Artemis Kulübesini Ziyaret

Sonunda Sere gelmişti.Hem denetleme için hem de misafirimiz için evimizi toplamıştık.Kardeşlerim biraz dağınık da olsa ikisini de çok seviyordum ki misafirimizi de çok seviyordum.O gelecek diye tarlalardan çilek aşırmıştım.

-Hoşgeldin Sere,ben de seni özledim!İçeri gelsene!

Ardından onu koltuğumuza davet ettim,genelde misafirler buraya otururlardı.

-Eee görüşmeyeli neler yaptın bakalım?

Bu sırada buzdolabından çilek çıkartıyordum,cevabını beklerken önüne çilekleri koydum ve diğer koltuğa oturdum.

Ağzıma tam bir çilek atarken gelen soru üzerine çileğimi yuttum ve konuştum.
"Pardon Sere."
Ardından öksürdüm ve devam ettim.
"Daha dur,çok şey konuşacağız.Bizim okul,fena değil.Dersleri seviyorum.Özellikle biyolojiyi.Ama iş coğrafyaya gelince biraz zor oluyor.Bizim okulda da işte Afrodit çocuklar ve Ange var.Sanırım sizde de Robyn ve Rose vardı değil mi?"
Sere onaylayınca ben devam ettim.
"Tamam bu kez sıra sende.Bir konu aç ve sonra ben devam ettiririm." dedim ve ağzıma bir çilek daha attım.

Sat Hanım.O gülünce ben de gülmüştüm çünkü Sat Hanım çok iyiydi.Ama biraz da utanıyordum doğrusu.Gerçi Sere bilmeyecek de kim bilecek?Artemis bile biliyor.Hemen anlatmaya koyuldum.
"Hoşlandığım melez işte.Ama kimseye söyleme.Çoğu kişi bilse de dedikodu olmasını istemiyorum.Sonuçta yeminliyim;ama yine de onu seviyorum.Arthur Dragomir tanırsın zaten."
Anında kızardığımı hissettim ve ağzıma bir çilek attım.Eminim ki suratım o çilekten daha da kırmızıydı.Ardından ben sordum.
"Sizde var mı bir işler Sere Hanım?"
Ve sonra ben güldüm.

Luke Castellan efsaneydi.Tüm kampın abisiydi;tabi Sere gibiler onu abi olarak görmüyorlardı ki bu çok doğaldı.Onun da yüzü bir değişik hal almıştı.Ağzına bir çilek verdim ve konuştum.
"Eminim bir gün gelecek Sere.O olmazsa onun gibi başkası olur."
Athena'nın bakire olduğunu biliyordum ama Sere olmak zorunda değildi.Bu konuyu değiştirmek için bir şeyler düşündüm ama bulamadım.Tekrar söz Sere'deydi.
"Hadi yine sen sor ben cevaplayayım."

Bunu da Luke'a bağlamıştı.Keşke çıksalardı,Sere onu çok seviyordu besbelli.Nyks ve çocukları..Kampa bela getirmişlerdi.Onlara sinirlendim ve elimdeki çileği paramparça ettim.Sere gülüyordu,ben de güldüm.
"Bence Nyks doğru yolu bulacaktır."
Buna kendim dahi inanmıyordum ama yine de bunu umuyordum.
"2 melez Kronos'un tarafında.Bir şey yapacaklarını sanmam."
Sonra koltuğa oturdum ve Sere'yi de davet ettim.
"Gel otur koltuğa."

Sere sinsice gülümserken ben biraz korkmuştum.Koltuğa yayılmıştım ve Sere'yi dinliyordum.Her Athena çocuğu gibi yaptıkları mantıklıydı,anlattıkları da öyle..Kısa süren bir sessizlikten sonra sessizliği bozdum.
"Eee daha daha neler var?Anlat bakalım."
Sere'yle dedikodu yapmak gerçekten çok zevkliydi.

Zeus oğlunu direk söyleyince beni gülme tutmuştu.Zaten adını söyleyince de yanakları al al olmuştu.
"Şu yeni Zeus oğlu..Nasıl biri?"
Bunu özellikle yapmıştım.Beni eğlendiriyordu.Ardından ağzıma bir çilek daha atarak cevabını bekledim.

Zeus oğlu denince Sere'nin gülmesi beni de güldürdü.Saydıklarının tümünü ben de aynı şekilde güçlü buluyordum.
"Bence de onlar gelse iyi olur.Bir iki kişi daha alalım yanımıza."
Bu bir iki kişiden kastımın kim olduğunu Sere çok iyi biliyordu.Ona gülümsedim.

(Öhöm öhöm,güç konusunda şu yeni Demeter kızı da fena değil hani!-biliyorum yazmamalıydım ama duramadım-[kaçtım] )