O sabah uyandığımda okulun son gününe geç kalmıştım.Doğal olarak otobüsü de kaçırmıştım ve sınıf öğretmenimiz fizik öğretmeniydi.Fizik öğretmenimiz gerçekten sinirli ve huysuz bir kadındı.Aceleyle üstümü giyindim .Annemi uyatmamak için sessiz bir şekilde evden çıkıyordum.Fakat annem uyandı ve gelip bana sarıldı.Bana beni sevdiğini ve kendime dikkat etmemi söyledi.Ben annemin bu davranışlarıma şaşırmıştım.Sanki savaşa gidiyordum.Sonra iyice geç kaldığımı farke ettim ve anneme veda edip okula doğru yürümeye başladım.Nasıl olsa karnemi almaya geç kaldığımı düşünerek acele etmemeye karar verdim.Yavaş bir şekilde yürüyordum.Karşıma çıkacak şeyi ben nerden bilebilirdim ki?
Biran için ne olduğunu fark etmedim ve karşıma ne olduğunu tarif edemeyeceğim, ilk defa gördüğüm, kanatlı bir yaratık çıktı.Benimle sesli bir şekilde konuşmadı ama zihnimde sesini duyuyordum. Bana 'Patron, istersen seni okula götürebilirim.'dedi.Ben tabiki şaşırmış bir şekilde aklımdan 'Sende nesin?' diye geçirdim.Yaratıkta bana 'Sadece senin gibi melezlerin görebildiği bir pegasusum.'dedi ve arkasından devam etti 'Bu durumu daha iyi anlayabilmen için melez kampına, gerçek evine gitmen gerekir ve bende seni oraya götürmekle görevlendirildim.' dedi.Bende bu olayı merak etmeye başlamıştım ama okula iyice geç kaldığımı fark ettim ve beni okula bırakma teklifini kabul ettim.Kendine Pegasus diyen yaratığaysa okulun çatısında beni beklemesini kardenmi aldıktan sonra geleceğimi söyledim.Sonuçta aklımdaki sorular bir saat daha bekleyebilirdi.
Karnemi almıştım.Tabikide her zaman olduğu gibi iyi bir karne değildi.Annem çalışmadığımı söylüyordu ama bense bunu disleksi ve DEHB'ye bağşıyordum.Sonuçta bunun gibi durumlar bir öğrencinin başarısını düşürür.Ben bunları düşünürken birden aklıma çatıda bekleyen yaratık geldi.Aceleyle yukarı çıktım. Beni orada bekliyordu.Ve ona eve gitmem gerektiğini, olanları anneme anlatmam gerektiğini söyledim.Karşımdaki yaratık ise bana zaten annemin olanları bildiğini ve onunda benim güvende olmam için melez kampına gitmemi onayladığını söyledi.Benimde birden aklıma, annemin sabahki tuhaf davranışları geldi.Anlaşılan o ki annem gerçekten bir şeyler biliyordu.Bunun üzerine pegasusa güvenmeye karar verdim.Ve sırtına çıkarak melez kampına doğru yol aldık.
Uyandığımda sabah olmuştu.Geceleyin o kadar uykum gelmişti ki pegasusun omzuna sarılıp kendimi güvenceye alınca uyuduğumu hatırladım.Sanırım sabaha doğru melez kampına gelmiştik.O kadar derin uyumuşum ki yatağa taşındığımı fark etmedim.Ben son yirmi dört saatte gelişen olayları düşünürken içeri giren yarı at yarı insan kılığındaki adam bana 'Evine hoşgeldin MARTY TEMPLIS' dedi.Ben adımı biliyor olmasına şaşırdım fakat sormak istemedim.Kendinin bir sentor olduğunu ve adınında Kherion olduğunu söyledi.Bana melez olduğumu anlattı ve durumu açıkladı.Sonra Will adında bir çocuğu yanına çağırttı.Çocuğa bana kampı gezdirmesini söyledi.Ve benim ebeveynim açığa çıkana kadar Hermes kulübesinde kalacağımı söyedi.Sonra Will adındaki çocuk bana kampı gezdirdi.Kamp son bir gün içinde yaşadıklarım ve gördüklerimle birlikte normal sayılırdı.Will beni akşam yemeğinden önce kulübelerin olduğu yere götürdü bütün evleri tek tek anlattı ve yakından gösterdi.Ama nedenini anlamadığım bir şekilde Poseidon kulübesinden bahsederken içimi değişik bir his kaplamıştı.
Akşam yemeğinde her kulübedekiler kendi masalarına oturuyordu.Bende kimliğimi öğrenene kadar Hermes kulübesindeki çocuklardan sayıldığım için onların masasında yemeğimi yedim.Ve yemeğimin son parçasınıda yuttuktan sonra karşımdaki çocuktan şaşkınlık ifadesiyl (çığlık olmasada herkesin duyabileceği bir ses tonunda) çığlık attı.Herkes dönüp ona baktı ve çocuğun neden çığlık attığını o an anladılar ve gözlerini bana diktiler.Ben neden bana baktıklarını anlamaya çalışırken herkes kafamın üstünü işaret ediyordu.Ve bende kafamı kaldırdığımda kafamın üstünde üçlü yaba şeklini gördüm.Kherion yanıma geldi ve benim Poseidon çocuğu olduğumu ilan etti.Sonrada beni büyük eve götürdü.
Orada bana üçlü yabanın Poseidon'un simgesi olduğunu, Poseidon'un üç büyüklerden olduğunu ve üç büyüklerin çocuklarının bu güne kadar çok şey çektiklerini anlattı.Ve Poseidon'un en son göreve giden yedi çocuktan biri olan oğlunun öldüğünden beri hiç çocuğu gelmediğini anlattı.Ve ona çok yorulduğu için yatmaya Poseidon kulübesine gönderdi.
Marty kulübeye girerken içini huzur kaplamıştı.Yatağına yattı.Olanları düşünüyordu.Kherion üç büyüklerin çocuklarının çok çektiklerini söylemişti.Kendisini nasıl bir son bekliyordu.Bunları düşünürken uykuya dalmıştı.Marty melez kampındaki ilk gününü böyle geçirmişti.
Konu: Marty Templs 
C.tesi Tem. 30, 2011 8:28 am
