Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Ademiyete karışan masal

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Joanna Oldwin
Nyks'in Çocuğu
Nyks'in Çocuğu
Joanna Oldwin


Mesaj Sayısı : 60
Kayıt tarihi : 03/07/11

Ademiyete karışan masal Empty
MesajKonu: Ademiyete karışan masal   Ademiyete karışan masal Icon_minitimeÇarş. Tem. 06, 2011 9:37 am

    Dalgaların kıyıya vuruşu net bir şekilde duyula biliniyordu, en son ne zaman gelmişti plaja? Altı asır önce mi, yoksa daha mı fazla olmuştu. Anımsamakta zorlanıyordu. Hafızlarında ki anılar bir hayalet gibi yok olurken tek bildiği geçmişinden birkaç bulanık sahneydi. Bu kez yanında tıpkı yaşıtlarının yaptığı gibi bir bebek almıştı. Gözleri cam gibi parlıyordu Jo’nun elinde tuttuğu oyuncağın, porseleni anımsatan teni turuncu bukleli saçlarıyla uyum içerisindeydi. Dalgalara biraz daha yaklaşıp kumların üzerine oturdu, buz mavisi gözlerini dalgalara dikmiş elinde tuttuğu bebekle oynuyordu. Oynadığı da söylenemezdi, yalnız hafızasını süsleyen anılarını anlatıyordu. Daha önce yapmak istediği fakat hep içinde tuttuğu günleri…“Tarihin akışına karışmamalıymışım anlayacağın, halbuki sence yaptığım çok mu kötüydü? Sadece biraz eğlenmek istemiştim, bir nevi şu an ki yaşıtlarımın yaptığı gibi oyun oynamak Fakat ne olduğunu anlatacağım sana.” Elinde tuttuğu bebeğine adeta bir masal anlatırmışçasına aklında ki hikayeyi aktarmaya başlamıştı.

    Yaklaşık sekiz yüz yıl önce başlamıştı her şey; o zamanlar Lilith ismiyle anılıyordu Tanrı ve Tanrıçalar arasında. Bir küçük Tanrıça olmasına rağmen çevresinin saygısını kazanmaya başardığı büyük bir gerçekti, aslında bu annesine borçluydu. Tüm kentin refahını, talihini ve kaderini belirleyen Tanrıça Tike’de başlamıştı Lilith’in öyküsünü. Saygıdeğer bir küçük Tanrıça olunca annesinin işini devam ettirmeye başlamıştı genç kız. Dünya’da ki düzeni sağlamak için çeşitli çapta küçük senaryolar oluşturup tarihi yazmaya başlamıştı. Heyhat yaptığı iş ona her geçen gün daha da sıkıcı gelmeye başlamıştı. İnsanlar sadece belirlenen tarihi yaşıyorlardı. Moiralar’ın vaat ettikleri ömür bitince yaşamlarının sonuna geliyordu. Böylece geri kalan yaşamlarını Elisyum, Asphodel veya Ceza tarlalarında geçiriyorlardı. Lilith’in işi mi neydi? Söylediğim gibi o sadece annesinin yolunu seçmişti, kentlerin refahını ve kaderini belirliyordu. Kimi zamanlar annesi Tike ile birlikte yapıyordu bu işi. Lakin geçen yüzyıllar boyunca oluşan savaşlar genç Tanrıça’nın aklına girmişti. Güç ve liderlik uğruna yapılan görkemli savaşların kimisinin ardından büyük saltanatlıklar kuruluyordu kimisinin ise daha ihtişamı başlamadan sönüyordu. Fakat en heyecanlı yanı ise mutlaka kazanan bir tarafın olmasıydı, kimi zaman bu taraf en güçlü denile bilinecek imparatorlukları yıkıp tarihe adını yazıyordu. Kimi zamanlar ise zayıflar güçlülerin egemenliği altında yok oluyordu. Her ne kadar yaşadığı bilinse de tarihten bir iz bile bırakmadan siliniyorlardı. Dünya’da ki çatışmalar genç Tanrıça’nın gözünü büyülemişti adeta. Tek istediği başa geçme arzusu olmuştu. Bedeninde büyüyen tutkuyu yaşama nasıl geçireceğini iyi biliyordu. Sahip olmak istediği güç daima onunla birlikteydi. Lakin zihninde ki planı direk yürütmeyi düşünmüyordu genç Tanrıça. Böylece herkes onun yaptığını anlaya bilecekti. Zihninde kurduğu senaryoyu yürütmek için Tanrıların dikkatini dünya üzerinde oluşturduğu kaosa çekmişti. Her kentin kaderini tersine çevirerek inancı olmayanları birbirine, inananları ise Tanrılara karşı kışkırtmaya başarmıştı. Sadece bir film izleyicisi gibi uzaktan seyrediyordu hazırladığı düzeneği. İnsanların Tanrılara karşı olan baş kaldırışları çoğu Tanrı ve Tanrıça’yı kızdırmıştı. Kimisi bu baş kaldırışın cezalandırılmasını isterken, kimisi ise Olimpos’un geçmişinde olan kaoslara dikkat çekmek istiyordu. Lakin Tanrılar arasında olan tartışma büyüyerek kendi aralarında şüphelini artmasına sebebiyet vermişti. Belki de Lilith böyle düşünüyordu? Lakin Tanrıların gözünden küçük bir olay bile kaçmamıştı… Tüm bunlar yalnızca Lilith’in düşündükleriydi, Tanrılar genç Tanrıça’yı kendi oyununa düşürmek amacıyla kurmuşlardı sahte düzensizliği. Diğer yandan insanlar arasında ki refahı düzeltmeye çalışırken öte yandan ise kendi aralarında ki sahte kargaşayı yürütüyorlardı. Gözü sadece hırs ve zaferle bürünen Lilith ise olayların sadece kendi belirlediği yörünge de ilerlediğini düşünüyordu.
    Takii hiç düşünmediği bir anda kendisini Tanrılar konseyi başında bulana kadar. Konsey sonrası cezası Tartarus’a gönderilmek olmuştu genç Tanrıça’nın. Kendi hazırladığı düzeneği hırsı yüzünden eksiklerini görmemiş içine hapis olmuştu. Lakin ilerleyen asırlar Tike’yi yıpratıp Zeus’tan son bir şans daha istemişti kızı için. Tanrıların babasının bu kez fikri başkaydı fakat. Lilith için kurduğu kusuruz yeni yaşam Moira’lar tarafından yeniden yazılmaya başlanmıştı.


    “Yani anlayacağın Lilith’in yaşamı bu şekilde son bulmuştu.” Donuk gözlerle kendisine bakan bebeği dalgaların arasına bırakıp tıpkı Lilith’in yok oluşu gibi suyun derinliklerine batışını seyretmişti küçük kız. Onun için Lilith’e dair içinde her şey yok olmuştu, her ne kadar inandığı doğru olmasa bile. Sadece düşünmek istediğini düşünüyordu. Yaşıtları gibi olup yeni hayatını yaşamayı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ademiyete karışan masal
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Plaj-
Buraya geçin: