Voleybol Maçımız

Bugün birçok kişi birleşip,voleybol oynamaya gidecektik.Önceden kararlaştırmıştık 6-6 takımlar oluşturup,12 kişi maç yapacaktık.Doğrusu takımların nasıl olduğunu bilmiyordum,sanırım orada karar verecektik.Bu fikri ortaya Lucy atmıştı sanırım o en doğrusunu biliyordur.
Üstüme beyaz t-shirt ve beyaz şort geçirip,voleybol sahasına doğru yol almaya başladım.Bugün çok eğlenecektik,hepimiz birbirimize bir anda kenetlenip,bir anda kızacaktık.Ve bu olaya sevdiklerimin de katılıyor olması beni ayrıca memnun ediyordu.
Voleybol sahasına ilk varan ben olmuştum.Oturup,bekledim.O sırada sahanın kalitesini ölçmeye çalışıyordum.Filelere bakarken karşıdan gelen birilerini gördüm.

Kulübeden koşa koşa çıktım ve altımda Athena yeşili şortum, üstümde de Stell'în dolabından habersizce ödünç aldığım I NY tişörtümle voleybol sahasına vardım. Birkaç satir maç yapmaktaydı, beni görünce oturduğu yerden kalkmış olan Sat ile birlikte onların sahayı terk etmelerini sağladık.

"Kampın görüp göreceği en harika voleybol maçı olacak!" dedim coşkuyla.

Melez Kafe'de can sıkıntısıyla öylesine iki takım oluşturmuştuk ama, aynı anda 12 yarı-tanrının bir arada oyun oynayacağı bir ortamda, mutlaka ekşın olurdu. Kendi kendimi azarlarcasına -ve Sat deli olduğumu düşünmesin diye- içimden konuştum kendimle:

"Diğer takımla aranızda 20 sayı fark bile olsa, zihinlerini kontrol etmek yok. Zorda kalınca kampa bir canavar davet etmek yok -aslında... neyse neyse, YOK.- Hayalet madalyonunu veya Melione'nin broşunu kullanmak yok. Belki... ama sadece belki Ares'in mızrağı, evet evet, o gerekli olabilir..."

Ben kendi kurallarımı gözden geçirmeye devam ederken, birkaç melez daha sahaya yaklaştılar. Katılacaklar listesini kısaca hatırlamaya çalıştım. Ben, Ange, Jess, Koç Hedge, Anna ve Edward bir takımdaydık, karşımızda ise Mia, Luke, Jeff, Sat, Mitchie ve Selly vardı. Hınzırca gülümsedim, voleybolun krallarından biriydi yaşlı Koç Hedge, Edward da vaktinin çoğunu antrenman yapmak yerine burada geçirirdi (!)

Tabii, işimiz de kolay sayılmazdı, Selly'nin ve Sat'ın voleybolda ne kadar başarılı olduğunu bilmeyen yoktu. Kimsenin dikkat etmeyeceğini umarak Ange ve Edward'ı yanıma çektim, fısıltıdan farksız şekilde onlara,

"Adil olmak mı daha önemli kazanmak mı sizce?" diye sordum.

İkisi de aynı anda birbirlerine bakıp, "Kazanmak!" cevabını verdiler. Sonra, iki Apollon çocuğuna sinsice sırıtıp, maç esnasında güçlerini kullanmaktan çekinmemelerinin eğlenceli olabileceğini söyledim!

Maç başladı , Başlangıç atışını Sat yapmıştı...Top bizim alanımıza girdiğinde birden aşağı düşmeye başladı...Ama Ange şık bir hareketle topa atlayarak Lucy'e gönderdi.Lucy topu kararlı bir atışla Koç Hedge'e attı.İtiraf etmeliyim Yaşlı Hedge çok iyidi.Mükemmel bir şekilde havaya fırladı ve topu diğer tarafa fırlattı.

-Koç Hedge süpersin!
-Saol Kev dedi gülümseyerek koç Hedge

Ama bu küçük konuşma Koç Hedge'in dikkatini dağıtmıştı Önüne doğru düşen topu görememişti.Hemen Topa doğru atladım ve Anna ya doru fırlattım.Anna havaya sıçrayarak topu diğer tarafa fırlattı...

Fırlayan topu bir hamle karşı tarafa attım.Bu hamlemde Ange yere atlayarak topu kurtardı.Açıkcası bozulmuştum.Ama umudumu hemen kesmemeliydim.Voleybolda iyiydim.Eminim Sat'da iyiydi.Ben bunları düşünürken kafama bir top geldi.Anice sarsıldım ve yere düüştüm.Sat hemen üstüme atlayıp topu kurtardı.Karşı tarafın oyuncularına bakıp;

''Sinsiler!'' Diye bağırdım.Daha çok sinirlenmiştim.Bu oyunu yenmeliydik.Birden elimin ısındığını farkettim.Kahretsin güçlerini kullanıyorlardı!

''Bu haksızlık!'' Diyerek bir kenara çekildim.Konsantre olarak koç Hedgeyi dikkatini bozdum.Ona emirler veriyordum.Ancak gücümü iyi kullandığımı söylemezdim.Ben gücümü kullanmaya çalışırken Jeff ve Sat topu karşılıyorlardı.Top bana olduğu gibi Hedgenin kafasına geldi.Daha sonra Hedge ve top yere düştü.Bir sayı yapmıştık!

Bu sefer Hedge çok sinirlenmişti.Grubimuzdaki kişilerin güclerini bilmediğim için Mitchieden gcünü kullanmasını istedim.Mitchie kenara geçip karşı tarafın ayaklarını bitki ile bağladı.Yehu! bu maçı kazanabilrdik!

( Kim kimle??)

(mia sen bizdensin)

Ben,sen,Sat,Jeff,Mitchie ve luke diğerleri karşı taraf

Maç devam ediyordu,Selly'le rakip olmaktan hoşlanmıyordum çünkü ikimizde yenilgiden hoşlanmıyorduk.Ama bunları bir kenara bıraktım ve dikkatimi topladım.Servis sırası onlardaydı top geldi Lucy karşıladı,ben kaldırdım ve Ange'in sımaçıyla topu karşı tarafa yolladık.Sat hemen topun olduğu yere koştu ve bize topu bizim tarafa yolladı.Koç Hedge karşıladı ve sayı bizdeydi.

Maç çekişmeli geçiyordu,biraz hile yapmanın vakti geldi diye düşündüm.Özel yeteneğim insanların arkadaşlık ilişkilerini kontrol etmekti bunu Selly dışındaki kişilere uygulayabilirdim.Şimdi odaklanmam lazımdı,o sırada Kev servis kullanıyordu bir sayı daha aldıktan sonra onları birbirlerine düşürdüm.Birbirlerini suçlamaya ve kavga etmeye başladılar bu sayede 3 sayı birden almıştık ama yorulduğum için özel yeteneğimi devre dışı bırakıp oyuna devam ettim.

(Sıradakiii!!! )

Özel güçlerini kullanıyorlardı!Selly ile kısa süreli bir tartışma yaşadıktan sonra oyuna döndük ve servisi attık.Başarılı bir şekilde sonuç alınca benim de güçlerimi kullanma vaktimin geldiğini kendi kendime çıkarttım ve de filelerin kenarından sarkan iplerden birini karşı takımın üstüne attım.Kısa süreli bir oyalamadan sonra tekrar maça döndük.Bence bu maçı kazanabilirdik çünkü Selly ve ben hepsini alırdık.

