Kulübemde kendime ait küçük dolapta her daim atıştıracak şeyler bırakan biriyimdir ve bu atıştırmalıklar bitince bende soluğu marketteki reyonda buldum. Güzel muzlar ve eriklerden gözlerimi alamadım ve onları torbaya doldurdum. Bir adet eriği elime aldım ve bir süre oğuşturdum. Ardından onu ağzıma attım. Uzun zamandır bu tadı özlemle bekliyordum. Bu ekşi ve doyurucu tadı. Mutluluğun ver eriğin tadının verdiği ferahlık ile böğürtlenleri aramaya koyuldum. Bu kadar güzel meyve ve sebzeleri olan bir marketi komple almayı çok isterdim. Mutlu yüz ifadem ile süt reyonunda birçok melez gördüm. "Kakaolu süt, çilekli süt, muzlu süt, sıcak çikolatalı süt." vay be! Birsürü süt çeşiti var. Kakoululardan biraz alsam hiç fena olmaz. Eriğin yanına da iyi gider. (şaka) Off sütler beni işimden alıkoymuştu. Hızla böğürtlenlerin olduğu reyona doğru koştum. Sağımda önceden gördüğüm bir melez vardı ve süte atılan çocuk mamalarından alıyordu. "Hahaha!" diye yüksek sesle güldüğümü görünce kaşları çatık ve sinirli ancak bir o kadar da endişeli bir tavır ile bana baktı. "Merak etme kimseye söylemem. Kardeşlerim dışında. Ve tanıdıklarım dışında. Kısaca rezil oldun." ardından yine yüksek sesle bir kahkaha atarak böğürtlenlerin olduğu yere gittim. Kutular halinde olan böğürtlenlerden 2 kutu aldım. 1'ini masamıza koyup kardeşlerim ile yiyecek, biri de benim olacaktı. Mutlu bir ifade ve aldıklarım ile dolu olan poşet ile kulübemin yolunu tuttum.