Zaman oldukça hızlı geçmişti. Melez Kampı'ndaki ilk günümün bittiğine hâla inanamıyordum. Acaba bir ara uyumuştum da, fark etmemiş miydim? Daha da önemlisi bütün bu olanlar, Hypnos'un kızı ve bir melez oluşum, gerçek miydi?
Bu düşüncelerle kıyıda oturuyordum. Herkes yemek yerken burada oturmam biraz saçmaydı ama bunu yapmazsam çıldıracağıma emindim.
Tüm bu olanlar... Bir rüya gibiydi. Sanki birazdan annemin sesiyle uyanacak ve anneme 'Lütfen! Beş dakika daha!' diye yalvaracakmışım gibi geliyordu.
1-2 dakika bunun olmasını bekledim, ama her şey hâla aynıydı. Bunun olmasını beklememe güldüm. Cidden kafayı yemiştim.
Düşüncelerimle baş başa kalmak bana huzur veriyordu. Tam bu sırada "Kulübede de yalnız kalabilirdin!" dedi içimdeki ses. "Yaa, evet! O tozlu yerde uyumam bile zor! Not: Hypnos'un kızıyım!" diye cevap verdim ona. İçimdeki sesle kavga mı ediyordum ben!? iyice delirmiştim anlaşılan.
Orada ne kadar oturduğumu ya da yarının bana neler getireceğini bilmesem de bir şeyi çok iyi biliyordum: Yarın herkes için yeni bir gün ve benim için yeni bir hayat doğacaktı!
Bu geceyse... Başlangıcın bitişini simgeliyordu.