Rose Denise Harris Poseidon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1021 Kayıt tarihi : 17/08/10
| Konu: Suyun Şifası C.tesi Şub. 19, 2011 11:06 am | |
| - Spoiler:
67. Revirde bir rp yaz. Mekan: Büyük ev. Katılacaklar: Sadece sen. "Bakın, ben iyiyim. Gerçekten!" diye bağırdım. Beni bir sedyeye yatırmaya çalışan melez topluluğu sözlerimi zerre kadar önemsemedi. Pekala, tırmanma duvarından feci şekilde düşmüş ve birkaç kemiğimi kırmış olabilirdim ama bunun için beni revire taşımalarına lüzum yoktu. Sonuçta, Poseidon'un kızıydım ve böyle durumlarla karşı karşıya kaldığımda kendimi nasıl iyileştireceğimi biliyordum. Apollon çocuğu olduğunu tahmin ettiğim bir melez, suratımı inceledikten sonra "Bence beyin kanaması geçirmiyor." dedi. Sağ kolumu kırmamış olsaydım ona ellerimle alkış hareketi yapardım ama yalnızca küçümseyici bir bakış atmakla yetindim. Hançerime uzanmaya çalıştım ama belimde, her zamanki yerde yoktu. Büyük ihtimalle düşüşüm sırasında tırmanma duvarının oralarda bir yerlere fırlamıştı. Kısa sürede bana geri döneceğini biliyordum ama bu, şu an için hiçbir su kaynağına sahip olmadığım gerçeğini değiştirmiyordu. Yanımdakilere yalvarırcasına "Lütfen bana biraz su getirin." dedim. Bir kız susadığımı düşünerek bana yanımda duran bir bardak nektarı uzatırken biri sonunda demeye çalıştığım şeyi anlayarak dışarı koştu. Birkaç dakika sonra elinde bir kova dolusu suyla revire geri geldiğinde ona gerçekten fazlasıyla minnettardım. Kovadaki suyu üstüme savurmalarını istediğimde bana psikopatmışım gibi bir süre baktılar ama en sonunda -ölümcül bakışlarımdan olsa gerek- dediğimi yapmaya karar verdiler. Bir kova soğuk suyla ıslatılmak bana tahmin ettiğimden çok daha iyi geldi. Suyun değdiği tüm yaralarımı iyileştirmeye başlamış olduğunu hissedebiliyordum. Tabii ki biraz ıslaklık kırık bir kemiğin onarılmasını sağlayamıyordu ama bana direnç gücü verdiği kimsenin aksini iddia edemeyeceği bir gerçekti. Bunun gibi zamanlarda nadiren de olsa babam Poseidon olduğu için seviniyordum. Çoğu meleze göre daha çabuk iyileşmeyi başarabiliyordum; Her zaman tek ihtiyacım olan şey suydu. Zorlanarak da olsa uzandığım sedyeden kalkmayı başardım ve beni tekrar yatırmaya çabalayan kalabalığı umursamayarak revirden çıktım. Tırmanma duvarından sert bir biçimde düştüğüm doğruydu ama bir Poseidon kızının iyileşmesi için en uygun mekan Büyük Ev'de bulunan revir değildi. Hayır, Deniz Tanrısı'nın çocukları acil şifayı her zaman denizde aramalıydı. Long Island kıyısına doğru yola koyuldum. Yürümek her zamankinden çok daha zor geliyordu ama attığım her adımla denize biraz daha yaklaştığımı bildiğim için, kendimde ilerleyecek gücü bulabiliyordum. Sağ kolumu hiç kıpırdatamıyordum ama en fazla 2 haftaya eskisinden de iyi olacağını biliyordum. Hem ben zaten sol elimle de oldukça iyi hançer kullanabilir veya makarna yapabilirdim. Şimdi tek sorun, bir süre denizde dinlendikten sonra dağılmış saçlar ve yaralı kol bacaklar ile kimselere görünmeden kulübeme gitmeyi başarmamdı. Tabii kaçışım yoktu, kardeşim Lia tırmanma duvarında yaşadığım rezilliği mutlaka öğrenecekti. Orada olaya şahit olanlar arasında bir Afrodit kızının olup olmadığına dikkat etmemiştim ama Güvercinler Leydisi'nin bir çocuğu bile düşüşüme şahit olmuşsa, şimdi tüm kampın ismimi anarak gevrek kahkahalar attığından emindim. | |
|