Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Lily Evelyn Brosse

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Lily Evelyn von Dorff
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu
Lily Evelyn von Dorff


Mesaj Sayısı : 156
Kayıt tarihi : 21/04/11

Lily Evelyn Brosse Empty
MesajKonu: Lily Evelyn Brosse   Lily Evelyn Brosse Icon_minitimeC.tesi Nis. 23, 2011 6:17 am

Her şey normal bir Ocak sabahı başladı. Sabahleyin, babamın beni erkenden kaldırmasıyla uyandım.
''Lily, sen hala yatıyor musun? Geç kalacağız hadi!''
''Tamam baba hemen kalkıyorum.''
''Hadi çabuk ol. Kahvaltın hazır seni bekliyor. Ha, bu arada Marge Halanlar gelemeyecekmiş. Sadece ikimiz olacağız.''
''Ciddi misin baba? Desene çok eğleneceğiz.''
Babam bana gülümsedi ve ardından odamdan odamdan çıktı. Bende yatağımdan kalktım. Üstümü giyinmek için dolabın önüne geçtim. Kalın bir şeler giyinmeliydim. Dışarısı epey soğuktu. Kalın bir kazak ve kalın bir pantolon alıp giyindim. Ardından uzun, düz saçlarımı taradım ve mutfağa gitmek için odamdan çıktım. Mutfağa gittiğimde şok oldum. Babam şu sevdiğim keklerden hazırlamıştı. Bu kadar şaşırdığıma bakmayın. Babam normalde yemek yada başka bir şey hazırlayamaz. Her zaman -sabah kahvaltıları hariç- dışarıdan söyleriz. İnsan ev yemeklerini özlemiyor değil.
''Bu hazırladıklarını neye borçluyuz babacığım?'' diyerek babama kıkırdadım.
''Güzel kızımı mutlu etmek istemiş olamaz mıyım?''
''Ah, tabii ki.'' dedim ve keklere yumuldum.
Karnımın iyice doyduğunu hissettiğim zaman sofradan kalktım ve çantamı hazırlamak için odama çekildim.İşte o anda düşünceler kafama üşüşmeye başladı. Niye gidiyorduk. Babamın avlanma hobisi bugün evden çıkmamızın ilk ve tek sebebiydi. Kaç kere bu yüzden hayatımız tehlikeye girmişti. Çok iyi hatırlıyorum. Bundan bir sene evvel yine kışın, karlı bir günde dağdaydık ve babam birkaç kuş vurmuştu. Aslında o kuşlara da acımıyor değilim. Ancak babamı zevklerinden vazgeçirmek zor hatta imkansız diyebilirim. Olaya geri dönelim. O sırada uzaklardan derinlerden gelen bir ses duymaya başladık. Büyük bir ayı sanmıştık ama öle olmadığını babamda bende iyi biliyorduk. Sonra kaçmaya başladık ki canımızı zor kurtardık. Bu tür olayları çok yaşadım. O günden sonra uzun süre babamla evdeydik. Ama yine babam için avlanmaya gidiyorduk. Hemen odamdan çıktım. Babamın odasına doğru adımlarımı hızlandırdım. Kapıyı çaldım.
''Gir Lily.''
Kapıyı açtım ve girdim.
''Şey... Baba acaba diyorum ki bugün biz de mi gitmesek?''
Babam o şaşkın bakışını yine takınmıştı.
''Lily, gitmek istememenin bir sebebi var mı? Yani sen gitmeyi çok istemiyor muydun?''
''Tabii ki istiyordum. Ama artık bıktım baba. Hayatımı senin hobi ve zevklerinle geçirmek işkence haline geldi. Anlarsın ya. Başka sebeplerde var. Biliyorsun işte hislerim çok kuvvetlidir. Kaç kere bunun canlı kanıtını görmüştük ve hislerim bugün oraya gitmememiz gerektiğini söylüyor.''
Babamın sinirlendiği her halinden belliydi.
''Yine aynı mesele öyle mi! His diye bir şey yok. Anla bunu. Bugün oraya gideceğiz ve başımıza bir şey gelmeyeceğini sende göreceksin. Hadi yeter, çıkıyoruz.''
Ağlamak üzereydim. Gözlerim dolmuştu. Babam bazen cidden çok anlayışsız olabiliyordu. Ben onu kırmak istemezken onun yaptıkları cidden çok üzücüydü. Odama geri döndüm çantamı omzuma aldım ve sessiz adımlarla çıktım. Kapıya doğru ilerleyip botlarımı giydim. Ev kapısını açıp dışarı çıktım. Babamda arkamdan geliyordu. Dışarısı bembeyaz karlarla kaplıydı. Bu manzara çok hoşuma gider ve beni rahatlatır. Ardından babam arabamızın kapısını açtı. Ön koltuğa oturdum. Babamda şöfor koltuğuna geçti ve arabayı sürmeye başladı. Biraz kestirmiş olacağım ki bir rüya -kabus da diyebiliriz- gördüm. Kesik kesik haykırışlar, bağırmalar ve kanlar... Bembeyaz karlar arasındaki kaybolmak üzere olan kanlar. Sonra aniden uyandım. Çok terlemiştim. Nefes alışlarım hızlanmıştı. Babam bana bakıyordu.
''Lily, kızım iyi misin? N'oldu?''
''Yok yok bir şey baba. Sadece bir kabustu o kadar. İyiyim.''
Babam peki manasında kafa salladı. Gördüklerim beni epey etkilese de kafaya takmamaya çalıştım. Sonunda bir yerde durduk. Arabayı iyi bir yere koyduktan sonra babamla birlikte arabadan çıktık. Dışarısı baya soğuktu. Karların arasında yürümeye başladık. Çevremi dikkatle süzüyorum. Hiç kimse yok diyebilirim. Birkaç insan ve birkaç araba. Babamla biraz daha ilerlere gittik. Babam av tüfeğini çıkarmış, temizlemekle meşguldü. Bazen babamın bu tutkularını cidden anlayamıyorum. Biraz uzaklaşıp çevreye bakmaya başladım. Babam rahatsız halimi anlamış olacak ki nereye diye bile sormadı. Babamdan epey uzaklaştığımı fark ettim. Her yerde birbirine benziyordu. Ben hangi yoldan geri dönecektim. Sanırım kaybolmuştum. Ama duyduğum sesler yolumu bulmama epey yardımcı oldu. Çığlıklar, bağrışmalar duyuyordum ki asıl darbeyi yediğimin farkına vardım. Babam bağırıyordu.
''Lilyy, kızım lütfen kaç. Canım sakın gelme lütfen kaç. Gelme buraya!''
Hıçkırıklarla ağlıyordum. Babam tehlikedeydi. Koşmaya başladım ve sesleri takip ederek babamı buldum. Direk bir ağacın arkasına yaslandım. Babamı görebiliyordum. Mücadele ediyordu. Canı pahasına beni kurtarmak için mücadele ediyordu. Karşısındaki koskoca bir canavara karşı güç savuruyordu. Canavar beni görmese de babam beni farketmiş olacak, kafasıyla gitmemi işaret ediyordu. Yavaş yavaş gücünün tükendiğini görüyordum. Babam yere yığılırken çırpınışları... Babam yerde boylu boyunca yatarken canavar uzaklaşmaya başladı. Hemen babamın yanına doğru ilerledim. Yerde cansız bir beden duruyordu. Babam, biricik babam, tek yakınım yerde boylu boyunca yatıyordu. Her tarafından dökülen kanlar bembeyaz karlar arasında belirginleşiyor ve sonrada kayboluyordu. Babam ölmüştü. Bir kabus görmeyi o kadar çok isterdim ki... O anda arkamdan gelen sesler duydum. Şu an canavar geri dönse, kendi canım pahasına onunla savaşırdım. Elimden geleni yapardım. Ama karşımda duran toynaklı bir keçiyi andıran çocuktu.
''Sen de kimsin??''
''Ben bir satirim sende Lily olmalısın. Lily hemen benimle gelmelisin. Baban için gerçekten üzgünüm. Buraya vaktinde yetişmeyi çok isterdim. Üzgünüm. Hemen kampa gitmeliyiz. O canavar geri dönecek ve seni öldürmek için elinden geleni yapacak.''
''Saçmalama satirler mitolojik yaratıklardır ve seninle gelmiyorum. Babam içinde bil ki benim kadar üzülemezsin.''
''Lily başının ne kadar büyük bir dertte olduğunu anlasan böyle konuşmazdın. Her şeyi anlatacağıma söz veriyorum. Ama bana güvenmelisin. Seni Melez Kampı'na götüreceğim. Orada her şeyi öğreneceksin.''
Her zaman çaresiz olduğum zamanlar olmuştur. Ama şimdi çaresizlikten öte bir durumdaydım. Çıkmaz bir yoldaydım ve karşımdaki çocuğa -pardon satire- güvenmek zorundaydım.
''Pe-peki sana güvenmek zorundayım. Sen babam için bir şey yapamaz mısın?''
''Lily, seni çok iyi anladığımı söylesem bana inanır mısın? Ama babam için her şey çok geç. Beni anlıyor musun? Babanı kaybettik.''
Hıçkırıklarım son bulmuyordu. Babamı kaybetmiştim. Ona bir elveda diyememiştim ki her şeyden öte onunla küs ayrılmıştık. Şimdi ise bilmediğim bir yere gitmek üzere yola çıkmıştık. Melez Kampı'da neresiydi!? Ama oraya gittiğimde her şeyin bir cevabı elbet olmalıydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

Lily Evelyn Brosse Empty
MesajKonu: Geri: Lily Evelyn Brosse   Lily Evelyn Brosse Icon_minitimeC.tesi Nis. 23, 2011 8:40 am

Rp puanı: 80.


/Admin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
 
Lily Evelyn Brosse
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Lily Evelyn Brosse # Görevler
» Lily ile RP
» Lily de Arar ~
» Madelynne Lily Ross

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: