Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kına Gecesi!

Aşağa gitmek 
+7
Hanna Olıvıa Temple
Clara Thompson
Satellite Morgan
Diona Arsinoe Stanislaus
Lena H. Bryce
Serena Su Hanzadeoğlu
Cassandra Masen
11 posters
YazarMesaj
Cassandra Masen
Thanatos'un Çocuğu
Thanatos'un Çocuğu
Cassandra Masen


Mesaj Sayısı : 4293
Kayıt tarihi : 18/09/10

Kına Gecesi!  Empty
MesajKonu: Kına Gecesi!    Kına Gecesi!  Icon_minitimePaz Nis. 17, 2011 3:13 am

Telaşlı bir şekilde, ne yapacağını bilemeden her tarafa koşturuyor, çiçeklerini düzenli bir şekilde yerleştiriyordu. Olacakları düşündükçe heyecanı giderek artıyordu. Üvey kardeşinin, sevgilisi Rose ile evleneceklerini biliyordu. Bunu duyduğunda, onlara kına gecesi yapmayı, sonra da bunun kendisinin evinde gerçekleşebileceğini söylemişti. Uzun zaman sonra, o vakit gelmişti ve ilahi güçleri bile etrafı toparlamasına yardımcı olmuyordu. Öfkeli bir iç çekiş duyuldu Olimpos sokaklarında. Aynı zamanda, sabırsızlığını da belli ediyordu bu. Çiçekleri koyduğu yerleri beğenemiyordu bir türlü. Az sonra geleceklerdi ve ev sahibi olarak, en çok dikkatli olması gereken kızı, üstelik Tanrıça'yı, üstü başı dağınık ve hazır olmadığı her halinden belli olan bir şekilde bulacaklardı. Aklına gelen tüm su bitkilerini kullanıyordu. Eh, onun ilahi gücü zaten çiçeklerdi. Bu yüzden hepsinin ismi aklına geliyor, kullanmak istiyordu. Bazı meraklı Olimpos sakinlerinin kapısının önünde durduğunu görünce, ilk başta onlara gülümsedi ve sonra işine devam etti. Tanrılar arasında bile konuşulan bir konuydu bu. Onu izleyenlerin, neden bu kadar telaş yaptığını anlayacaklarından emindi. Bunları düşünerek, elindeki iris çiçeğini, nam-ı diğer zambağı kapısının üst kısmına astıktan sonra, bahçesinin hazır olduğuna karar verip, içeriyi süslemek üzere evine girdi.

Kına gecelerinde ne yapacağını tam bilmediği için yaptığı araştırmada, Türkiye gibi doğu ülkelerinde uygulandığını görmüştü. Tanrıça olarak, tam da lale mevsiminde Türkiye'ye gitmiş ve kına gecesi yapan bir aileyi izlemişti. Her şeyi yavaş ve dikkatli bir şekilde zihnine not etmişti. Olimpos'a döndüğünde, hiçbir şeyi unutmadan, halletmek istediği için, o günden beri çalışıyordu. Salonunu süslediğini unuttuğunu hatırladığında, biraz öfkelense de, sonra bu iş aradan çıktığı için rahatlayarak, elinde beliren kına çiçeğine baktı. Çoğu kişi bilmezdi ama Jessica söz konusuydu burada. Çiçeklerin Tanrıçası. Mutfağına gittiğinde, kınanın nasıl oluştuğunu hatırlamaya çalıştı. Tepsilerde taşınan ve ele süründükten sonra iz bırakan şeyin. Kısa süreli bir çalışmanın ardından, gümüş tepsisinin üzerinde duruyordu kına. Mumlar, altın paralar. Hazırdı. Yetiştirmişti sonunda. Kapısı çaldığında, biraz panik bir şekilde, uçuyormuşçasına yürüyerek gitti ve açmak için elini uzattı. Karşısında Mana'yı gördüğünde, yüzüne hoş bir gülümseme yayıldı. Uzun zamandır göremediği teyzesi, şimdi karşısında duruyordu. Gülümsemeden sonra, sıcak bir sarılma ile karşıladı onu. İçeriye davet ettikten sonra, bir süre sohbet ettiler. Jessica, hazırlanması gerektiğini söyleyerek, evinin üst katındaki odasına çıktı. Bugün kahverengi olacaktı her şeyi. Canlı, hayat veren ve barındıran toprak. Kahverengi, hoş, ipekten yapılmış elbisesini giydikten sonra, geriye, kalan şeyleri toparladı. Kahverengi oje, küpe ve kolye... Bilezik takmakta bir an kararsız kalsa da, daha sonra takmamaya karar verip yeniden aşağı indi. Kapısı yeniden çalmadan önce çiçekleri haber vermişti ona gelenleri. "İşte başlıyoruz." diye düşündü kapıyı açmadan önce. Heyecandan yerinde duramıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://camelot.hareketforum.org/
Serena Su Hanzadeoğlu
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Serena Su Hanzadeoğlu


Mesaj Sayısı : 4815
Kayıt tarihi : 07/09/10

Kına Gecesi!  Empty
MesajKonu: Geri: Kına Gecesi!    Kına Gecesi!  Icon_minitimePaz Nis. 17, 2011 8:09 am

Bugün benim için bir o kadar güzel ancak hüzünlü bir gündü. Siyah mı giyseydim? Hey ne saçmalıyordum ben? Dolabında bulunan beyaz elbise dikkatimi çekti gülümsedim ve yatağımın üzerine bıraktım. Aynanın karşısına geçerek önce koyu kahverengi saçlarımı taradım. Gözlerimi de ortaya çıkarmak istercesine göz kalemi sürdüm. Rimel… Abartı olmayacaksa neden olmasın? Son olarak da dudaklarımı belli edecek şekilde parıltılı bir ruj… Hazırdım. Her ne kadar ağlayıp bu makyajın akacağını bilsem de güzel olmalıydım. Yatağımın üstündeki beyaz elbiseyi alıp hemen giyindim. Jess’e yardım olsun diye tüm misafirlerden önce gitmeyi planlıyordum ama güzellik uykuma geç yatmıştım. Dalga geçilecek bir şey değil. Güzellik uykusu işte… Aynada son bir kez kendime bakarak dışarıya çıktım. Adımlarımı hızlandırırken çantamdan çıkardığım fotoğrafa bakıyordum. Jess’ten aldığım fotoğraf onun evinin fotoğrafıydı. Kısacası seyahat etmek içindi. Boşuna Serenity’i yoramayacaktım. Her zaman yaptığım gibi kafamı boşalttım ve parmağımı fotoğrafa dokundurdum.



Fazla uzun sürmemesi beni rahatlatmıştı. Jess’in şirin evini görünce istemeden gülümsedim. Yavaşça kapıya doğru yaklaşıp zili çaldım. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Kapı açılınca hemen Jess’e sarıldım. Bu gün sırf kahverengilere bürünmüştü. O kadar güzeldi ki can dostum.
‘‘Jess, Zeus aşkına… Burası harika olmuş ve tabi sende!’’ Ardından gözlerim Mana’ya çarptı. Mana’yı unutmak mümkün müydü? Onunla daha yeni barışmıştık ama eskisi gibi hala dosttuk işte. Onu kaybetmeyi göze alamazdım. ‘‘Mana, tanrım! Seni çok özledim.’’ Sarılmama karşılık verince içimdeki sevinç daha da büyüdü. İkisinden ayrılınca gözlerimin dolmaya başladığını anladım ancak hemen kendime geldim. Sevinç ve sinsilikle konuşmaya başladım. ‘‘Eee kına nerede söyleyin bakalım? Türk kızı olarak bu duruma el koymak istiyorum!’’ Cümlemin ardından üçümüzde kahkahalara boğulmuştuk. Başlangıcı güzel ancak sonu hüzünlü bir gece olacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lena H. Bryce
Artemis Avcısı/Sanat ve Zanaat Eğitmeni
Artemis Avcısı/Sanat ve Zanaat Eğitmeni
Lena H. Bryce


Mesaj Sayısı : 3383
Kayıt tarihi : 23/01/11

Kına Gecesi!  Empty
MesajKonu: Geri: Kına Gecesi!    Kına Gecesi!  Icon_minitimePtsi Nis. 18, 2011 11:11 pm

Saat 7:30 da çalmaya başlamıştı.Uyanmam gerektiğini biliyordum;ama dün o kadar geç yatmıştım ki...Bir kaç dakika uykunun hiçbir zararı olmaz diye düşünerek gözlerimi tekrar kapadım ve uykuya daldım...
İçeri sızan güneş ışıkları gözlerimi rahatsız etmeye başlamıştı,bu yüzden uyanmak zorunda kaldım.Saate baktım ve ufak bir çığlık attım.Tam bir buçuk saat daha uyumuşum!Artık vakit kaybetmemem gerektiğini düşünerek yüzümü bile yıkamadan dolabımı açtım.Tam kotumun düğmesini iliklerken Sat içeri girdi ve bana uzaydan gelmişim gibi baktı:
-Kına gecesine kotla mı gideceksin?!
Daha önce hiç kına gecesine gitmemiştim ve ne giyileceğini hatta orada ne yapacağımızı bile bilmiyordum.Çaresiz bakan gözlerimi Sat'e çevirdim ve onun anlayışlı gözleriyle karşılaştım.
-Pekala Lena,benim dolabıma bakma vakti!
Sat 'in düzenli odasına girdiğimde,o çoktan üzerime elbise fırlatmaya başlamştı bile.
Hepsini denedikten sonra buz mavisi bir elbisede karar kıldık.Sat bana hafif bir makyaj yaptı ve onaylarcasına gülümsedi :
-Artık hazırsın !

***

Küçük tanrılar mahallesini bulmak zor olmamıştı;ama Jessica'nın evini bulmak konusunda endişeliydim.Sokakta biraz daha dolanınca bu telaşımın yersiz olduğunu anladım.Zaten sadece iki evden müzik sesi geliyordu.İlk müzikli evde parti vardı.Hektor bana el salladı.
Başımla selam verip hemen yandaki eve geçtim.Bahçesi güzel kızlarla ve çiçeklerle doluylu.Mana ve Sere hemen yanıma geldiler.Gerçekten çok güzel olmuşlardı.Birbirimize sarıldıktan sonra Jess'in yanına gittik.Jess bana selam verdi ve:
-Hadi kızlar,güzel gelinimizi kınaya hazır hale getirelim!
Dördümüz evin merdinlerinden çıkarak Rose'un bulunduğu odaya gittik.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Diona Arsinoe Stanislaus
Zeus'un Çocuğu/Parti Organizatörü
Zeus'un Çocuğu/Parti Organizatörü
Diona Arsinoe Stanislaus


Mesaj Sayısı : 269
Kayıt tarihi : 15/12/10

Kına Gecesi!  Empty
MesajKonu: Geri: Kına Gecesi!    Kına Gecesi!  Icon_minitimePerş. Nis. 21, 2011 7:54 am

Sabah erken saatte uyanarak hemen kardeşlerimi kaldırdım. Bugün üvey kardeşim Rose'nin düğünü vardı ve erkenden gidip ona yardım etmek istiyordum. Ne de olsa Rose'nin bende ki yeri apayrıydı ve bende bir an önce onun yanına gitmek ve destek olmak istiyordum. Hızla dolabıma yönelerek üzerime giyebileceğim bir elbise baktım. Evet, aslında bu elbiseyi daha önceden hazırlamıştım, yoksa hayatta bu kadar kolay bir seçim yapamazdım. Hızla önümde duran Açık deniz mavisi, belde yan tarafa doğru bakan, straplez ve diz üzerinde olan en sevdiğim elbisemi hemen üstüme geçirdim. Ardından siyah açık ve bileğe dolanan yaklaşık 5-6 cm topuğu olan ayakkabımı gittim ve ayna karşısına geçtim. Aslında kuaföre falan gitmek istiyordum ama bunun için pek vaktim olduğu söylenemezdi. Hızla saçımı maşa yaptım ve küçük mavi kurdeleli paramanayla saçımın tutturdum. Evet, cidden çok güzel olmuştum. Tabi Rose'nin yanında o kadar çok sönük kalacaktım ama yine de bunu dert etmiyordum. Gülümseyerek saate döndüğümde baya geç kaldığımı fark ederek siyah el çantamı da alarak hızla kulübeden çıktım.

*****

Jess'in evine yaklaşmıştım ama nasıl bulacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Jess ile kampa ilk geldiğimde tanışmış ve çok iyi anlaşmıştık. Şimdide ilk defa onun evine gidiyordum. Oldukça heyecanlıydım. Derin nefes aldım ve pegasusumdan indiğimde küçük tanrışarın mahallesinde ilerlemeye başladım. Burası çok güzeldi ama şu an güzelliğe bakmak yerine hızla Jess'in evini bulmaya çalışıyordum. Birden evini fark edince bunun hiç zor olmadığını da anladım. Zaten gelen müzik sesi ve bahçesinden yayılan o güzel çiçek kokuları bulmamıza oldukça yardımcı oluyordu. Bahçeye girdiğimde önce Jess'e ardından Sere ve Lena'ya sarıldım ve "Burası harika olmuş Jess!" diyerek gülümsedim. Gerçekten de çok güzel gözüküyordu, resmen evine hayran kalmıştım. Ardından her şeyi bir kenara bırakarak kızlara dönerek gülümsedim ve "Ee gelinimiz nerede?" diyerek onlara sordum.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Satellite Morgan
Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Satellite Morgan


Mesaj Sayısı : 3387
Kayıt tarihi : 24/08/10

Kına Gecesi!  Empty
MesajKonu: Geri: Kına Gecesi!    Kına Gecesi!  Icon_minitimePerş. Nis. 21, 2011 8:46 am

O gün melez kampı için tarihi bir gündü. Kampın en köklü çifti, Rose ile Robyn'in düğünlerine çok az bir zaman kalmıştı ve biz geleneklerimizden vazgeçmeyen bir toplum olarak Rose'a kına gecesi düzenlemeye karar vermiştik. Zaman, gerçekten çok çabuk geçip gidiyordu. Kampa geldiğim günü ve onları gördüğüm ilk zamanları hatırlıyordum. Birçok kişi bu kampta yokken -onlara ben de dahilim.- onların aşkı buradaydı. Canım cicim aylarından, evliliğine sadece bir gün kalmıştı. Ve bizim bu ayki gündemimiz onlar olacaktı, bütün kampın. Sabahleyin erkenden kalkmıştım, kına gecesi günü olsa bile güzel giyinmem gerekirdi. Lexi'mle sözleşmiştik, beraber kına gecesine gidecektik ve sözleştiğimiz gibi olacaktı. O hazırlanmaya başlamıştı, ben de hazırlanayım dedim ve elbise dolabımı açarak aynanın karşısına geçtim. Binbir çeşit elbise vardı dolapta ama ben bu özel gün için hangisini seçeceğimi bilmiyordum. Dolaptaki envaye çeşit kıyafetin hepsini yatağımın üzerine koyduktan sonra aynanın karşısında denemeye başladım. Sonunda bana yakışacağını tahmin ettiğim sarı elbiseyi giydim ve saçlarımı yapmaya başladım. Saçlar için de düzleştirici kullanarak düzleştirdim ve Lexi'min hazır olmasını beklemeye başladım. Bir süre sonra kulübenin kapısında bir afet belirince artık gitme vakti olduğunu anlayarak Lexi'mle beraber Olimpos şehrine gitmek için kulübemizden ayrılarak pegasus ahırlarına doğru ilerlemeye başladık.

Lexi'mle beraber Olimpos'ta inmiştik. Buranın nasıl bir yer olduğunu az çok biliyordum, gelmişliğim azımsanamazdı. Fakat yine de Jess'in evinin nerede olduğunu bilmiyordum, Lexi de bilmiyordu. Cep telefonu kullanamayışımıza lanet ettim ve pegasusumdan indim. Lexi de inince beraber Olimpos'ta küçük tanrıçanın evini aramaya başladık. Aradığımıza değmeden karşımıza çıkan müzik sesleri dışarıya kadar taşan süslü evin içinde gelin bulundurduğunu tahmin ederek Lexi'yle beraber muhtemelen Jess'in evine doğru ilerlemeye başladık. Kapıyı çaldık ve kapı açılınca muhteşem güzellik karşısında ağzımın açık kalmasını gizleyemedim. Jess'in gerçekten evi güzel süslemiş olduğunu görerek onun yanına gittim. "Hey, senden bu kadarını beklemezdim." dedim kıkırdayarak. Lexi'ye baktım, o da diğerleriyle konuşuyordu. Rena'nın yanına gittim. "Hey, Rose nerede? Onu görmek için sabırsızlanıyorum." dedim büyük bir heyecanla. Ardından Lexi'nin yanına gittim Rose'u beklemek adına.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.platis.forummum.net
Clara Thompson
Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Clara Thompson


Mesaj Sayısı : 4592
Kayıt tarihi : 12/10/10

Kına Gecesi!  Empty
MesajKonu: Geri: Kına Gecesi!    Kına Gecesi!  Icon_minitimeCuma Nis. 22, 2011 3:51 am

Bugün kesinlikle harika olacaktı. Kuzenlerim Rose ile Robert evleniyordu! Tamam, belki de bugün değildi ama yine de bugün Rose'un kına gecesi olacaktı. Kına gecesine yabancı değildim, nitekim ben küçükken bile büyükannem hep bana kına gecesini anlatmıştı. O da babam gibi Mısır'da büyümüştü ve evlenmeden önce onun için kına gecesi düzenlenmişti. Rose'a hediye olsun diye yanıma bir bilezik almıştım, bunun aynısından bende de vardı, büyükannem kendi kına gecesinde bunları takmış. İlk önce Rose'a bunu vermekte biraz kararsız kalmıştım. Yani, bu bir aile yadigarıydı ve bunu saklamam gerektiğini düşünüyordum. Ama sonra, yeni ailemin melez kampı olduğunu hatırladım ve evlenecek ilk çifte bunu vermenin en doğrusu olacağında karar kıldım. Kına gecesinin olacağı gün iyi hazırlanmıştım. Yapacaklarımızı daha önce bildiğim için rahat bir elbise giydim. Bu askılı göğsünden büzgülü, hafifçe uzun, koyu mor bir yazlık elbiseydi. Sanki tülden yapılmış gibiydi ve çok rahattı. Yanıma çok sevdiğim, sanki safari çantasıymış gibi görünen çantamı aldım. İçine Çörek için bir havuç, ne olur ne olmaz diye Doğataşı ve bileziği koydum. Tam çıkacakken aklıma bir şey gelmişti. Normalde makyaj yapan biri değildim ama bu günün şerefine parlatıcı ve rimel sürmeye razı olmuştu. Aşırı gelmeyeceğinden emin olduğuktan sonra biraz göz kalemi bile sürmüştüm. Kulübeden dışarı çıkınca hızla pegasus ahırlarına koştum ve havucunu resmen Çörek'in ağzının içine tıkıştırdım. Biraz hızlı olmak istiyordum, çünkü birden aklıma partinin Jessica'nın evinde yapılacağı gelmişti. O benim biricik yeğenimdi, hala da en sevdiğimdi ama bir küçük tanrı olup Olimpos'a yerleşince onu neredeyse hiç göremez olmuştum. Bu düşüncelerle Çörek'e bindim ve Çörek'in artık yolunu ezberlediği Empire State Binası'nın yoluna doğru ilerlemeye başladık. Yolculuk her zamanki gibi sıkıcı geçti ama elbisem rüzgardan sürekli açıldığı için uyuyamadım bile. Sonunda Empire State Binası'nın tepesi göründüğünde doğruldum ve Çörek'i yere yönlendirdim. Hala yolculukta uyuyamadığım için kendimi biraz sersemlemiş hissediyordum. Çörek'in sırtını hafifçe okşadım. O da beni bir güzel yalayıp havalandı. Ben de mahmur mahmur içeri girdim ve güvenlik görevlisine bakmadım bile. Artık beni iyice tanıyordu zaten. Asansöre bindiğimde hafifçe kenara yaslanıp gözlerimi kapadım. Asansör bir ding sesiyle açıldığında yunanca çok kötü bir şeyler savurdum havaya ve dışarı çıktım. Çok geçmeden Olimpos'taydım ama Claire'nin evinin nerede olduğunu bilmiyordum. Pek iyi bir yön bulucu olmadığım için yolu bir küçük tanrıya sormak zorunda kalmıştım! Adam bana ters ters baktı ama sonunda bir evi işaret etti. İçinden müzik sesi geliyordu. Tabii, bunu neden düşünememiştim ki? Oflayıp puflayarak kapıyı tıklattım. Kapıyı yeğenim Jessica açınca bütün tersliğim yok olmuştu sanki. Onu öyle çok özlemiştim ki! Birbirimize sarıldığımda bu kadar şeye değdiğini düşünmüştüm. Jessica'nın omzundan eve baktığımda daha kimsenin gelmediğini görmüştüm. Evin dekoru da harikaydı. Jessica'yla zevklerimiz aynıydı zaten. Bir süre oturup sohbet ettik. Ama bir süre sonra kapı çalındı. İlk gelen de Sere'ydi. O da oldukça heyecanlı görünüyordu. Jess'i kutladıktan sonra bana sarıldı. Buna oldukça şaşırmıştım, bana ilk küsen oydu ve şimdi böyle bir şey yapınca biraz sarsaklamıştım. Ama onun benimle yeniden dost olmak istediğini görmek beni çok mutlu etmişti. Mecbur kalmadıkta kimseyle düşman olmak istemezdim çünkü. Neyse ki kısa sürede diğer misafirler de geldi de, Jess'in yüzü güldü. Am o dahil herkesin beklediği kişi tabii ki Rose'du. Sanki onu vereceğim bileklik çantamda ağırlaşmış gibiydi. Heyecanla onu beklemeye koyuldum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hanna Olıvıa Temple
Hera'nın (manevi) Çocuğu
Hera'nın (manevi) Çocuğu



Mesaj Sayısı : 988
Kayıt tarihi : 11/02/11

Kına Gecesi!  Empty
MesajKonu: Geri: Kına Gecesi!    Kına Gecesi!  Icon_minitimeCuma Nis. 22, 2011 7:37 am

Heyecandan uyuyamadım.Rose ile önceden tanışıyordum.Robert'i tanımıyordum.Benim için de önemli olan kişi Rose'du zaten.Bu yüzden imkansız bir şeyi gerçekleştirdim.Elbise giydim.Kendimi ne kadar rezil bulsamda bu çok özel bir gündü.Elbisem;askılı,pembe,kumaş bir elbiseydi.Dizimin üstündeydi ve yolculuk biraz zor olacağa benziyordu.Hemen dolaptan çantamı kaptım.Çıkmadan önce yansımama son bir kez daha baktım.Tekrardan kendimi rezil bir mahluk gibi hissettim.Kendimi dışarı attım.Dışarısı ana baba günüydü.Bazıları kulübelerinin önüne oturmuş sohbet ediyorlardı.Bazıları ise kına gecesi için hazırlanıyorlardı.Hiç oyalanmadan pegasus ahırına gittim.Spencer dün akşam bıraktığım şekerleri didikliyordu.Beni görünce kişnedi.Hemen üstüne atladım ve çantamı kafamdan geçirdim.Spencer,ben biner binmez ahırdan çıktı ve havalanmaya başladı.Bir kaç melezin bakışlarına maruz kaldım malesef.Gözlerimi kapattım ve kafamı Spencer'ın sırtına dayadım.Hava yolculuğu uykumu getiriyordu.Ama uyumamam gerekirdi.Çünkü Empire State'e yaklaşmıştık.Orada tanımadığım bir çok insan olacağına emindim. 'Belki anneme de rastlarım' düşüncesi beni kendime getirdi.Kafamı kaldırdığımda uzakta Empire State'i gördüm.İçimi bir heyecan bulutu kapladı.Bu Olimpos'a 2.gelişim olacaktı.Kötü bir yanıda vardı tabii.Kapıda ki lanet görevliyle karşılaşacaktım.Yavaş yavaş Empire State'in önüne iniş yaptık.Spencer'in sırtından indiğimde ilk önce bir gerildim.Her yerim uyuşmuştu.Spencer bana bakıp kişnedikten sonra havalandı.Binaya girdiğimde görevli önünde ki kağıda bir şeyler karalıyordu.Umarım beni görmez diye ümit ederek asansörlere yöneldim.Ama Lanet olsun ki beni gördü. "Hey!"diye seslendi arkamdan. Asansörün önünde durdum.Sadece "600.kat"dedim.Kafasını sallamakla yetindi.Bugün iyi günündeydi sanırım.Asansöre girdim.Beyonce'nin adını bilmediğim bir şarkısı çalıyordu.Şarkı rahatlamamı sağladı.Ama hala çok heyecanlıydım.Asansör durduğunda ve kapı açıldığında yine o malum görüntüyle karşılaştım.Tüylerim yeniden diken diken olmuştu.Olimpos'un görüntüsüne alışmak zor olacak gibiydi.Yavaş yavaş ilerledim.Tanrılara şükürler olsun ki,Claire'nin evini öğrenmiştim.Şirin bir evdi.Kına gecesi için harika bir yer seçimiydi.Kapıyı çaldım.Kapıyı tanımadığım bir kız açtı.Çok tatlıydı ve benden büyük olduğu belliydi.Gülümseyerek "Ben Jessica,Hoşgeldin"dedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ange Morgan Lamartine
Apollon'un Çocuğu/Kulübe Denetleyicisi
Apollon'un Çocuğu/Kulübe Denetleyicisi
Ange Morgan Lamartine


Mesaj Sayısı : 1353
Kayıt tarihi : 18/08/10

Kına Gecesi!  Empty
MesajKonu: Geri: Kına Gecesi!    Kına Gecesi!  Icon_minitimeC.tesi Nis. 23, 2011 6:29 am

Kına Gecesi!Robyn ve Rose'un uzun süre boyunca süren aşkları,şimdi imzalı ve belgeli olacaktı.Ama önce,kızlara özgü kına gecesini de kaçırmak asla istemezdim.Lissa'ya şeker vermeyi unutup doğruca sırtına atladım.Pegasusumun her zamanki huysuzluğunun tutmasını beklerken,o bana sadece ters bir bakış fırlatıp kanatlarını açtı.Şüphesiz oda heyecanımı anlamıştı.Ama biliyordum,acısını sonra çektirecekti bana.Olsun,bugün Lissa'yla sorunsuz mutlu bir kına gecesinin olmasını istiyordum.Lissa'nın havalandığı anda Lara'nın benim için seçtiği elbisenin etekleride havaya kalktı.refleks olarak elim eteğime giderken etrafıma bakındım.Yüzüme sıcak basmıştı ve şuan kıpkırmızı olduğuma emindim.Tanrı'ya şükür Ahırın çevresinde kimse yoktu.Daha önce elbiseyle pegasus antremanı yapmamalarının cezaları diye geçirdim içimden.Eteğimi katlayıp üstüne oturdum ve Lissa'nın rahatca havalanmasına izin verdim.

Çok az bir uçuştan sonra,Lissa,beni Olimpos dağının eteklerinde indirdi.güvenlik görevlisine bakmadan içeri girdim.Onunla silahlı ve yakından bir ilişkimiz vardı.Yani,dikkatliydi bugün.Asansörün karışık müziğinin eşliğinde yukarı kata çıkabildim.küçük tanrılar için açılmış olan mahalle olarak bildiğim yerde durdu asansör.Hemen indim.Teknoloji her zaman başıma dert olmuştu.Burayı biliyordum.Daha önce Hektor'un partisine katıldığım için göz aşınalığım vardı.Ama daha önce hiç küçük tanrılarının evinin nerde olduğunu merak etmemiştim.Mahallenin küçük sokaklarında dolaşırken tahmin ettiğimdende kısa sürede bir melezi içeri girerken yakalamış ve hemen o eve yöneldiğim için şansım yaver gitmişti.Melezin arkasından hemen ve daldım.ev,süper görünüyordu.Jessica'yı bizim kulübeyi dekore etmek için çağırmakta fena olmazdı yani.Hele Kevin odası...güzel şeyler düşün,diye geçirdim içimden.Kızların çevrede toplandığını görünce Rose'un geldiğini düşünüp geç kaldığım için telaşlandım ama kalabalığın arasına daldığımda Rose'un daha gelmediğini,kızların toplaşıp konuştuğunu farkettim.içime tekrar mutlu bir rahatlama çöktü.Sat'ın yanına gidip oturdum.Jeccisa'ya dönerek, "Burası Harika olmuş,Jess!Rose ne zaman gelir?" dedim merakla.nerdeyse çoğu kişi buradaydı ve daha bir çok kızın geleceğine emindim.Mana,sabırsız bir şekilde ayağıyla ritim tutturmuştu.Bu düğün işi,gerçekten alışmışlarımın dışındaydı ve Rose'u görmek için meraktan çatlayacaktım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://yadigarlarrpg.yetkin-forum.com/forum.htm
Rose Denise Harris
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu
Rose Denise Harris


Mesaj Sayısı : 1021
Kayıt tarihi : 17/08/10

Kına Gecesi!  Empty
MesajKonu: Geri: Kına Gecesi!    Kına Gecesi!  Icon_minitimeC.tesi Nis. 23, 2011 7:23 am

Rezil bir gelindim ve kendi kına geceme geç kalmıştım! Düğünün stresi tüm benliğimi sarmış ve beni etkisi altına almıştı. Ertesi gün kına gecemin yapılacağını bildiğim için erken yatmıştım ama yatağımda dönüp durmama rağmen uyuyamamıştım. Tüm geceyi ayakta geçirip, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte anca uykuya dalabildiğim için de, geç uyanmıştım. Kalktığımda kına gecemin başlamış olduğu saati geçirmiş olduğumu fark edip telaşla dün akşamdan hazırlamış olduğum beyaz ve mavi desenlerle süslü elbisemi giydim. Suratıma sade bir makyaj yaptım, zaten orada kendimi tutamayıp ağlayacağımdan adım gibi emindim. Aynanın karşısına geçip hazır olduğumdan emin olduktan sonra yüzüğümdeki incilerden birini çıkarıp yere koydum ve küçük tanrılar mahallesini hayal ederek üzerine bastım. Işınlanmanın verdiği tuhaf his beni o bilindikliğiyle sarsarken, bir anda kendimi Olimpos Şehri'nde buldum. Küçük tanrılar mahallesini pek iyi olmasa da biliyordum; Daha önce buraya geldiğim seferler olmuştu. Kısa bir arayışın ardından Jess'in evini de bulmayı başardım ama içeri girmek için kapıyı kullanacak değildim. Yüzüğümdeki bir diğer incinin üzerine basarak, evin üst katındaki bir odaya ışınlandım. Sonra merdivenlerden aşağı inmeye başladım ve o sırada tanıdık bir sesin "Hey, Rose nerede? Onu görmek için sabırsızlanıyorum." dediğini duydum. Gülümseyerek "Hey, Rose burada!" diye bağırdım ve tüm ilgiyi üzerime topladım. Gecenin ilerleyen saatlerinde çok fazla ağlayacağımı bildiğim için şimdi elimden geldiğince çok gülmek istiyormuşçasına, kahkaha atarak bana doğru gelmiş olan Sere'ye sarıldım. İçerideki tüm kızlarla selamlaşmamızın ardından Mana yanıma gelip "Sana bir hediye vereceğim, Rose." dedi ve çantasından çok güzel bir bileklik çıkarıp bana uzattı. Gülümseyerek bilekliği aldım ve hemen bileğime taktım. Sonra da ona sarılıp "Bu çok harika bir hediye Mana, çok teşekkür ederim." dedim. Kendimi şimdiden duygu selinin kıyısında hissediyordum ve birkaç saat sonra hüngür hüngür ağlayacağımdan emindim.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cornelia Fackrell
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Cornelia Fackrell


Mesaj Sayısı : 871
Kayıt tarihi : 03/10/10

Kına Gecesi!  Empty
MesajKonu: Geri: Kına Gecesi!    Kına Gecesi!  Icon_minitimeC.tesi Nis. 23, 2011 7:50 am

Amphitrite'den aldığım daha doğrusu babamın verdiği inci olduğu için kendimi oldukça rahat hissediyordum. Son kez üzerimi kontrol ettikten sonra inciye basarak Olimpos'u hayal ettim. Buraya daha önce bir kaç kez gelmiştim ve Jess'in evini biliyordum. Bu yüzden arama telaşım olmadan hızla Jess'in evine doğru ilerledim. İçeride bir sürü melezin olduğunu görünce gülümsedim. Aslında biraz geç kalmıştım ama yarın olacak düğünün hazırlıkları yüzünden baya bir oyalanmam gerekmişti. Düğün alanı, odalar, kullanılacak sandalyeler ve daha bir sürü şeyi Rose için aksilik çıkmasın diye son kez kontrol etmiştim. Zaten kulübeye geldiğimde de kardeşimin çıktığını görerek hızla hazırlanıp çıkmıştım. Sonunda içeri girdiğimde önce Jess'e sarıldım, ardından Mana ve Sere'nin yanına geçtim. O sırada Ange'yle birlikte yukarıdan kardeşimde gelmişti. Onu gördüğümde hafifçe gülümsedim. Herkes onunla konuşuyor, selam veriyor ve gidip sarılıyorlardı. Ben ise arkada durmuştum. Biliyordum ki eğer yanına gidersem ağlamadan duramayacaktım. Bir süre sonra selam vermeleri bitince Rose beni fark etti. Ona bakıp bir yandan gülümsemeye çalışırken diğer yandan da ne kadar rezil durumda olduğumu düşünüyordum. Bugün zaten yeterince ağlayacaktım, bari şimdi yapmamalıydım. Rose ile sarılırken hem gücümü kullanıyor, hem de ona bakıyordum. Gücümü gözlerimdeki yaşları durdurmak için kullansam da bir süre sonra kendimi serbest bıraktım. Bugün yine her zamanki gibi çok güzeldi. "Çok güzel olmuşsun kardeşim." dediğimde Rose benden ayrılıp teşekkür etti. O sırada Jess müzik açmasıyla kendime geldim ve tekrar kendimi durdurarak gülümsemeye çalıştım. Eh, ben ne düşünürsem düşüneyim kardeşim eğlenmeliydi. Bu sırada Sere ve diğer kızların yanımıza gelmesiyle kına gecesi başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Claire Angel Deeply
Afrodit'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Afrodit'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Claire Angel Deeply


Mesaj Sayısı : 3332
Kayıt tarihi : 31/10/10

Kına Gecesi!  Empty
MesajKonu: Geri: Kına Gecesi!    Kına Gecesi!  Icon_minitimePaz Nis. 24, 2011 8:48 am

Bugün Rose'un kına gecesi vardı. Bu kampta yaptığımız ilk kına gecesi olacaktı.ç Çok heyecanlıydım. Geç kaldığım için hemen vakit kaybetmeden hazırlanmaya başladım. Dolabımı açıp birkaç tane elbise denedim. Cık hiçbiri tam istediğim gibi olmamıştı. Bugün özel bir gündü ve elbisem içime sinmeliydi. Kendi yaptığıum elbiselerden bir tane seççmeye karar verdim. Biraz bakındıktan sonra çok güzel mor mini bir elbise gözüme takıldı. Neden olmasın? diye düşündüm. Hemen denedim. Üstüme tam da oturdu. Süper duruyordu. Bu elbiseyi taşıyabildiğime sevinmiştim. Elbiseme uygun ayakkabı ve çantamıda bulduğumda hazır sayılırdım. En azından işin zor olan kısmı bitmişti. Şimdi kolay olarak makyaj ve saç yapmaktaydı. Bugün her zamankinden farklı olmak istiyordum bu yüzden saçımı düzleştirmek yerine maşa yaptım. Kıyafetime uygun makyajımıda yaptığımda hazırdım. Kardeşim Lara’yla birlikte gidecektik.Lara’da yanıma geldi. Çok güzel olmuştu. Lara’da hazırlanınca birlikte ahırların yolunu tuttuk. Hızlı adımlarla ahırlara varabilmiştik. Laaranın pegasusu Missy’nin sırtına bindik ikimizde.

Kına gecesinin olacağı Jess’İn evine kısa bir süre sonra vardık. Oraya varınca Missy’İ yolladık ve Jess’İn evinin kapısına yürüdük. Zili çalmadan önce derin bir nefes çektim ve Lara’ya
“ Nasıl gözüküyorum? “ dedim. Lara beni süzdü ve “ Tek kelimeyle harika. Ben? “ dedi. Bende “ Benden dah güzel oldun. “ dedim ve gülümsedim. İkimizde çok heyecanlıydık. YAcşça zile bastık. Kapıyı açan ev sahibi Jess’ti. “ Wuu çok güzel olmuşsunuz hanımlar. “ dedi gülümseyerek. “ Sen de muhteşem olmuşsun Jess. “ dedi Lara. Kına gecesine yetişebilmiştik. İçeri girdiğimizde etraf harika gözüküyordu. “ Burası harika gözüküyor. “ dedim. Jess evini beğenmemize sevinerek gülümsedi. İçeri girdiğimizde hemen hemen herkes gelmişti. Herkes bize baktı. Herkesle selamlaştıktan sonra boş bulduğum bir yere oturdum. Çok kalabalıktı içerisi. Ardından gelinimiz Rose’u gördüm. Muhteşemdi. Onu görünce gözlerim kamaşmıştı. Kıyafeti tam üstüne oturmuştu. Hemen ona sarıldım ve öptüm. " Çok güzel olmuşsun. " Kendimi ağlamamak için zor tutuyordum. Duygulanmıştım. Nasılsa Afrodit kızıydım. Lara’ya baktığımda onunda yavaştan gözlerinin dolduğunu fark ettim. Sorunun bende olmamasına sevinmiştim.

Jess’İn müzik açmasıyla kına gecesi tam anlamıyla başlamıştı. Bütün kızlar ayağa kalkmış oynamaya başlamıştı. Şimdiden iyi göbek atma derdindeydi herkes. Çünkü herkes biliyordu ki biraz sonra gözyeşlarına boğulup taşıcaktı bu ev.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kına Gecesi!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Antreman gecesi!

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Olimpos :: Olimpos Şehri :: Küçük Tanrılar Mahallesi :: Delilah'nın Evi-
Buraya geçin: