Güneşli Bir Gün ve Denizin Berrak Suları

Güneşin güzel sıcaklığını ve ısıtıcı ışığını vücudumda hissediyordum. Ayağımda ki terlikleri çıkardım ve kumlara bastım. Bu çok rahatlatıcı birşeydi. Üstümde beyaz büyük şapkam, beyaz bikinim ve deniz kabukları ile süslenmiş bir kolyem vardı. Beyaz renkte ki büyük gözlüklerimde gözlerimi güneşten koruyordu. Elimde ki çantayı yere bıraktım. Plaj havlumu ve yastıklarımı çıkardım ve havlumu şezlonga serdim. Yastıklarımdan birini de şezlonga attıktan sonra çantamdan güneş kremimi çıkardım ve yandaki küçük masaya koydum.

Beyaz şapkamı çıkarıp sarı saçlarımın görünmesini sağladım. Gözlüğümü de çıkardıktan sonra şezlonga oturdum ve güneş kremimi süremeye başladım. Plajda kimseye muthaç olmak istemediğimden klübede sırtıma krem sürdürmüştüm. Deniz çok güzel görünüyordu.

Güneş ışınları denizin üstünde dolaşıyordu. Plajda birkaç melez volleybol oynarken bazıları kendini güneşe bırakmış bazıları ise denizde keyfi çıkarıyordu. Şezlonga boylu boyunca uzandım ve güneşlenmeye başladım. Güneş ve denizin keyfini çıkarmaya sabırsızlanıyordum.

Rp Out: İsteyen katılabilir.

Güneş tenimi kavurmaya devam ederken artık yeterince güneşlendiğim kanaainteydim. Kardeşim Claire de artık sıkılmaya başlamış gibi görünüyordu çünkü parmağını şezlonga vuruyordu. Şezlongda doğruldum ve kardeşime döndüm.
''Hadi denize girelim. Bir tavuk gibi kızarmadan önce.'' Kardeşim bana gülümsedi ve o da şezlongda doğruldu.
''Haklısın yoksa burada tavuğa dönüşeceğiz.'' Ayağa kalktım o da yanıma geldi ve denize doğru yürümeye başladık. Tam denize bir Afrodit kızının gireceği gibi zarifçe girecekken Claire kolundan tuttum.
''Bugün faklı birşeyler yapalım.'' dedim ve geriye doğru gitmeye başladım. Sonunda mesafenin uygun olduğunu düşünüp koştmaya başladım ve denize doğru atladım. Evet bunu kesinlikle bir Afrodit kızından beklemezsiniz. Ben hariç. Claire kıyıda gülerken elimle gel işareti yaptım.
O da denize koşarak atladı. Denizin üstünde sırt üstü uzandım ve keyfini çıkardım.Plajlara bayılıyorum.

Ophélia 'a beni çok şaşırtmıştı. Ama yaptırdığı bu hareket çok zevkliydi. Çok hoşuma gitmişti. Birdaha birdaha birdaha yaptım. Ophélia'a yeter artık bakışı attı. Bencede yeterliydi. Görenler tuhaf tuhaf bakıyorlardı ama hiçte umrumda değildi açıkçası. Sırt üstü yüzmeye başladım.

Biraz yüzdükten sonra Ophélia'nın yanına gittim. Ophélia sırt üstü yatmış denizin keyfini çıkartıyordu. Bu keyfini bozmak istedim. Birden ayağından çektim. Ne olduğunu anlayamayan kardeşim denize gömüldü. Çıkınca ne olduğunu anlamıştı. Ben ise kahkaha atmamak için kendimi çok zor tutuyordum. Bana çok sinirli bir şekilde bakıyordu.

" Sen şimdi görürsün! " diyerek beni denizin içine çekti. Nefesimi tutabilmiştim. Denizin üstüne çıkarak bir derin nefes aldım. Şimdi atak sırası bendeydi. İkimizde suyla cebelleştikten sonra derin bir nefes aldık. Gülerek kardeşime baktım. O da gülüyordu. Çok yorulmuştuk. Sezlonglara dönemeye karar verdim. Kardeşimde bu bakışımı anladı. Birlikte denizden çıktık.

Bir Afrodit kızı için bu kadarı yeterliydi. Şezlonga uzadım ve güneşin sıcaklığını tenimde yeniden hissetmeye başladım. Bu mutteşem birşeydi. Oldum olası güneşi sevmişimdir zaten.Claire'da yanımda ki şezlongda güneşin keyifini çıkarıyordu. Birkaç saat boyunca güneşlendik. Sonunda yeniden tavuğa dönüşme sıcaklığına geldiğimizde artık klübeye dönme vaktinin geldiğini anladım.
Claire'de kendi çantasını toplarken bende eşyalarımı yerleştiriyordum. Büyük beyaz şapkamı ve güneş gözlüğümü taktım. Çantamıda elime alıp Claire ile birlikte klübelere geri döndük.