İki Genç

O gün içimde çok güzel bir his vardı.Sanki harika bir şey olacak gibiydi.Sabah erkenden kalktım.Maya homurdanıyordu,neden bu kadar erken kalktığımı soruyordu.Ben ise onun kafasına yeşil bir elma fırlattım.Bugün onun kelimeleriyle mutluluğum bozulamazdı.Maya bana kızmış gibiydi,arkasını döndü ve yatağından çıkmadı.Ben ise gittim ve onu öptüm.Biraz mırın kırın ettikten sonra barıştık.Az önce yüzüne attığım elmayı soydum ve ona verdim.Maya da beni öptü ve uyandı.Elmalarımızı yedikten sonra gündoğumunu izledim.Ardından güzel güzel süslendim,en güzel elbiselerimi giydim ve dışarı çıktım.Melez Kafe'ye gitmek esmişti içimden.Nedense beni oraya çeken bir güç vardı.Bunun üzerine ben de melez kafeye gittim.Oturur oturmaz arkadan bir hışırtı duydum.Arkama döndüm.....

-Selam dedim.
-Selam. Seni daha önce gördüğümü hatırlamıyorum. Kampta yeni misin?
-Doğru tahmin. Buralarda yeniyim, ben Tom.
-Ben de Mitchie.
Bir anlığına donup kalmış gibi olmuştum. Sonra kendimi toparlamaya çalışıp biraz kekeleyerek zorlukla
Şey... Ee n'aber? diyebildim...

Çocuk yeni gelmişti kampa.Ama kampı inletecek tiplerdendi.Sarı saçlı,mavi gözlü ve sıskaydı.Ama ne demeli,çok iyiydi.Kekeleyerek naber dedikten sonra güldüm.Direk tanışır tanışmaz naber demişti.Biraz komikti,ama tatlımsıydı.
-İyilik senden?
Cevabını verdikten sonra melezliği hakkında sorular sordum.
-Nasıl melez olduğunuzu anlatır mısınız beyefendi?
Bu beni güldürmüştü.Aslında hiç resmi olmak istemeyeceğim bir çocuktu,zaten ben de şakasına demiştim.

Nasıl melez mi olmuştum? Her ne kadar yüzündeki ifadeden şakasına sorduğunu anlasam da bu değişik bi soruydu.
-Hmm... Şey üzerinde buranın haritası olan bir kağıt bulmuştum. Ve bir cehennem tazısıyla da karşılaşmıştım. Ona Bay Kuçu Kuçu ismini takmıştım.
-Bay Kuçu Kuçu mu? Kim bir cehennem tazısına böyle bir ad takar ki? dedi ve güldü.
Evet sanırım pek iyi bir ad olmamış. dedim ve ben de güldüm. O da herhalde bana öğlen yemeği diyordu.
Haketmişsin ama!

Tom fazla komikti.Her kelimesinin ardından gülüyordum.Biraz da sert çıkıştığımın farkındaydım.Kendime geldim ve biraz etrafa bakındım.Ardından Tom bir şeylerle uğraşırken onu izledim.Onun gözlerine bakmamaya çalışsam da bakıyordum istemeden.Beni cezbediyordu.Soru sormak istiyordum ama soramıyordum.Aklıma gelmiyordu hiçbir şey.Oyalamak için 2 milkshake istedim.Milkshakeler gelince de bir soru uydurmak için uydurdum işte.

-Memnun musun buraya geldiğine?

Biraz fazla muzip davranıyordum sanırım. Karakterim böyleydi benim ama biraz da olsa normal davranmaya çalışabilirdim belki. -Umarım-
-Evet, gerçekten harika bir yer. Cehennem tazılarından uzak ve güvende. Daha şimdiden de bir pegasusum oldu. Acaba birden çok mu normalleşmiştim? Off, acaba bu iyi miydi? Niye bu kadar heyecanlı hissediyorum ki??
Ayrıca seninle tanıştığım için daha da harika bir yer.

İşte bunu dediği an yüzümün kızardığını hissedebiliyordum.Kulaklarım yanıyordu.Gülümsememek için milkshake'i kafama diktim.Tom gerçekten konuşmasını çok iyi biliyordu.Çok güzel iltifatlar ediyordu.Ben ise buna karşılık ne diyeceğimi bulamayan bir tavır takınıyordum.Milkshake'mi de bitirince yapacak bir şey kalmamıştı.Bakmaya kıyamadığım gözlerine şimdi doya doya bakabiliyordum.Bu ne demekti bilmiyordum.

-Teşekkür ederim.Her zaman kampta yanındayım.

İşte şimdi ayaklarım ve ellerim titriyordu.İnanılmaz heyecanlanmıştım.O anda sadece Tom'a bakıyordum.

O anda tam gözlerimin içine bakıyordu ve kıpkırmızı kesilmiştim. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Ben de onun gözlerinin içine bakıyordum. Gözleri maviydi ve inanılmaz derecede güzel gözüküyorlardı. O anda gözlerinin ne kadar güzel olduğundan mı bahsetmeliydim? Yoksa bunu yapmak saçma mı dururdu? Ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu ki o an Mitchie'nin elini tuttum.

Tom o anda elimi tutmuştu.İşte bu yeterliydi.Ben de onun elini sıktım.Süslendiğime değdiğini düşünüyordum.Bu çok şeyi anlatıyordu.Onun gözlerinin içinde kaybolmuştum adeta.Tüm gün böyle kalabilirdim ona bakarak.Kulaklarımın kızarması hafiften geçerken gözümdeki mutluluğun arttığını biliyordum.Çünkü gerçekten çok mutluydum.Hiç olmadığım kadar..

-İyimiş.

Ağzımdan çıkan tek kelime bu oldu.Geri kalan zamandaysa hep Tom'a bakıyordum.

Sonsuza kadar böyle kalabilirdim. Mitchie'yle el ele tutuşmuş bir şekilde, gözlerinin içine bakarken. En sonunda "Kulübelerimize kadar birlikte yürüyelim mi?" diye sordum. O sadece gülümsemekle yetindi. Demeter kulübesine kadar el ele tutuşarak yürüdük. O gün hayatımın en ama en güzel günüydü...

[Rp Sonu]