Katnis Roselie Graham Persephone'nin Çocuğu
Mesaj Sayısı : 84 Kayıt tarihi : 23/06/11
| Konu: David İle Tanışıyorum Perş. Ağus. 11, 2011 12:36 pm | |
| "Katnis, kulübeye birkaç parça eşya gerekiyor, kamp marketine gitmelisin." sesi ile uyandım Anna'nın. İlk başta umursamadım ve uyumaya devam ettim. Fakat Anna yumuşak dokunuşlar ile saçlarımı kavrayıp hafifçe çekince yatağımdan fırladım ve "Tamam, tamam gidiyorum. Bıraksana saçlarımı!" diye bağırdım. Anna hafifçe gülümsedi. Üzerimdeki pijama ile bağırırken komik görünüyordum muhtemelen. Yüzündeki hafif gülümsemeye dayanamayarak onu sertçe ittim ve "Niye Shan'ı falan göndermiyorsun ki? O kampı benden daha iyi biliyor." diye sordum. Anna "Geçen sefer o gitmişti zaten. Sıra sende." diye cevap verdi. Ardından da odamdan çıktı. Zaten bana kalsa odama girmesine bile izin vermezdim! O odadan çıkar çıkmaz dolabıma koştum ve siyah şortum ile siyah askılı bluzumu çıkararak hızlı bir şekilde giyindim. 'Anna yeniden odama gelmeden kulübeden çıksam iyi olacak' düşüncesi ile ilk başta odamdan, daha sonra da kulübemden ayrıldım. Fakat daha sonra ne alacağımı sormadığımı hatırlayarak kulübeye geri döndüm. Anna mutfak masasında oturmuş bir bardaktan kahve içiyordu. Diğer kardeşlerimin uyanmamasından yola çıkarak saatin sabahın 6'sı falan olduğu sonucuna vardım. Daha çok erkendi. Ben daha ağzımı açamadan Anna elime bir kâğıt parçası ve biraz da drahmi tutuşturdu. Bunun üzerine dişlerimi sıktım ve tek kelime etmeden yine kulübeden çıktım. Kamp sınırları içinde yaavaş adımlar ile kamp marketine yürüyordum. Bir yuandan da kampın havasını içime çekiyordum. Kamp marketinin nasıl bir yer olduğunu düşünmeden edemedim, oraya daha önce hiç gitmemiştim. Oraya vardığımda bir süre için duraksayıp içeri girdim. İçeride sadece görevliler ve birkaç başka melez vardı. Büyük ihtimalle kulübe liderleri onları da bir şey almaları için buraya gelmeye zorlamıştı. Markete ilk defa geliyordum, dolayısıyla ne yol ne de yordam biliyordum. Bir görevlinin yanına giderek bana yardım etmesini istedim. Büyük ihtimalle bu olay da sıradan bir şekilde sonlanmayacak ve utanç verici anılarım arasına girecekti. Ama olaylar hiç de tahmin ettiğim yönde gelişmedi.
En son Katnis Roselie Graham tarafından Perş. Ağus. 11, 2011 12:52 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
David Killer Hypnos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 534 Kayıt tarihi : 05/02/11
| Konu: Geri: David İle Tanışıyorum Perş. Ağus. 11, 2011 12:52 pm | |
| Sabah erken uyandım. Yaptığım en sık işler listesine girmeyen bir şekilde markete gitmek istedim. Üzerime yeni aldığım kotumu ve mavi tişörtümü geçirip hızlı adımlarla kulübeden uzaklaştım. Zaten kulübede ben ve Gina tek olduğumuz için ses yapmamak gibi bir sorunum yoktu. Çıkarken parfümümü de sıkıp dışarı çıktım. Sanki bir sevgili bulacaktım da sabahın köründe... Kulübeden çıkarken markete koşar adım gittim. Orada kulübemizde eksik olan şeyleri alacaktım. Tam alacağım şeyleri hatırlamışken bir kız gördüm. Bu kızı kampta daha önce hiç ama hiç görmemiştim ve gördüğüm anda da vurulmuştum. Bu kızla konuşmalıydım. Markete ilk kez geldiğini düşünmüştüm; çünkü görevliye yön soruyordu. Hemen oraya yanaştım ve ''İstersen sana ben yardımcı olabilirim'' dedim. Kız ''Memnuniyetle'' dedi. ''Ben David Killer. Hypnos çocuğuyum.'' dedim. ''Ben de Katnis Rosalie Graham. Persephone kızıyım'' dedi. Pershephone. Tanıdığım hiç kimse olmayan bir kulübe. Bu kötü olmuştu; çünkü kendim yakınlık kurmalıydım. ''İ-ihtiyacın olan nedir?'' diye sordum. Bu bir ilkti. Bir kız karşısında ilk kez kekeliyordum. O anda anladım ki gerçekten aşık olmuştum. Soruma cevap olarak bana listeyi uzattı ve ''Hepsi bu kadar'' dedi. Bense listeye bakmak yerine kızın yüzünün içinde, o kusursuz yüzün içinde kaybolmuştum adeta. Dalmıştım. Kız, bundan rahatsız olmuş gibiydi. Direkt olarak yüzüne bakmamdan. Gözlerinin içine. O yeşil gözlerin içinde dalıp gitmek. Daha sonra kız konuşmak istercesine boğazını temizledi. Ne diyeceğini merakla bekliyordum... | |
|
Katnis Roselie Graham Persephone'nin Çocuğu
Mesaj Sayısı : 84 Kayıt tarihi : 23/06/11
| Konu: Geri: David İle Tanışıyorum Perş. Ağus. 11, 2011 2:18 pm | |
| ''İstersen sana ben yardımcı olabilirim'' diyen sesi duyduğum tarafa döndüm. Döner dönmez de nefesim kesildi adeta. İlk karşılaştığım şey tatlı bir oğlana ait olan bir çift yeşil gözdü. Ama o kadar anlamlı bakıyordu ki bu gözler... 'Kendine gel kızım' diye düşündüm ve kendimi toparlayarak ''Memnuniyetle'' diye cevap verdim. ''Ben David Killer. Hypnos çocuğuyum.'' dedi karşımdaki melez. Hypnos sözü bana yabancı değildi, fakat hiç onun çocuklarından biri ile karşılaşmamıştım. David'in sözlerine karşılık olarak ben ''Ben de Katnis Rosalie Graham. Persephone kızıyım'' diye cevap verdim. ''İ-ihtiyacın olan nedir?'' diye sordu David. Neden kekelediğini anlamamıştım. Ama asıl düşündüğüm bu değildi. Neden böyle tuhaf hissediyordum kendimi? Ne oluyordu bana? Yakışıklı erkeklerin karşısında aptalca durup nefesi kesilecek kızlardan değildim ben. Bu yüzden ''Hepsi bu kadar'' diyerek Anna'nın bana vermiş olduğu listeyi uzattım ona. David listeye uzanırken parmaklarımız bir an için birbirine değidi. O an vücuduma elektrik akımı verilmiş gibi hissettim kendimi. David listeyi elimden aldı almasına, fakat bir göz bile atmadı listeye. Onun yerine bana bakıyordu. Bana, tam gözlerimin içine... Doğal olarak ben de o mükemmel yeşil gözlere dikmiştim bakışlarımı. Ne yapsam başka bir tarafa bakamıyordum. En sonunda bakışlarımı David'in gözlerinden ayırmayı başarabildim ve yüzüme rahatsız olduğumu anlatan bir ifade yerleştirerek başka tarafa bakmaya başladım. Ardından da boğazımı temizledim. Tam bir şey diyecektim ki market görevlisi "Artık bana ihtiyacınız kalmadı sanırım?" dedi. İyi ki de demişti bunu. Çünkü eğer konuşsaydım saçmalayacağımdan emindim. Elim ayağıma dolanmıştı. Böyle olduğu zaman da saçmalardım muhakkak. David de artık gözlerime bakmıyordu. Onun bana bakmasından çok hoşlanmıştım oysa ki. Market görevlisine "Hayır, ilgilendiğiniz için teşekkür ederim." dedim. O yanımızdan uzaklaşırken David de nihayet ona verdiğim listeye göz attı. Bunu yapar yapmaz da kaşları havaya kalktı ve "Dudak parlatıcısı mı?" diye sordu. Birden yanaklarım yanmaya başladı. Pancar gibi kızardığımdan emindim. Tam olarak pancar gibi kızarmış sayılmazdım tabi, sadece yanaklarım hafifçe pembeleşmişti. Ama yine de içimden 'Anna, ne demeye listeye böyle bir şey koydun ki?!' diye feryat etmeyi de ihmal etmedim. O sırada David'n bir cevap beklercesine bana baktığını hissettim. Bana ilk baktığında nasıl nefesim kesildiyse şimdi de öyle olmuştu. Nefes alamıyordum sanki! En sonunda tekrar nefes almaya başladım ve "Anna ile onun gereksiz makyaj malzemeleri." diye cevap verdim ona. Dudaklarında hafif bir gülümseme ile başını anladığını belirtecek şekilde salladı. Yoksa onun kız kardeşleri de mi ona böyle acılar çektiriyorlardı? Sormaya gerek duymadım. | |
|