Denetleme 15 - Zorlu Temizlik

Suratıma çarpan bir su kütlesi uyanmama sebep oldu. Ablam Anna elinde bir kova ile yatağımın yanında durmuştu ve yüzünde "Kalk seni tembel bücür!" diyen bir bakış vardı. Suratıma su dökenin o olduğu fazlasıyla aşikârdı. Bu yüzden ilk işim "Abla! Ne yapıyorsun?" diye haykırmak oldu. Bu sefer yüzüne yerleşen ifade aldığı tepkiden memnun olduğunu gösteriyordu. Soruma cevap verme zahmetine bile girmeden odamdan çıktı. Bundan sonra gelen bağırışlara ve sızlanmalara bakılırsa bana yaptığının aynısını diğerlerine de yapmıştı. Ne oluyordu böyle? Bu günün özelliği neydi de bizi bu şekilde uyandırıyordu sevgili ablacığım? Birden cevap kafama dank etti. Bu gün temizlik denetlemesi vardı! Neden bilmem ama (!) birden omuzlarıma bir ağırlık çöktü. Denetlemelerden nefret ediyordum. Şu ana kadar kulübe temizliği ile ilgili pek fazla tecrübem olmamıştı (hatta hiç olmamıştı), fakat kardeşlerimin anlattıkları bile bana hayatım boyunca yeterdi. Birden ablam Anna'nın bağırışını duydum "Hepiniz hemen üstünüzü değiştirip aşağıya iniyorsunuz. Bugün söylediğim şeylere itiraz edip ben yapmam diyenlere hiç iyi şeyler olmayacak. Bu yüzden ben hazırlanıp aşağıya indiğimde hepinizi hazırlanmış ve yaş sırasına geçmiş bir şekilde aşağıda görmek istiyorum. Anlaşıldı mı?!" sesi fazlasıyla otoriter ve kesin çıkmıştı. Bu yüzden onunla tartışmanın iyi bir fikir olmadığı kanısına vardım ve "Anlaşıldı." dedim. Sanırım düşüncemde yalnız değildim çünkü Persephone çocuklarından bir başkasına ait olamayacak kadar ciddi ve biraz da mızmız sesler bana bu sözleri söylerken eşlik etti. Bu olayın ardından koridorda uzaklaşan ayak sesleri duydum. Hemen yatağımdan fırladım ve "Ne giysem acaba?" düşüncesi ile dolabımı karıştırmaya başladım. Sanırım Afrodit çocukları ile biraz fazla zaman geçiriyordum çünkü temizlik yapacaktık sonuçta, ama dolabımdaki herşey bana fazla sade geliyordu. Hatta en sevdiğim tişörtümü bile dolabın bir köşesine doğru ittim. Nasıl olsa Anna bana bunları tek tek toplattırırdı. Bunu yaparken eğitim çavuşu gibi başımdan ayrılmayacağına da emindim. En sonunda iç çekerek beyaz bir şort ve üzerinde kırmızı çiçek desenleri olan beyaz askılı bir bluzda karar kıldım. Benim klasik zevkime ne olmuştu böyle? Sadece temizlik yapacaktık. Hızla aşağıya inerken bugün neler yaşayacağımızı merak ediyordum. Aşağıya indiğimde diğer kardeşlerimin oluşturduğu küçük sırada kendi yerimi buldum ve Anna'nın mekânı teşrif etmesini beklemeye koyuldum. Çok geçmeden merdivenlerden Anna'nın ayak sesleri duyuldu. Yüzümü korku dolu bir ifadenin kapladığını hissettim ve boğazıma oturan yumruyu geri itmek için yutkundum. Belki sizin için temizlik yapmak kötü bir şey olmayabilir ama benim yerimde olsanız öyle demezdiniz. İşte tam o sırada Anna "Evet kardeşlerim. Bugün temizlik yapılacak. Ama ondan önce size küçük bir cezam var. Hepiniz şimdi mekik çekeceksiniz. Hadi!" dedi. Ağzımdan anında anlamsız mızırdanmalar ve yakarmalar çıkmaya başladı. Fakat Anna'nın zaten sert olan bakışları daha da sertlerşip üzerimizde dolaşınca herkes aynı anda mekik pozisyonu aldı ve Anna'nın "Bir, iki, üç, dört, beş..." diye bize eşlik eden melodik sesi ile birlikte mekik çekmeye başladık. Bir-iki dakika sonra Anna saymayı bıraktı ama yanımızdan ayrılmadı. Kendi kendime zihnimden ne kadar mekik çektiğimi sayan bendim bu sefer. Ama bir süre sonra ben de saymayı bıraktım. Zihnim tamamen ağrıyan kaslarıma ve bizi bekleyen temizliğe odaklanmıştı. Anna'nın "Bu kadar yeter. Hemen temizliğe başlıyoruz!" sesi bana çöl güneşi altında içilen serin su gibi geldi. Hepimiz teker teker doğrulup ağrıyan kaslarımızı ovuşturduk. Ama Anna bize dinlenmemiz için zaman tanımadan "İlk olarak herkes kendi odasını toplasın! Daha sonra da salon ve mutfak gibi benzeri yerleri temizlemek için aşağıya inin. Ama sakın unutmayın; herkes işini düzgün yapsın, yoksa cezasını bütün kulübe çeker!" dedi. Sözleri etkisini gösterdi. Tüm kardeşlerimin zihnine (ki bunlara ben de dahildim) koca bir hafta boyunca sürebilecek olan cezanın korkusu akın etti. Hepimiz koşarak kendi odalarımıza giderken ceza düşüncesi ile hafifçe inledim. Odama girdiğimde inleme daha yüksek perdeden tekrarlandı. Odam darmadağınıktı. Yerlere ustaca çizilmiş karakalem resimlerim ve bir sürü kuşun kalem duruyordu. Bazılarının yanında da gri renkli parçacıklar halindeki silgi tozları vardı. Yerde birkaç parça kıyafetim de vardı. Komodinin üzerindeki kıyafetlerimi de unutmamak gerek tabi. Tüm o kıyafetleri alıp tıpkı evimde yaptığım gibi yatağın altına tıkmayı ne kadar da çok isterdim. Fakat bunu yapmak yerine kıyafet yığınını alarak temiz ve kirli olanları ayırmaya başladım. Kirli olanlar doğruca kirli sepetine gidiyordu. Temiz olanları ise dolabıma düzgün bir şekilde geri koyacaktım. En sonunda kıyafetlerimin yarısından fazlasını dolaba asmam gerektiğini fark ettim ve sinirli bir şekilde elimdeki kirli bluz ile pantolonları kirli sepetine götürmek için hızlı adımlar ile ilerlemeye başladım. Kıyafetlerimi kirli sepetine topu basket potasına atar gibi attım ve odama dönmeden önce bir süpürge ile faraş almayı da ihmal etmedim. O silgi tozlarını toplamak zor olmasa gerekti. Fakat odama girdiğimde "Benim halim ne olacak?" diye düşünmeden de edemedim açıkçası.

Hayatımda en nefret ettiğim şey : Islatılarak uyandırılmak! Anna neden bizi böyle uyandırmıştı ki. Ben saçımdaki suyu sıkarken o konuşmaya başlamıştı. “Hepiniz hemen üstünüzü değiştirip aşağıya iniyorsunuz. Bugün söylediğim şeylere itiraz edip ben yapmam diyenlere hiç iyi şeyler olmayacak. Bu yüzden ben hazırlanıp aşağıya indiğimde hepinizi hazırlanmış ve yaş sırasına geçmiş bir şekilde aşağıda görmek istiyorum. Anlaşıldı mı?!"dedi. Mecbur olarak anlaşıldı dedikten sonra hemen üzerime beyaz bir bluz, altıma siyah eşofman altı giydikten sonra saçlarımı siyah bir bağlama tokası ile bağladım.

Hemen aşağı indim. "Evet kardeşlerim. Bugün temizlik yapılacak. Ama ondan önce size küçük bir cezam var. Hepiniz şimdi mekik çekeceksiniz. Hadi!"dedi Anna. Mekik? Zorunlu muydu bu? Belliki zorunluydu ama yapmayın ya! En buna katlanamazdım. Nasıl bir eziyetti bu? Önce su ile uyandırıl sona da mekik çek. Hayır sporu sevmediğimden veya alışkın olmadığımdan değil ama ben günün bu saatinde mekik çekmezdim. Mecburen mekik çekmeye başladık. Bundan birkaç dakika sonra Anna, "Bu kadar yeter. Hemen temizliğe başlıyoruz!" dedi ve deam etti. "İlk olarak herkes kendi odasını toplasın! Daha sonra da salon ve mutfak gibi benzeri yerleri temizlemek için aşağıya inin. Ama sakın unutmayın; herkes işini düzgün yapsın, yoksa cezasını bütün kulübe çeker!"dedi.

Hemen odama çıkıp toparlamaya başladım. Önccelikle yatağımı toplamak yerine yeni bir nevresim takımı sermek için yatağın tüm nevresinlerini çıkarttıktan sonra kirli olanları kirli sepetine tıkmaya çalıştım. O iş de bitince hemen yeni, bembeyaz neevresim takımını serdim. Bu takımı daha çok seviyordum. Üzerinde hiç desen yoktu ve sadece beyazdı. O işi de halledince mekyaj masasına geçtim ve üzerinde ne kadar eşya varsa onların tozunu aldım ve yatağıma koyduktan sonra aynayı ve masanın üzerini silmeye başladım. Ayna ve masa parlamaya başlayınca üzerine makyaj malzemelerini dizmeye başladım. Bu iş kısa sürdü ve hemen bitti. İşte sıra, en sevdiğim şeyler olan kitaplara gelmişti. Onları da türlerine göre ayırınca dizdim ve yerleri süpürmeye başladım. Ne kadar fazla toz vardı odada. Süpürme yaparken önümü göremiyordum nerdeyse. Hemen pencereyi açtım ve süpürme işine öyle devam ettim.

"Bu kadar yeter. Hemen temizliğe başlıyoruz!" dedim ve devam ettim. "İlk olarak herkes kendi odasını toplasın! Daha sonra da salon ve mutfak gibi benzeri yerleri temizlemek için aşağıya inin. Ama sakın unutmayın; herkes işini düzgün yapsın, yoksa cezasını bütün kulübe çeker!" dedikten sonra kardeşlerimin hepsi odalarına gittiler. Ardından bende kendi odama gittim, kirli çamaşırlarımı banyoya götürdüm ve ardından dolabımı düzenlemeye koyuldum. Dolabım fazla dağınık değildi bu yüzden hemen toz almaya geçtim. Tozları alırken Shan'a müzik açmasını söyledim. Müzik eşliğinde tüm kulübe temizlik yapıyorduk. Toz alma işini bitirdikten sonra eğilip yatağımın altına baktım, bir iki tane kağıt vardı onları alıp çöpe attım. Ardından aşağıya inerken Shan'ın odasına girdim, "Ben mutfağı temizleyeceğim sende işin bitince oraya gel yardım edersin. Diğerlerine de nerede temizlik yapacağını söyleyeceğim." dedim. Shan "Tamam." dedi. Normalde Shan salonu temizlerdi ama çok iyi yemek yaptığı için -gerçi bende iyi yemek yapardım- onun mutfağa gelmesini istemiştim. Kardeşlerime kızgındım ama bugün çok yorulacaklardı bu yüzden akşam güzel bir yemeği hak ediyorlardı. Mutfağa indiğimde ilk önce dolapları temizlemeye karar verdim, öncelikle dolabı boşaltmalıydım. Tabakları, bardakları, fincanları hepsini teker teker indirdim ve bir bezle dolapların içinin tozunu almaya koyuldum. Shan gelmeden dolapları halledersem daha iyi olacaktı.

Değerlendirmede.