Aquamarin Britannia

Mesaj Sayısı : 72 Kayıt tarihi : 31/10/10

Biliyor musunuz? Şaşırmamıştı.

Ve bu konu üzerine ne kadar düşünürse düşünsün de şaşırmamaya devam edecekti galiba. Yani... Düşündükçe her şey yerine daha çok oturuyor gibiydi. Kendisinin neden diğerlerinden farklı olduğu, ya da nasıl hislerinin bu derece kuvvetli olduğu gibi şeyler.

Anlıyordu. Ve görebileceği hiçbir şey kendisini şaşırtamayacaktı galiba.

Çocukluğundan beri her zaman için diğer çocuklardan farklı olduğunu hissetmişti. Diğer çocukların kendisinin gördüğü bulanık şekilleri görememesi gibi durumlarda mesela. Ya da doğuştan fazlasıyla olgun olması. Oyuncaklarla oynamak hiçbir zaman ilk tercih olmamıştı, farklıydı. Bu nedenle dışlanmış mıydı? Hayır. Daha çok içeri çekilmek için uğraşılmıştı kendisiyle. Belki bir erkek olsaydı, her şey çok farklı olabilirdi. Yani... Erkekler her zaman için dışlanılabilirdi ama Aqua için hiçbir zaman böyle bir seçenek olmamıştı. Her zaman fazlasıyla sevimli kız arkadaşlar vardı yanında.

Bu hiç güzel bir şey değildi.

Genellikle toprak ve suyun birleştiği yerlerde oturmaktan zevk alıyordu. Bunu da burcuna bağlıyordu, Oğlak. Koç başlı bir deniz kızının varlığı elbette sizi düşünmeye itiyordu, toprak ve suyun birleştiği bir elemente sahip olduğunuz konusunda. Çamur belki? Evet evet, kendi elementi her zaman özel olmuştu zaten. Adı da öyleydi. Aquamarin. Aslında değerli bir taşın adıydı Aquamarin ama kısaltıldığında 'Aqua' oluyordu. Su oluyordu, ve bundan da şikayetçi sayılmazdı.

Mitolojileri seviyordu. Yani... Hiçbir zaman tanrıların birden çok olduğunu düşünmemişti. Şey, Zeus kendisine istediği kadar kızabilirdi ama onların bile bağlı olduğu temel bir gücün varlığına inanıyordu Aqua. Bu yüzden de galiba başı ilerleyen vakitlerde fazlasıyla belaya girecekti.

Ama şimdilik bunu önemsemeyecekti. Karşısında duran bu sihirsel güzellikteki pegasus ve onun hemen tepesinde ki adını hatırlayamadığı mitolojik varlık, kendisine özel olduğunu söylüyordu. Şoka falan mı girmesini bekliyordu acaba? Hayır girmeyecekti.

'Peki.'

Buz mavisi gözlerini ilgisiz sayılabilecek bir soğuklukla kırpıştırmıştı şimdi. Hareketlerinin bir prensesin ki kadar asil olduğundan bahsedilirdi ama asla bir prenses olmak istememişti. Sarı saçları, mavi gözleri kendisine soğuk bir ifade katıyordu galiba. Karşısındaki sihirli varlığı da şaşırttığını hissedebiliyordu, ama umursamayacaktı. Biricik tatlı kayıp aile üyesiyle tanışmak umuduyla o kampa gidecekti şimdi. Evet, galiba burada olanların aynıları orada da söz konusu olacaktı. Soğuk, gizemli ve tuhaf bir şekilde ilgi çekici Aqua.

Kendisine uzatılan eli narinlikle tuttuğunda, başına gelebilecek şeylerin heyecanını içinde yaşamıyor olması acaba ne kadar tuhaf sayılabilirdi?

Mesaj Sayısı : 72 Kayıt tarihi : 31/10/10

Ups, çok özür dilerim Sadece Olimpos'a geliş konulu Rp'ler geçerliymiş. Hemen Editliyorum ^^

Konu: Geri: Aquamarin Britannia Paz Ekim 31, 2010 6:04 am

Tamam bekliyorum yeni rp'yi Smile

Mesaj Sayısı : 72 Kayıt tarihi : 31/10/10

Değiştirdim ^^

Konu: Geri: Aquamarin Britannia Paz Ekim 31, 2010 6:20 am

Rp puanı: 90, tebrikler.

/Admin.

» Aquamarin Britannia
» Aquamarin Britannia
» Aquamarin için