Herkes var gücüyle oynuyordu,kimse yenilmek istemiyordu.Hile bile oyuna karışıyordu ki bunu her iki tarafın da yaptığı gibi ben de yapıyordum.Jeff'le aynı takımda oynuyorduk,bunun zevki bana yeterdi ama yine de kazanmalıydık.Son servis kırışımızdan sonra sıra onlardaydı.Ben tam geri karşıladım,vurdum,yere düşecekken yerden birden bire et yiyen bitki bitti ve esnek vücuduyla topu geri zıplatarak bir sayı daha almamızı sağladı.

Hepsi güçlerini kullanıyorlardı. Ben onlara karşı pek güç kullanamazdım. İşe yarayabilecek fazla güzüm yoktu diğerleri gibi. Onları bitkiye dönüştürmem de eşitliği bozardı. Ama çiçek açtırabilir ve onların dengesini bozabilirdim. Top bana geldiğinde toptu Hedge'e yolladım, Hedge onlara topu atarken ben hepsinin yerlerini ezberliyordum, hızlıca yere dokunup onların durduğu yerde bazı güllerin açmasını salladım. Onların şaşkınlığı ve birden ayaklarının altında çıkan güller yüzünden yer değiştirmeleri sayı yapmamızı sağladı. Ayağa kalktığım sırada topun bana doğru geldiğini gördüm ve topu Lucy'e yolladım. Kendime atış yapmakta pek güvenmesem de onların dikkatini dağıtabiliyordum. Bu da bizim sayı yapmamızı sağlıyordu.

Maç son hızla devam ediyordu ama ben sayı yapmak istiyordum.Onların özel güç kullandıklarını biliyordum.Sanırım bende kullansam bir sorun olmazdı
Sinsice gülümsedim ve Ange'e baktım bakışlarımı Lucy'e çevirdim sanırım o ne yapmak üzere olduğumu anlamıştı.Bana gülümseyerek kafasını salladı.

-Özel gücü görün şimdi bakalım diye fısıldadım ve güneş ışınların gözlerini hedef aldığını düşündüm

-Haha diye bir bir zafer sesi çıkardım işe yaramıştı

Güneş tüm doğa kanunlarını hiçe sayar şekilde arkamızdan parlamaktaydı. Bize hiçbir etkisi yoktu ama karşı takım zor anlar yaşıyordu. Edward'a bakıp sırıttım, sonra güzel bir vuruşla topu karşı takıma yolladım.

"Sayı!"

Topu tekrar bize attıklarında, Jess karşıladı, sonra Anna'ya doğru attı. Anna da topu yere çarpmaktan son anda kurtardı ve onu Koç Hedge'ye pasladı. Bizim koç yine voleybolda ne kadar şahane olduğunu kanıtlayarak topu ustaca karşı takıma attı, güneş hala gözlerini etkisi altına almış olduğundan, yine tutamadılar.

"Sayı!"

Şimdi sıra Ange'deydi. Topu öyle hızlı attı ki, bir an yanımdan geçenin füze olduğunu zannettim. Ama artık etkisini kaybetmeye başlamış güneş ışıklarını hiçe sayan Selly, topu karşılamak için öne atıldı. Hayır, buna dayanamazdım. Hemen kendime yasakladığımı bile bile Selly'nin aklına girdim.

"Bırak. Topu tutma, indir ellerini!"

Selly tüm gücüyle dirense de sonunda istemeyerek de olsa dediğimi yaptı ve ellerini indirdi. Top da hızlıca suratına çarptı. Takım arkadaşları ona kızgınca bakarken, o da gözlerini dikmiş öldürmek istercesine bana bakıyordu. Sırıtıp el salladım, bizim takım da neler olduğunu anlamış, kahkaha atmaktaydılar. Eh, melez voleybolunda güçleri kullanmak tam olarak hile sayılmazdı!

"Sayı!"

Kaç-kaç olduğumuzu bilmiyordum ama önde olduğumuzdan adım kadar emindim. Aradaki farkı biraz daha açma zamanı gelmişti. Takım arkadaşlarıma moral -ve hırs- dolu bir bakış atarak, tekrar oyuna yöneldim. Bu maçı alacaktık, başka yolu yoktu.

Lucy'in kazandığı sayıdan karşıya servis gönderdim.Sat elleriyle güneşi engellemeye çalışırken topa çarptı ve top Luke gitti.Luke topu Sell'e gönderdi ve Sell'de ucu ucuna fileyi atlayarak bize gönderdi.Kev hemen atladı ve karşıladı.Top yere çarptı ve Lucy'in neşe saçan sesini duydum.

''Sayı'!''

Kendi kendime gülümsedim ve tekrar servis gönderdim.Topu Mia farketti.Sanırım güneşin etkisinden çıkmaya başlıyordu.Kev'e bağırdım.

''Kev güneşi güçlendirsene!''

Kev başını salladı ama geç kalmıştı Mia topu fırlatmak üzereyken ellerini ısıttım ve Mia geri çekildi.Kev bunu yaptığım için umarım bana kızmazdı.Sell topa atladı ve karşıladı.O sırada Mitchie'ye birşeyler fısıldadı.Mitchie başını salladı ve tam o sırada yer sarsılmaya ve içinden yeşil bitkiler çıkmaya başladı.Lucy son anda topu karşıladı ve top yere çarptı.Tekrar sayı almıştık ama bir sorunumuz vardı.Ayağımıza yeşil bitkiler dolanıyordu.Sadece aklıma gelen şeye söyledim.

''Lucy!Yardım et!''

Ah Demeter kızı yerden bitkiler çıkmasını sağlıyordu. Ange'in Lucy'e bağırdığını duydum ama ayaklarımı özgür bırakmakla uğraştığım için ne dediğini anlamadım. En sonunda bitkiye bitkiyle karşılık vermeye karar verdim. Mitchie'nin dikkati dağıldığında bitkiler de yok olacaktı. Eğilip elimi yere koydum ve Mitchie'nin ayaklarının orada bir sürü lale çıkmasını sağladım. Onlardan kaçmaya çalışırken bitkileri kontrol edemedi ve biz de onlardan kurtulmayı başardık. Ama o sırada bir sayı kaybetmiştik. Lucy topu tekrar onlara yolladığında hemen yere dokunup diğerlerinin ayaklarının orada da laleler açmasını sağladım. Onlar bitkiler yüzünden yerlerini değiştirirken biz sayı yapmıştık. Onlara alaycı bir şekilde gülümsedim. Bize bitkilerle saldırmaları hiçbir işlerine yaramayacaktı. Ne zaman bunu yapsalar ben de karşı saldırıyla karşılık verecektim.

Jess işlerimizi bozuyordu.Buna bir çözüm bulmak gerekliydi.Onlar servis atarken Jeff'in yanına yaklaştım.

''Jeff işime yarayacak bir alet var mı?''

''Elbette!''

Bana bir alet verdi.Biz bunları konuşurken Sat ve Luke ise topu karşılıyorlardı.Jeff bana nasıl kullanıldığını gösterdikten sonra aletin yeşil bölmünü Jess'in gözüne tuttum.Jess'in kısa sürede dikkati dağıldı.Bunu fırsat bulan Sat direk topu Jess'in kafasına attı.Ve böylece Jess ve top yere düştü.Keyifle,

''Sayı!'' Diye bağırdım.

Aleti Mitchie'ye verip bende gruba katıldım.Mitchie karşı tarafın iyi oyuncularına sırayla ışığı tutuyordu.Buda bizim kazanmamıza neden oldu.Lucy'e bir göz attım.Mitchie ona ışığı tutmuş olmalı ki iyi görnmüyordu.Ben Lucy'e bakarken Sat'dan bir ses geldi.

''Sayı!''

Sevinçle bizim takıma baktım.Artık arkadaşlarımdan yardım almayı kesmeliydim.Direk bir köşeye çekildim.Ve özel gücümle karşı taraftan bazı kişilerden bazı kişilerin dikkatini dağıtmaya çalıştım.Olmuştu.Kev,Ange ve Jess'in dikkatleri dağılmıştı.İyi gidiyorduk.Bunu başarabilirdik.ben işimi yaparken bir ses daha duydum.Bu Luke'un sesiydi.

''Ve birdaha sayı!''

Selly'nin planları işe yarıyordu.Tanrım harika bir takımdık!
Selly kendi özel gücünü kullanırken biz de maça tutunmaya çalışıyorduk ve bir süre sonra eşit duruma geldik.Artık az kalmıştı,tüm takımlar maça tutunmaya çalışıyorlardı ve abanıyorlardı ki bu işi melezler voleybolunda yapmak zor bir şeydi.

Selly güçlerini kullanırken benim de bunu yapmam gerektiğini düşündüm ve yerde gördüğüm cam kırıklarını gözlerimle karşı tarafa fırlattım.Bu tehlikeli olabilirdi,belki biz eğlenmeye çalışıyorduk ama yine de kazansak fena olmazdı.Cam kırıkları sadece karşı tarafın dikkatini dağıtmıştı,iyi ki bir yerlerine batmamıştı.Oyuna döndüğümde Mitchie bağırıyordu.

"Sayı,sayı,sayı!"

Ardından yerde gözüme çarpan tahta parçalarını hareket ettirerek onların üzerine attım.Selly de bir yandan özel gücünü kullanıyordu,Luke da ışıkla onları oyalıyordu.Ardından Jeff'ten beklenmeyecek bir ses tonu geldi.

"Sayıı!"

Çok iyi giderken anzısın yenilen takım konumuna düşmüştük. Sadece top karşılamayla bu işin devam edemeyeceğini fark ettim. Anna, Hedge ve Jess'e oyuna, topa konsantre olmalarını söyledim, sonra da Ange ve Edward'dan güneşi tekrar kullanmalarını.

Ardından, sahanın en arka tarafına geçtim ve sırayla karşı takımın beynini kontrole başladım... İlk hedefim Luke'tu.

"O elindeki aleti bırak!" böylece gözlerimize ışık tutmayı kesti.

Sonra, tam topa vuracakken Sat'ın zihnini kontrole geçtim:

"Tutma! Çekil oradan!" Sat tüm direnme gücüne rağmen isteğime yenik düştü, top da yere çarptı.

"Sayı!"

Arkada sessizce zihin kontrolüne devam ediyordum. Edward ve Ange yeni bir sürpriz hazırlamak üzereydi, diğer 3 kişi de topu idare etmekteydiler. Gülmeme engel olamıyordum, bu maç gerçekten de çok eğlenceli gidiyordu!

Sat durup dururken topu bıraktı,Luke ışığı kesti.Herkes gücünü kullanmayı bırakmış gibi görünüyordu.Ben buna izin vermeyecektim.Bağırdım.

"Lucy,beynimizden çık!"

Lucy'e baktım,gülmesinin yerini sinsi bir bakış aldı.Bundan korkuyordum ama birden yerden bitkiler çıkarttım ve tekrar karşı takımın hareketini engelledim.Ama birden bire beynimde bir şeyler yapmamamı söyledi ve yapmadım.Kendime geldiğimde yeniliyorduk.Lucy'e tekrar bağırdım.

"Düzgün bir maç olamaz mı?"

Tekrar topu attım.Bu sefer sayı bizimdi.Hepimiz birbirimizle el çakıştık ve oyuna geri döndük.

Tekrar sayı yapmaya başlamıştık. Gülümsedim. Artık gücümü daha iyi kullanıyordum. Biraz daha hızlı hareket etmem gerekiyordu ama önemli değildi. Sesimi sadece takımdakilerin duyabileceği şekilde alça tutarak Hedge'ye çaklaştım.

-Ben özel gücümle onları oyalarken sen topu atarsın

O da tamam anlamında başını sallayınca yerime geri döndüm ve eğilip bitkiler çıkarmaya başladım. Bitkileri çoğunlukla Selly'nin olduğu bölgede çıkarıyordum çünkü onun yüzünden başıma top gelmiş ve sayı kaybetmiştik. Diğerleri bitkilerden kaçarken ve Lucy onların zihinlerini kontrol ederken bizim takımdan üstüste sayı diye bağıranların sesleri yükseliyordu. Gülümsedim. Tekrar öne geçmiştik.

Herkes kozlarını kullanmıştı.Şimdi sıra bizdeydi yani Apollon çocuklarında...Kev'le karar verip güneşin bütün ışıklarını onlara gönderdik.Işıktan ancak güneş gözlükleriyle kurtarabilirlerdi.Güneşin sıcaklığını toprağa verdik.Ve birden karşı taraftan hoplayıp zıplamaya başladılar.Kaahkahalarla gülüyordum ama aklıma dehşet bir fikir düştü.Hemen ellerimi havaya kaldırdım ve gözlerimle göğe baktım.

''Güneş bakarken sabaha,
Kafiyeyle devam et hayata.
Kulaklarınız kafiye duysun,
Ağzınız kafiye söylesin.
Yenilirseniz bu maça,
Bu lanet sizi unutsun.''

Aklıma ilk sözlerle lanetledim karşı taraftakileri.Artık kafiyeyle konuşacaklardı ve eminim bu çok hoşumaa gidecekti.Topu attık ve tabiki direk yere çarptı.


''Sayı!''

Ahh! Ange Ahh! diye geçirdim içimden.Ama bu kötü bir durumm değildi.Ama Ange iyice sinirimi bozmuştu.Acaba ne yapsam diye geçirdim.Sat'ın yanına yaklaştım.Artık acımazsız olmuştum.

''Sat fırlat tahtayı Ange'ye,düşsün yere!''

Sat tamam anlamında kafasını salladı.Konuşmak istemediği belliydi.Oda sinirliydi.Etrafta sert birşeyler aramaya başladı.Bende bu sırada topu karşılıyordum.Ama gözlerim kamışıyordu.Aklıma birşey gelmişti.Belkide olmazdı.Ama denemeye değerdi.Direk çantamın yanına gittim.Çantamdan güneş gözlüğümü çıkardım.Buna çok para vermiştim.En sonunda işe yarayacaktı.Taktım.Ve etrafa göz gezdirdim.Fena sayılmazdı.Etrafı iyice görebiliyordum.Birde ayağımın yanmasına mani olmalıydım.Etrafa göz gezdirdim.Sat bana bakıyordu.Ona bazı hareketler yaptım.Ne yaptığımı ben bile bilmiyordum.Anlamışcasına kafasını salladı.Ve iki tahtayı Ange ve Kev'in kafasına attı.Onların dikkati bozulursa güçleride giderdi.Ancak birde şu lanetten kurtulsak!Ohh be! sonunda büyü bozulmuş ayaklarımın ısısı yok olmuştu.Hemen topua attım.Çok hızlı atmıştım.Dışarıya çıkacak gibi görünüyordu.Birden top yön değiştirdi.Ve top içeriye girdi.

''Sayı!'' Diye bağırdım.

-Demek kendinizi akıllı sanıyorsunuz bu cümleyi çılgınca bir şekilde söylemiştim.

Takım arkadaşlarıma baktım hiçbiri ne yapacağımı anlamamış , ama merakla bana bakan gözlerle ne yapacağımı bekliyorlardı.Ange'a kafamı salladım sanırım anladı ki topu bana fırlattı.Filenin üstünden fırlayıp topa vurdum...
Top alev aldı ve ışık hızında Luke'a doğru uçtu ama Luke hızlı düşünür ve davranırdı.Elini kaldırdı ve topa vurmaya hazırlandı...

-Aman tanrılarım!

Bu ses Koç Hedge'den gelmişti hakkını vermeliydim gerçekten şaşılacak bir durumdu...Top Luke'a doğru uçmuş ve onu yere yapıştırmıştı...Şeytani bir kahkaha attım

-SAYI!!!

