Micheal Surrender

Ders zili çalmıştı sırada oturuyordum o sırada Stiles yanıma oturdu "Neyin var Micheal ? Solgun görünüyorsun ve gün boyu konuşmadın."dedi.Ne diye bilirdimki son günlerde uykumda tanrılarla konuşuyorum mu deseydim ?Ama o benim en iyi arkadaşımdı o inanmazsa kimse inanmaz koridordan esen rüzgar bana umut getirmişti "Stiles belki delice gelicek ama rüyamda Tanrılar`ı gördüm."dedim.Stiles gülmeye başladı.Rüzgar artık her esişinde tokat atıyordu sanki."Kaç tane tanrı varki kaç tane gördün rüyanda ?" dedi ve hala gülüyordu.Yinede cevapladım "Olimposun Tanrılarıydı Stiles."dedim.Gülmeyi kesti ve "Sadece rüya yunan mitolojisiyle çok ilgileniyorsun." dedi.Sinirlendim ve sesimi yükselterek "Rüya değildi çok gerçekçiydi." diye bağırmamdan olacakki tüm sınıf bana baktı ve Stiles kulağıma yaklaşarak "Ben Zeus`um." dedi. Çaresizlikten olacakki ciddiye almıştım "Ciddi misin ?" diye sordum Stiles "Evet g.tümden şimşek atabilirim" diyince dalga geçtiğini anladım.O sıra tarih öğretmeni içeri girdi."Evet çocuklar son ders ve okulun son günü yıl sonu balosunu ormanda yapıcamıza bilmeyen yok heralde.Bu arada proje ödevleriniz bende kalmasın Stiles dağıt şunları Micheal tebrikler en berbat seninki E aldın." Okulun son günü bile moralini alt üst edebiliyor öğretmenler.Projem önüme geldi ilk satırını okuyordumki birden harfler yer değiştirdi satırda "Ormana gel,Kampa gel." yazıyordu.Birden heyecanlandım elimi havaya kaldırdım ve öğretmen sordu "Birşey mi oldu Micheal ?" "Tuvalete gidebilirmiyim ?" Alaycı bir şekilde cevap verdi "Küçük kızımız tuvalete gitmeli heralde 1 dakikan var hızlı ol."Kendimi sınıftan attım tuvalete doğru yürüyordum koridorda rüzgar esiyordu.Tuvalete girdim ve musluğu açıp yüzümü yıkadım.Tekrar koridora çıkıp sınıfa yöneldim,her adımımda esen rüzgar saçlarımı uçuştururken yüzümdeki su damlalarını donduruyordu.Tam sınıfan içeri girmiş sırama oturucakken zil çaldı.Herkes dışarı çıkıyordu bende çantamı aldım ve merdivenlerden inip okuldan çıktım.


Otobüs durağına yöneldim yağmur başlamıştı damlalar su dan çok buz kristali gibiydiler yere düşünce kırılıyordular üstüme düşence kırılıyordular.Yağmur gittikçe şiddetleniyordu neyseki durağa gelmiştim otobüsü bekliyicektim durağa yaslanıp gözümü kapadım o sırada gözümün önünden savaşlar geçti geçmişten günümüze olan savaşlar gözümün önünde canlanıyordu.O sırada şiddetli bir patlama sesi duydum ve gözlerimi açtım otobüs karşımda durmuş korna çalıyordu."Binecek misin genç adam ?" diye sordu otobüs şöfürü başımla evet işareti yaptım ve otobüse bindim "Beklettiğim için özür dilerim" dedim şöföre.Sorun değil gibisinden bir mimik yaptı.Otobüs boştu sadece ben ve şöför vardık.Sağanak yağmur otobüsün tavanını delecek gibiydi umarım inene kadar dururudu.Az önce ayakta rüya görmüştüm sanırım çok gerçekçiydi.Ben gördükleri mi düşünürken inmem gereken yeri geçtiğimi fark ettim.Bağırarak "Otobüsü durdururmusunuz inmem lazım." dedim.Otonüs şöfürü durdu ve "İn genç adam ama dikkatli ol Ormanda kaybolma".İçim rüzgardan mı yoksa adam dan mı bilmem ama ürperdi.Kendimi otobüsten dışarı attım.Yağmur durmamıştı ıslana ıslana eve gittim ama sonunda eve varmıştım.


Eve girdim "Anne evdemisin ?" diye bağırdım.Annem salonun girişinden kafasını çıkarttı "Burdayım tatlım.Ovv sırırsıklam olmuşsun hemen üstünü değiş canım." odama girdim ve kapımı kapattım kıyafetleri mı çıkardım ve lavoya gittim duşa girdim.Suyu kapattım ve bornozuma sarıldım yıl sonu balosu için giyiceğim kıyafetleri hazırladım ve o sırada laptop umu açtım ve yunan mitolojisi hakkında bilgi topladım o kadar çok bilgi vardıki o kadar eskiydiki sanki sonsuz kökleri olan bir ağaç gibi ürpertici bilgilerle dolu bir tarih en çok dikkatimi çeken olay melezlerdi o sırada sağ alt köşedeki laptop un saatine baktım.Baloya bir saat kalmıştı laptop umu kapattım ve kiyafetlerimi giyindim.Odamdan çıktım arabası olanlar baloya arabayla geliceklerdi olmayanlar ise yıl sonu için kiralanan otobüslerle kiralanan otobüsler okulun önünden kalkıcaktı.Ama bu beni ilgilendirmez Şanlıyım çünkü arabamız var.Annem salondan geldi ve "Kravatınıda tak hayatım." dedi ince bir sesle."Tamam ama hangisini ?" "Siyah olan kıyafetine uyumlu." Siyah kravatı boynumdan geçirdim ve aynanın karşısına geçtim.Kendime bir süre baktım o sırada annem "Dön de bide ben bakıyım sana." dedi anneme doğru döndüm."Ne kadarda yakışıklı olmuşsun Micheal." Sanırım beni kırmamak için söylüyordu. "Sağol anne." dedim.Birden gözüm televizyona ilişti filmdeki kız babasıyla kavga ediyordu aslında ne kadar sanşlıydı ben babamı hiç tanımadım.Ben doğmadan öldüğünü biliyorum sadece resmi bile yok.Annem durumu anlamış olacakki bana sıkıca sarıldı ve "Geç kalıcaksın kızları bekletme." dedi. Birşey yokmuş gibi gülümsedim."Arabanın anahtarını verir misin Anne ?" Annem kapıyı açtı "Söylemeyi unuttum araba bu gün yolda bozuldu kiralık otobüsle gitmelisin."Lanet olsun sadece 30 dakika kalmıştı ben evdeydim anneme bakıp "Hoşçakal." diyip uçar gibi merdivenleri indim.


Otobüs durağına yöneldim şanslıyım ki otobüs hemen geldi bindim aceleden olacak yağmurun durduğunu yeni fark etmiştim.Otobüsten indim ve okula doğru yöneldim 30 dakika geç kalmıştım ama hala bir otobüs vardı okulun önünde içine bakmadan hızlıca bindim.Kafa kaldırdığımdı bu sabahki şöfördü ve yine sadece iki kişiydik otobüste..Biraz korkmuştum o sırada kapıyı kapattı ve otobüs harekete geçti.Bir anda cesaretlenip sordum "Bu gün ormandan bahsetmiştiniz ne ormanı ?" Şöför gülümsedi "Bazen genç adam tanrılar Dünya`ya inip Dünyalı kadınlar ile birlikte olurlar ve çocukları olur.Bunlar Yarı-Tanrı dırlar." Heyecen mı korkumu anlamadığım bir hisse kapıldım ayağa kalktım ve "Güzel hikaye ama benim ne alakam varki ?" Tekrar gülümsedi melez. "Ormanda melezler için bir kamp var."Tedirgindim "Yeter bu kadar masal biran evvel balonun olduğu yere gidermisiniz." dedim şöför gaza iyice bastı "Sen genç adam sen bir Yarı-Tanrı`sın." Bağırarak "Saçmalamayı kes ben insanım Yarı-Tanrı diye birşey yok !" Şöför gülümsemeyi keserek "Sen babanı hiç tanımadın ölseydi bile resmi olurdu düşünmeden cevapverme." Ayağa kalkıp kapıya yöneldim "Aç şunu ineceğim." dedim. fakat tepki vermedi. "Ormana git Yarı-Tanrı Kampa git." "Delisin sen aç şu kapıyı." o sırada kapıyı açtı ve ben hızla kapıdan dışarı atladığımda "Dümdüz ilerler kampın girişini bulacaksın." dedi ve otobüs uzaklaştı.Çok heyecanlıydım geriye doğru yönelmişken birden düşünmeye başladım gördüğüm şeyler rüyalarım babamı hiç görmedim resmi bile yoktu.Birden ormanın içine doğru koşmaya başladım aynen dediği gibi dümdüz koşmaya başladım rüzgar la birlikte akar gibi koşuyordum.Rüzgar benim le birleşmiş aynı yöne esiyorduk sanki bir süre sonra önüme kapı tarzı birşey çıktı bir yazı vardı kapının üstünde bilmediğim bir dilde üzerindeki yazıya baktım ve harfler yer değiştirdi."MELEZ KAMPINA HOŞGELDİNİZ." yazıyordu.Bilmediğim bir dil değil bilmediğimi sandığım bir dilmiş.Kapıda içeri bir adım attım güçlü hissettim başka boyuttaymış gibi hissettim.Bir Yabancı gibi.

Rp puanı: 80.


/Admin.