Kuzenler Buluşması <72/1>

Kardeşim Lia'dan aldığım telefonla gözlerimi açmıştım. Biricik Lia'mı uzun süredir göremediğim için yaptığı kamp davetine balıklama atladım. Üniversitede birkaç ders asmak bana ölümcül bir tasa çektirmezdi ve kampüsteki odama tıkılıp kalmak gerçekten sinir bozucuydu. Deli gibi gidip matematik bölümünü seçmiş olduğum için hala kendime kızıyordum. Ne olurdu sanki Robyn ile aynı bölümde okumasam? Zaten derslerde varlığımın farkında bile olmadan profesörlere odaklanıyordu. Uyuz ve sıkıcı. Grubumuzdaki kimse onun Tanrı Hades'in oğlu olduğuna inanmazdı. Sıkıntıyla cebimden bir drahmi çıkarıp onu havaya fırlattım ve Robyn'e bağlandım. Sevinçle "Lia bugün herkesi kampa topluyormuş, uzun süredir görüşmediğimiz dostlarımızla hasret giderebiliriz, gidelim mi? Lütfen." dedim. Bir süre düşündükten sonra "Kuzenlerle vakit geçirmek eğlenceli olabilir." cevabını verdi. Yaklaşık yarım saat içinde hazırlıklarımızı tamamlayıp yola çıktık. Kampa vardığımızda Thalia'nın Ağacı'nın etrafında toplanmış olan bir grup melez hemen dikkatimizi çekti. Onlara doğru biraz yürüyünce yüzlerini seçmeye başladım; Lia'nın da içinde bulunduğu arkadaş grubumuz karşımızda duruyordu! İçlerinde tanımadığım simaların da bulunuyor olması dikkatimden kaçmadı ama zaten er ya da geç her melez kamptaki herkesle tanışmayı başarırdı. Uzunca bir süre kardeşime sarıldıktan sonra gülümseyerek toplanmış olan kalabalığa döndüm ve "Yolculuk nereye?" diye sordum. Aylardır görmediğim kardeşim Stephan kalabalığın arasında kendini belli ederek "Gateway Kemeri'ne." cevabını verdi. Gidip ona da sarıldıktan sonra daha önce hiç görmemiş olduğum bir melezi fark ettim. Robyn de benim gibi ona odaklanmıştı. Sessiz süzme işlemi daha fazla uzamasın diye "Merhaba! İsmin ne? Ben Rose." diyerek gülümsedim. Nezaketten nasibini almamış erkek arkadaşım da kendini ortaya atıp "Tanrı ebeveynin kim?" şeklinde bir başka soru yöneltti kahramana. Genç melez bir süre Robert'ın suratına patlatmakla bana cevap vermek arasında gittikten sonra "İsmim Dante." dedi. Yanımıza gelen Lia da "Dante bizim yeni kuzenimiz. Zeus'un çocuğu." diyerek durumu izah etti. Kendime engel olamadan kaşlarımı yukarıya kaldırdım. Kampa bir Zeus çocuğu daha mı gelmişti? Biraz gecikmeli de olsa "Memnun oldum." demeyi başardım. Robyn ise kendine yeni bir düşman edineceğini düşünerek mutlu olmuştu. Kendinden emin bir gülümseme eşliğinde, "Ben de Robert. Bizim dönemin en kıdemli melezlerindenim. Babam Tanrı Hades." dedi. Sırıtarak 'Yarışmacı arkadaşlara başarılar dilemeyi unuttun' dememek için kendimi zor tuttum. Lia ile birbirimize endişeli bakışlar attık. Daha kamp sınırlarından ayrılmadan Üç Büyükler'in iki çocuğu kavgaya tutuşursa, gezimiz gerçekten de çok eğlenceli geçerdi.