İlk ders

Dersleri hiç sevmezdim. Ama Kheiron bana bir yerden başlamam gerektiğini söylemişti. Benim de aklıma hemen kılıç kullanmak geldi. Zaten iyiydim ama Kheiron'un zoruyla başlamam gereken bir ders olduğunu biliyordum. Sınıfa girdim. En başta içeriyi boş sandım; ancak daha sonra köşedeki kızı gördüm. Bana 'Selam çaylak.' dedi. Bense ona 'Ben çaylak değilim. Seni yerle bir ederim. Hem zaten sen bir kızsın.' dedim. Kızdı ve kılıcını aldı ve 'Göster bakalım yeteneklerini.' dedi. Dövmem bana kılıcımı verdi. Miğferim ve kalkanımı da aldım. Bir kaç darbe savurdum ve kolaylıkla karşıladı. Onun ilk darbesinde ise afalladım. Bu nasıl bir ustalıktı? Söylediklerimden ötürü biraz pişmandım ama belli etmemek için devam ettim. Daha sonra kılıcımı düşürdü ve 'Daha yenisin. Bu kadar havalı olma' dedi. 'En baştan başlayalım.' dedi ve sınıfın ortasına gittik. 'Nasıl olacak?' diye sordum ve o da bana 'Şöyle ki..

''Şöyle ki kılıcın kabzasını çok gevşek tuttuyorsun sıkıca kavra ama zorlama bu gücünü azaltır. Rakibini kendine yakın tut bunu ancak kılıcını dışa doğru fazla açmayarak yapabilirsin. Rakibine yaklaşma bırak o yaklaşsın bunu felsefeyi o da benimseyeceğinden ona oyun oyna kendi metotlarını keşvet önce bu aşamayı geçelim olur mu? Sonra anlatmaya devam ederim ve kesinlikle normalde bu kadar sakin değilim Lucy derslikler için sakinleştirici veriyor. '' gülümsedim. Sonra kılıcını kaldırmasını belirten bir hareket yaptım.

Kılıcını kaldırdı ve önce açısı büyük bir savurma yaptı. Kılıçtan kaçarak bir adım geriye gittim o da kılıcı bana değdirmek için bir adım öne geldi.''Beni senden uzaklaştırıyorsun'' Ona yaklaşıp bir hamle yaptım sağ omzuna doğru gerekli savunmayı yapamadı ve kılıçlar ne kadar kör olsada kolunu çizdi. Hemen geri çekildim. ''Ne o canınmı acıdı yazık'' dedim. Onu sinirlendirmeye ve içindeki melezi çıkarmaya çalışıyordum.

Öncelikle bu kız Ares kızı çok iyi kılıç kullanıyordu. Ve benim kadar olmasa da ukalaydı. Bana sakin olmadığını, ilaç aldığını söylemişti. Bu sakin haliyse hırçın halini düşünemiyordum. Bana kılıcın kabzasını sıkı tutmadığımı söylemişti. Ben de uyarısını dikkate aldım. Kılıcı çok olmasa da sıkı tutmaya başladım. Elim kılıca tam oturuyordu. Böyle daha rahattım. Şimdi havaya birkaç darbe savurdum. Daha iyiydi. 'Başka?' diye sordum..

!

''Devam et bu ne acele sanki çok şey başarmış gibi bir sonra ki hamleye geçmek istiyorsun'' Onu kızdırmaya çalışıyordum bu konuda üzerime yoktur ama o uykuda gibi sakin ve dingindi. Sırf bu yüzden Hypnos çocuklarından nefret ediyordum. Ama sonuçta eğitmendim oda öğrenci kılıcımı kaldırıp bir daha hamle yaptım daha sert daha hızlı

''Devam et bu ne acele sanki çok şey başarmış gibi bir sonra ki hamleye geçmek istiyorsun'' dedi. Buna çok kızmıştım ama bunu belli etmemek için uykulu tavrıma devam ettim. Küçüklüğümden beri çok iyi rol yapardım. Hiç anlamadı. Rastgele birkaç hamle daha savurdum ve daha sonra hemen atağa geçtim. Mia biraz hantal kaldı ve kılıcını düşürdü. Bana 'Aferin!' dedi. Bense 'Sana da!' dedim. İşte buna kızmış olmalıydı.

''İnan bana beni kızdırmak istemezsin. Sana bir şeyler öğretmeye çalışıyorum kendini benden üstün sanma çaylak ve kılıcımı düşürmen bir işe yaramaz, beni köşeye kıstırmalı ve kaçmama izin vermeyecek şeyler yapmalısın ve bunun için daha öğreneceğin çok şey var''

Elinde tuttuğu kılıca elimle vurdum. Kılıcı düştü. ''Kılıcını iyi bile tuttamıyorsun ukalalığı bıraktığın zaman gel çaylak''kılıcımın kabzasının kenarına ayağım ile bastım havaya fırlayınca onu tuttup kınına koydum.

''İnan bana beni kızdırmak istemezsin. Sana bir şeyler öğretmeye çalışıyorum kendini benden üstün sanma çaylak ve kılıcımı düşürmen bir işe yaramaz, beni köşeye kıstırmalı ve kaçmama izin vermeyecek şeyler yapmalısın ve bunun için daha öğreneceğin çok şey var'' dedi.

Elimde tuttuğum kılıca eliyle vurdu. Kılıcım düştü. ''Kılıcını iyi bile tuttamıyorsun ukalalığı bıraktığın zaman gel çaylak'' dedi. Kılıcının kabzasının kenarına ayağı ile bastı. Havaya fırlayınca onu tuttup kınına koydu. Bunu çok beğenmiştim.

''Tamam. Söz veriyorum. Bir daha ukalalık yapmayacağım. Senden öğrenmem gereken çok şey var ve öğrenmek istiyorum.'' dedim. Bana 'Tamam o zaman' der gibi bir bakış attı. Acaba ne yapacaktı. Derslere devam mı edecekti yoksa çekip gidecek miydi?

''Yürü benle'' dedim sinirli sinirli ukalalardan hiç haz etmezdim. Arkamdan geldiğini düşünerek sert ve hızlı adımlarla onu derslikten çıkarıp kano gölüne götürdüm. ''İçeri gir'' 'ne göle mi?' der gibi baktı. Ama hala yüzümdeki kızgın ifade onu etkilemiş olacak ki göle girdi. ''Beline kadar gir''

Beline kadar suya girdikten sonra bende girdim suya, aslında kano gölünün suyundan nefret etsem de eğitmenlik için yapıyordum bunu. ''Su hareketlerini zorlaştırır demek o kadar iyisin çevikliğini bir de bura göster'' sol ayağımı geri alıp gözlerimi kıstım. Ona bir düello teklif etmiştim gibi bir durum vardı ortada

Bana göle girmemi söylemişti. Belime kadar girdim. Bana sanki bir düello teklif etmişti. O an aklmdan kaçmayı geçirdim. Ama bir korkak gibi davranamazdım. Erkeksem eğer kalıp dövüşecektim. ''Tamam o zaman dedim.'' Sağ ayağımı geri alarak saldırı pozisyonuna geçtim. Bir saldırıya geçeyim dedim ancak su işimi zorlaştırdı. O sırada Mia bir darbeyle kılıcımı düşürdü. Ve kılıcını kafama dayadı. İşte şimdi ne yapacağımı bilemiyordum. En iyisi Mia'ya sormaktı..

Tam bir salak gibi yüzümüme bakıyordu. Kılıcı çekip ''Git ve şu kılıcı al'' dedim. Batmak üzere olan kılıcı alıp yanıma geldi. ''Öncelikle suyun vermiş olduğu ağırlığı ancak daha güçlü kollara sahip olarak yenebilirsin. Bunu uyumak dışında arta kalan zamanında değerlendirirsin. Her neyse kılıcı suya değdirmekten kaçın uzun süre bu ortam gibi yerlerde sabit kalırsan ayakların sabitlenir ve gerektiği zaman çıkarması güç olur. Tabi dans'ta etme ama en azından hareket et. Ah bir de tabi suya hakim ol tamam Poseidon çocuğu değilsin ama bizim gibi melezlerinde yapacakları var.''

''Öncelikle suyun vermiş olduğu ağırlığı ancak daha güçlü kollara sahip olarak yenebilirsin. Bunu uyumak dışında arta kalan zamanında değerlendirirsin. Her neyse kılıcı suya değdirmekten kaçın uzun süre bu ortam gibi yerlerde sabit kalırsan ayakların sabitlenir ve gerektiği zaman çıkarması güç olur. Tabi dans'ta etme ama en azından hareket et. Ah bir de tabi suya hakim ol tamam Poseidon çocuğu değilsin ama bizim gibi melezlerinde yapacakları var.'' dedi. bana. Ben ise tüm uyarılarını dikkate aldım. Sonuçta öğretmen olan oydu ve ne derse uygulamalıydım. Biraz debinmeye başladım suyun içinde. Suya hükmetmek derken sadece suda hızlı hareket edebildiğimi düşündüm. Daha sonra kılıcımı yüksekte tutup salladım. Komik görünüyor olabilirdim ama gerçekten de işe yaramıştı. Artık çok daha çeviktim. Mia'ya baktım. Onu hala yenecek güçte değildim. Çok da yorulmuştum. İnşallah bitmiştir de mezun olmuşumdur diye geçirdim içimden.

Daha hızlı hareket ediyordu. En azından biraz da olsa ilerleme kaydetmişti. Ama biraz daha çalışabilirdik. Kılıcını bu tür yerlerde nasıl savurması gerektiğinden falan bahsettim sonra ''Tamam bu kadar yeter bir günümü sana harcadım. Bugün yetsin ama daha öğreneceklerin var unutma.'' diyip onu gönderdim. Sonra bende banyo yapmak için kulübeme koştum.

1. seviye'den mezunsun. 2. seviyeye geçmek için yeni bir başlık aç