Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Thomas Light

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Thomas Light




Mesaj Sayısı : 1
Kayıt tarihi : 13/01/11

Thomas Light Empty
MesajKonu: Thomas Light   Thomas Light Icon_minitimePerş. Ocak 13, 2011 1:52 am

Bugün ev çok sessizdi.Annemin hergün bir misafiri olurdu.Genellikle ev
boş olmazdı.Fakat bugün kimse yoktu.Yine sıkılıyordum.Odamda yatağıma
uzanmış boş boş tavana bakıyordum.Derin düşüncelere dalmıştım.Yatağımda
doğruldum ve derin bir nefes alıp verdim.Ardından bir of çekip elimi
yüzümü yıkamaya gittim.Elimi yüzümü yıkadıktan sonra dolabıma yönelik
genellikle giydiğim mavi gömleğimi ve siyah kot pantolonumu
giydim.Ardından evdeki merdivenlerden hızlıca aşağıya inip dışarıya
çıktım.Anneme haber vermemiştim.Annem, büyük ihtimalle arkadaşım
Marcus'un evine gittiğimi düşünecektir.Böyle durumlarda oraya gittiğimi
sanar.Çünkü vaktimin çoğunu orada geçiririm.


Bugün sahilde
gezmek istiyordum.Her insan gibi benimde yalnız kalmaya ihtiyacım
vardı.Sahilde temiz bir yer bulup kıyafetlerimle yere uzandım.Ardından
güneşin batışını izlemeye başladım.Çok geçmeden güneş battı ve
üstümü
başımı temizleyip tekrar yürümeye başladım.Hava kararmıştı fakat ben
eve gitmeyecektim.İçimi garip bir duygu kaplamıştı.Daha önce hiç böyle
hissetmemiştim derken arkamdan bir ses geldi:

''Thomas, heyy, bu saatte burada ne arıyorsun?''

dedi.Bu kişi en yakın ve tek arkadaşım Marcus'tu.Bana burada ne işim
olduğunu soruyordu ama asıl onun burada ne işi vardı.İşte Marcus böyle
garip bir kişiydi.Sürekli beni korumaya çalışırdı.Tabiiki bende onu
korumaya çalışırdım.Ona:

''Marcus, biraz yalnız kalmak istemiştim, asıl sen burada ne arıyorsun?'' dedim.Marcus
yine beni aramaya çıkmıştı galiba.Her haliyle öyle görünüyordu.Aslında
çok iyi bir kişiydi ama bazen sıkıcıda olabiliyordu.Ardından bana:

''Şimdi
bunları konuşacak vakit yok burada olmaman lazım, Ah Lanet Olsun hemen
buradan gitmemiz gerek, annen bizi arabada bekliyor, hadi çabuk peşimden
gel''
dedi.Bu da ne demekti şimdi.Bana ne demişti ya da ne
demeye çalışmıştı.Hemen onun peşinden gittim ve annemin eski model
arabasına atladım.Bu arabaya Hudson ismini vermiştim.Çok hoş bir
arabaydı.Ama biraz hurdaydı.Arabaya atlar atlamaz annem gaza bastı ve
doğruca evden uzaklaşmaya başladık.Yolda dayanamayıp onlara:

''Bu da ne demek şimdi, nereye gidiyoruz biriniz konuşun hadi!''
dedim.Biraz kaba olmuştu.Anneme daha önce hiç böyle sert
konuşmamıştım.Fakat şu anda bunu düşünecek durumda değildim.Marcus bana:

''Şimdi sakin ol Thomas, sana her şeyi anlatacağım'' dedi.Anlatacağı şeyi dört gözle bekliyordum.Ona:

''Ne anlatacaksan hemen anlat yoksa çıldıracağım'' dedim.Gerçekten de çldıracak durumdaydım.Marcus hemen anlatmaya başladı:

''Evinize
sen evden çıktıktan sonra bir minotor saldırdı.Evi hemen boşaltmak
zorunda kaldık ve seni saatlerce aradık, seni şükürler olsun ki bulduk,
şimdi çok seveceğin bir yere gidiyoruz''
dedi.Minotor mu?Çok
seveceğim mi?Uzun bir süre sonra ıssız bir tepeye geldik.Çevreden binbir
türlü canavarın sesleri yükseliyordu.Ardından bir yerde durduk arabadan
indiğimde karşımda ki tabelada ''MELEZ KAMPI'' yazıyordu.Annem:

''Sen beni hiç merak etme Thomas, benim kalacak yerim var senin yeni evin artık burası'' dedi.Bu da ne demekdi ki şimdi?Marcus:

''Thomas burası Melez Kampı burası artık senin yeni evin gel benimle''
dedi.Ardından
anneme sarılıp Marcus'la tepeden aşağıya doğru yürümeye
başladık.Tepeden aşağıya indiğmizde karşımda çok güzel bir manzara
duruyordu.Bu manzara karşısında ağzım açık bekliyordum.Herhalde ordan
birisi beni görürse beni aptal birisi sanacaktır diye düşündüm
içimden.Marcus:

''İşte...''
dedi.O pekde hayran olmuşa benzemiyordu.Onun daha öncede burada yaşadığı bakışlarından belliydi.Çok kararl bakıyordu.Ona:

''Vayy canına!!'' dedim.O
anki suratımdaki ifadeyi görmek isterdim.Eminim ki çok komik
görünüyordum.Sonra kampın içine doğru yürümeye başladık.Bir voleybol
sahası vardı.İçinde keçi sakallı ve keçi toynaklı birileri
oynuyordu.Bunu görünce çok şaşırmamıştım.Çünkü Marcus kampa girdiğimizde
ayaklarını çıkarmıştı.Kıllı keçi ayakları onda çok komik
duruyordu.Boynuzlarıda daha yeni çıkıyordu.İçimden galiba büyüme
zamanında diye tahmin ettim.Benim ergenlik çağımda olduğum gibi.Ardından
Bir eve doğru ilerledik.Evin verandasında bir adam duruyordu galiba
sakattı.Sandalyesine oturmuş bir içeçek yudumluyordu.Yanına
gittiğimizde:

''Hoşgeldin Thomas'' dedi.İsmimide nerden biliyordu acaba?Bende ona ismini sorarcasına:


''Merhaba Bayy ...?'' dedim.Sanırım bu kamptan o sorumluydu.Çünkü çok bilge birisi gibi duruyordu.Ardından bana:

''Bay Carter fakat sen bana Carter diyebilirsin, çünkü kamptakiler bana böyle hitap ederler'' dedi.Demek
ismi Carter'dı.Ben onun ismini Antik Yunanca bir şeyler olacağını
sanmıştım.Fakat ismi günümüz ismilerindendi.Ardından ona:

''Ben neden burdayım Bay Carter yaniii Carter?'' dedim.Bu soruma gülümsedi ve konuşmaya başladı:

''Gel otur!'' dedi.Ardından
konuşmaya başladı.Bana bir melez olduğumu ve buranın bir Melez Kampı
olduğunu.Buranın güç sınırları olduğunu ve buraya hiç bir canavarın biz
izin vermediğimiz sürece giremeyeceğini söyledi.Ardından benim babamın
bir Tanrı olduğunu söyledi.İşte buna çok şaşırmıştım.Babamın ben
doğmadan önce öldüğünü sanıyordum ama öyle değildi.Babam hala yaşıyordu
ve bir ölümsüzdü.Sonra benim Hermes klübesinde kalacağımı ve babamın
beni çocuğu olduğumu kabullenene kadar orda kalacağımı söyledi.Hermes
klübesi acaba nasıl bir yerdi?acaba beni nasıl karşılayacaklardı?Bana
nasıl davranacaklardı?Bu soruların cevabını zamanla öğrenecektim.Fakat
aklımda bir soru daha vardı ki bu en önemli soruydu.Benim babam
kimdi?Marcus bana:

''Hadi gel seni Hermes
Klübesi'ne götüreyimde yeni klübe arkadaşlarınla tanış, onlarla iyi
anlaşmaya bak çünkü senin baban Hermes'te olabilir.''
dedi.Marcus sözünü bitirdiği anda Bay Carter:


''Thomas kendine dikkat et yemekte görüşürüz''
dedi.Ardından Marcus'la geçici klübeme doğru ilerlemeye
başladık.Klübeme girdiğimde herkes şaşkınlıkla bana bakıyordu.Bunda
şaşılacak ne vardı ki işte yeni klübe arkadaşınızdım.Kimse bir
''Merhaba!!'' bile demediğinden bu duruma çok kızmıştım.Hemen boş bir
yatak bulup valizimi üstüne koydum, ardından giysilerimi dolabıma
yerleştirmeye başladım.Giysilerimi dolaba yerleştirdikten sonra
klübemden dışarı fılarım ve en yakın ve tek arkadaşım Marcus'u aramaya
başladım.Kamp'ta bir çok yer vardı.Fakat şimdi bu kadar çok yeri
gezmenin sırası değildi.Ardından Marucus'u Voleybol Sahası'nda voleybol
oynarken gördüm ve yanına doğru ilerleyip:

''Heyy!!Heyy!!Marcus''
dedim ve kafasını ani bir şekilde bana doğru çevirdi ve gülümsedi.Tam o
sırada Marcus'un tarafına gelen bir top sayı oldu ve Marcus'ların
takımı maçı kaybetti.Marcus şimdi bana kızgın bir şekilde bakıyordu.Ben
olsaydım bende çok sinirlenirdim.Ardından Marcus bana hakaret
edercesine:

''Hey!!Sen burada ne arıyorsun?Senin klübende olman gerekmiyor mu?Hem senin yüzünden maçı kaybetttik'' dedi ve hmene ona cevap verdim:

''Klübemde bir kişi bile bana ''Merhaba!!'' demedi bende giysilerimi dolabıma yerleştirdikten sonra seni aramaya çıkt...'' derken bir borazan sesi duydum.Marcus bana bu borazan sesinin neden geldiğini açıklarcasına:

''Şimdi yemek vakti haydi benimle gel!!'' dedi
ve onun arkasından Yemek Gazinosu'na doğru yol almaya başladım.Yemek
Gazinosu'nda binbir türlü çeşit yemek vardı.Hem sevdiğim yemeklerden
vardı, hem de sevmediklerim.Yemekler müthiş görünüyordu.Ardından hmene
kendime bir sürü yemek aldım ve masama geçerken Marcus bana:

''Heyy!! Tom ne yapıyorsun?Tanrılara adak sunman gerek hadi gelde benim yaptıklarımı tekrar et'' dedi
ve Ateş'e yemeğinin bir kısmını Adak olarak sundu ve içinden bir şeyler
mırıldandı.Bende onun yaptığı gibi yemeğimin bir kısmını Ateş'e adak
olarak sunduktan sonra masama doğru geçtm ve yemeğimi yemeğe
başladım.Herkesin yemeği bittikten sonra Kamp Ateşi'nin başında
toplanacağımız belirtildi.Tam o sırada Carter yanıma gelip:

''Heyy!!!Thomas istersen klübene gidip dinlenebilirsin, bu günün şokunu görünüşe göre daha atlatamamışsın'' dedi.Carter haklıydı.Hala şoku atlatamamıştım.Ardından Carter'i onaylayarak:

''Peki Carter''
dedim.Arıdndna klübeme doğru ilerlemeye başladım.Klübeme girdiğimde her
yerin kirli olduğunu gördüm fakat benim yatağım daha yepyeni
gibiydi.Hemen dolabımdan aldığım pijamalarımı giyip yatağıma girdim ve
kendi kendime şunları söyledim:

''Acaba daha neler olacak?Acaba kampa alışabilecek miyim?Acaba annem olmadan yaşayabilecek miyim?'' derken uyuya kalmışım...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

Thomas Light Empty
MesajKonu: Geri: Thomas Light   Thomas Light Icon_minitimePerş. Ocak 13, 2011 7:00 am

Rp daha önce Arthur Murray isimli üyemiz tarafından yazılmış olduğundan, puanlanmamıştır.
Özgün ve kendine ait bir rp ile tekrar başvuru yapabilirsin.

/Admin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
 
Thomas Light
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Thomas London
» Thomas Franke
» David Light

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: