Bu gün güya harika bir gün olacaktı. Babam ve gelecekteki 'üvey annem'' ile birlikte kampa gidip mutlu mutlu kamp yapacaktım. Ama her zamanki gibi işler istediğim gibi olmadı.
Eşyalarımı toplamış, kapının önünde bekliyordum. Yanımda her zamanki gibi bir kitap vardı. Bu seferki ''Yunan Mitolojisi'' idi. Bu aralar mitolojiyle çok ilgileniyordum. Ama en çok yunan mitolojisini sevmiştim. Beni mıknatıs gibi kendine çekmişti ve onunla ilgili bütün kitapları almıştım.
''Mia, eşyaların hazırsa gidelim artık.'' dedi babam. Babamı çok severdim,gür kahverengi saçlı ve mavi gözlüydü. Tam bir maceraperestti. Ben ise daha sakin ve oturaklıydım. Arabayla babamın sevgilisini almaya gittik. Elena kamp eşyalarıyla arabaya doğru gelirken arkasında biri göründü.
''Olamaz!'' diye yakındım. ''Serge'ü (Sörc diye okunur) de mı alacağız? Bu haksızlık!''
Tabii ki hiçbir faydası olmadı. Bakın, Serge Elena'nın oğludur,daha bu yıl üniversiteye başladı diye onldadan kurtulduğumuzu sanmıştım ama olmamış. Serge beni gıcık etmekten memnun bir şekilde arka koltuğa oturdu. Dikiz aynasında sırıtışını görebiliyordum. Benim ona baktığımı görünce sırıtışı daha da büyüdü. Aceleyle gözlerimi yere indirdim. Bunun nedenini söyeyeyim size;Serge'den hoşlanıyordum. Bunun saçmalığını biliyordum. O 19 yaşındaydı bense daha 15. Ve birlikte olduğumuzu düşündükçe kusacak gibi oluyorum. Hiçbir zaman bir kız gibi romontizim işlerini sevmemiştim. Daha çok macera yaşamayı... Tabii hayallerimde. Çok hayal kurardım,insanlar şu ana kadar beni hiç tanımamıştı.
Hep içine kapanık biri olarak görmüşlerdi.
''Geldik.'' dedi babam ormanlık bir alana girdiğimizde.
Eşyalarımızı yerleştirdik,babamla Serge çadırı kurdu,Elena ve ben de çalı çırpı toplamaya çıktık.Ormanda yürürken Elena sordu:
''Mia,sana sormam gereken birşey var.Beni seviyor musun?''
Başımı şaşkınlıkla çevirdim.
''Evet tabii.'' dedim ve omuz silktim.''Babamla sen birbirinizi seviyorsunuz ve babama iyi biri bakacağına seviniyorum.''
Elena mutlulukla gülümsedi.Yerdeki dalı alırken gözlerinin içi parlıyordu.Onun için mutluydum.Umarım babamla güzel bir yaşamı olur,diye düşündüm. Bir an birşey ilgimi çekti.Sanki ileride bir adam yerde yatıyordu.
''Elena,sen burda kal..Ya da bunları al ve kampa git,ben birazdan gelirim.''
Elena bana baktı,bir an izin vermiyecek sandım ama sonra gitti.O gittiği anda adama doğru koştum.Üstünde veya etrafında kan yoktu ama ölüm döşeğinde gibi görünüyordu.
''Git,burdan.'' dedi beni görünce. ''Git burdan,melez!Kamptakilere haber v..'' Adam bayıldı.Melez ve kamp sözcüklerinin anlamını çıkartamadan bir gürültü duydum.Kafamı sesin geldiği yöne çevirdim.Ve burnumun dibinde kocaman bir hayvan vardı!Simsiyahtı,ancak bir süre sonra bunun bir köpek olduğunu anladım.Bir yerden tanıdık geliyordu ama...
''Bayan O'Leary,buraya gel!'' diye bir ses duydum.O kocaman köpek hemen kuyruk sallayıp sesin geldiği yöne koştu.Ben de sonunda nefes alacak zaman bulabildim.Köpek hala görüş alanımdaydı ama onu çağran kişiyi görmemi engelliyordu.Kurtulduğuma sevinmiştim.Tabii ki benim dertlerim burada bitemezdi.Köpeğin geldiği yerden bir gürültü duyuldu.Ve bir çığlık.Kocaman bir dev bize doğru geliyordu.Ve elindeki insan bütün kanımın çekilmesine yol açtı. O Elena'ydı.
Büyük bir hızla etrafa bakındım.Ona vurabilecek birşeyler arıyordum. Sonunda bir sopa bulup onu elime aldım.
''Uzak dur burdan seni...dev!'' diye bağırdım.O köpek de yanıma gelmişti ve deve hırlıyordu.Dev kızgınlıkla bana baktı ve elini bana doğru uzattı.Tam beni yakalayacakken bir şey oldu.Kendimi birinin kollarında buldum.Ve o kişi..
''Serge!''diye bağırdım.''Senin burda ne işin var?''
O ise sorumu cevaplayacağına olağanca hızıyla koşuyordu.Eh,göründüğünden daha güçlü herhalde,dedim içimden,Beni de taşıyabiliyorsa artık.Kısa bir süre içinde devi,Bayan O'Leary'i ve o adamı gözden kaybettik.
''Mia''dedi Serge''Seni bir kampa götürüyorum,orada güvende olacaksın,senin gibilerle tanışıcaksın ve sakın unutma,asla o kamptan dışarı çıkma.Bütün yaz boyunca orada kalmalısın.''Kafam karışmıştı.
''Serge..Sen kimsin?''dedim ona.
''Ben senin koruyucunum.Benim görevim seni sağ sağlim buraya ulaştırmaktı.Sen,bizden farklısın.Çok...özelsin.''
Bu arada bir ağacın yanına gelmiştik.Beni indirdi.
''Söylediklerimi unutma Mia.Ve iyi şanslar''dedi bana.
Birşeyler söylemek isterdim.'Neler oluyor?' veya 'Gitme!' gibi şeyler.Ama orda öylece durdum.