Sabah erkenden çıkmışyık. Paris'e,Claire'lere gidecektik kardeşçe.Ne kadar heyecanlı olduğumu anlatamam.Birkaç gün sonra evlenecektim ne de olsa!Şu ana kadar bir çok sevgilim,flörtüm,sevdiğim kişi olmuştu.Ama sonunda aşkı bulabilmiştim ; Aldrick.O benim prensimdi,o benim her şeyimdi.Onu canımdan çok seviyordum.Üstelik kardeşlerim de onu seviyorlardı,bu gerçekten de harika bir şeydi.Çünkü kardeşlerimin sevmediği birine aşık olsam bile onla evlenemezdim.Çünkü bu bana bir hata gibi gelmeye başlardı.Sonucunda kardeşlerim seviyordu ama,önemli olan da bu.Neyse konuya dönelim.Claire'e gelinlik seçmeye gidecektik.Yani önce Claire'lere sonra gelinlik bakmaya sonra tekrardan Claire'lere gibi bir şey olacaktı.Yorulacaktık fakat o kadar çok eğlenecektik ki umrumuzda bile olmayacaktı.Yani en azından gelinlik seçerken eğlenmemiz gerekirdi,planım- yani kafamın içinde oluşturduğum planım- bu şekilde işliyordu.Ama gelinlik seçmenin pek bir planı olacağını sanmıyordum.Gelinlik çok önemli bir şeydir hele bir de Afrodit kızıysanız.Üstelik tüm kardeşlerimin o gelinliği beğenmesi gerekiyordu.Kusursuz olmalıydı elbisem.
Clay'in evine vardık.Alex kapıyı çaldı ve Clay kocaman bir gülümsemeyle içeri geçmemizi söyledi.Anlaşılan o da bizler gibi heyecanlıydı.Hepimize teker teker sarıldı."En sonunda gelebildiniz." dedi ve ardından bana dönüp devam etti "Ooo nasılsınız gelin hanım." gülümsedim ve hiçbir şey söylemedim.O kadar heyecanlanmıştım ki içeri girince dilim tutulmuştu.Sonra Alex ve Claire kahkahayı bastı,ardından diğerleri de kahkaha attı.Lara bana yaklaşıp üzgün üzgün durdu.Ve ardından da üzgün şakası yaptığını belirten bir areket yaptı.Sonra o da kahkaha atmaya başladı.Nedense hepsi krizlerdeydi.Yani komik bir şey değildi ki bu.Ama sonradan ben de gülmeye başladım.Neler olduğunu anlamadan gülüyordum.Umarım benle alakalı değildir yani güldükleri şey.