Biz Apollon çocukları ısıyı ve ışığı çok severiz. En çok takıldığımız mekanlar okçuluk alanı, el işleri alanı, amfitiyaro, Ok Atma Teknikleri Sınıfı, Sanat ve Zanaat Becerileri Sınıfı ve tabi ki plajdır. Ben bugün plaja gitmeye karar vermiştim. Önce Ange'den izin alıp bir taş ve taşı yontmak ayrıca şekil vermek için malzemeler aldım. Plaja gittim. Güzel bir yer bulup oturdum. Hava çok güzeldi. Güneşli, sıcak yani tam benim istediğim gibi. Biraz oturunca canım sıkıldı. Bende bir taş heykel yapmaya harar verdim. Bu bir fare heykeli olacaktı. Hemen işe koyuldum. İşte sonunda bitmişti. Tam 2 saat 25 dakikalık çabanın sonunda çok güzel bir fare heykeli yapmıştım. Daha kendimle gurur duymaya zaman bulamamıştım ki heykelime bir kılıç saplanmıştı. Bunu yapanı gebertmek istiyordum. Önümde bir Ares çocuğu durmuş gülüyordu. Kafasına bir ışık topu fırlattım.
_Demek savaş istiyorsun ha çaylak?
_Çok memnun olurum klozet kafa.
Hemen kılıcını alıp bana savurdu. Ben de geri çekildim. Ardından gözüne ışık topu attım. Bu bir süreliğine kör olmasını sağlardı.
_Hey! Bu haksızlık!
_Hadi ya? Adil olacağını kim söyledi?
Şartlar benim tarafımdaydı. Işık ısı ve güneş... Bunlar benim gücümü katlıyordu. Hemen baldırına bir kılıç darbesi geçirdim. Ardından kılıcımı oka dönüştürüp onu ok yağmuruna tutacaktım ki Kherion'ı gördüm. Okumu hemen sakladım. Ama çocuğun elinde hala kılıç vardı. Çocuğu ittim. Kherion bunu fark etmemişti. hemen Ares çocuğunun yanına gitti ve onu götürdü. Ben de heykelime baktım. Çok hasar görmemişti. Biraz daha uğraştım. Eskisi kadar güzel olmasa da bir fare heykelim oldu. Ardından toplandım. Kulübeme döndüm. Ama malzemeleri geri vermeyi unutmadım. Heykeli odamın en güzel köşesine koydum.