Kendine yay seçerken neden buraya geldiğini düşünüyordu Aldirck. Ağabeyi Drake iyi bir savaşçı olmak için her türlü silahta iyi olması gerektiğini söyleyince apar topar buraya gelmişti. Nasıl ok atacağını bilmiyordu fakat öğrenmesi gerektiğini düşünüyordu. Aynı zamanda izlediği filmlerde okçulara hayranlık duymuştu. Kısacası bugün ok atmayı öğreneceğine yürekten inanıyordu.
Yayını seçtikten sonra kumların bulunduğu atış talimi bölgesine gelmişti. Yanında Apollon kulübesinin lideri olan Yondaime adlı melez duruyordu. Ona yay kullanmasını o öğretecekti. Hedefe bakarak “ Hadi başlayalım “ demişti. Yon kafasını tamam anlamında sallamıştı. “ Öncelikle yayı nasıl tutman gerektiğini öğrenmelisin “ dedikten sonra yayı nasıl tuttuğunu Aldrick’e göstermişti. Aldrick , yayı tutmaya çalışırken yanlışlıkla okları yere düşürmüştü. Okları aldıktan sonra çantasına koymuş, yayı tutmaya çalışmaya başlamıştı. Gerçekten de Yondaime’nin gibi tutmak zordu fakat en sonunda bunu başarmıştı . Sırada oku nasıl fırlatacağını öğrenmek vardı.
Yondaime yayı germiş , oku fırlatıyordu. Ok direk hedefin ortasına gitmişti. İyi bir atıştı. Apollon çocuğuna bundan kötüsünün yakışmayacağını düşünüyordu zaten. Sıra Aldrick’deydi. Nasıl yapacağını anladığını düşünüyordu. Oku yaya doğru gerdiği zaman oku tutamamış ve ok hedefe doğru gitmeye başlamıştı. Belki ilginçti fakat ok hedefi vurmuştu. Tabii en ortadan değil , kenarlarından vurmuştu .“ Acemi şansı “ diye mırıldanıyordu Aldrick. Kendi bile inanamıyordu yaptığına . Yon gülümseyerek “ İyi atış. Şimdi tekrardan atış yap . “ dediği zaman tekrardan şansını denemişti. Bu sefer de hemen hemen aynı noktadan vurmuştu hedefi. Fakat oku atana kadar çok yorulmuştu. Yon’a “ Şimdilik bu kadar yeter sanırım. “ dedikten sonra ok çantasını ve yayını eşya odasına kaldırmıştı. Eğer daha fazla çalışırsa , daha iyi atacağına inanarak kulübesine gitmeye başlamıştı.