılmıştı artık.

Saat 11.20 idi.Yani öğle arasına 1 saat 10 dakika vardı.Çok gerginleştim o sıralar.Çünkü artık aklımdan geçen o kötü olay olmak üzereydi.Ama ben o sıralar öyle bir şey olacağını bilmiyordum.Dersimiz tarihti.Ama bu normal bir tarih değildi sanırım.Bir Yunan Mitolojisi tarihiydi.Daha önceki dersimde öğretmeni dinlemenin zamanı geçirdiğini öğrendim.Bu derste de öğretmeni dinlemeye başladım.Anladığıma göre Yunan Mitolojisi efsanelerden oluşuyormuş.Olimpos diye çok büyük bir dağ varmış.Bu dağda 12 tane tanrı varmış.Sırasını hatırlayamıyorum ama sanırım: Zeus, Poseidon, Hera, Athena, Artemis, Apollon, Hephaistos, Ares, Dyonisos, Hermes, Hekate ve Afrodit'miş sanırım.Birde bunlardan başka Olimpos'a bazen gelip giden iki tanrı varmış.Bunlar: Hestia ve Hades'miş.Sanırım Zeus;Göklerin tanrısı, Poseidon; Denizlerin ve atların tanrısı, Hera;Evlilik ve aile tanrıçası, Athena; bilgelik ve savaş strateji tanrıçası, Artemis; Ay ve av tanrıçası, Apollon;Güneş,okçuluk ve sanat tanrısı, Hephaistos; ateş ve demircilik tanrısı(Aynı zamanda tanrıların demircisi), Ares, Savaş tanrısı, Dyonisos; şarap ve sarhoşluk tanrısı, Hermes; hırsızların, yolcuların ve tüccarların tanrısı(Aynı zamanda tanrıların ulağı), Hekate;büyü tanrıçası ve Afrodit; fiziksel güzelliğin ve aşk tanrıçasıymış, ve Hestia; ateş ve ocağın tanrıçası. Hades; ölülerin tanrısı.Bunlar şuana kadar ilgimi çeken en ilginç şeydi.Bu dersi dinlemek çok hoşuma gitmişti.Ama ne yazık ki öğretmen bunları anlatırken saat 12.30 oldu ve zil çaldı.İşte sonunda gelmemek istememin nedeni olan olay.

Saat 12.30 olduğu için yemekhaneye inmiştik.Yemek yerinde çokuzun bir sıra vardı.Biraz düşüncelere daldım.'Keşke bu Olimpos falan yani Yunan Mitolojisi gerçek olsa.Acaba gerçek olsa ve nların insanlardan çocuğu olsa özel bir şeyleri olur muydu?' diye düşündüm ama bunu sesli düşünmüşüm.Arkamdan biri ''Eğer olsaydı melez olurdu.'' dedi.''Merhaba sen de kimsin? ''Ben Drake.Senin adın Tic olmalı.Yunan Mitolojisi hakkında konuştuğunu duydum.Ben Yunan Mitolojisi'ne çok meraklıyım.Arkadaş olabiliriz aslında.Sana bildiklerimi anlatabilirim.'' dedi.''Buna çok sevinirim Drake.Sanırım sana Dre diyorlardır.'' ''Hayır, bana herkes ismimle seslenir.Ama sen Dre diyebilirsin.Bu güzel bir lakap.'' ''Teşekkürler Dre.Bu gün okuldan sonra bir yerlere gidelim beraber.Hem bana bildiklerini anlatırsın.Harika olur dostum.'' dedim.Olur manasında başını salladı.Bu konuşma beni acıktırmıştı. ve sanırım sıra o kadar da uzun değildi çünkü yemek alma sırası bana gelmişti.Tepsimi aldım ve yemeklere baktım.Hmm, içlerinde pek sevdiğim bir şey yoktu ama almak zorundaydım ve içlerinden en güzel tadi olan pilav, salata ve soğuk tavuğu seçtim ve yanında birde kola.Tepsiyi elime aldım ve oturacak yer aradım.Dre'nin yanı boştu.Onun yanına gittim ve konuşmaya başladık.Yine Yunan Mitoljisi'nden konuşmuştuk.O çok eğlenceli bir arkadaştı onunla konuşurken zaman hızla akıyordu.Yemek bittiği zaman tepsimi mutfağın oraya bırakmaya gidiyordum ki biri gelip tepsiyi suratıma çarptı.''Hey bunu neden yaptın?'' ''Canım istedi bücür.'' dedi.Bu lafı demeyecekti.Bana bücür,ufaklık veya o tür şeyler denmesinden hoşlanmıyordum.Hemen patlıyordum.''Sen, bana, ne dedin?'' ''Canım istedi dedim bücür.'' ''Bana bücür denmesinden hiç tekrar ediyorum ama hiç hoşlanmam.'' ''Uuu.Çocuklar dikkat edin bücür sinirleniyor.'' dedi.''Eğer bana bir daha bücür dersen -'' ''Ne yapacaksın?Dövecekmisin.O bücür boyunla hiç bir şey yapamazsın.'' ''A sen orayı merak etme ben kısa olabilirim ama bunun avantajlı yanları da var.'' ''Neymiş o? dedi ve der demez eğilip kolunun altından geçip onu ileri doğru ittim.''Mesela hız ve çeviklik olabilir.Sen ne dersin?'' ''Buna pişman olacaksın bücür.'' dedi.Artık suratım sinirden kıpkırmızı olmuştur diye düşünüyorum.Sonunda kavgamız başladı.Bütün okul etrafımızda toplandı.Beni sürekli boynumdan yakalıyordu ama ben hep kaçıp ona seri yumruklar atıyordum.Yorulmaya başlamıştı diye düşündüm.Çünkü son boynumdan tutuşu güçlü değildi.Çevik bir hareketle kollarının arasından sıyrılıp arkasına geçtim ve onu yere doğru ittim.Sonra üstüne atlayıp sırtına birkaç yumruk attıktan sonra iki öğretmen geldi ve tabi bizi ayırdıktan sonra üstte olan taraf ben olduğum için müdürün odasına yollandım.

Öğretmen beni müdürün odasına gönderdiğinde annemi aramışlardı bile.Yaklaşık 10 dakika sonra annem geldi.Müdür onunla konuştu.Kavga çıkardığımı söyledi.''Öğretmenim size kaç kere söyledim.Bu kavga onun yüzünden başladı.Ben yemekhanede tepsimi mutfağa bırakmaya giderken tepsiyi üstüme vurdu.Sonra aramızda bir diyalog geçti ve kavga çıktı.'' ''Peki o diyaloğun konusu neydi? iç çekerek Bana bücür dedi. dedim öğretmene.''Peki çocuğum bunun kavga çıkarma için -'' ''Gayet iyi bir sebep öğretmenim.'' diyerek öğretmenin sözünü tamamladım.''Öğretmenim boyum normalden biraz kısa diye benimle hep dalga geçildi.Dilseksim ve DEHB'm odluğu için sürekli okul değiştiriyordum ve gittiğim her okulda bana bücür veya ufaklık diyorlardı.Okul değiştirmemin bir nedeni de işte boyumun kısalığı yüzünden çıkan kavgalar.'' ''Peki çocuğum neden hiç boyunu uzatacak bir spora gitmeyi düşünmedin?'' ''Size düşünmediğimi kim söyledi.Ben spora gitmeyi düşünüyorum ama dikkat eksikliğim yani DEHB'm olduğu için bir spora yazılmam pekte fayda sağlamaz.Çünkü spora odaklanamam.'' dedim.Öğretmen beni anlıyordu sanırım.''Peki çocuğum seni bu seferlik affediyorum.Ama iki şartım var.'' ''Nedir bu şartlarınız hocam?'' ''Birincisi bir daha böyle bir nedenden dolayı kavga çıkarmayacağına bana söz vereceksin.'' Söz veriyorum öğretmenim bir daha böyle bir nedenden ötürü kavga çıkarmayacağım.'' ''Teşekkürler çocuum..Şimdi ikinci şartım.Bu gün okuldan sonra burada kalacaksın.Sennile konuşacağım ve nasıl bir çözüm bulabileceğiz konuşacağız tamam mı?'' ''Tamam öğretmenim, teşekkür ederim. dedim ve odadan çıktım.Annem beni azarladı.Böyle bir nedenden ötürü kavga çıkardığım için bana çok kızdı.Küçük bir tartışmamız oldu ama neden bilmiyorum hemen sakinleşti.

Okul bittikten sonra müdürün odasının kapısını çaldım ve ''Ihı ıhım.Hocam, okuldan sonra yanıma gelin demiştiniz.'' ''Evet oğlum.Gel sen şurada otur beni bekle ben bir yere kadar gidip geliyorum.'' dedi.Tamam manasında başımı salladım ve koltuğa oturdum.Öğretmen yaklaşık 5 dakika sonra geldi.Eline yiyecek bir şeyler vardı.''İster misin oğlum?'' dedi.''Hayır hocam sağ olun.'' dedim ve elini geri ittim.Öğretmen benle konuşmaya başladı ''Bir düşünelim çocuğum boy uzatacak spor olarak; basketbol dikkat eksikliği,futbol boy uzatmaz, voleybol hiç denedin mi?'' ''Hocam voleybolda bayağı bir zıplamak lazım.Ben önce biraz boyumu uzatsam voleybolla devam ederim.'' Pekala şuanda aklıma bir şey gelmiyor.Eşyalarını topla seninle sahilde bir yürüyüşe çıkalım.Yürürken aklıma güzel fikirler gelir.'' dedi müdür bey ve sahile gittik.Öğretmen bir süre konuşmadı.Elindekileri yedikten sonra benle önemli bir konuda konuşacakmış gibi bakışlar fırlattı.''Adın Herba Tycon'du di mi?Arkadaşların sana Tic diyorlardı.Sana seni aslında neden buraya getirdiğimi söylemek istiyorum.'' ''Yani buraya boyumu uzatmanın yollarını konuşmaya gelmedik mi?'' ''Hayır çocuğum.Aslında seni Drake ile konuşurken gördüm.Yunan Mitolojisi ile konuşuyordunuz.Yemekhane sırasında da gördüm.Yine Yunan Mitolojisi hakkında konuşuyordunuz.O yüzden sana bunu anlatmanın vakti geldi diye düşünüyorum.'' ''Neyin vakti geldiğini düşünüyorsunuz?'' ''Sen bir melezsin çocuğum.''

Buna inanamıyordum.Daha bu gün öğlen konuştum Yunan Mitolojisi,Tanrılar melezler hepsi gerçekmiş.Öğretmenim beni Melez Kampı denen bir yere götürüyordu.Orda her türlü savaş eğitimimi alabilecekmişim.Beni Melez Kampı'na götürürken adı Harpya olan bir canavarla karşılaştık.Ama ben adını o zaman bilmiyordum..Şuan hatırladığıma bile inanamıyorum.Müdür beni Melez Kampı'na götürürken bana bir sürü bilgi verdi Yunan Mitolojisi ile ilgili.Öğretmenim beni Melez Kampı'na götürürken ormana yaklaşmıştık.Karşımıza birden bir canavar çıktı.Öğretmenin dediğine göre bu bir minotormuş.Bununla nasıl başa çıkılacağını bilmiyorum.Birden öğretmenim pantolonunu çıkarmaya başladı.''Hocam napıyorsunuz?'' dedim.''sana söylemediğim bir şey daha işte.Ben bir satirim.'' ''Satir mi bana bundan hiç bahsetmediniz.'' ''Çünkü henüz zamanı gelmemişti.Satirler yarı keçi yarı insandır.Çounlukla şehirlerden melez toplamakla görevliyiz ve onların koruyucularıyız.O yüzden şimdi çabuk arkama geç!'' dedi.Hemen arkasına geçtim.Bir bıçak çekti.Minotora doğru koştu.Yerde yuvarlanarak minotorun arkasına geçti ve seri darbelerle minotro çizikler attı.Minotor iyice zayıf düştükten sonra arkasına geçip zıpladı ve boynunun oraya bir bıçak batırdı ve canavar toza dönüştü.Şok olmuştum.''Bu-bunu nası yaptınız.'' ''Canavarı toza dönüştürmeyi diyorsan canavarlar ölünce toza dönüşür ama aslında ölmezler.Öyle dövüşmeyi diyorsan yakında sende öğreneceksin.'' dedi ve bana gülümsedi.Birlikte Melez Kampı'na girdik.Beni Büyük Ev'in oraya götürdü.Kherion yani baş danışman ve öğretmenlerden biri beni daha doğrusu bizi bekliyordu.''Merhaba Kherion.Biz geldik.Küçük Tic'i de getirdim.'' ''Hoş geldiniz.Ona Yunan Mitolojisiyle ilgili her şeyi anlattın mı?'' ''Evet Kherion her şeyi anlattım.'' ''O zaman sana kulübeleri gezdirmekten başka bir şey kalmıyor.'' dedi ve kampı gezdirmeye başladık.


RP BİTMİŞTİR...!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

Herba Tycon Empty
MesajKonu: Geri: Herba Tycon   Herba Tycon Icon_minitimePerş. Mayıs 12, 2011 7:48 am

Rp puanı: 100, tebrikler.


/Admin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
 
Herba Tycon
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Herba Tycon
» Herba Tycon (Zoi Anadyontai -4- )

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: