Ahhh! İyi ki 2 dakikalığına kulübeden dışarı adım atıyorum! Çok saçma şeyler yahu? Kulübemden dışarı çıkıyorum kalın giysiler ile, terliyorum ve üstümü çıkaramıyorum, biraz kulübedeki donan havuzda biraz buz pateni yapmaya çıkmış ve sıkılmıştım. Birkaç dakikalığına Thalia Ağacı'nın dışına çıktım ve üstümde 6 adet Harpya! Biraz dolaşmaya izin yokmu yahu? Alt tarafı dışarı çıkacağım, dışarı çıkıp 2-3 tur atacağım, daha sonra da kampa geri döneceğim. Başka melez mi yok kampta? Zaten dışarı çıkarken elimdeki aşırdığım tek etli sandivichi de bir Harpya almıştı! Beni sinirlendirmekten başka bir işleri yoktu. Havada uçuracaklardı beni ki zaten havada 2-3 tanesi beni taşıyordu. Diğer biri de keyifli sandivichimi yiyor gibi gözüküyordu. Sinirlenmiştim. Yumruktan başka hiçbir şeyim yoktu. Birde eldiven vardı. Hızla giderken ayaklarından birine arkkaya doğru sert bir yumruk salladım. Tek bacağı ile biri dengeyi sarstı ve bir ağacın tepesine düşürdü beni. Hızla tepede yağa kalkarken bir Harpya'nın ayağından tuttum ve birkaç tur etrafımda çevirdikten sonra diğer birinin üstüne attım. Daha sonra bir çığlık attı ve birsürü Harpy'a üstüme doğru uçuşmaya başladı. Yutkunarak ağacın altındaki dalın üstüne tutundum. Dal inceydi ve bende geldiğimden beri çok ağırlaşmıştım. Dal kırılmıştı ve düşüyordum hızla. Son anda dala tutundum ve taklalar atarak diğer kalın dala çıktım. Derin bir nefes aldım ama Harpyler ağacı sarsıyordu. Thalia Ağacı az ötede idi. Koşarsam yetişebilirdim. Hızla aşağı atladım ve koşmaya başladım. Arkamdan çığlık atan Harpyler geliyordu. Son anda içeri panter gibi atlayarak girdim. Harpyler geride kalmıştı. Kurtulmuştum. Bu sıkıntımı giderdiği gibi beni güldürmüştü de. Mutlu ve sevinç dolu duygular ile kulübemin yolunu tuttum.