Herkes özel gücünü fazlasıyla kullanıyordu ve bu durum gittikçe sinirimi bozuyordu.Artık çok sinirlenmiştim,kimse beni tutamazdı.Kev'in sözünden sonra servis sırası bizdeydi.O kadar sinirlenmiştim ki büyüsüz,kendi gücümle topa vurdum.Top içeride kalmıştı.Sessiz ve sinsice fısıldadım kendime.

"Sayı."

Ardından yerden bulduğum bir tahtayı hızlıca oraya attım.Birkaç melez sızlanıyordu ama bundan keyif duymuştum.Ardından servis attılar ve onu güzel bir şekilde karşıladım.Bu sefer Lucy'e ince bir bakış attım.

"Sayı."

Onların sayı yapması sinirlerime dokunuyordu. Karşı takımdakilerin dostum olmasını bile umursamıyordum. Zaten kimse umursamıyordu. Biraz daha zorlamam gerekti. Bu sefer çiçek açtırmadan veya pas atmadan topa vurdum. Becerdiğimi görünce gülümsedim ve "Sayı!" diye bağırdım. Topu Jeff atıcaktı. O tam vuracağı sırada olduğu yerde güller açtırdım ve onun dikkatini kaybetmesini sağladım. Top yere düşünce yine "Sayı!" diye bağırdım. Bu işi hep kullanabileceğimi düşündüm. Çok işimi ze yarıyordu. Ama bu beni onların hedefi de yapıyordu bu yüzden hazırlıklı olmam gerekiyordu. Bilekliğimi taktım. Böylece kendimi daha güvende hissettim. Bize tekrar tahta parçaları atmak üzere olan Sat'in yanında da bir sürü bitki çıkardım. Böylece bir kez daha yapmasını engellemiş oldum. Tatmin olmuş bir edayla gülümsedim.

Yapacak birşey kalmamıştı.Bu yüzden yaptığımız şeyleri tekrarlıyorduk.onların top atmalarını beklerken Jeff yanıma yaklaştı.Ve bir şey demeden bir silah uzattı.Sağol anlamında dudaklarımı oynattım.Silah kolay kullanılıyordu.Bunu Ange'nin üstünde kullanacaktım.Silahın içindeki küçük top kimin üstüne değerse dikkatini dağıtıyordu.Ange'ye doğru küçük toptan attım.Ancak Ange yer değiştirmesi sonucuyla küçük top Lucy'in üstüne geldi.

''Hay aksi!''

Dedim kendi kendime ancak buda iyiydi.Lucy küçük bir sarsıntıdan sonra bir kaldırıma oturdu.Jess yanına gitti.Onlar öyle konuşurken Lucy bana kötü bir bakış attı.Lucy orada dinlenirken biz oyuna devam ediyorduk.Sialhı Jeff'e verdim.Ve bende oyuna devam ettim.Topu attım.Tam Kev karşılıyacakken Jeff küçük topu Kev'in üstüne attı.Kev'de ayın Lucy gibi sarsıldıktan sonra bana acınası bir bakış attı.Ben ise karşılık olarak en şeytani gülüşümü...

''Sayı!''

Bizim grub kurnazlığına devam ediyordu.Mitchie ve bitkileri iş başına geçmişti.Karşı tarafın tüm oyuncularının ayağını bitkiler ile bağladı.Ancak bunun çözülemiyecek kadar güçlü olduğu görülüyordu.Topu içimdeki aşkla çok hızlı attım.İçimden Afrodit kızlarıda başarır diye geçirdim.Ve kendi kendime,

''Sayı!'' Dedim.

Mitchie'nin de yardımıyla Selly sayesinde 1 sayı daha kazandıktan sonra avantaj tekrar bizdeydi.Topu bana yıkmaya çalışan Kev'den son anda kurtulduktan sonra elimle topu kontrol ettim.Ardından karşı tarafa attım ve normal ses tonuyla söyledim.

"Sayı."

Karşı tarafın bakışlarına maruz kaldıktan sonra ben de onlara baktım ve içimdeki siniri hafiflettim.Ama tekrar kafama atılmaya çalışan top sinirlerimi tekrar depreştirerek kanımı harekete geçirdi.Selly topu zar zor yakaladıktan sonra topu bana verdi ve karşı tarafa hızlı bir smaç bastım.

"Sayı."

Öne geçmiştik.Artık rahatlama zamanı diye düşünürken bir sayı yedik ve buna sinirlendim.Hemen onların her tarafını bitkilerle çevreledim.Pis pis baktım ve güldüm.Ardından top bize geçince Selly attı.
"Sayı!"
Ardından tüm takım daha konsantre şekilde kenetlendik.Daha çok bitki çıkardım.Ama birden düşüncemi kaybedip,bitki çıkaramamaya başladım.Bu Lucy'nin işi olmalıydı.Buna sinirlendim ve tam sayı yiyecekken çıkarttım ve kendi imkanlarımla vurdum.Bağırdım.
"Sayı!"
Bitki çıkarmaktan vazgeçtim ve bu kez tam altında oynadığımız ağaçtaki yaprakları sallayıp onların üstüne attım.Ardından Jeff topa olanca gücüyle vurdu ve ona sarıldım.
"Sayı!"

Sinirli bir şekilde ayağımı yere vurdum. Tekrar kayediyorduk bu olmamalıydı. Elimi yere koydum ve onların alanını resmen bir bahçeye çevirdim. Biz topu attığımız zaman çiçeklerden hareket edemediklerinden bir şey yapamadılar ve ben de topun düştüğü yerdeki çiçekleri yok ettim ardından gülümseyerek

-Sayı!

diye bağırdım. Bize doğru gelen yapraklar biraz sorun oluşturdu ama onlara çiçek açtırıp yere düşmelerini sağladım. Lucy tekrar zihin kontrolü yapmaya başlamıştı. Tekrar topu atmayı becermiştik.

-Sayı!

Ardından ben önceden yaptığım gibi tekrar çiçek açtırdım. Ne zaman güç kullanmaya başlayacak birini görsem ya da topa vurmaya çalışan birini görsem çiçekleri sıklaştırıyordum. Gülümsemem kurnaz birinin gülümsemesine dönüştü ve bir kez daha bağırdım.

-Sayı!

Ahh Jess! diye geçirdim.İçimden bir yere geçip konsantre oldum.Ve gücümü kullanmaya başladım.Gücümü daha çok güçlülere çeviyordum.Malesef kızlar gücümden fazla etkilenemiyordu ancak yine buda yeterliydi.İlk hedefim koç Hedge oldu.yöneltmeye Onun dikkatini dağıttıktan sonra elimizi ısıtan Kev'e geçtim.Onunda dikkatinide dağıttım artık ellerimin soğukluğunu hissedebiliyordum.Bu sefer gücümü tüm kızlara yöneltmeye çalıştım.Ben gücümü kullanırken Sat'da özel gücünü kullaıyordu.Geri kalanlarda topu kurtarıyordu.Daha sonra Jeff'den iyi bir performans geldi.

''Sayı!''

Biz hayla gücümüzü kullanmaya çalışırken Mitchie bitkilerini Jeff ise aletlerini kullanıyordu.Luke ise topu kurtarıyordu.Çok iyi bir grup olmuştuk.

''Sayı!''

Bir sayı daha almıştık.Ama hayla konsantremizi bozmuyorduk.Luke iyice sinirlenmişti.Bir türlü sayı yapamıyordu.Ancak topları iyi kurtarıyordu.Birden Sert bir vuruş sesi duydum.

''Sayı!''

(Diğerleri katılmayı düşünmüyor sanırım, artık bitirsek mi?)