'' Evet. Ama Hestia'yı da çağrabilirim. O senin dilinden anlar dostum.'' dedi gene umarsızca sırıttım ve knouşmaya başladım, ''evet evet, iyi olabilir. Sonuçta bi ölümsüzün derdini bi ölümsüz anlar.'' dedim. Artık bir tanrı olduğumu anladığını düşünüyordum. Neyseki amacım gerginlik çıkartmak değildi yada başka bi art niyetim yoktu. Bana garip gözlerle bakıyordu sanki kendine kızar gibiydi. Ama o davranışında haklıydı, belkide ben biraz küstahça davranmıştım. ''Hımm madem ben giremiyorum, sen çık o halde ?'' dedim ve ekledim ''Bak dışarda hava mükemmel, gerçi burda hava her aman mükemmeldir.'' dedim. Yanıma gelmeye meğilliydi sanırım. Ama gözlerinde bir kararsızlık görüyordum, işe koyulmak istedim. Özel güçlerimi kullanasım gelmişti. Önce onu uyuttum, bir rüya gürmesini sağladım, sonra rüyasına girdim, ona rüyasında bana güvenebileceği fikrini aşıladım. Sonra uyandırdığımda. ''Peki gidelim o zaman'' dedi gözlerindeki kararsızlığın yerini güven almıştı. Sol elimi kalbime götürüp içimden ''Teşekkür ederim baba'' dedim ve yanıma gelen Alis ile yürümeye başladık