Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Güneş'in Peşinde | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Theodor Aquila Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 710 Kayıt tarihi : 30/10/10
| Konu: Güneş'in Peşinde Cuma Ağus. 05, 2011 12:52 pm | |
| Her zamanki oburluğumla kulübemdeki mutfakta oturmuş bir şeyler yerken gelen sesle sıçradım. Ses salondan geliyordu ve ilahi bir varlığa ait olduğu kesindi. Şaşkınlıkla elimdeki sandiviçi bıraktım ve koşar adımlarla salona gittim. Kulübede kimsenin olmaması beni şaşırtmıştı açıkçası. Ama beni daha da şaşırtan şey Apollon'un, yani babamın bizzat kendisinin bana İris mesajı göndermesiydi. Babamdan korkmayı bırakalı yıllar olmuştu, fakat şimdi öyle sinirli görünüyordu ki endişeli bir şekilde karşısına geçtim. Beni görünce öfkesi biraz yatışmış gibiydi. Fakat her an güneşe dönüşüp mesaj yoluyla bile beni yakabilecek gibiydi. Konuştuğunda sesi çok derinden geliyordu. "Ted, evlat. Seni gördüğüme sevindim. Şu beceriksiz çocuklarımdan biri karşıma çıksaydı inan bana yok ederdim. Öfkeden bir yerleri yakmak üzereyim." diyerek bana onun ne kadar yaşlı olduğunu hatırlattı. Babamı hiçbir zaman böyle görmemiş olduğum için bir süre şaşkınlıktan dilim tutuldu. Sonunda kendime geldim ve "Sorun nedir baba? Emret, hemen yerine getireyim."dedim. Babam neredeyse gülmek üzereydi, bu iyiye işaretti. Neden sonra gözlerini bana dikti ve kıpkırmızı bir yüzle "Birkaç kendini bilmez melez Güneş Arabamı kaçırmışlar. Bunda Helios'un parmağı olduğundan şüpheliyim. Bilirsin beni yok etmek için elinden geleni ardına koymuyor. Fakat bunu benim değil, senin ve iki arkadaşının yapması gerek." dedi. Sanırım kehanet tanrısı olmak böyle bir şeydi, kimin ne yapması gerektiğini söylüyordu. Omuz silktim ve "Hangi kulübedeler ve isimleri ne?" diye sordum. Bir anda ciddileşmem babamı şaşırtmıştı, ama öfkesi daha üstün basıyordu. "Thanatos kulübesindeler. Adları Myron ve Emma." dedi. Daha sonra da "Önce yanıma uğra." diyerek mesajı yok etti. Şimdi Thanatos kulübesini bulmam ve hiç tanımadığım iki melezi ikna etmem gerekiyordu... | |
| | | E. Emma Victoria Harris Thanatos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 59 Kayıt tarihi : 29/07/11
| Konu: Geri: Güneş'in Peşinde Cuma Ağus. 12, 2011 3:39 am | |
| Kulübedeydim oturmuş kitap okuyordum. Ama sıkılmıştım çünkü kampa geldikten sonra üç kez okumuştum bu kitabı. Çünkü yanımda olan tek kitap buydu, başka bir tane almak için bir ara New York'a gitmeliydim. Kitabımı bir kenara bıraktım, kulaklığımı kulağıma takıp mutfağa gittim. Mutfakta Cam'le birlikte yaptığımız pastadan koca bir dilim aldım ve yemeye başladım. Birkaç dakika sonra Myron içeri girdi, "Emma pastadan var değil mi?" dedi. "Daha dün yaptık var tabii ki." dedim. Myron güldü "Bilmem yani, o koca dilimden sonra bitmiş olabileceğini düşündüm." dedi, dil çıkardım ve pastamı yemeye devam ettim. Pastam bittikten sonra gidip yatağıma uzandım, uyumak istiyordum. Yorulmuştum, arenada benden tecrübeli olan melezlerden eğitim alırken onlardan biriyle küçük bir düello yapmak iyi bir fikir değildi. Bir daha bunu kesinlikle yapmayacaktım. Tam uykuya dalmışken kapının tıklandığını duydum ve birkaç dakika sonra başımda Myron'un dikildiğini gördüm "Kalk Emma. Sanırım bir görevimiz var." dedi abim. | |
| | | Myron Severus Ellwood Thanatos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 52 Kayıt tarihi : 29/07/11
| Konu: Geri: Güneş'in Peşinde C.tesi Ağus. 13, 2011 4:59 am | |
| Antrenmandan antrenmana koşmak beni yoruyordu açıkçası. Bu yüzden kulübemdeki zamanımın çoğunu mutfakta geçiriyordum. Neyse ki ölüm çocukları olsak bile hamarat kardeşlerimiz de vardı. Emma ve Cam harika bir pasta yapmışlardı, bu yüzden kendimi mutfağa attım ve Emma'nın pastayı bitirmek üzere olduğundan korktum bir an. "Emma pastadan var değil mi?" diye sordum ve sırıttım. Ardından Emma ile biraz konuştuk ve o odasına gideceğini söyleyerek gitti. Ben de pastamın son kırıntılarını yerken bir anda kapı çaldı. Buraya gelen pek bir insan yoktu, hatta belki bu bir ilk bile olabilirdi. Bu yüzden gidip kapıyı açtım. Karşımda benden birkaç yaş büyük bir melez duruyordu. Onu daha önce görmüştüm, fakat tecrübeli melezlerle uğraşmaktan veya takılmaktan sakınıyordum. Çünkü ben bunca yıldır burada olsam ve dünkü melez gelip bana karışsa öfkeden köpürürdüm. Melez alalacele konuşarak "Merhaba, ben Theodor, Apollon meleziyim. Bana acilen sen ve bir kardeşin lazımsınız. Babam acilen üçümüzü Olimpos'a çağırıyor." dedi. Bir an kapıyı kapatmayı düşündüm, ama ciddiye benziyordu. Bu yüzden hızlıca Emma'nın odasına gittim. Uyumamış olduğunu görünce hemen "Kalk Emma. Sanırım bir görevimiz var." dedim. Emma beni başından kovmaya hazırlanırken kolundan çekiştirerek kapıya götürdüm. Bu sırada Theodor'un bana söylediklerini ona anlattım. Neler olduğunu çözememiş duran iki melez bana bakarken "Ee ne duruyoruz, Olimpos'a gitmemiz gerekiyor." dedim. | |
| | | Theodor Aquila Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 710 Kayıt tarihi : 30/10/10
| Konu: Geri: Güneş'in Peşinde C.tesi Ağus. 13, 2011 11:08 am | |
| Karşıma çıkan çocuk beni bir süre inceleme altına alınca zamanın ne kadar önemli bir kavram olduğunu fark etmiş oldum. İlk defa babam beni bir şey için kendine çağırıyordu, üstelik ona yardım etmemi istiyordu. Emin olduğum bir şey varsa o da Tanrılar'ın yardım istememesidir. Genellikle saçma bahaneler üreterek bizi kullanırlar ama bu sefer babamda farklı bir şeyler vardı. O yüzden Thanatos melezi birden içeri fırlayınca içim rahatladı. Birkaç dakika sonra başka bir kız sesiyle birlikte konuşarak yanıma geldiler. Kız bir bana bakıyordu, bir de kardeşine. Sonunda kardeşi dayanamayıp "Ee ne duruyoruz, Olimpos'a gitmemiz gerekiyor." dediğinde derin bir nefes verdim. Kafamı hızlıca sallayarak "Evet haklısın. Acilen Pegasus Ahırları'na gidelim, yolda olanı biteni size anlatırım." dedim. Onlar da aceleci tavrıma kapılarak -ki bu beni şaşırtmıştı- peşime düştüler. Neyse ki bu Kamp'ta kıdemlilere hala saygı duyan melezler vardı. Kanım ısınmakta zorlansa da yavaş yavaş ısınıyordu sanırım bu melezlere. Ahırların içine girip üçümüz de farklı noktalardan pegasuslarımızla gökyüzüne havalandık. Havada onlara babamın İris mesajını anlattım. Bu sırada çocuğun adının Myron, kızın adının da Emma olduğunu öğrendim. | |
| | | | Güneş'in Peşinde | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|