Temizlik Denetlemesi 15

Kendi odamı temizlemiş, Dillon’un odasına yol almaya başlamıştım. –biraz abartı bir yol gibi duruyor; ama odalarımız bitişik - O sırada Lexi’ye bir bakayım diye düşündüm. Lexi’nin odası kilitliydi. Kendi odasını temizlemiş, Gina’ya karşı tedbirini almıştı; ama kendisi ortalıklarda görünmüyordu. Kulübe içinde bağırmaya başladım. ‘’Lexi. Heey! Lex!! Nerdesin?!’’ Ancak hiçbir şekilde, hiçbir soruma cevap alamadım. Lexi kaçmıştı. Ne?! Nasıl bir liderdi bu böyle? Temizlik yapacağına bütün kulübenin temizliğini bana mı bırakmıştı? Son bir kez şansımı denemek istedim. ‘’Lexi! Şaka yapıyorsan hiç komik değilsin!’’ dedim; ama ses veren olmadı. Şimdi iş başa düşmüştü. Düşüncesi bile korkunç olan bir işi becermeye çalışacaktım. Bütün bir kulübeyi tek başıma temizleyecektim. Ah tanrılar aşkına. Olamaz! Hemen Dillon’un odasına girdim. ‘Neyse ki temiz bir Hypnos çocuğu da varmış’ diye düşünmeye başladım; ama hemen düşüncelerimden sıyrılıp baş ucunun üzerindeki tozu almaya başladım. Önce ıslak bezle sildim. Daha sonra kurulamak için omzuma astığım kuru bezle de kuruladım. Yatağını düzelttim. Bunu yaparken önce çarşafını silkeledim. El süpürgesiyle halısının üzerini de çektikten sonra kitaplığına yöneldim. İşte az önceki düşüncemin yalanlandığı yer burasıydı. En son hangi denetlemede buranın tozu alınmıştı?- Zaten denetleme dışında toz almadığımız için ‘hangi denetleme’ dedim.- Hemen bütün kitapları indirdim. Kitaplığın tozunu tıpkı başucuna yaptığım gibi ıslak bir bezle sildim. Daha sonra da kuruttum. Bunu yapana kadar terlemiştim; çünkü güneş hemen bu odaya vuruyordu ve odanın havasız olduğunu o zaman fark ettim. Hemen camı açtım. Camı açık durmadığı için araya bulduğum bir kitabı yerleştirdim. ‘Percy Jackson ve Olimposlular.’ Dillon ne zamandan beri böyle kitaplar okuyordu ki? Daha sonra kitapları gelişigüzel kitaplığa yerleştirdim. –‘Alfabetik olarak dizmem için sizce ne kadar vaktim var?’ Daha sonra odayla işimin bittiğini anladım ve dışarı çıktım. Sırada Georgina’nın odası vardı…

Georgina bu odada nasıl yatabiliyordu ki? –Tabii ki babamız sayesinde - Hemen yatağını topladım. O sırada başucundaki sakızı gördüm. Çiğnenmiş, yapış yağış bir sakız. Hemen bezle oradan çektim; ama sakız erimişti. O nedenle yarısı orada yapışıp kaldı. Hemen elimde olan bezle komidini adeta kazıyarak sildim. Ama geçmiyordu. Şimdi ne yapacaktım? Ah Gina ah! Biraz daha kazımaya çalıştım. Bu sefer sakızın çoğunu sökmüştüm; ama geriye kalanlar sökülmeyecek gibiydi. O nedenle oraya bir kitap koymayı istedim. Kendi kitaplarımdan birini seçip ön kapağı üste gelecek şekilde sakızın üzerine bıraktım. Böylece orada sakız olduğunun anlaşılması imkânsızdı. Kitap kaldırılmadığı sürece. Daha sonra kitapalığa yöneldim. Her kitaplık gibi bu da tozluydu. Toz adeta karış hesabıyla ölçebiliyordunuz. Hemen elime bezi aldım; ama bezimin de tozlanmış olduğunu, bu halde toz alamayacağımı gördüm. Bu nedenle hemen banyoya gittim ve bezimi yıkadım. Geldiğimde Kitaplıktaki bütün kitapları aşağı indirdim. Yatağa fırlattım. Hemen toz alma işlemine başladım ve daha sonra kitapları kitaplığa yerleştirdim. Odanın camını açtım ve bu odanın da işini bitirdim. Çok ummalı bir temizlik olmasa da bunu bile yapabildiğim için şükrediyordum.

Değerlendirmede.