Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Emma Hail

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Nemesis
Tanrıça
Tanrıça
Nemesis


Mesaj Sayısı : 71
Kayıt tarihi : 28/02/11

Emma Hail Empty
MesajKonu: Emma Hail   Emma Hail Icon_minitimePtsi Şub. 28, 2011 5:20 am

Adalet kılıcı ilahi, beyaz bir ışıkla pırıl pırıl parlıyordu elimde. Aklımda en ufak bir şüphe bile yoktu doğru olan şeyi yaptığıma dair, bu sefer hatalı olan Tanrılar'dı. Eğer mutlak adaleti sağlamak bana bahşedilmiş bir görevse, bu sefer Titanlar'ın yanında yer aldığım için kimse beni suçlayamazdı. Nemesis olmanın kendine özgü bir güzelliği vardı - yaptığınız bir seçimden dolayı can almanız gerektiğinde içinizde ufacık bir şüphe ya da pişmanlık kırıntısı kalmıyordu. Kılıcımı savurarak, bana saldırmaya hazırlanan genç Tanrılardan birini ikiye böldüm. Tanrıcık yere düşerken, bir an aklım bulandı. Kaç yaşındaydı şimdi öldürdüğüm Tanrı? On yıllık mıydı? On beş belki de. Tanrı ve Tanrıçalar'ın ortalama ömürlerine bakılınca, çok kısa, insan ömrünün bir dakikası gibi bir süreydi bu. Yazık. Küçük tanrıların en azından belli bir yaşa gelene kadar savaştırılmaması gerektiğine inanıyordum, ama Tanrılar'ın adaletsiz, hatta zalimce kararlarından biriydi bu. Onca karmaşanın, savaşın ortasında yapılabilecek en aptalca hataydı belki de, ama yine de eğilip genç Tanrı'nın gümüşi kandan bulanıklaşmış yüzüne dokunmaktan ve kendimce onu kutsamaktan da alıkoyamadım kendimi. Orada ne kadar uzun oyalandığımı, ancak arkamda, kınından çekilen bir silahın metalik sesine benzeyen bir ses duyduğumda fark edebilmiştim. Hızla arkama dönerek kılıcımı savurunca, elektrik mavisi bir mızrağın hamlesini son anda durdurdum.

Kısa bir süreliğine birbirimizin gözlerine baktık. Zeus tekrar hamle yapmamıştı, toparlanmamı bekliyor gibiydi. Eh, kendisi bunun sorumluluğunu kabul ediyorsa, istediği şeyi verecektim ona. Kılıcımı yukarı doğru savurunca, mızrak elinden kurtuldu ve gökyüzüne fırlayarak etrafımızı pırıl pırıl aydınlatan bir şimşeğe dönüştü. Gözlerimdeki alev alev bakışla tezat oluşturan bir sırıtış tüm yüzüme yayılırken, alaylı bir tınıyla araladım dudaklarımı. 'Merhaba, Zeus.' Memnuniyetsizlikle dudaklarını büken Zeus şöyle bir süzdü beni. Doğuştan Tanrıça olarak doğduğum için onun her emrine uymamı mı beklediğini merak ettim. 'Nemesis.' Adımın dudaklarından böyle bir nefretle döküldüğünü duymak ne kadar da ilginçti. Aklıma gelen anılar, gözlerimin kısılmasına neden oldu. Şehvet ve öfke arasında incecik bir çizgi var derler, doğruymuş, diye düşündüm. Bütün hırsım içimde patlarken sert bir hareketle adalet kılıcını kaldırdım ve tam göğsüne doğrulttum Tanrılar Tanrısı'nın. Bu deli cesaretim başkalarını şaşkınlığa uğratabilir, öfkelendirebilirdi, ama hiçbir şeyi görmeyecek kadar gözüm dönmüştü. Zeus küçümser gibi şöyle bir baktı önce silahına, sonra da adalet Tanrıçası'nın kendisine. Bu küçümser edası daha da sinirlenmeme neden oluyordu. Boğazımdan vahşi, bana hiç ait değilmiş gibi gelen bir hırlama çıktı. 'Buraya saygısızlığına katlanmak için gelmedim.' dedi Zeus mağrur, gürleyen bir ses tonuyla. Ama boyun eğecek gibi değildim. 'Ne için geldin, tekrar beni cezbetmeye çalışmak için mi?' Zeus'un gözlerine tehlikeli bir ifade yerleşti, gökyüzünde bir şimşek daha çaktı. 'Çenene hakim ol ve beni dinle, yoksa Cerberus'u öldürdüğünü görmezden gelme kararımı tekrar gözden geçireceğim.' Tek kaşımı kaldırdım, pozisyonumu hala değiştirmemiştim. 'Bu bir savaş, Tanrı Zeus. Tanrılar ölür. Küçük Tanrılar da.' Gözlerim kısıldı, buz gibi bir tonla ekledim. 'İnsanlar da. Truva'yı hatırlıyorsun, değil mi? Kimin yüzünden çıktığını da hatırladın mı?' 'Konumuz bu değil. Sana son bir şans tanımak için buradayım.' Bu sözler iyice sinirlenmeme neden olmuştu. Bir an için kim olduğumu, nerede olduğumu unuttum ve çocukça bir hareket yaparak ona tükürdüm. Bir işe yaramamıştı tabii. Tükürüğün ona ulaşmasını engelleyen Zeus, elini açtı ve bir sonraki şimşek eline çarparak tekrar elektrik mavisi mızrağı oluşturdu. 'Pekala. Madem zor yolu tercih ediyorsun.'

Savaşmaya başlamıştık. Ona ayak uydurmak hiç de kolay değildi, tabii ki kudretinin ucu bucağı yoktu. Hamlelerimi kolayca savuşturuyordu, hatta birkaç kere beni öldürecek kadar yaklaştırmıştı mızrağını. Ama onu durduran bir şeyler vardı. Ne olabileceğini fark edince gülmeye başladım birden. 'Ne o, koskoca Tanrılar Tanrısı küçük, önemsiz bir Tanrıça'yı öldürmeye çekiniyor mu?' Bir şey dememişti Zeus. Ama o kadar yaklaşmasına rağmen yine de ölümcül darbeyi vurmuyordu. Mızrağının bir hamlesini daha durdurduğumda biraz daha öne eğildim ve yüzümü buruşturarak fısıldadım. 'Yoksa Nemesis'i öldürmenin ölümlüler dünyasında yol açacağı sıkıntıyı bildiğinden dolayı mı bir şey yapamıyorsun?' Zeus mızrağını çekti ve kılıç gibi tutarak hırladı. 'Küstahlığının cezasız kalacağını sanma, Nemesis. Ya da ihanetinin. Sana hatalarını telafi edebilmen için bir şans veriyorum, sen şükredip ayaklarıma kapanacağına iyice şımarıyorsun! Kendine gel!' 'Ben zaten kendimdeyim. Ama beni öldürmek istiyorsan hiç durma, Zeus. Adalet yönünü asla şaşırmaz. Hatalı taraf Tanrılar!' Bunu o kadar büyük bir inançla söylemiştim ki, sanki Zeus'un kendisi bile bir anlığına tereddüte düşmüştü. Ama kibri, bir kerecik bile olsa hatasını kabullenmesinin önüne geçiyordu. Hırsla savurduğu bir sonraki darbe, kılıcımın elimden düşmesine ve benim de yere kapaklanmama neden oldu. Bu sefer silahını doğrultma sırası Zeus'taydı. 'Beni dinleyeceksin. Bize tekrar katılman için son bir şans vereceğim sana.' 'Yaptıklarınızdan sonra mı?' dedim haşin bir fısıltıyla. 'Kusura bakma haşmetimehap, ama ölmeyi tercih ederim.' Zeus'un yüzünden bir gölge geçtiğini gördüm. Pişmanlık mıydı bu? 'Sen bilirsin. Bunu ayarlayabiliriz.' Mızrağını indirdiğinde delice bir hareket yaptım. Uzanıp çıplak elimle mızrağın ucunu kavrayıvermiştim. Çarpan akım o kadar kuvvetliydi ki, Tanrıça olmasam kesinlikle yanıp kül olmuştum. Yine de akım beni fazlasıyla sarsmıştı tabii. Zorlayarak gözlerimi açtım ve Zeus'a baktım. 'Senin elinden ölmek istediğimi söylediğimi hatırlamıyorum.' Gözlerimi kapattım ve aklımda adalet kılıcını canlandırdım. Bir şekilde, adalet Tanrıçası olmamdan kaynaklanıyor olsa gerek, kılıçla aramda bir bağ vardı. Kılıcın arkamda belirmesini sağlamaya çalıştım, bunu başarabildiğimi umuyordum. 'Elveda, Zeus.' Sonra karnımda keskin bir acı hissettim ve yavaş yavaş çöken karanlık beni içine hapsederek, daha fazla bir şey hissetmeme engel oldu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

Emma Hail Empty
MesajKonu: Geri: Emma Hail   Emma Hail Icon_minitimePtsi Şub. 28, 2011 10:16 am

Rp puanı: 100, tebrikler.


/Admin.

(Uzun zamandır okuduğum en iyi giriş rp'siydi. Smile)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
 
Emma Hail
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Elizabeth Emma Victoria Giovanni
» Elizabeth Emma Victoria Giovanni

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: