Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Yıllar sonra.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Nina Sayers
Küçük Tanrıça
Küçük Tanrıça
Nina Sayers


Mesaj Sayısı : 510
Kayıt tarihi : 10/04/11

Yıllar sonra. Empty
MesajKonu: Yıllar sonra.   Yıllar sonra. Icon_minitimeÇarş. Tem. 20, 2011 8:08 am

Güneş batmak üzereydi. Saçlarını zarifçe geriye iterek yürümeye devam etti. Dağın zirvesine gelmesine pek kalmamıştı. Gün batımının kızıl parlaklığı ve dağın serin havası onu rahatlatmıştı. Karanlık bastırmadan ağacın yanına gitmeliydi. Bu nedenle adımlarını sıklaştırdı ve hızla yürümeye devam etti.
Uzun ve yorucu yollardan geçtikten sonra,nihayet dağın zirvesine varmıştı. Babasının bahsettiği ağacın yanına gitti. Ağaç oldukça yaşlıydı ve soğuk havadan olsa gerek,hiç yaprağı yoktu. Usulca ağacın altına çömeldi ve gün batımını izleyerek hatırlamaya çalıştı. Gözlerini kapadı;sırtını ağacın soğuk ve sert gövdesine yasladı. Annesiyle ilgili hatırladıkları yumuşak kahverengi saçlar ve kendisininki gibi yeşil gözlerden ibaretti. Babasının kendisine verdiği ruh tılsımını sıkıca kavradı. Oldukça gerilmişti. Annesini nasıl bulabilirdi? En azından bunca zamandır nerede olduğunu ve neden onu önemsemediğini sormak istiyordu ona. Gözlerinden akan yaşları sildi ve ağacın altına uzandı. Gözlerini bir daha yumdu ve annesiyle ilgili bir anı hatırlmayı umarak uykuya daldı.
***
''Phoebe,bunun çok yanlış olduğunu biliyorsun. Bu duyulursa,ikimizin de itibarı mahvolur.''
Hades yer altı sarayındaki geniş oturma odasında gezinirken elindeki lezzetli nar suyunu yudumluyordu. Phoebe oturduğu rahat koltuktan sert ama zarif bir şekilde kalktı. Onun altın kadehi de nar suyuyla doluydu. Yeşil gözlerinde flörtöz bir bakış vardı. Yavaşça Hades'e doğru yürüdü. Hades'in yanına geldiğinde elindeki altın kadehi gümüş sehpanın üstüne bıraktı. Bir eliyle Hades'in elini kavradı;diğer eliyle de Hades'in yüzünü kendisine doğru çevirdi.
''Biliyorum,sevgilim. Ama artık onları dinlememeliyiz. Aramızdaki sevgiyi kimse bozamaz.''
Hades'in gergin bakışları Phoebe'nin güzel yüzüne ve menekşe rengi gözlerine bakınca değişti. Çarpık bir şekilde gülümsedi Phoebe'ye.
''Haklısın. Seni seviyorum.''
''Ben de seni.''
***
Aniden doğruldu uzandığı yerden. Kalbi çok hızlı atıyordu. Alnında biriken terleri silerken rüyasını düşündü. Phoebe ve Hades çok mutlu,aşık görünüyordu. Peki onları ne ayırmıştı? Üstelik o zaman sarayda sinir bozucu Persephone da yoktu. Yavaşça ağacın uzandığı yerden kalktı ve ağaçtan uzaklaştı. Gördüğü rüya onu korkutmuştu,eve gidip her şeyi unutmak ve klasik müzik eşliğinde resim yapmak istiyordu.
Ağaçtan henüz yeni uzaklaşmışken,yirmi metre kadar ilerisinde bir kadın gördü. Elini belindeki kemere asılı olan hançere götürdü ve kadının bulunduğu yere doğru ilerlemeye başladı. Gördüğü rüyadan sonra başına gelebilecek en harika(!) şey olmalıydı bu!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Phoebe
Titan
Titan
Phoebe


Mesaj Sayısı : 99
Kayıt tarihi : 03/05/11

Yıllar sonra. Empty
MesajKonu: Geri: Yıllar sonra.   Yıllar sonra. Icon_minitimeÇarş. Tem. 20, 2011 11:57 am

Diğer Titanlardan farklı olarak sıkılmıştı savaş konuşmalarından. Kimse, Phoebe'nin gerçek değerine önem vermiyordu. Anlamıyorlardı. Düşmanlarına karşı kullanacakları silah konusunda Phoebe'nin ilahi güçlerinden daha iyisi var mıydı? Karanlık ve Gizem Titanı'nı kim yenebilirdi ki? Her türlü gizli işi becerebilen bu kızdan, kim daha üstün olabilirdi? Sinirliydi Phoebe. Onu kızından uzak tutan Tanrı'ya sinirliydi. Kızının onun kim olduğunu bile bildiğinden şüpheliydi. Her ne kadar ilk çocuklarından biri olan Leto'ya ve torunları Artemis ile Apollon'a zarar vermek istemese de, Hades'e olan öfkesi tüm Tanrılara yansıyordu. Onu sevdiği zamanlar güçlüydü oysa. Persephone denilen o sevgi pıtırcığı Tanrıça yoktu. Zaten o hiçbir zaman sevmemişti Hades'i. Kamptaki yeni yapılmış kulübesi buna bir kanıt değil miydi? Ellerini yumruk haline getirdi. Yalnız başına Othrys Dağı üzerinde ilerlerken, öfkesini göstermek için başka bir şey yapamıyordu. Bir sürü yeri yıkabilirdi. Fakat bu da kardeşlerinin dikkatini çekerdi. Derin bir nefes aldı. Bir Titan olarak bu hallede düşmüş olmasına inanamıyordu. Gördüğü rastgele bir elma ağacına doğru ilerlemeye devam etti. Torunu Apollon, Ay yolculuğuna çıkması için yerini Artemis'e devrederken hava kararmaya başlamıştı. Üzerine aldığı siyah pelerini görünmemek üzere başını örtecek şekilde çekti. Kumral saçları omuzlarından dökülürken, gözleri çevresindeki bitkilerin yeşilliğini almışçasına parlamaya başlamışlardı. Kendi bölgesine girmiş ilahi varlığı hissetmişti Titan. Arkasından yaklaşan kişiye saldırmak için beklemedi. Bir anda Tanrıça olduğu kişinin ona doğrulttuğu hançeri kavradı ve kendisinden uzaklaştırırken elini büktü. Kızın acı dolu inlemelerinin zevkini çıkardı bir süre. Ama onun yüzüne baktığında gülümsemesinin yüzünde donduğunu hissetti. "Nina... Sen misin?" sesinin normal çıkması için uğraşmıştı. Az önce kızına saldırmış olması yüzünün kızarmasına sebep olmuştu. Karanlığın onu saklamasından memnundu. Ona yüzünü gösterip göstermemek konusunda tereddüt etti. O kendini gösterip göstermemesi konusunda kararsız bir şekilde beklerken. Kızın konuştuğunu duyabilmişti. "Evet, sen kimsin peki?" onun düşmanca ses tonunu duyduğunda, göğsü kızı için duyduğu gurur ile biraz kabarsa da, sonradan bu duygu yerini sevince bıraktı. Uzun yıllar sonra, Hades kızını saklamaktan vaz mı geçmişti yoksa? Nina'nın hala kendisine bakmakta olduğunu gördüğünde, kim olduğunu söylemediğini anladı. Pelerinini üzerinden çıkarırken gözleri parlıyordu. "Ben Phoebe'yim kızım." dedi yüzünde kızını görmenin getirdiği şaşkınlık ve sevinç duygularını belli eden bir gülümseme ile. Az önce kontrol edemediği öfkesinin yok olduğunu biliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nina Sayers
Küçük Tanrıça
Küçük Tanrıça
Nina Sayers


Mesaj Sayısı : 510
Kayıt tarihi : 10/04/11

Yıllar sonra. Empty
MesajKonu: Geri: Yıllar sonra.   Yıllar sonra. Icon_minitimePerş. Tem. 21, 2011 1:14 pm

Kadına iyice yaklaşınca hançerini tamamen kınından çıkardı. Kadının giydiği başlıklı pelerinden dolayı yüzünü göremiyordu. Tam hançerini kaldırıp kadına saldıracakken,bol pelerinin arasından güçlü bir kol hançeri tutan elini kavradı ve tüm gücüyle sıkmaya başladı. Nina istemsiz bir şekilde,acıyla inledi. Kadının yüzünü göremiyordu;fakat acı çekmesinden keyif aldığını hissediyordu. Ne de olsa gizem tanrıçasıydı.
Kadın bir süre daha acı çektirdi Nina'ya. Güçlü eli,Nina'nın bileğindeki sinir uçlarına bastırıyordu. Nina acısından hareket edemiyor ve kendini koruyamıyordu. En son acıyla dizlerinin üzerine çöktü. Herhalde kadın onu öldürecekti. Bir kılıç darbesi beklerken,kılıç keskinliğinde bir ses tonuyla karşılaştı.
"Nina... Sen misin?"
Bileğini ovuşturarak çömeldiği yerden yavaşça doğruldu. Kadının yüzünü göremiyordu. Bu yüzden nefret dolu bakışlarını başlığın karanlık yüzününe dikti. Öfke dolu bir sesle "Evet, sen kimsin peki?" diye sordu. Kadın elini yavaş ve zarif bir biçimde başlığına götürdü. Siyah pelerinin bol başlığını indirirken,karanlık da aydınlanmaya başlamıştı. Karanlık yerini kumral rengi saçlara,cam gibi yeşil gözlere;güzel bir yüze bırakıyordu. Karanlık yerini Nina'ya çok tanıdık gelen bir surete bırakıyordu. Kadının siyah başlığı indirmesiyle kendini tanıtması arasındaki birkaç saniye,Nina'ya saatler gibi gelmişti. Zaten saniyeleri beklemeye gerek yoktu. Gözlerini gördüğü an tanımıştı onu.
"Ben Phoebe'yim kızım."
Phoebe bunu o kadar yumuşak bir şekilde söylemişti ki... Bir an ağlayacağını düşünmüştü Nina. Yüz on yıl... Şimdi annesi tam karşısındaydı;ve Nina'nın diyecek hiçbir şeyi yoktu. Bir süre,iki çift yeşil göz birbirine baktı. Bu tatlı sükuneti bozan Nina oldu.
''Neden beni bıraktın?''
Kendisi bile bu yumuşak ses tonuna şaşırmıştı. Sanki yüz on yaşında bir tanrıça değil de,küçücük bir kız sesi gibiydi. Bakışlarını yerden ayırdı ve güzel gözleri dolan Phoebe'ye baktı. Bir cevap bekliyordu. En azından bir açıklama yapmalıydı Phoebe. İçindeki hıçkırma isteğini bastırarak meydan okuyan gözlerle Phoebe'ye baktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yıllar sonra.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Yıllar Sonra
» Yıllar Sonra İlk Defa Mutlu ve Huzurluyum...
» On yıl sonra ilk kez.
» Plajdan Sonra...
» Ziyaretten Sonra...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Kamp Dışı :: Othrys Dağı-
Buraya geçin: