Tedirgin bir şekilde ellerimi karnımda birleştirdim. Bunu ona nasıl açıklayacaktım? Gerçi eninde sonunda öğrenecekti, karnım git gide büyüyordu. Kendimi tutamadan güldüm, bir titanla bir tanrıçanın çocuğu. Olimpos'a çok ses getireceği belliydi. Ve iyi karşılanmayacağı da. Ama ne olursa olsun kızımı korumakta kararlıydım. Kızım... Bunu fark edince gözlerimden bir damla yaşın yuvarlanıp gittiğini hissettim. Çocuğun cinsiyeti üzerine daha önce hiç düşünmemiştim, şimdi ise birden bire aklıma gelivermişti kızım olacağı... Bir tanrıça olduğum için doğal olarak hislerime de güveniyordum. Parmaklarım hafifçe kasıldı karnımın üzerinde. Aniden nedenini anlayamadığım bir güven gelmişti kendi kendime. Karşıma ne çıkarsa çıksın bunu karşılayabilecek gücüm vardı. Bir tanrıçadan daha azı da beklenemezdi zaten. Atina'ya gidecek ve Krios'la bu durum hakkında konuşacaktım.
Aslında sessizce yaklaşmayı planlıyordum ona ama geldiğimi fark etmişti. Elbette fark edecekti. Bana döndüğünde, bir an için nefesimin kesildiğini hissettim. Hala ilk tanıştığımızdaki kadar etkileyici ve çekiciydi. Ona doğru bir adım attım ve mutlu bir şekilde iç geçirerek elini tuttum. Bir şeyler söylemek istedim, ama ne söyleyeceğimden, söze nasıl başlayacağımdan emin değildim. Yanlış bir şey söylediğimde ters tepmesinden korkuyordum. Neyse ki ben daha ağzımı açamadan o konuşmaya başladı. 'İyi ki geldin. Ben de seni bekliyordum.' Ona kaçamak bir bakış attım, konuşmanın gidişatının bu yönde olmasını beklediğim söylenemezdi. Neden beni bekliyordu ki? Öğrenmiş olabilir miydi? Ama bu mümkün değildi, ben ona ya da başka birine hiçbir şey söylememişken nereden duymuş olabilirdi? Kalbim hızlı hızlı atıyordu, tepkisini merakla ve korkuyla bekliyordum. 'Bir anlığına dünyayı unutmak istiyorum. Sadece sen ve ben. Başka kimse olmayacak.' O anda düşüncelerim ve korkularım yatışmaya başlamıştı. Korkularımın gerçek olmadığını anlayıp rahatlarken, bir yandan da alışılmadık sözlerinin içtenliği ve dürüstlüğü kalbime dokunuyordu. İçimde farklı türden bir heyecan büyümeye başlamışken, diğer elimi de onun elinin üzerine koydum ve gözlerime bakmasını sağladım. 'Söylemem gereken bir şey var.' dedim hızlıca. Ne diyeceksem bir an önce söylemeyi planlıyordum. Derin bir nefes aldım. 'Sadece sen ve ben olmayabiliriz. Eğer... hayatımızı biraz değiştirmemiz gerekirse...' Saçmaladığımın ve doğru düzgün konuşamadığımın farkındaydım. Gözlerimi kapatıp kendimi biraz sakinleştirmeye çalıştım, sonra gözlerimi tekrar açıp doğrudan Krios'un gözlerine baktım. Kelimelerin kolayca ağzımdan dökülüvermesi beni biraz şaşırtmıştı. 'Ben hamileyim.'