Annemi görmek için Stev'le beraber labirentleri aşarak Empire State Binası'na kadar ilerlemiştim.Stev'in güvenle gidişini izledikten sonra resepsiyoniste giderek:
"Artemis lütfen." dedim.Stev pegasusuyla uçup,bulutları yarıyordu bu sırada.Resepsiyonist bezgün bir tavırla:
"600 kat 5.sıra." dedi.Teşekkür edip,asansör yerine kullanılan pegasusa binerek 600 katı 5-6 saniyede geçtim.
Pegasusa teşekkür ederek ona her zaman Plüton için cebimde bulunan kesme şekerlerden ağzına attım.Başını okşadım ve inişini izledim.5-6 saniyemi almıştı..
Hemen 5.sırayı bularak kapısını çaldım.Kapı özel güçler tarafından açıldı.Bu tabi ki Artemis'ti:
"Satellite burada ne işin var?" dedi.Bu tepkiye şaşırmıştım.Ben onun için ne canavarlarla dövüşmüştüm ve o beni huysuz bir surat ifadesiyle ve acayip bir suratla karşılıyordu.
"Seni özledim,görmek istedim."
"Labirentten seslenen sen miydin?"
Gülümseyerek başımla onayladım.Ama o bana bağırarak:
"Onu sadece acil durumlar için kullanman lazım.Ah sen kimin kızısın?"
O anda sinirlenerek:
"Senin işte senin!Hem New York'tan koparıyorsun hem istemiyorsun!" diye bağırarak çıktım.Bir tanrıçayla hem de ebeveyn tanrıçamla ilk kavgamdı.Ne kadar diken üstünde dolaştığımın farkındaydım.
Kapıyı çarpıp asansörü beklemeye başladım.Sinirden:
"Hadiii!" diye bağırdım.O sırada Artemis kapıdan çıkarak beni kolumdan tuttuğum gibi odaya çekti.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?Burası senin aptal diyarlarından biri değil." dedi.Tam kapıyı açmak üzere ilerlerken kapıyı kilitledi.Ben de ağlamaya başladım.
Artemis bana baktı:
"Akıllan artık!Senin yüzünden başıma ne dertler açıldı!" dedi.Ben hala ağlıyordum.Bir süre geçtikten sonra başımı okşayarak:
"Oh,Satellite!Ağlama artık." dedi.Bana sarıldı ve gitmemi söyledi.
Onu henüz affetmemiştim.Ben ona labirentlerden ulaştım ve o beni kovdu.Ben de büyük bir hüzünle Plüton'u çağırarak evime uçtum..
Rp Bitmiştir!