Ormanda oturuyordum.Öğlen kardeşlerim markete bir şeyler aşırmaya gitmişlerdi.Bundan yararlanarak ormana gelmiştim.Sanırım babamdan hırsızlık dışında bütün özelliklerini almıştım.Usulca gökyüzüne bakıyordum.Bulutlar şekiller değiştiriyordu.Güneş loş bir ışıktı sanki.İleriye baktım,tepenin başladığı noktaya.Yağmur yağıyordu.Yağmurun kokusunu iliklerinize kadar hissedebiliyor fakat yaşayamıyordunuz.Bulutların aldığı yılan şeklini gördüm.Kampa ilk gelişimde bana saldıran yılana benziyordu.İçim korkuyla doldu ve çimleri sıktım.Bana iri kırmızı gözleri ile bakışı,tehditkar tıslamalarını hatırlattı.Sanki hala buradaydı.Her an bana saldırabilir,zehrini damarımda bir ırmak gibi akan kanıma asit dökermiş gibi enjekte edebilirmiş gibi...
Omuzumda bir sıcaklık hissediyordum.Gözlerim hala sıkıca kapalıydı.Bir şey pençeleriyle sıkıca kürek kemiklerimi kavrıyordu.Çığlık şeklinde bir inilti çıkardım.Gözlerimi açamazdım.Ya göreceğim şey çok dehşet verici bir şey ise?
En sonunda tek gözümü açıp baktım: Sadece bir serçeydi.
Ne kadar utanç verici bir şeydi!Bir serçeden korkmuştum!Onu elimle yakaladım ve çenesinin altını nazik hareketlerle okşadım.Silkelendi.Ama kaçmıyordu,aksine beni sevmişe benziyordu.Gözlerimi gökyüzüne dikmiştim.Ve en sonunda yine başladım,serçe ile konuşuyordum.
"Babamı düşünüyorum,küçük serçe.Nasıl biri olduğunu düşünüyorum.Onu tarih dersinden tanıyorum ama gerçekten onunla tanışma onuruna ulaşmak isterdim.Beni anlıyor musun?Onun gözündeki yerimi bilmek isterdim.Ben onun biricik kızı,yoksa sadece bir melez miydim?Sanırım bunu düşünmenin bir anlamı yok." dedim ve gülümsedim.Serçe bana baktı baktı ve uçtu.Daireler çiziyordu.En sonunda tüyleri küçük vücudundan ayrıldı.Daha sonra serçe büyük bir pırıltıya dönüştü.Gözlerimi kolumla kapattım,çok fazla ışık vardı.Daha sonra kolumu çektim ve baktım.Serçenin yerini bir kılıç almıştı.Koşarak gittim ve kılıcı aldım.Kabzasıyla oynuyordum ve onu kırdım.Çok hafifti ama narin olabileceği aklıma gelmemişti!!
Derin bir nefes aldım,kırmamıştım!Onun yerine bir bölüm keşfetmiştim.Kabzanın içindeki bölmeye baktım ve bir kağıttaki altın renkli harflerle yazılı "Ayleyda'ya" yazısını gördüm.Mükemmel bir kılıçtı.Ona uygun tek bir isim vardı, "Serçenin Sesi".
Gökyüzüne son bir kez baktım: "Teşekkürler baba!Sanırım ben cevabımı aldım!"