Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Söz Vermek...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Claire Angel Deeply
Afrodit'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Afrodit'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Claire Angel Deeply


Mesaj Sayısı : 3332
Kayıt tarihi : 31/10/10

Söz Vermek... Empty
MesajKonu: Söz Vermek...   Söz Vermek... Icon_minitimePtsi Tem. 18, 2011 10:40 am

***10 yıl önce***

Bugün neşeyle gözlerini kendi dünyasına açmıştı. Her zamankinden daha mutlu daha sevinçli bir şekilde… Bunun sebebi bugün babasıyla buluşacak olmasıydı. Babasını çok özlemişti. En son gittiğinde babasını sevgilisi Pers’le tanıştırmıştı. Ah! O gün asla unutamayacağı günler arasına bilet kazanmayı başarmıştı. O gün bir o kadar eğlenmiş bir o kadarda korkmuştu. En büyük korkusu da babasının başında Pers’e öfkeyle yaklaşmasıydı. O sevgilisini babasına tercih edemeyeceği için babasının bu düşüncesi günün sonunda değişmeseydi, belki de Pers’ten ayrılacaktı! Ama o, babasının kızının mutluluğunu düşündüğü için Pers’in de kendini sevdirme kabiliyeti olduğu için bir aile olacaklarını biliyordu.

Bu düşüncelerden ayrılıp hazırlanmaya başladı. Altına mini eteğini üstüne de deniz rengi bluzunu giydi. Makyajını maviden yana kullanarak yaptı. Dudaklarına aşkın rengi olan kırmızıyı sürdü. Saçlarını maşa yaptıktan sonra yüksek topuklu mavi ayakkabısını giydi. Çantasını eline alınca içine ilk olarak Pers’le çekildiği fotoğrafını koydu. Bunu babasına verecekti. Babasına vereceği diğer şeyleri de koyunca çantasını kapattı ve ahırlara doğru yol aldı. Ahırlara gelince kardeşi Lara’nın pegasusu Nala’ya bakındı. Bulması hiç zor olmamıştı. Çünkü o peagasusların artık uzmanı olmuştu. Nala’yı görünce onu sevdi. Zamanında Nala’ya da ders vermişti. Nala’ya birkaç küp şeker yedirdi. Nala, mutluluktan uçar gibi kişnedi. Fazla vakit kaybetmek istemediği için hemen Nala’nın sırtına bindi ve
“Nalacığım, beni babamın yanına New York’a götür!” dedi. Nala, hemen havalandı ve yolculuğu başlattı.

Nala biraz hızlı gittiğinden dolayı rüzgâr onun yüzüne biraz sert çarpıyordu. Ama babasının görecek olmasının verdiği mutluluk bunu umursamamasına neden olmuştu. Bir süre bu hızda uçtuktan sonra New York’un o ışıltıları gözünü kamaştırdı. Buraya sık sık gelse de havadan bakınca her defasında büyüleniyordu. Babasının o şirin bahçeli evine geldiğinde Nala’yı kampa geri yolladı. Kapıya geldiğinde biraz durdu Evini, bahçesini, kapısını, odasını, babasını çok özlemişti. Artık bu hasreti bitirme zamanıydı. Zili çaldı ve bekledi. Babası kapıyı açınca göz göze geldiler. Koşarak babasının boynuna atladı, sarıldı. Uzun bir süre sarıldı. Hiç bırakmayacak gibi... Babası
“Hoş geldin evine kızım.” Dedi. Her zamanki gibi burayı hala kendi evi gibi hissettirmeyi biliyordu. “Hoş bulduk babacığım. Seni çok özledim.” Dedi zar zor. Yüzünden dökülen birkaç damla gözyaşını babası sildi. Kucaklaşma, hasret giderme işi bitince salona geçip oturdular. O evini gezdi, odasına baktı. Hala bu evde oturduğu gibiydi. Hiçbir mobilya değişmemişti. Mutfağa indiğinde çay demledi ve babasının yanına gitti. Babası “Gel kızım, senle önemli bir şey konuşmam gerek” derken eliyle koltuğu işaret etti. O tedirgin bir şekilde babasının yanına oturunca, babası lafa girdi: “Bak kızım bundan 18 yıl önce yani sen daha doğmamışken annen hamileydi. Abine…” Gözleri fal taşı gibi açıldı. İnanamadı. Babasının bir şaka yaptığını düşündü. Yıllarca tek kardeş olduğunu sanarak yaşarken, bir gün abisin olduğu söylenmişti. Bu bir şakaydı. Kocaman bir şaka… Abisinin olma ümidi onu sevindirmişti. Ama bunu düşündükçe feciye döndü. Nasıl olurdu da onun duygularıyla oynarlardı? Babasının sözünü keserek araya girdi: “Baba iyi misin? İlaçlarını aldın mı? Benim abim falan yok. Ben tek kardeşim!” dedi. Babası bunu anlayışla karşılayarak sözlerine devam etti: ”Bak kızım. Biliyorum bunu duymak, 17 sene sonra öğrenmek çok ağır bir şey. Seni çok iyi anlıyorum. Ama beni dinlemelisin. Abin doğduğunda annenle ben çok sevinmiştik. Kim sevinmez ki? O benim ilk göz arpımdı. Canımdı, kanımdı. Çok mutlu bir sene geçirdik. Ama bu mutluluğumuz sadece bir sene sürdü maalesef. Abin 1 yaşındayken senin doğumuna bir ay kalmışken bir gece evimize biri geldi. Hain biri… İçi nefretle dolmuş, bu nefretini asla temizleyemeyecek olan biri… İşte o vicdansız abini o gece odasından aldı ve götürdü. Abinin ağlayışları hala kulağımın dibinden gitmiyor. Annen, abini kimin kaçırdığını tahmin ediyordu. Bu yüzden gitti. Onu yakalamaya evladımı geri getirmeye… Ama gidişi oldu dönüşü olmadı. Yıllarca oğlumu, abini aradım. Ama artık ümidimi kestim. Şimdi bu görevi sana veriyorum. Oğlumu bul ve bana geri getir kızım. Onu bul. Sen melezsin, abin de melezdi. Eğer oğlum onu kaçıranlardan kurtulduysa kamptadır. Onu bulmanı istiyorum kızım. Onu bulup bana getirmeni!” Şok olmuş bir vaziyetle babasını dikkatlice dinledi. Aklından hemen kamptakiler geçti. Ondan bir yaş büyük olan herkesi gözünün önünden geçirdi. Gerçekten bir abisi olduğuna, babasının bunları anlatırken gözyaşı dökmesi sayesinde inanmıştı. Artık kabullenmişti. O tek çocuk değildi. Onun bir de abisi vardı ve şimdi babasının ona verdiği görevi yapacaktı. Abisini bulacaktı. Bu işe öncelikle kamptan başlayacaktı. Sonrada annesine gidecekti. Abisini mutlaka bulacaktı. Kendi için, babası için… “Eğer anlattıkların doğruysa baba, abimi bulmak için canımı bile vereceğim. Onu sana getireceğim. Merak etme sen. Ben şimdi kampa gideyim o vakit. Sonra abimle birlikte geleceğim. Söz.” Dedi. Çantasını alıp babasıyla vedalaştı. Hemen Nala’nın sırtına binip kampın yolunu tuttu. Ziyareti kısa olmuştu fakat çok şey öğrenmişti. Şimdi bu öğrendiklerini, babasına verdiği sözü yerine getirmesi gerekiyordu. Bunun için savaşması gerekiyordu…


Rp Bitmiştir!..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Söz Vermek...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Kamp Dışı :: New York-
Buraya geçin: