Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 ~ Sahiplenme | Aurum ~

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Esméralda Gwen
Artemis Avcısı
Artemis Avcısı
Esméralda Gwen


Mesaj Sayısı : 171
Kayıt tarihi : 19/06/11

~  Sahiplenme | Aurum ~  Empty
MesajKonu: ~ Sahiplenme | Aurum ~    ~  Sahiplenme | Aurum ~  Icon_minitimeSalı Ağus. 02, 2011 12:22 pm

    İlk cezasını almıştı Esmeralda. Ömrü boyunca asla unutamayacağı bir anı olarak kalacaktı bu, ama muhtemelen mutlu bir anı olarak değil, bir erkeği kamp sınırları içerisinde oklamaya çalışmamasını hatırlatacak bir anı olarak. Lakin ceza, kaçınılmazdı. Pegasus ahırları temizlemek, kampatiklere göre daha da kaçınılmazdı. Ömrü boyunca atları sevmişti. Ama deniz köpüğünden yaratılma, kanatlı, yani uçabilen, doğa üstü, Pegasus denen yaratıklardan hoşlanıp hoşlanmayacağından emin değildi. Hayatında hiç Pegasus görmemişti; sonuçta kısa zaman öncesine kadar bir Melez olduğunu bile bilmiyordu. Nasıl olmuştu bu? Hala aklı almıyordu Esmeralda’nın. Onca yıldır Tanrı ve Tanrıçalar, Melezler, Satirler ve daha birçok varlık insanların arasında yaşamını sürdürmüştü. Ve Esmeralda her ne kadar onlara ait olsa da bundan habersiz 14 yıl yaşamıştı. Nasıl aklı alabilirdi ki bunu? Pegasus ahırlarına doğru yürürken sinirle içinden söyleniyordu. Ama neler söylediğini paylaşmak istemediğine karar vermişti, pekte güzel şeyler değildiler çünkü. Bir ahırı temizlemesini söylemişlerdi, evet ama, hangi Pegasus’unkini, nasıl temizleyeceğini söylememişlerdi ona! Kamp Meydanını ardında bırakıp Pegasus ahırlarına doğru yürüdü. Dışarıdan çok temiz ve özenli görünüyordu ama içerisi için aynı şeyi söylemek mümkün olsaydı, bu cezayı almazdı herhalde. Derin bir nefes aldı çünkü bunu yapmanın içeride mümkün olacağını düşünmüyordu Esmeralda. İçeriye girdi. Burası gerçekten berbat durumdaydı. Beklediği kadar kötü değildi ama, yine de kötüydü işte. Öncelikle berbat kokuyordu. Her yer pislik içindeydi. Ellerini burnundan çekemiyordu hatta. Sinekler ortalıkta uçuşup duruyordu. Her taraf at kıllarıyla doluydu. Çok havasızdı. Herkesin burayı temizlememek için verdiği çaba şimdi anlamlı geliyordu Esmeralda’ya. Pırıl pırıl, yepyeni kamp tişörtüne ve şortuna çok yazık olacaktı lakin bir yerden işe koyulması şarttı. Umutsuzca ortalığa bakındı. Temizliği ne ile yapması gerektiği konusunda hiçbir fikri yoktu. Daha önce ahır temizlememişti ki!


    | Çok sonra |



    “Öldüm!” diye homurdandı bitkin bir sesle. “Sırtım kırıldı galiba...” Elini belime koyarak yavaşça doğruldu. Kemiklerinin çıtlayışını duyabiliyordu adeta. Alnındaki teri de sildi, derin derin nefes alıp veriyordu. Kaç saattir buradaydı acaba? 4 ya da 5 saat olmuştu herhalde... Üstünün başının haline bakılırsa, herhangi biririn yaklaşık 13 yıl burada konakladığı fikrine kapılması olasıydı. Yine de değmişti. Ortalık eskisi kadar kötü kokmuyordu. Atların içtiği sular saman kaynamıyordu. Ortalıkta tek bir at kılı ve tüyü yoktu. Sinekler bu kadar pırıl bir yerde bulunmaya dayanamayıp firar etmişti. Yani herşey olması gerektiği gibiydi. Tek sorun şuydu; ortalıkta bir tane bile Pegasus yoktu... Esmeralda gerçekten, en azından bir tane de olsa, bir Pegasus görmek istemişti, lakin ahırda tek bir Pegasus bile yoktu. Hayal kırıklığıyla özenle takmış olduğu eldivenlerden hızı bir biçimde kurtuluverdi. Kıyafetlerine yazık olmasın diye her yerine doladığı kirli çarşaftan kurtulurken ensesindeki soğuk esintiyi yoksaymaya çalıştı. Üstünde ona ait olmayan her şeyden kurtulduğunda bile ısrarla ensesinde bir üfürülme hissi vardı. Sinirle arkasını döner dönmez şaşkın bir Pegasus’la burun buruna gelmeyi beklemiyordu yine de. Kocaman açılan gözleri, açılan ağzına kıyasla gerçekten küçük kalmıştı. Tıpkı aniden odaya dalan bir arının hedefi olmamak için durduğu kadar sabitleşmeye çalıştı, bir heykel gibi. Lakin kısa bir süre sonra parmaklarını bu yumuşacık ve olağanüstü parlaklıktaki tüylerin arasından geçirmekten kendini alıkoyamamıştı Esmeralda. Bunun verdiği haz ve hissettirdiği duygu o kadar inanılmazdı ki, daha önce hiç böylesini yaşamadığına yemin edebilirdi. Ne kadar çok şey kaçırdığını fark etmiş olmanın verdiği bunaltıcı his ile bu yeni duygunun çarpışmasındaki galibin hangisi olduğunu söylemeye gerek bile yoktu. Biraz daha yana çekilerek Pegasus’un kulaklarını okşamaya başladı. Onun da bundan bir şikayeti yok gibiydi, hatta biraz yana kayarak sırtını okşaması için teşvik etmişti Esmeralda’yı! Dalgın dalgın sırtını okşarken hayvanın, arkasından gelen sesle irkildi; “Çok güzel, değil mi?” Esmeralda hızla arkasına dönerken Pegasus huzursuzca kişnedi, elini üzerinde gezdirmeyi bırakması pek hoşuna gitmemiş gibiydi. Esmeralda şaşkınlıkla karşısında duran Satir'e baktı, bu da onun kıpkırmızı olup iyice sakarlaşmasına yol açacaktı muhtemelen. Sinirle gözlerini devirdi, şu Satir'lerin Avcı’lara olan bitmek bilmez merakları öğreneli çok olmamıştı, lakin daha şimdiden bir ömür bunun acısını çekmiş gibi hissediyordu. Yine de “Evet, öyle.” Diye mırıldanmaktan kendini alıkoyamamıştı, gerçekleri dile getirmenin bir zararı olmazdı. En azından o an için... Satir karizmatik olma çabası barındıran bir kahkahanın ardından “Adını ne koymayı düşünüyorsun?” diye sordu Esmeralda’ya.

    Şimdi kahkaha atma sırası ondaydı. Öncelikle satirin bu gülünç hareketine katıla katıla güldü. Sonra içinden bu cesaretini takdir etti. Lakin isim kısmını pek anlayamamıştı, kafa karışıklığını kelimelere döküverdi. “Bu Pegasus bana ait değil ki,” diye homurdandı, sesinde biraz öfke biraz da kıskançlık vardı. Böyle bir şeye sahip olamamak bu duyguları hissetmesine yol açıyordu çünkü. “Adını koymaya hakkım olduğunu düşünmüyorum.” Ona biraz yaklaşarak kanatlarına dokundu, serçe kuşlarınınkini saymazsak daha önce hiç gerçek kanatlara dokunmamıştı. Ellerini üzerinde gezdirirken kanatlarının uçlarına doğru altınlaştığının farkına varmıştı. Dikkatle kanatların ucuna baktı; sanki bir kova altın suyu alınmışta, kanatlarına boca edilmeksizin serpiştirilmişti. Kendi kendine gülümsedi. Her geçen dakika bu olağanüstü varlık hakkında gözalıcı yeni şeyler öğrenmeye devam ediyordu. Ellerimi yine tüylerinde gezdirirken Satir’in hala ahırda olduğunu çoktan unutmuştu. Duyduğu garip tıkırtıların toynaklardan geldiğini fark etmemiş olsa, arkasına dönüp hiç düşünmeden saldırırdı muhtemelen. Satir bir elini Pegasus’un sırtına koyunca, hafiften özeline dalınmış hissetse de aldırmadı. Hem bu Satir’in burada ne işi vardı ki? Neden onu çoktan tersleyip ağlayarak kaçmasına neden olmamıştı? Sorunun cevabını kendisi bile bilmiyordu, bilebileceğinden de emin değildi. Satir ısrarla sordu; “Adını ne koyacaksın?” Esmeralda sinirle çelimsiz yaratığa döndü, dalga mı geçiyordu acaba onunla? Oyun mu istiyordu aklınca? ‘Tamam.’ Diye geçirdi aklından. ‘İstediği oyunsa, istediğini alacak.’ Derin bir nefes verip sakinleşti, en azından bunu denedi. İşe yaradığını umarak Satir’e baktı. “Aurum.” Diye mırıldandı ince bir sesle. “Latince’de altın demek.” Bu güzel yaratığa uyduğunu düşünüyordu. Söylenişi de Esmeralda için kulağa hoş geliyordu. Bir yorum yapmasını bekledi keçi adamın, ama o sadece Pegasus’a bakmakla yetindi. Esmeralda neler olduğunu anlamak için kafasını Pegasus’a çevirir çevirmez onun şaha kalktığını gördü. Satir sevinçle zıpladı, tabi o kadar sakardı ki, yeniden toynakları üzerinde durabilmesi zaman alacak gibiydi. “Seni sahiplendi!” diye bağırdı zaferle, kaşları çatılmıştı Esmeralda’nın. “Ne demek sahiplendi?” diye homurdandı kendi kendine. Bunu duyan Satir çığlıklar atmayı keserek sakinleşti ve cevabını verdi. “İstediğin Pegasus’a sahip olabileceğini mi sanmıştın?” diye mırıldanırken Esmeralda’nın kaşları havaya kalktı. O buraya bir Pegasus’a sahip olmak için gelmemişti ki! Kendini savunamadan Satir devam etti. “Aurum sana ait değil, sen Aurum'a aitsin!” Aurum yeniden şaha kalkarken Esmeralda bu sözlerde gerçeklik payı olduğunun farkındaydı...


~ RP SONU ~
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://www.facebook.com/shaLix.meLLy.Duique
 
~ Sahiplenme | Aurum ~
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Pegasus Ahırları-
Buraya geçin: