Pan Tanrı
Mesaj Sayısı : 14 Kayıt tarihi : 12/04/11
| Konu: Eirini Anesi -2- Perş. Nis. 14, 2011 2:32 am | |
| Boş düşüncelerle hayatımı sorguluyordum o güzel ocak beni almıştı kendimden ta ki Zeus'un bağırırşını duyana kadar "Hebe!"Ardından Hebe denen kız geldi ve Zeus'a biraz nektar verdi içimden "Hebe hizmetçi mi ya?" diye geçiriyordum.Hebe'nin sesini düşüncelerimi doğruladı "Hebe, hizmetçilerin tanrıçası!" ardından Hebe'nin sesi bu sefer alaycı bir şekilde duyuldu "Ben Herkülcüğüm yanında olucam baba!"Zeus iyice çilden çıktı.Nerde olduğumu hatırlamak için etrafıma bir göz gezdirdim.Yaklaşık yirmi otuz kişi hepside altı metre!Bir sürü fısıldama bağırma sesleri duyuyordum.Sesler şöyleydi "Öldürün.","Yaşasın." ve bir sürü şaçma sapan ses.Ardından Hera'nın sesi tüm uğultuyu delip geçti.Hera gine etkileyici bir sesle "Tek tek konuşun."dedi.Ardından Hekate ayağa kalktı ve "Ben yıllarca insanlarınıza yardım ettim ve sizden hiç bir şey beklemedim."dedi.Herkes düşünceye dalmıştı.Ardından Athena "Bu Aietes sevdası nerden çıktı?"dedi.Hekate asil bir şekilde Athena'ya döndü "Ölümsüz bir çocuk istiyorum bir gün ölüp beni yalnız bırakmıcak."dedi.Ses tonu ağlamaklıydı Zeus sinsi bir şekilde "Kirke ile geçrek Aietes vardı."dedi.Hekate Zeus'a kızgınca "Dur düşünüm Kirke'yi benden soğuttun Aietes'i de öldürdün!"dedi.Bir süre sessizlik oldu ardından Hera "Bu durumun sonucu bir sonra ki konsey toplantısında konuşulucak."dedi ve konseyden çıktı.Ardından herkes yavaş yavaş konseyden çıktı en son ben Hekate ve Zeus kalmıştık Zeus laubaliliği son safhada bir şekilde salondan çıktı.Hekate iç geçirdikten sonra beni sarayına ışınladı.
Ahh Hekate'nin sarayı mükemmel bir yer burası tarif edilemez.Hekate çocukmuşum gibi davrandı ve uyumamı söyledi.Rüyamda Hekate'yi görüyordum bir kurt olmuştu ve yağmur yağan fakir bir kasabada geziyordu ardından bir kulübeye girip insan oldu.Bir bebeği aldı tam çıkarken bir erkek geldi konuştular ve Hekate birden tuzla buz oldu.Sonra sahne değişti Hekate aynı bebeği bir köpek görünümlü bir Empusa'ya verdi.Ardından kafamda bir Empusa gördüm ve çığlıkla uyandım.Empusa rüya değildi Empusalardan biri beni uyandırmaya çalışıyordu.Tamam uyandım sağ ol çıkabilirsin."dedim.Ardından Empusa diliyle dudağını ve etrafını yaladıktan sonra dışarı çıktı.Ardından kıyafetlerimi giydim turkuaz uzun kollu t-shirtim ve lacivert kot pantolonumu.Hemen koşarak dışarı çıktım alt kata bir buluta binerek indim.Koskaca bir masa vardı.Bir sürü uçan minik kız masaya yemekler getiriyordu.masa dediğime bakmayın bir hangar uzunluğunda!Masanın ucuna geçtim hemen minik kızlar gelip bir önlük taktı ve önüme masada ki her çeşit yemekten biraz koydular.Bu kızlar aşırı hızlıydı ve yaklaşık yüz tanelerdi.Ardından masanın en uzak ucuna Hekate oturdu ve tatsızca yemeğini yemeye başladı.Yemek yemek istemiyordum Hekate bunu fark etmiş olacak ki gözlerini kısarak bana devirdi.Yemek istemiyordum yemekler çok güzel gözüküyordu ama yemeyecektim işte sonra Hekate bir uçan kızı çağırdı ve beni işaret ederek bir şeyler söyledi yani ben öyle zannediyordum çünkü dudağı oynuyordu.Sonra kız gitti ve on beş tane daha kız çağırdı ve zorla bana yemek yedirmeye başladılar.Çırpınıyordum ama beni zincirledikleri için çabalarım boşa gidiyordu.Sonra tam ağzıma kızlardan birisi peynir sokacakken "Tamam, yeter kendim yiyeceğim."dedim.Ardından kızlar gitti ve Hekate güldü ardından yemeğimizi yemeye devam ettik.Yemek bittikten sonra hemen yanımıza iki uçan kız geldi.Ağzımı sildi.Salona bir kez daha ihtişamla bakıyordum normal bir şehir büyüklüğündeydi salon parlayan altın koltuklar koltukların üstünde kahverengi terazi işlemeleri vardı.Koltuklardan birine oturdum altındı ama kuş tüyünden hafifti.etrafta bir sürü adak için ocak vardı ve onun iki kadarda köpek halinde ki empusalar.Hekate karşıma oturdu hazır fırsat bu fırsat dedim ve Hekate'yi soru yağmuruna tuttum "Ben aslında kimim?dedim.Hekate birden yüzünü buruşturdu ardından istemeyerek cevap verdi "Eirini sen benim oğlumsun ama sıradan bir melez değilsin yani of bilmiyorum anlatamıyorum."dedi.Ardındanda toz olup gitti.Yerimden kalkmak istiyordum ama bunu yapamıyordum tek yapabildiğim ağlamaktı.Ayağımın dibine bir empusa geldi dikkatlice bakınca bunun Baron olduğunu gördüm.Hemen yanıma gelmesi için elimi hafifçe yanıma vurdum.Ardından yanıma geldi ve başını dizimle göbeğim arasında koydu.Dizimi göğüsüme doğru çektiğim için Baron bundan rahatsız olmuş olacak ki başını geri çekti.
Uyuya kalmışım uyandığımda yatağımdaydım Hekate ise başımda bekliyordu yanında ise hemşire kıyafeti giymiş bir uçan kız vardı.Hekate ile kız bir şeyler konuşuyordu ama duymuyordum sadece şunları duydum "Sanırım ruh.." "Eve.." anlamıyordum çünkü tır çarpmış gibiydim.Uyandığımı gören Hekate hemen bana sarıldı ve endişe mutluluk karışımı bir şekilde konuşmaya başladı "Oh Eirini öldük zannettik üç gündür uyuyorsun hadi hemen hazırlan ve yemeğini ye bugün özel."dedi.Sonra sözlerini söylerken sözleri boğazında düğümlenmiş gibiydi.Ardından hemşire ile Hekate fısıldaştılar ve kız gitti.Hekate'de dışarı çıktı dışarı çıkınca üstüme bir şeyler giyip aşağıya indim.Hemen lokmaları ağzıma atıyordum çünkü özel olan şeyi merak ettim.Hekate gine gözlerini devirdi ama bunun bir manası kalmamıştı çünkü yemeğimi bitirmiştim hemen koltuktan kalktım.Kalktığım gibi yanıma bir kız geldi ve ağzımı sildi.İçimden "Keşke ölene kadar burada yaşam."diye geçirdim.Ardından Hekate bekledim ama beklememe gerek kalmadan yanıma gelip elimi tuttu buna alışmıştım sonra alıştığım başka bir şey oldu ışınlandık.Vardığım yerini görünce büyük bir hüsrana uğradım burası Olimpos Konseyiydi.Tartışma uzun süreceğe benziyordu, tartışma oalcak biliyorum çünkü Hera resmen diğer toplantıda "Haftaya tekrar tartışırız."demişti.Hekate ve ben tüm tanrıları selamladık ardından Hekate konuk tahtına geçerken kulağıma şunu fısıldadı "Doğum günün kutlu olsun."inanmıyorum ben bile unutmuştum bugün on üç yaşıma basmıştım.Her zaman ki gibi konseyin ortasında durmaya başlamıştım ki birden farklı bir şey oldu Hestia yanına oturmamı istedi.Hiç naziklik yapıp "Hayır." diyecek halim olmadığı için teklifini kabul ettim.Yanına oturduğumda ocağın sadece hafif bir ısı yaydığını ama aynı zamanda da huzur yaydığını fark ettim.Sonra Athena ayağa kalktı ve "Evet oyla başlıyor seçeneklerimiz "Ölsün." "Yaşasın." "Melez." deid.Hiç bir şey anlamamıştım zeus ayağa kalktı ve şaşırmadığım bir şekilde sinirle tahmin ettiğim cevabı verdi "Ölsün!"Zeus o kadar sinirle yaağa kalkmıştı ki togasının çıkardığı rüzgar ateşin yönünü değiştirmişti.Ardından Hera kalktı ve bir anne sevecenliğiyle "Yaşasın."dedi.Ardından tam Poseidon kalkacaktı ki Demeter ondan hızlı davranıp ayağa kalktı ve öyle bir ses tonuyla konuştu ki "Anne!" diye bağırıp ona sarılasım geldi "Yaşasın."Poseidon biraz bozulmuş gibi ayağa kalktı ve Hades'e göz kırptıktan sonra "Yaşasın."dedi.Hades atik bir davranışla ayağa kalktı ve sinsi bir şekilde "Yaşasın."dedi.o an beynimde bir bulanma hissetmeye başladım sesleri duyuyordum ama anlamıyordum.Başımın döndüğünü hissettim en son net duyduğum ses Hestia'ya aitti "Bayıl..."Uyandığımda kendimi öyle bir hissediyordum ki sanki Atlas tüm yükünü üstüme atmıştı.Uyandığımda Hades gine bir sinsi ifadeyle "Oylama bitmiştir yaşıyor."dedi.Zeus resmen öfkeden kudurmuştu ayağını yere o kadar şiddetli çarptı ki konsey sallanmaya başladı.Sonra tam yorgunluğum geçti derken çığlıklar atmaya başladım sanki birini yedim ve oda içimden çıkmaya çalışıyor.Sonra gözüm kapandı bazı görüntüler görmeye başladım ben otuz yaşındeyım bir tahta oturuyorum ve kralım birisi gelip bana altın bir post veriyor.Görüntü değişti bu sefer bir geminin kaptanıyım sonra görüntü tekrar değiştir Hekate beni kutsarmış gibi elinde ki terazisini önce sağ omzumun üstüne sonra sol omzumun üstüne dağa sonra tekrar sağ omzumun üstüne yaklaştırıyor.Görüntü değiştiğinde bana doğru eline bir bıçakla gelen sakallı bir adam gördüm adam yaklaştıkça görüntü tanıdık gelmeye başladı bu Zeus'tu tam Zeus hançeri bana saplıyacağı zaman ışık olup gitti.
Uyandığımda bambu ağaçlarından yapılmış minik bir odacıktaydım odanın başında aşağısı yırtık beyaz perde ve onu tutan halkalar vardı, yattığım yerde bambu ağacından yapılmaydı üstünde sarı bir örtü ve beyaz yastık vardı üstümde ise beyaz bir örtü vardı.Odanın köşesinde ise bambu bir tabure oturmuş Hekate vardı.Sonra tüm gücümü kullanarak Hekate'ye seslendim "He-Hekate."Hekate hemen bana baktı ve bağırdı o bağırırken gözüm karamaya başlamıştı "Ambrossia..." - Spoiler:
Tanrıçam çok özür dilerim aşırı aceleye geldi birde nereden puan kırdığınızı söyler misiniz?
| |
|
Athena Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Mesaj Sayısı : 5210 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: Eirini Anesi -2- Perş. Nis. 14, 2011 3:57 am | |
| Rp puanı: 80.
/Admin.
(Yazım hataları.) | |
|