Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Yerin 'dibine' iniyoruz.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
C. Scarlett Stanislaus
Athena'nın Çocuğu/Zeka ve Strateji Eğitmeni
Athena'nın Çocuğu/Zeka ve Strateji Eğitmeni
C. Scarlett Stanislaus


Mesaj Sayısı : 717
Kayıt tarihi : 03/03/11

Yerin 'dibine' iniyoruz. Empty
MesajKonu: Yerin 'dibine' iniyoruz.   Yerin 'dibine' iniyoruz. Icon_minitimeC.tesi Ağus. 13, 2011 8:02 am

Gözlerini ovuşturduktan sonra bulanıklık yavaş yavaş dağılmaya ve netleşmeye başladı.Saatinin kadranına baktı.Henüz ondu fakat Athena kulübesi için oldukça geç bir saatti bu.Dengesiz bir şekilde ayağa kalkıp dolabına yürüdü,kapağını açıp kıyafetlerini süzdü.Giymekten hiç sıkılmadığı şortunu ve turkuaz askılı tişörtünde kara kıldı.Üstünü çıkardı,pijamalarını dolabın ikinci çekmecesine yerleştirdi.Ardından da seçtiği kıyafetlerini girdi.Yatağını da topladıktan sonra mutfağa geçti.Tahıl gevreği yiyecekti yine,pek acıkmıyordu sıcak havalarda.Dolaptan geniş bir kase çıkarıp tahıl gevreğini içine boşalttı.Buzdolabından sütü çıkarıp kaseye boşalttıktan sonra yerine koydu.Kaşığını aldıktan sonra da mutfaktaki masaya oturup yemeğini yemeye başladı.Kardeşleri kulübede değildi,çoktan çıkmışlardı.

Gevreğini bitirdikten sonra lavaboya gidip elini yüzünü yıkadı.Sonra da dipsiz çantasını alıp kulübeden çıktı.Güneşin sıcak ışınları onu bunaltıyordu.Bir süre sonra gözleri güneşe dayanamadı,bu yüzden de çantasından güneş gözlüğünü çıkarıp taktı.Kampın ortasındaki geniş alana doğru ilerledi.Belki bir kaç arkadaşına rastlayabilirdi orada.Düşündüğü doğru çıktı.Pearl tek başına bankta oturmuş etrafı izliyordu.Yanına gitti."Naber Pearl?" dedi gülümseyerek."Elbette iyiyim Scatt,beni ne zaman kötü gördün?" dedi Pearl ve ardından kıkırdadı."Ya sen?" Bu soru üzerine pek kafa yormadı.Zaten bunu sormasını bekliyordu."Macera eksikliği çekiyorum." dedi ve hafif sinsi bir bakış fırlattı."Hımm.Yanılmıyorsam bu bakış bu sözle birlikte 'Maceraya gidiyoruz.' demek oluyor." diye cevap verdi Pearl.Haklıydı."Evet,kesinlikle öyle demek.Bir-iki kişi daha bulup macera yaşasak fena mı olur?" dedi.Uzun bir süre konuştular,ardından da Leo ve Tara(Terra ama öyle denmesini pek istemiyor) da karar kıldılar.Gidecekleri yer ise yer altıydı,Nakil Sırasında Ölüm Plakçılık'tan yeraltına giriş vardı ve en kolay yer de orasıydı.Bu yüzden oraya gideceklerdi buluşup.

Leo'yu bulduktan sonra Scatt "Hey Leo,naber?Tara'yla birlikte saat sekizde pegasuslarınızı alıp Thalia'nın ağacının altına gelin." dedi ve oradan ayrıldı.Leo'nun cevap vermesini beklememişti çünkü hayır cevabını duymak istemiyordu.Zaten Leo'nun ne olacağını anlamaması biraz zordu.Thalia'nın ağacı melezlerin kamp dışına çıkarken buluştukları yerdi ne de olsa.

Scatt odasında eşyalarını hazırlıyordu.Bir kazak ve pantalonu dipsiz çantasının içine koydu.Bir nano zırh,kılıç,tarak,ayna,yemek,küp şeker ve hançer koymayı da ihmal etmedi elbet.Bir şey unutmadığına emin olmak için çantayı iki kez kontrol ettikten sonra kardeşlerine gittiğine dair bir not bırakıp kulübeden pegasus ahırlarına gitmek üzere çıktı.Akşam oluşan rüzgar onu sıcak bunalımından kurtarmıştı.Onu en çok mutlu eden şeylerden biri de yazın esen soğuk,saçını okşayan rüzgarlardır zaten.Rutin adımlarla ahıra doğru ilerliyordu.Nihayet ahıra varınca pegasusu Zetaly'yi aramaya koyuldu.Pegasusu bir kaç siyah atın içinden kendini belli eder biçimde durmuştu.Yanına varınca pegasusunu okşadı ve çantasından bir kaç küp şeker çıkarıp yedirdi.Ardından da üstüne binip kulağına 'Thalia'nın ağacına.' diye fısıldadı.

Ağacın orada bekliyorlardı kendisini.Pearl "Eveet yeraltına ineceğiz arkadaşlar." dedi ve güldü.Leo ve Tara birbirlerine tuhaf bir bakış fırlattıktan sonra 'Tamam' demekte karar kıldılar.Zaten başka şansları var mıydı ki?"O zaman yeraltına!" dedi ve kıkırdadı Scatt.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Pearl Chérie Dior
Amphitrite'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Amphitrite'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Pearl Chérie Dior


Mesaj Sayısı : 315
Kayıt tarihi : 27/04/11

Yerin 'dibine' iniyoruz. Empty
MesajKonu: Geri: Yerin 'dibine' iniyoruz.   Yerin 'dibine' iniyoruz. Icon_minitimeC.tesi Ağus. 13, 2011 9:08 am

Pearl, güneşin yakıcılığının altında gözlerini açtı. Nerede olduğunu bilemedi bir an için. Çünkü gözünde uyku bandı yoktu. Yattığı yer de pek rahat sayılmazdı. Hafifçe gerindikten sonra kendisine gelebildi. Gözlerini yavaşça açtı ve çevresine baktı. Neredeydi böyle? Hafifçe doğrulunca amfitiyatroda olduğunu fark etti. Buraya nasıl gelmişti, işte orası büyük bir sorundu. Amfitiyatroda uykuya dalmak... Tabii, ölmeden önce yapılacaklar listesinde bu madde yoktu; ama yine de ilginçti. Dün gece olanları hatırlamak istercesine beynini zorladı genç kız; ama yoktu. Koskoca bir boşluk duruyordu. Umursamadan kalktı. Muhtemelen çok içmişti; ardından biriyle fingirdemiş olma ihtimali büyüktü. Umursamadan kalktı ve yürümeye başladı. Sarı saçları kabarmıştı. Ensesini yakıyorlardı. Sinirle her zaman yanında taşıdığı bileğinde takılı olan kurdeleyi çıkardı ve saçını topuz yaptı. Biraz serinlik ona iyi gelecekti.

Kendine gelene kadar pek bir şey yapamayacağının bilincindeydi, bu yüzden kampın meydanındaki banklardan birine bağdaş kuruvermiştim. Apollon'un yakıcılığından kaçıp bir gölge altı bulmak epey zordu. Yine de bir meşe altı bulabilmişti genç kız. "Naber Pearl?" diye bir ses duydu aniden. Christina yanına gelmiş ve oturmuştu. Genç kız gülümseyerek cevap verdi. ."Elbette iyiyim Scatt,beni ne zaman kötü gördün?" dedi ve gülümsedi. Evet, Pearl pek kötü ruh haline sahip olabilecek bir kız değildi. O, mükemmeldi, bu zor bir iştir. "Ya sen?" diye sordu genç kız. Yanı kibar olmak, çok önemlidir. Birisi size nasılsın? derse siz de ona ya sen? demelisiniz. "Macera eksikliği çekiyorum." dedi Christina ve o Athena kulübesine özgü bilgi fışkıran gözlerinden bir sinsilik geçtiğini fark etti genç kız. "Hımm.Yanılmıyorsam bu bakış bu sözle birlikte 'Maceraya gidiyoruz.' demek oluyor." diye cevap verdi genç kız. Uzun zamandır bir maceraya çıkmamıştı ve içini afakanlar basıyordu. Bütün günü deniz, kulübe ve bar üçlemesinin içinde sıkışmıştı.

"Evet,kesinlikle öyle demek.Bir-iki kişi daha bulup macera yaşasak fena mı olur?" diye cevap verdi; ardından beraber kafa kafaya verdiler ve kimlerle maceraya çıkabileceklerinden bahsettiler. Bütün kadroyu kafalarında tamamlayınca pegasusları alıp Thalia'nın ağacının altında buluşmak üzere sözleştiler. İstikamet, yer altıydı. Mükemmel bir macera ha? Yani, her önüne gelen yer altına gitseydi; orası yer altında olmazdı. Yer üstünde olurdu ve herkese açık olurdu; ama değildi işte.

Pearl, kulübesine çıktı ve meşhur çantasını aldığı gibi indi. Herhangi bir çekincesi veya telaşı olmazdı. Giyinmesine bile gerek olduğunu düşünmüyordu. Çantasını boynundan geçirdikten sonra ahırlara doğru yol aldı. Ahırlarda gözleriyle Ökse Otu'nu aradı. Biricik pegasususu oradaydı. O kadar asil duruyordu ki, kimi zaman içinden onun önünde referans yapmak gelirdi. Heey, bunu neden şimdi yapamayacaktı? Kime neydi? Pegasusunun tam karşısına geçti ve yavaşça referans yaptı. Pegasususun hoşuna gitmişe benziyordu ki şaha kalktı. Gülerek yanına yaklaştı ve elini çantasından içeri soktu. Ne yoktu bu çantada ya? Sonunda hafif çürümüş bir armut buldu; ama bu Ökse Otu'na yakışmazdı. O daha asil şeyler hak ediyordu. Biraz daha çantayı karıştırdıktan sonra özel aromalı küp şekerlerden buldu. Sırtındaki tüyleri okşayarak küp şekerleri pegasusuna yedirdi.

Üstüne binip hemen uçmak istemiyordu. Beraber yürüyerek Thalia'nın ağacına doğru gitmeye başladılar. Zaten, hazırlanması masrafsız olduğundan zamanı vardı. Beraber pegasusuyla asil asil yürüdüler. Ağacın önüne tam tahmin ettiği gibi ilk kendisi gelmişti. "Eveet yeraltına ineceğiz arkadaşlar." dedi ve hafifçe dans etti. Yani, sadece ellerini sağa sola hareket ettirip kafasını sallamıştı. Bu bir şey sayılmazdı. Genellikle deli gibi kalkar dururdu. Ökse Otu'nun sırtına yavaşça bindi. Onu asilliğine zarar verecek hiçbir şey yapmazdı. "Üç-İki-Bir, uçalııım." diye bağırdı ve hep birlikte havalandılar. Pegasuslar kanatlarını var güçleriyle çırparlarken genç kız gelen serin havayla kendine gelebilmişti.

Uzun süre gökyüzünde ilerlediler. Los Angelas'a kadar pegasus sırtında gitmek kolay değildi yani. Hatta bir ara uykusunun geldiğini bile hissetmişti. Amfitiyatroda uyursa böyle olurdu tabii. Yani, bundan sonra yatağının dışında yatmayacağını söz verdi; ama bu sözü tutamayacağını kendisi de pek ala biliyordu. Sadece söz vermek olsun diye söz vermişti. Pegasusların nerede ineceğine karar vermeleri gerekiyordu. Kardeşlerine baktı ve bir işaret bekledi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yerin 'dibine' iniyoruz.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Yeraltına iniyoruz...
» Biz Aşağı İniyoruz!

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Kamp Dışı :: Los Angeles :: Nakil Sırasında Ölüm Plakçılık-
Buraya geçin: