Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Tanışmalılar. | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Elyssa Rhea Least Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 82 Kayıt tarihi : 04/07/11
| Konu: Tanışmalılar. Salı Tem. 19, 2011 3:25 am | |
| Mavi gözlerim pencereden dışarıya daha da tutkuyla bakıyordu bu defa. Merak bir kenara bırakılmış, heyecan ve tutkum bütün hepsine daha ağır basıyordu. Bu gece, denemediğim bir şeyi deneyecektim. Melez kampından ilk defa özlem duyduğum babamın yanına kaçacaktım. Üstelik yalnız değil. Kevin ile. Babamı hayatımda en değer verdiğim insanla tanıştıracaktım. Aradan kısa bir zaman geçmesine rağmen, benim Kevin’a aşık olduğumu duyan babam bana biraz sinirlenecek olsa da Kevin’a çabucak alışacağını düşünüyordum. Gözlerimi gri taşların üzerinde gezdirirken, sağ ve soldan gelen yollara bakıyordum. Kulübede kimseyi uyandırmak istemiyordum ayrıca. Elimden geldiğince sessiz bir şekilde hareket ediyordum. Karanlıktan, oldukça şık giyinmiş bir erkeğin, bizim kulübenin önüne doğru geldiğini gördüm. Üzerindeki kasları gösteren gri bir tişört ve siyah kot şeklinde bir pantolon giymişti. Ayağına ise spor ayakkabılarını kombine etmişti. Etrafı gözetleyerek, hızlı bir şekilde kulübenin önüne gelen kişiyi Kevin olarak düşünüyordum ama emin olmalıydım. Çünkü, karanlıktan hiçbir şey belli olmuyordu. Camı açmak için koluna doğru yeltelendim. Kolu çevirdim ve gıcırdayan camı açmaya çalıştım. Lanet olsun! İğneleyici bir ses çıkmıştı. Sesten rahatsız olan Claire, yatağında birkaç defa döndükten sonra uyumaya devam etti. Yavaş bir şekilde camı açtıktan sonra dikkatle eğildim. Genç çocuğa bakarak sessizce seslendim. “Kevin.” Parıldayan gözlerini kendime doğru çeviren çocuğun Kevin olduğunu anladıktan sonra hızlıca geriye doğru atıldım. Bu defa dikkatli bir biçimde camı kapattmı ve küçük çantasımı aldım. İçinde gerekli eşyalarım vardı işte. Elime de beyaz hırkamı aldıktan sonra parmak uçlarıyla kulübeden dışarıya çıktım. Kevin’ı görür görmez dudaklarımda oluşan tebessüme engel olamadım ve doğruca çocuğun boynuna atıldım. “Seni özledim.” Utanır bir ifadeyle geriye çekildikten sonra yanağına küçük bir öpücük kondurdum ve başımı öne eğerek gülümsemeye devam ettim. Beyaz hırkamı üşüdüğüm için üzerime giydim ve Kevin’ın diyeceklerini bekledim.
| |
| | | Kevin Least Dionysos'un Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 985 Kayıt tarihi : 24/01/11
| Konu: Geri: Tanışmalılar. Perş. Tem. 21, 2011 9:48 am | |
| Sadece hazırlanması 1 saat sürmüştü Kevin’ın. 1 hafta önce kılık kıyafetini hiç önemsemeyen Kevin, Elyssa’yla tanıştıktan sonra kendine bakmaya başlamıştı. Elyssa’yla Aldrick’in düğününde tanışmış ve yine Aldrick’in düğününde partner olmuşlardı. Hatta 1 ağustosta evlenmeye karar vermişlerdi. Her şeyin bu kadar hızlı gelişmesine anlam veremiyordu. 1 hafta önce tanışmışlardı, bugün kamptan kaçacaklardı ve 1 hafta sonra evleneceklerdi. Düşüncelerine devam ederken şarabını almış ve kulübesinden çıkmıştı. Kamptan kaçacaklardı ama yine de çok rahattı. Daha önceden birçok kez kamptan kaçmış ve maceralara atılmıştı. ama bunun farklı olacağını hissediyordu. “ Yeter bu kadar düşünce.” Diye mırıldandıktan sonra kulübeden çıkmıştı. Afrodit kulübesinin önüne geldiği zaman heyecanının arttığını hissetmişti. Camdan sarkan Elyssa’nın ona “ Kevin “ demesiyle öleceğini hissetmişti. Camdan atladıktan sonra Seni özledim.” Dedikten sonra yanağına bir öpücük kondurmuştu. Beyaz hırkasını omzuna atıp kafasını Kevin’ın omzuna dayamıştı. “Hayat çok güzel” diye mırıldanmıştı. Elyssa’yla yürürken zamanın çok eğlenceli geçtiğini hissediyordu. Yanağına öpücük kondururken zamanın durmasını diliyordu. | |
| | | Elyssa Rhea Least Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 82 Kayıt tarihi : 04/07/11
| Konu: Geri: Tanışmalılar. Perş. Tem. 21, 2011 9:58 pm | |
|
Hayat şu an bizim için daha farklı görünüyordu. Zaman o kadar çabuk geçmişti ki, hızlı bir şekilde evlenmeye bile karar vermiştik. Ve şimdi bizim için en önemli detay, Kevin’ın babam ile tanışmasıydı. Üzerime aldığım beyaz hırkayı düzelttikten sonra yanıma gelen Kevin’ın omzuna dayadım başımı. Açık sarı, ipek saçlarımın ve çilek aromalı şampuan kokusunun onda nasıl bir şeyler uyandırdığını bilmiyordum. Bilmemde gerekmiyordu zaten. Küçük bir mırıltı, gözlerimi parıldayan gözlere çevirmemi sağlamıştı. “Hayat çok güzel.” Gülümsedim. Mırıltıyı duymuştum ve daha da fazla gülümsemeye başlamıştım. İlk defa böyle hissediyor, nasıl davranmam ya da neler söylemem gerektiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Tek seçenek en doğal halimle davranmak ve içimden geçenleri söylemekti. Başımı yavaşça Kevin’a döndüm fakat rüzgar sayesinde yüzüme gelen saçları kenara fırlatmak için elime ihtiyacım vardı. Elimle gözlerimin ve dudaklarımın üzerine gelen açık sarı saçlarımı geriye doğru fırlatıp düzelttikten sonra uzanmaya çalıştım. Kevin’ın boyu benden uzundu ve onu öpebilmem için uzanıp parmak uçlarıma basmam gerekliydi. Parmak uçlarıma basarak yüzüne doğru uzandıktan sonra bana dönebilmesi için ismini fısıldadım kulağına. “Kevin.” Gülümseyerek bana dönen Kevin’ın uzun saçlarına parmaklarımı geçirdim ve dudaklarına doğru uzandım. Gözlerim kapattım ve başımı ileriye doğru ittirdim. Birden, dudaklarımda bir sıcaklık ve pürüzsüz bir dudak daha hissettim. Birkaç saniye, Kevin’ın dudaklarını öptükten sonra kendimi geriye doğru çektim ve derin bir nefes aldım. Utanmış gibi görünüyordum ama yaptığımdan hiç de pişman değildim. Gülümseyerek, gözlerimi öne eğerek Kevin’ı çekiştirdim ve koluna girerek ilerlemeye koyuldum. Gülerken "Umarım kimse görmemiştir." dedim ve Kevin’dan gelecek cevabı ilerlerken beklemeye başladım.
| |
| | | Kevin Least Dionysos'un Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 985 Kayıt tarihi : 24/01/11
| Konu: Geri: Tanışmalılar. Ptsi Tem. 25, 2011 9:53 am | |
| Elyssa ile otomobiline doğru yürürlerken “ Kevin “ diye bir fısıldama duymuştu. Kevin, başını Elyssa’ya çevirdiği zaman dudağında Elyssa’nın dudağını hissetmişti. Şu anda çok garip bir duygu içerisindeydi. Birkaç saniye sonra Elyssa başını geriye çekmişti.Elyssa’nın "Umarım kimse görmemiştir." Demesini zar zor anlamıştı. Bu anın hiç bitmemesini diliyordu içinden. Saçlarındaki çilek aromalı şampuanının kokusunu içine çekerken “ Umarım “ demişti. Beraber gülüyorlardı, Kevin bu yüzden çok mutluydu. Kamptan çıktıkları zaman hemen saklı otomobilini getirmişti. Kapıyı açtıktan sonra Elyssa koltuğa oturmuş ve Kevin yan tarafa geçmişti. Şu anda gerçekten çok mutluydu. Otomobili sürerken romantik bir şarkı açmıştı Kevin. Şarkıyı mırıldanırken yanağında Elyssa’nın öpücüğünü hissetmişti. Kevin’da Elyssa’yı öpmüştü. Elyssa’nın “ Onu çok seviyorum. “ mırıltısını duymuştu ama duymamazlıktan geliyordu. New York’a girdikleri zaman Elyssa’ya evin yerini sormamıştı çünkü onu denize nazır bir kafeye götürüyordu.Aşıklar Cafesi…
Cafeye vardıkları zaman “ Babamın evi burada değil ki “ demişti Elyssa. Kevin “ Burasının hikayesi biraz garip. Oturalım da sana anlatayım. Bu arada, umarım baban biraz geç kalmamıza kızmaz.” Demişti gülerek. Garson siparişleri aldıktan sonra hikayeyi anlatmaya başlamıştı. Hikayenin her anında aşk vardı. Kevin arada sırada etrafındakilere bakıyordu. New York’taki bütün sevgililerin buraya geldiğini biliyordu. Zamanında burayı annesinin tavsiyesiyle öğrenmişti. Fakat buraya gelme şansını bulamamıştı. Hikaye bittikten sonra Kevin hesabı ödemiş ve masadan kalkmışlardı. Şimdiki durakları, Elyssa’nın babasının eviydi. | |
| | | Elyssa Rhea Least Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 82 Kayıt tarihi : 04/07/11
| Konu: Geri: Tanışmalılar. Salı Tem. 26, 2011 6:31 am | |
| Başını Kevin’ın omzuna yaslayan Elyssa, saçlarının koklandığını hissedip gülümsüyordu. “ Umarım “ Bunun eğlencesi ve romantikliği ile beraber arabaya bindikten sonra hareket almaya başladlar. Elyssa birden mutluluk sevinciyle yan gözle araba sürmekte olan Kevin’a baktı. Gülümseyerek, yanağına doğru başını ileri sürdü ve Kevin’ı öptü. Gülümsemeye devam etti. Bu defa da başını ona dönen Kevin, genç kızın pürüzsüz yanağına doğru uzanarak ona bir öpücük kondurmuştu. Utangaçlık ve heyecan içerisinde geriye doğru yaslanan genç kız, aldıkları hıza rağmen hiçbir şekilde kaza yapmaktan korkmuyordu. Çünkü, Kevin’a her şekilde güveniyordu. Melez kampından gece geç saatte kaçtıkları için uykusunu alamayan genç kız, oturduğu koltukta başını parıldayan camlara yaslamış, yarım saatliğine de olsa uyumayı denemişti. Kalktıktan sonra tüm enerjisine az da olsun geri kazanmış gibi hissettikten sonra saçını düzeltmeye başladı. Dağılan saçını birkaç defa fırçaladıktan sonra elindeki tarağı çantasına topladı ve yolu izlemeye koyuldu. Kısa bir süre sonra bir cafeye gelmişlerdi. Önde duran tabelaya göz gezdirdi genç kız. Aşıklar Cafesi… Hızlıca içeriye girip, bir yere oturduktan sonra kendisina bir cappucino isteyen genç kız, Kevin’ın sipariş vermesini bekledikten sonra hızlıca yeltelendi. “ Babamın evi burada değil ki “ Gözlerini parıldatarak Elyssa’ya “ Burasının hikayesi biraz garip. Oturalım da sana anlatayım. Bu arada, umarım baban biraz geç kalmamıza kızmaz.” Kızmayacağını bildiği için onay veren Elyssa, dikkatlice Kevin’ı dinlemeye koyuldu. Her sözcüğün içinde buram buram aşk kokusu vardı. Yanlarına gelen garsonun önlerine içeceklerini uzatmasıyla hikaye birden daha sıcak bir hali almıştı. Genç kız bu defa bir taraftan cappucinosunu yudumluyor, bir taraftan cafenin aşk hikayesini dinlemeye tanık oluyordu. İçeceklerini bitirdikten sonra yavaş bir şekilden basadan kalktıktan sonra Kevin nazik bir tutumda bulunarak hesabı ödedi. Elini, Elyssa’nın ince beline doladıktan sonra cafeden çıktılar. Birkaç çiftin gözleri hayranlık içinde onlardaydı. İkisi de gülümsemeleri sayesinde kendilerine hayran bırakıyorlardı zaten. Genç kızların rimelli gözleri arasında Kevin kayboluyor, doğal güzelliği ve dalgalı saçlarıyla da erkeklerine kendine hayran bırakıyordu Elyssa. Cafeden çıkar çıkmaz hızlıca arabaya bindikten sonra derin bir nefes aldılar ve ilerlemeye koyuldular. “İleriden sola sapacağız.” Gülümseyerek Kevin’a baktı. Onayladıktan sonra gaza daha da hızlı basan Kevin, evin birkaç metre ötesine geldiğinde Elyssa’nın söylemesiyle yavaşladı. Evin önüne geldiklerinde ise “Burası.” dedi Elyssa. Arabayı uygun bir yere parkettikten sonra Kevin hızlıca, Elyssa’nın pürüzsüz dudaklarına dokundu ve ilerleyerek öptü. Elyssa, sevgilisinin saçlarını tutarak onu tutkuluca öptükten sonra geriye doğru çekildi. “Babam görmese iyi olacak. Hadi inelim artık.” Bir taraftan dudaklarında halen tebessüm vardı. Hızlıca arabasının kapısını kendine doğru çeken Kevin üzerindeki ince montunu başına tutarak koşuşturdu. New York’ta yağmur yağmaya başlamıştı çünkü. Koşuşturup, Elyssa’nın kapısına geldikten sonra kapıyı açtı ve Elyssa’nın arabadan inmesini sağladı. Gülümseyerek “Teşekkür ederim sevgilim.” dedikten sonra arabadan inen genç kız arka koltuktan birkaç eşyasını koyduğu küçük çantayı alarak Kevin’ın koluna girdi. Yağmurda koşuşturarak eve girmeye çalışan gençler, evin önüne vardıklarında kol kola girmekten vazgeçtiler. Çünkü Elyssa’nın babasıyla fazlasıyla asabiydi, ve onları bu şekilde görürse bir terslik çıkarabilirdi. Hızlıca ileriye doğru atılan Elyssa, önünde duran koca kapının ziline bastı. Kapı bir anda hızlıca açıldıktan sonra kaba bir ses kızını karşıladı. “Minik Prenses.” Uzun boylu babasına parmak uçlarına basarak hızlıca atılan Elyssa, onun derin kokusunu içine çekti ve annesine ettiği ihaneti hatırladı. Aslında hatırlamak istemiyordu, özellikle de bugün. Her şeye rağmen babasını özlemiş, buram buram kokusunu içine çekmeyi özlemişti. Hızlıca geriye atıldıktan sonra Kevin’ın elini büyük bir cesaretle tuttuktan sonra içeriye girdiler. Ahşap kapı kapandı ve içeriye geçtiler. Elyssa’nın babası, genç çocuğun omzunu tutarak “Demek Elyssa’nın bahsettiği meşhur Kevin sensin demek.” diye yeltelendi hemen. Kevin üzerindeki montu çıkartırken Elyssa utangaçlıktan hemen bir şeyler yapmaya çalıştı. Kevin’ın montunu çıkarırken “Montunu ben alayım. Iıı.” Derin bir soluk alıp cümlesini devam ettirmeyi denemişti genç kız. “Siz babamla içeriye geçin.” Kevin gülümsedikten sonra montunu çıkartıp Elyssa’nın babasıyla konuşmaya devam etti.
| |
| | | | Tanışmalılar. | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|